ilim
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: İnsan Bilim
Forum Adı: İnsan Bilim
Forum Tanımlaması: İnsan Bilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2513
Tarih: 23-Aralık-2024 Saat 01:31 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: ilim
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: ilim
Mesaj Tarihi: 11-Ekim-2024 Saat 23:36
Öğrenmeye yol açtık.. birbirimizin eksik ve yetersiz bilgilerini tamamiyle ve kemaliyle ilim haline getirebilir miyiz ?
Elbette hayır diye yanıt veririz.. ancak bu amacın yolunu açabiliriz.. bu paylaşım bu işe bir girişim...
Bir paylaşımda demişler mamullerimiz yüzde yüz keçi sütü diyen bir firmanın inek sütünden yapıldığı ortaya çıktı.. birisi yanıt vermiş "keçiler dağa kaçmış" bir başkası "iyi ki inek sütüymüş.. başka bir şey de olabilirdi.." dedim ki peki "bildiğimizin" yüzde yüz BİLGİ olduğuna emin miyiz ?
Belki bilgi değil de düşüncedir..
hatta kuram hatta varsayım.. olamaz mı ?
Düşüncelerimizde bilgi ve değeri birbirinden ayırabiliyor muyuz ?
Hatta düşünce ve inançlarımızın farkında olabiliyor muyuz ?
Bu işe bir yerden başlamak gerekiyordu.. biz de başladık.
Saygılarımla.
osmanziya 12.10.2024 08:33
Insan ilim.. mal.. makam ve evlad edinir.
lim edinilirken
hem kendine
hem başkasinin işine yarayan bilgiler edinilir..
Elbette bu makul ve makbul bir seçim..
Bununla beraber birde
"İlim için ilim elde etme" merakı
insani KUYUNUN dibine çeker..
Bu tabloda
ÇEŞİTLILIĞİN türlülügu yani TENEVVUÜ
EŞİTLILIĞIN tipliliği yani İŞTİRAKİ
Gösterildi..
Galiba bu arada ıştirakçi Huseyin Hilmı'nin torunu ile karşılaştık.. bu arada şirk ve ortaklik pek sevimli bir iş degil.. onun bizlik.. birliktelik.. beraberlik gibi benlik ve bencillikten kurtaran tumleme ve butunlemeden ayirt edilmesinde fayda var.
Teştit'in tenevvulüğu ferdiyeten..
Müsavat-ın müşterekliği munferiden..
Ortsya yeni türlerini ve bireyleri çıkaran
bir TECELLI ESMA ile karşi karşiya oluruz.
Biz bu tecdid ve tebdil ve tahavvulun
Ilkine ŞEF'İ.. ÇİFTLER diyelim
Ikincisine VITR.. TEKLER diyelim.
Saygılarimla
Sağlıcakla kalıniz.
Osmanziya 11.10.2024 07:45 ücyol izmir
Siyah ve beyaz arasinda GRİ.. kırmızi ve mavi arasinda RENK.. biz gözumüz ve cısmimiz arasinda bulanan bir BAGLANTI degil aynı zamanda ışık ve beynimiz arasindaki bir İLİŞKIYI de gerektirir.. ki bizim bu dördunu ILIŞKIN bilgimiz cok yetersiz ve eksiktir.
Göz ve beyin hakkindaki bilgimiz mi yoksa ışık ve cisim hususundaki bilgimiz mi daha cok tartişmasina girmeden bu dorduyle elde edilen rüyet ve manzara mevzuunda.. beyin ve ayn ile ziya ve cisim bildiklerimizden daha eksik ve yetersiz bildiklerimi söylemek istiyorum.. ta ki BASAR ve onu aldigı MANZARA hakkinda biraz daha fazla.. biraz daha saglam.. bilgi edinebilir miyiz ? diye düşündüm. isterseniz söylediklerimi analitik düzlemde izleyerek bir kanı oluşturabilirsiniz...
