Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

ham düşünceler

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Diğer
Forum Adı: Din
Forum Tanımlaması: Diğer Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1080
Tarih: 19-Kasım-2024 Saat 04:53
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: ham düşünceler
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: ham düşünceler
Mesaj Tarihi: 16-Aralık-2016 Saat 02:57



"Vazifem gereği sekiz yılı aşkın bir süredir İstanbul ve Tahran arasında gidip gelen birisiyim. Ayın yarısı orada yarısı burada gibi. İstanbul'daki evimde izlediğim televizyon kanallarında Suriye rejiminin bombaladığı okulda parçalanan çocukların görüntülerini görüyor ardından yorumcuların o sünni çocukları vahşice katledenler üzerine yaptıkları yorumları izliyorum. Bir Sünni Türk olarak lanet olsun bu vahşete diyorum.
Sonra Tahran'a gidiyorum. Bu sefer orada akşam haberlerini izliyorum. El-Kaide veyahut İşid benzeri Sünnilerin (?) yakaladıkları Şiileri nasıl işkence ile öldürdüklerini izliyorum (sansürsüz). Canlı canlı kalbini sökmelerden tutunuz ateşte kızarta kızarta yakarak öldürmelere kadar. Kurbanların yalvarmaları, çığlıkları tüylerimi diken diken ediyor. Bir İran'lı ve de bir şii olarak bunları izlesem ne yapardım diye empati kurmaya çalışıyorum. Çıldırıyorum ve aynı laneti burada da haykırıyorum. Buna kalp mi dayanır, asab mı dayanır? Bu karşılıklı ekran okumalarımdan vereceğim örneklerin sayısını yüzlere çıkarabilirim.
Ama dostlar durun bir dakika, ortada bir gariplik var."
KANDIRILIYORUZ!.
Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç

Bu da insanların yani müslumanlarin birleşmeleri icin uydurulmus bir haber olabilir.. hadise dogrudur yalnız.. her medya yanlı haber yapar... insan YANLI bir hayvandır.

Barış durumunda toplum ve organisazyon çok yararlıdır.. fakat savaş ve kargaşa ve fitne durumunda pek zararlı hale gelir.. medya da bundan kurtulamaz.
Bu günler geçici kardaşım.. dibe vurmayınca üste çıkamayacağız.. çok şükür.. sorunun çözümünü biliyorum.. az önce bir yazı yazdım.. millet kaldıramaz diye yayımlamadım.. keza uygarlıkla ilgili bir yazı yazdım.. osmanziya sayfamda olabilir.. fazla katılım olmadı.. ama çözüm orada.. açık seçik duruyor.. tam bir körler ve sağırlar savaşı ile karşı karşıyayız.. yanlılar ve yarımmlar.. diğer yarılarını karşı savaşıyorlar.. örneğin kadın ve erkek yarımlarını düşünüz.. onların yarımları cuk oturduğu halde "birbirinze düşman olarak inin" emri gereği mücadele ederler.. buradan sermaye ve emeğe.. buradan iktidar v muhalefete.. buradan devletler arası mücadelelere gidebiliriz.. birbirleriyle muarefe ve yardımlaşma için yaratılan şubeler ve kabileler.. üstünlük taslamak için çarpışıyorlar.. oysa asıl üstünlük takvadır.. ve takvanın başı insan olmaktadır.. eşitliktedir.. kardeşliktedir.. lakin bunun farkında olmadıkları ile farkında olmaları için uyarmaktan başka çare de yoktur. Ancak biz bu çözümleri bildikten sonra körleri ve sağırları ORTAK ve MÜŞTEREK noktalarına getirmek için var gücümüzle çalışacağız ve uğraşacağı.

Kutsallaşan "yandaşlık" kurtulunmaz "alışkanlık" vazgeçilmez "çıkarcılık" kaçınılmaz "korkaklık" başımıza çökünce.. cesaretimiz, diğerkamlığmız, çalışkanlığımz ve adaletimiz uçup gitti.. yuvamızı ateş, yurdumuzu kardeş kavgası, dünyayı duyarsızlık bürüdü.. suçunu falana ya da filana atmayalım.. her birimiz orantısal olarak sorumluyuz.. önce yandaşlıktan.. sonra alışkanlıktan.. sonra çıkarcılıktan.. sonra korkaklıktan kurtulalım.

Tüzel kişiler adamı korkuturlar.. gerçek olmadıkları halde acaba neden ? insan kendi vehim ve hayalini nasıl gerçek haline getiriyorsa.. dilini ve dinini.. vatanını ve devletini gerçek haline getirir. onu YAN TUTARAK sever ve sayar.. yandaşlayıp aşartır ve abartırsa tapar.. körler sağırlar takımına amansız düşman.. sağırlar körleri bir kaşık suda boğar..