Burada GDDY da söylediğim basar, rüyet, manzara, cisim, ışık, göz ve beyin analitik düzlem üzerinde YBA ile resmettim.
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2024 Saat 08:02
Burada GDDY da söylediğim basar, rüyet, manzara, cisim, ışık, göz ve beyin analitik düzlem üzerinde YBA ile resmettim.
11.10.2024 23:48
Tam bu resmi gönderdim yazı yazacaktım ŞAKK şalter attı.. öyle ki evin iç sigortası değil dış sigorta attı on kat aşağı inemedim.. şimdi HANIMIN telefonundan bunları yazıyorum.. Yani IŞIK bulunmuyorsa göz.. beyin.. olsada GORME olmuyor.. Ben de en büyük işim olan çişimi yaparken bu IŞIGI bulunan telefon cismini kullanarak.. Tam yerine geldi. ortaya bir MANZARA koyuyorum. Böylece GÖRME yani RUYET olayının KOMPLEKSLIGINI göstermeye çalışıyorum..
12.10.2024 01:10
ÇOK ŞÜKÜR CEREYAN geldi.. elektriğin ışığından yararlandım.. Ahalehanım'ın vatsapından bu yazıyı kendi vatsapıma aldım.. 07:24
Görme dört koşula bağlı olduğu açık ve seçik ortaya çıkıyor.. Görme=göz+beyin+cisim+ışık bu durumda görmenin 4 koşulu olursa.. bilmenin 40 şartı bulunur.. düşünmenin 400 yasası.. anlamanın 4000 kanunu.. inanmanın 40.000 kuralı.. olur.
Bu da "gösteriyor" ki başta dediğimiz gibi
" Siyah ve beyaz arasinda GRİ.. kırmızi ve mavi arasinda RENK.. biz gözumüz ve cısmimiz arasinda bulanan bir BAGLANTI degil aynı zamanda ışık ve beynimiz arasindaki bir İLİŞKIYI de gerektirir.. ki bizim bu dördunu ILIŞKIN bilgimiz cok yetersiz ve eksiktir. Göz ve beyin hakkindaki bilgimiz mi yoksa ışık ve cisim hususundaki bilgimiz mi daha cok tartişmasina girmeden bu dorduyle elde edilen rüyet ve manzara mevzuunda.. beyin ve ayn ile ziya ve cisim bildiklerimizden daha eksik ve yetersiz bildiklerimi söylemek istiyorum.”07:37
IŞIK.. yani ziya denilen GİZEM hakkında bilgilerimiz giderek artıyor.. Elektro Manyetik Radyasyon adı verilen bu olayın arkasındaki olgu, bunca bilgi ve birikime rağmen henüz çözülmüş değil.. Sadece şu kadarını söyleyeyim.. bir görmenin GÖZ NURU denilen bir gizeme bağlı olduğunu düşünürken ancak NEWTON ile görünen ışığın yedi renge sahip olduğunu öğrendik.. pat diye akşam kopan ve kaybolan ELEKTRİK sistemini yani üretimini ve dağıtımını ve kullanımını sağlamak için bir yüz (100) yıl geçti.. CİSİM denilen ve BEDEN halinde bir uzuviyet ve organizma olan TEN'imizin öldüğü zaman ÇİŞ yani toprağa gömülmesi ya da yakılması gereken bir LEŞ olduğu umarım aklınıza gelmiştir.. canlı bir TEN olmasa ve cansız bir ÖZDEK (madde) olsa bile YARILANMA ÖMRÜ denilen bir olayla bozunarak öldüğünü eğer fizik biliyorsanız bilirsiniz. Fizikçiler ise bizim IŞIK (ziya) ve CİSİM (özdek) hakkında bildiğimiz bu yalın bilginin çok çok daha ayrıntılı yapılanmasını ve işlevlenmesini bilirler ve öğrenmeye devam ediyorlar ki ki buna kısaca ve kaba ışık için Elektro Manyetik Yasalar.. Termo Dinamik yasalar olarak tablomuzda gösterelim.07:53
Yazılarımızın okuyup geçilecek gazete makaleleri olmadığını izleyen Kardeşlerim bilirler.. yani biz burada bir bilgi paylaşmıyoruz.. bir ilim öğreniyoruz.. Yöntem Bilimsel Analiz denilen BİÇİMSEL bilgi'yi örnekleriyle anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz.. bunu kendi telefondaki vatsap gurubumuzda sürdürüyoruz ve zaman zamanda face de paylaşıyoruz.
Bu paylaşımda GÖRME (rüyet) olayını anlamaya çalışıyoruz.. insanın [ rü'yet ] inden başka riya ve re'y ve rüya'sı da bulunuyor.. basar'ından başka sem'i de konusunu.. hatta basar'ından başka nazarı.. sem'inden başka niyeti.. basarın MANZARA sından başka nazarın MUBSIRA'sı.. bu BİRİNCİL manzara ve musbırasından başka İKİNCİL bilgi olan işaret ve delalet bilgileri de söz konusu.. bu ikincil işaret ve delaletin TERCÜME ve TEVİL'leri de söz konusu.. tüm bunları bizim bilgimizi ve sonuçta kendimizi tanımaya yarayacak TEMEL BİLGİLER.
Canı ve ömrü bulunan.. aklı ve merakı olanlar.. ve bu fırsattan yararlanıp ÖĞRENMEK isteyenler için.. yani HEPİMİZ için açılan bu imkandan yararlanmak için.. samimi olup ukalalığımızın bırakmak yetiyor.. yoksa ÖĞRENMEDE bütün olanaklara sahip bir yüzyılda yaşıyoruz.. örneğin yukarıda yanlış yazdığım kelimenin altını çizdi ve "ukela" yazmamı UKALA'ya çevirdi.. öğrenmedi en önemli faktör birincisi KELİME bilmek ikincisi SENTAKS HATASI yapmamak.. bende birincisi bulunuyor ve fakat ikincisi olmuyor.. çünkü kötü yazmaya daha gençken alışmışım.. yetmişime geldim bırakamıyorum.. alışkanlıklar da kolay kolay bırakılmıyor ve bırakabilenlerde başarılı oluyor zaten.
Saygılarımla 12.10.2024 08:17
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2024 Saat 10:16
Çalışmamız konusu olan sözcüklerin eski ve yeni dilde ve İngilizcede olan karşılıklarını vermeye çalışıyorum. Burada göz (ayn) için EYE.. ışık (ziya) için ZIA.. kelimelerini verdi sözcük İngilizce’de. Buradaki benzerlikler gösteriyor ki İngiliz bilimini OSMANLI’dan aldı.. belli ki bir zamanlar MÜSLÜMANLAR ilimde zirvede idi.. İslam Medeniyetin ilk dört yüz yılında bilimi şaha kaldıran Müslümanlar bin senedir uyuyorlardı.. son üç yüz yılda horlamaya geçtiler.. bir uyandık ki elimizde ne bilim kalmış ne de kuvvet ve ne de dünya.. şimdi bizleri dünyadan kaldırmaya çalışıyorlar.. bu da işin bir başka yanı Dünyayı.. kuvveti.. bilimi.. ele geçirenler ya bizim gibi uyuyorlar ya da bugün olduğu gibi başkalarına saldırıyorlar. Her ne ise konuyu dağıtmadan IŞIK ve CİSİM hakkında verdiğimiz “bilgi”ler gibi GÖZ ve BEYİN hakkında eleştireye açık ve soruya kapalı olmayan BİLGİLER vermeyi sürdüreceğim.