Siyasal islamcılar.. kültürel islamcıları hapse tıkıp.. eline silah alan askeri islamcıları öldürüyorlar.. nedeni.. amerikancı olmaları mı sadece ? Aslında tüm islamcıları teslim almak için bir alet olan siyasal islamcılar da bir süre sonra dünyanın efendilerince kırılacaklar.. ancak sorun bu yüzeysel kültürel.. siyasal.. askeri tanımlarda ve piyonlarda değil.. asıl oyun geleneksel ve yenilikçi insanlığın ve islamlığın hangisinin öne geçeceği.. bir süre sonra gelenekçiler.. geçmiş gelenekçiler gibi tarihten silinecek.. yerini yinelekçi islam ve yenilikçi insan.. alacak.. bundan kuşkumuz olmasın.. biz işimize bakalım..yin ve yen arasında İ ve E arasında mekik dokuyalım. Teslimiyet ve islamiyet.. beşeriyet ve insaniyet kadar eskidir.. yenisine beşeri ve insani bir ruh verilmedikçe ya içine çöker ya dışına saldırır.

Sanirim var oluscu Karl Jaspers.. yunanli hekim hipokrati gectik fakat yunanli filozof sokrati gecemedik hatta onun kadar iyi bir filozofda degiliz.. diyor.. gunluk dil ve bölumsel bilgi ustundeki alanlar ve konular olan felsefe.. din.. hikmet.. insan.. yeni dil ve yontem istiyor. Beş bin sene önce bir TAPINAK'ta yazılan sözler vardı.. şimdi aklımda değil.. çağdaş hissiyatı ifade ediyordu.. insanın mahiyetinde olan bu bilgelik ortaya çıktıkça bilginin gururu ve gücün kibiri kırılacak.

TARİHİN İLERLEYİŞİNDE .. üretim araçları ve tüketim amaçları ilişkisi.. eğitim ilkeleri ile yönetim ülkeleri ilişkisi.. özellikle üretim ve eğitim ilke ve araçlarının değişmesine karşın ki bu gereksinime dayanır.. tüketim amaçları ve yönetim ülküleri fazla değişmiyor ki bu da bizim arayışımızdır.. tabi bu dört artı dört sekiz kavramı tablo ile göstermediğim için bütününü ve aralarındaki ilişkilerimi çözümlemek zordur. Ancak tablo ile biraz kolaylaştırdık.

Tarihin ilerleyişi düz bir çizgi ile gitmez.. bu evrimcilerin görüşüdür.. ancak aynı zamanda bir de yaratılış var ki bu bu ilerleyen çizgi etrafında yer yüzünün yörüngesi gibi bir MANEVİ yaz ve kış mevisimi çizer.. insanlık manen bir iner bir çıkar.. biz şimdi dibe vurduk yukarı çıkıyoruz.. diye düşünüyorum.

Uygarlığın (medeniyetin) ilerleyişinin umran (bayındırlık) ve hars (ekin) yanının meddi(yatay) ve dikey (meddi) iki çizgisini gösteriyor.. yukarıda söylediklerimi de gösterge'liyor.. güneş vega yıldızına giderken dünyanın yörüngesi etrafında eloipsaid bir çizgi çizer.. yaz ve kış manzaraları gösterir.. tabi arada bizim bütün var oluşumuz zaman çizgisi üzerine kayd olur.. yani geçmiş bütünüyle saklanır uzayda.. insanlar uygarlığı kolaylaştırdıkça ve rahatlaşdırdıkça gevşeyerek ahlaksızlıkta artar.. fakat ahlaklı ve yaşayıp gerilerek te uygarlığı ilerletirler.. çalışarak.. düşünerek ve üreterek.. babaların çalıştığını çocuklar.. geçmiş uygarlıkların yaptıklarını gelecekteki uygarlıklar yararlanırlar.. ancak asıl kazanç insanın hazır para ve karar ile değil çalışarak, uğraşarak.. çabalayarak ve didinerek elde ettikleri.. emek verdikleri eserler ve yapıtlar onları maddi ve manevi geliştirir..

Tablo bu anlatım içinde bizim için önemli olan üretim ve tüketim ile eğitim ve yönetim alanlarını ve ilişkilerini anlamak ve anlamlandırmak için kurgulanmıştır. Bu çok yönlü v yanlı alanı birlikte tasarlamak ve değerlendirmek beceri ve bakışını kazanmaktır.

Böylece SAĞ duyu körlüğü ve SOL göre sağırlığı sırrı anlaşıldığında.. kör körünü düşünüp.. sağır sağıra inanıp.. boşu boşuna savaşmanın nedeni olan hor görülü yandaşlık bitip.. bilgi ve sevgi bağlı.. öğüt ve saygıya dayalı hoş görü örülmeye ve görüşmeye başlayacak

HAM

insanın kafasını X ile karıştıran nesneler mi yoksa Y ile alıştıra kimseler mi daha çok çalıştırır ?
insanın kafasını "soruyla" karıştıran nesneler mi yoksa "yanıa" alıştıran kimseler mi daha çok çalıştırır ?
Ilim ve insan ve amel konusunda herkesin bir fikri vardir.. bazilari bu fikri gordugunu sanır ve bazılari ordugunu bilir. Ancak her birimizin var saymak ve yok sanmaktan fazla bir düşünce bulunmaz. Inanc ise bu olanakları kesin ve degışmez var saymaktir.
KAFAYI soruyla karıştıran nesneler mi yoksa yanıta alıştıran kimseler mi ÇALIŞTIRIR.