GÖZ.. elektromanyetik spektrumun MAVİ IŞIK 300 mikrometre ya da 3000 anstrom ile KIRMIZI IŞIK 700 mikrometre 7000 angstrom boyundaki optik dalgalara duyarlı.. ÜÇ temel rengi algılayacak şekilde.. duyum eşikleri SINIRLANMIŞTIR. RGB red.. green.. blue.. yani GÖREBİLDİKLERİMİZ.. kırmızı ve yeşil ve mavi renklerin karmaşık tonlarıdır. Malum EM dalgalar konusunu internette ararsanız çok daha yararlı ve ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz ve önemli bir konudur. Her bir hayvanın göz yapısı farklı.. ancak deniz altında ismini bilmediğim bir hayvan belki DOKUZ renk hücresiyle görebiliyor. Belki bazı ressamların göz renk yapısı farklı olabiliyor.. sonuçta DUYUM EŞİKLERİ konusunu anladığımız gördüğümüz dünyanın “GERÇEK” dünya olmadığını ve bu hususu da felsefe dilinde SAFDİL REALİZM adının verildiğini söyleyelim.
OPTİK YASALARDA göz bebeği çapı (Genellikle, normal göz bebeği, parlak ışıkta 2,0 ila 4,0 milimetre (mm) ve karanlıkta 4,0 ila 8,0 mm arasında değişir.) ve burada belirtiğim d uyum eşikleri nedeniyle KISITLILIK konusunu ve çift göz nedeniyle elde edilen PERSPEKTİF sonucu görmemiz bedenimizin bir türlü ÖRMESİNİDEN başka bir şey değildir. Eğer göz bebeğimizde 2 milimetre değil de 2 santim olsaydı.. ya da 5 metre çaplı optik teleskop olsaydı.. her halde UZAKtaki nesneleri daha BÜYÜK görebilirdik.. öyle ise ALETLERLE gözlenen uzaydaki MAKRO (kübra-büyük) ve atomdaki MİKRO (sugra-küçük) dünya.. hakkında GÖZLEMLERİMİZ genişledikçe bilgimizde genişleyecek ve gelişecektir.
BEYİN
Eskiden duyumular ve düşünceler.. duygular ve dilekler.. kabaca ve mecazi olarak akla ve kalbe.. nefse ve ruha bağlanırdı şimdi düşünceler ve bilgiler.. değerler ve inançlar aptalca ve hakiki olarak beyne ve genetiğe ve nörolojiye bağlanır. İkisi de aşırılı ve abartılı.. zaten insan BİLGİSİZCE ya ifratlı aşırılık eder ya da mübalağalı abartı yapar.. çünkü kendini HER ŞEYİ BİLİR sanır.. hatta sayar.. hatta inanır.
Eski tabibler bize kendini belli etmeyen beyni damarlardaki kanıt SOĞUTAN bir radyoter sanmışlar.
Beyin, penis.. vulva.. yürek.. mide.. ciğer.. gibi kendini belli etmeden sessiz ve sedasız çalıştığından üzerinde bir araştırma yapmamışlar.. fakat BİLİM gelişip EVRİLDİKÇE.. hücrenin genetik ve beynin nörolojik yapısı hakkında bilgi edindikçe.. evrenin bir parçası olan tenimizi ve bedenimizi ve cesedimizi daha iyi tanımaya ve öğrenmeye başlıyoruz. Ancak tüm bu bilgiler ne kadar İNSANIN hayrına kullanılıyor.. bu da ayrı bir konu. İnsanın biolojisi, psikolojisi.. sosyolojisi bilindikçe LOGIC.. yani logos pek hayra çalışmıyor.. demek daha AKLIN kendisini bilmeye gereksinimi bulunuyor. UKALA.. ne halinden ne kalinden ve ne de balinden haberi olmayan ahmak ve aptal bir bilgin olmaya sürdecek.. sağı cılık solu culuk haline getirmeye devam edecek görünüyor.. ortalıktaki saldırılara bakarsak.
Osmanziya 12.10.2024 10:13
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2024 Saat 11:39
Ben duymadım ve yazısından okumadım ama bir CAPS'de yazmışlar: Dücane CÜNDİOĞLU demiş: "Kabe denilen yer aslında bir türbedir. Orada Hz.İbrahim'in cariyesi Hacer ve oğlu İsmail'in mezarı vardır. Allah'ın evi denilen yer aslında bir turbedir. Hz. İbrahim'in arabistan'da ne işi var, Mekke ne işi var ? Bunun bir belgesi kanıtı var mı ? "Ardında kitaplara göre konuşuyor.. Ancak kitaplar diyor ki insanlar BELGE kavramı son üç yüz yılda ortaya çıktı.. kaldı ki topkapı muzesi kutsal emanetinde yeteri ve gereği kadar belge bulunuyor.. kaldı ki gelecekte geçmişe yolculuk yapıldığında gereken belgelerde elde edilecek.. bilimsel bilgilerin YALAN.. tarihsel belgeler YARIM.. sosyal bilgiler YANLI.. dini bilgiler YANLIŞ.. bu yüzden bilimde gerçeklere. toplumda bütünlüklere.. tarihte tümlüklere.. dinde doğrulara.. ulaşıncaya kadar çalışacağız.
22nci Hac suresi 26 ayette: Bir vakit İbrâhim’e Kâbe’nin yerini hazırlayıp göstermiş ve şöyle buyurmuştuk: “Bana hiçbir şeyi ortak koşma. Evimi, onu tavaf edecekler, huzurumda ibâdete duracaklar, rukûya varıp secde edecekler için her türlü kirden temiz tut!”
deniliyor.
osmanziya
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2024 Saat 16:01
RÜYET koşullarını daha önce ele aldık.. buraya rüyetin kendisini söz konusu edeceğiz.. rüyet yani görme dışarıdaki manzara ile içerideki basardan oluşan bir bütün.. rüyette gören ve görünen iki taraf bulunur.. yani gören BASAR ve görünen MANZARA.. basara "göz" demiyoruz.. çünkü göz ve ayn dediğimiz görme aletimiz ve organımız tıpkı bir FOTOĞRAF MAKİNA ya da KAMERE gibi yapı.. ancak cansız maddeden değil canlı hücrelerden yapılmış ORGAN .. oysa BASAR dediğimiz GÖRME o organın vazifesi ve o yapının işlevi gibi görünse bile onun en az dört koşulunun bulunduğunu anlattık.. BASAR ve MANZARA bir çizginin iki ucu ki bu uçları tabloda tanımladık.. manzara bir SURET-İ HASS olmasına karşılık basar bir ŞEKL-İ HİSS.. bu ikisiyle yani hassasiyet ve hissiyatla ortaya ortaya çıkan "görme" TAHASSÜSÜ.. karmaşık bir DUYARLIK ortaya çıkarıyor. MANZARA için dikkat ve heyecan bileşenleri verdik. BASAR içinde gışave ve seker bileşenleri verdir. Bu ikisini de tabloda gösterdik. osmanziya 12.10.20224 16:00
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2024 Saat 16:52
Önceki çalışmada tablonun DİKEY sütunu anladık.. burada ise YATAY düzlemini gösterdik.. nesne tarafında olan koşullar.. kimse tarafında bulunan kurallar.. ÖZNE'nin nesne ve kimse tarafında bulanan olaylar ve olgularla sol görü ve sağ duyuyu yapılandırırlar. Bunları teker teker anlatmak o kadar çok zoruma gidiyor ki.. anlatamam.. neden..
çünkü marifet iltifata bağlıdır.. iltifatsız.. sorusuz.. eleştirisiz.. bilgi de bu kadar olur.
12.10.2024 16:50
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2024 Saat 19:53
Birincil bilgiler olan BASAR ve NAZAR'dan ikincil bilgiler bulunan İŞARET ve DELALET olan gidiş gösterildi.. sağ ve sol duyu ve görü ile görülen gıda ve gidilen gaye göstergelendi.. osmanziya 12.06.20224 19:53
Burada sunulan zip dosyasını bilgisayarınıza indirip incelerseniz.
uploads/20241012_195538_ILIM.zip - 20241012_195538_ILIM.zip
daha iyi anlarsınız..