İNSANLAR.. yan tutmadan.. taraf olmadan.. yaşayabilir mi ? Ya ailesini tutacak ya da takımını.. ya dilini ve soyunu ve dünyasını tutacak.. ya da dinini ve nebisini ve ahiretini.. üstün tutacak.. ya devletine bağlanacak ya da milletine.. bağlanmak ve yan tutmak ve taraf olmak gayet doğal ve normal.. ve hatta nüfus cüzdanında bir vatan ve devlet olunca da yasal.. peki bütün insanların ORTAK ve YAN-SIZ bir tarafı yok mu ? Her işi ve nesnesi ve kimsesi tamamen AYRIK bir kimse bulunmuyor mu ?

işte böyle bir yan-sız kimse olsa idi bu bizim ortak tarafımız olacaktı ki bu SOYUT ve KURAMSAL kişiye biz TÜZEL KİŞİ diyoruz.. gerçek kişilerin hiç biri birbirine tamamiyle ve kemaliyle BENzeMEZ.. insanlar benzersizdirler.. bu eşsiz ve benzemez ve tek başına bir alem ve dünya olan gerçek kişilerin   tam tersi birbirine benzer şahsi manevilere DEVLET adı verilir.. şirket adı verilir.. parti adı verilir.. apartman yönetimi adı verilir.. bunların bizim bildiğimiz hakiki varlıkları yoktur.. şimdi biz devletten aşağıya indik..bir devletten yukarı çıkarılım.. krallar vardır.. melekler vardır.. kitaplar vardır.. nebiler vardır.. tanrılar vardır.. ve TANRI vardır.. işte bu ortak.. yansız.. eşsiz.. benzersiz.. soyut ve kuramsal TÜZEL KİŞİLER.. bizim ortak tarafımızdır.. bunları bazen severiz.. spor takımları gibi.. bazen korkarız.. devlet gibi.. bazen kutsarız.. melek gibi.. bazen taparız dil ve din.. nebi ve kitap.. ve Tanrı gibi.. bu yüzden YAZARLAR'da kendi kişiliklerinden ayrı TANRI oluştururlar..

Elbette sözünü ettiğim TANRI bizim taptığımız koşulsuz ve kuralsız salt.. başsız ve sonsuz Yaratan ve Tapılan ALLAH değildir.. . bizim muradımız bu sahte ve sözde tanrılar olan SANRI'lardır. Bunlar öz benliğimiz ile oluşturan TANRI'lerdır.. heva ve hevesimizdir.. hased ve hırsımızdır.. öz benliğin kendisi sahte olunca türettiği ve ürettiği tanrı da sahte olacaktır. İnsanın birbirine benzer öz’ü yoktur birbirlereni benzemeyen oz’ları vardır. İnsanlar benzer özdeşlikleri ile benzemez hürriyetlerini birbirini karıştırarak ne idiğü belirsiz bir öz ortaya çıkarmışlardır.

işte Tanrı Tanımazlar bu sırrı bildiklerinden kendilerini Tanrı Tanır olarak sananların sundukları Tanrı'ları tanımıyorlar.. bu tanrı adına kendilerine dayattıkları bilgileri ve buyruları kabul etmiyorlar.. çünkü bunlar düşüncelerine öylesine kanmışlar ve aldanmışlardır ki tanrılarını tanımayanlara TANRI TANIMAZ olarak suçlarlar.. eğer bir de abdest namaz yoksa.. bir de içki içiyorlar ve hafif meşrebseler.. bir de Atatürk'ü seviyorlsa.. Bir de Marksist ve Masonlarsa.. ağzıyla kuş tutsalar.. onları iki yüz yıldır mallarını çalan ve yirmi yıldır canlarını alan gavurlar olmaktan kurtaramaz..
çünkü Tanrı Tanır'ın kendisi Galatasaraylı Tanrı Tanımaz Beşiktaşlıdır..
yani tüm sır ve gizem TARAF tutmadır.. bu taraf tutma balcık tatma kadar tatlı bi şidir. Alışılmış ve güvenilmiştir ve asla bırakamazlar ve bırakılmazlar.

Sanırım kafayı biraz karıştıran bir nesne buldum TARAF.. şimdi bununT'sini kaldırırsan ARAF olur.. sonundaki F'sini kaldırırsan ARA olur.. işte işte işte insanların T ve F ile kapattıkları ARA unutulduğundan insanlar aramıyor ve taraf tutuyor.. birbirini suçluyor.. birbirini suçluyor.. birbirini öldürüyor.. yoksa benim bilmediğim başka bir neden mi var ? Varsa siz söyleyin biz dinleyelim..
OSMANZİYA





Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info