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2024 Saat 20:04
Aysun Tolan paylaşımı
GALAKSİMİZ, DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDEN DAHA BÜYÜK BİR YAPININ, KÜÇÜK BİR PARÇASI OLABİLİR!..
Gökbilimciler, galaksimiz Samanyolu'nun düşündüğümüzden daha büyük bir yerel yapının, küçük bir parçası olabileceğini buldular. Araştırma, daha fazla gözlem ve çalışmayla doğrulanırsa, evrenin evrimine ilişkin modelimizi tam olarak belirleyemediğimizin kanıtı olabilir.
Evreni daha fazla inceledikçe, kendimizi kütle çekim etkileşimleriyle oluşan çok daha büyük yapıların bir parçası olarak bulduk. Güneş'in yörüngesindeyiz, Güneş Samanyolu'nun bir parçasıdır ve Samanyolu, Andromeda'nın yanı sıra birkaç küçük galaksiyi de içeren Yerel Grup'un bir parçasıdır.
Ancak iş burada bitmiyor. Yerel Grup, kendisi Laniakea olarak bilinen dev bir havzanın parçası olan Başak Üstkümesi'nin dış kenarında yer alıyor.
Yeni çalışmaya göre, Laniakea da hacminin potansiyel olarak 10 katı büyüklüğünde daha büyük bir "çekim havzası" (BoA) içinde yer alıyor.
Çekim havzaları devasa yapılardır, öyle ki yerçekimi baskın kuvvet değildir, ancak yine de ortak akışa dair kanıtlar vardır. Ekip 56.000 galaksinin hareketlerine baktı ve galaksilerin hızını ve hareketini ölçmeye çalışırken oluşan hatalar göz önünde bulundurularak yerel evrenin "olasılıksal bir haritasını" çıkarmaya çalıştı. Bunu yaparken, bu çekim havzalarının var olma olasılığını daraltmayı umuyorlardı.
Manoa'daki Hawai Üniversitesi gökbilimcisi R. Brent Tully, "Evrenimiz, galaksilerin iplikçikler boyunca uzandığı ve kütle çekim kuvvetlerinin onları bir araya getirdiği düğümlerde kümelendiği dev bir ağ gibidir. Suyun havzalar içinde akması gibi, galaksiler de kozmik çekim havzaları içinde akar. Bu daha büyük havzaların keşfi, kozmik yapı anlayışımızı kökten değiştirebilir."
Görselde ki küçük kırmızı nokta, galaksimiz Samanyolu.
dedim ki:
Pek çok teşekkür ederim.. değerli bir paylaşımdı.. bir zamanlar insanın kainattaki yerini gösterirdik.. şimdi kainatta insanın yerini arıyoruz... merakın da izlediği bir yol vardır.. meram ettiği ile birlikte bir IŞK meydana getirir.. aynen iştah ve iştiyakımızın ortaya çıkardığı AŞK gibi.. bu bilgi ve sevgi oluşumunun ördüğü örtünün altında saklanın ve gizlenin ilgi ve tutunun yönelimi güdü ve dürtü ile erek ve eğilimin etkileri altında ne aradığı ve kimi bulduğu inci ve uzun bir var oluş yoludur. Evet sen o kırmızı noktada ikamet eder görünüyorsun.. fakat senin içindeki evrenin neresinde olduğunu da biliyor musun ? osmanziya
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2024 Saat 20:11
Hayat aranmış bir nesne ve şuur bulunmuş bir kimse mi ki özne kendini kuşatmiş bu iki duvar arasında sakince işini yürutmekte ve çişini sürdürmekte.. cisminin ve isminin kokenini aramayan ve bulmayan insan butun dunyanin sultani olsa kendisine ve başkasina yararli ve karlı bir şey yapmış degildir diyor Ezani Muhammedî..
karmaşıktan yalına..
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 14-Ekim-2024 Saat 10:32
14.10.2016
|
|