Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Aanalitik düşünce-Y. Bilim ve Müsbet Milliyetçilik

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Yöntem Bilim
Forum Adı: Yöntembilim
Forum Tanımlaması: Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=708
Tarih: 06-Kasım-2024 Saat 17:43
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: Aanalitik düşünce-Y. Bilim ve Müsbet Milliyetçilik
Mesajı Yazan: kutlu aytug
Konu: Aanalitik düşünce-Y. Bilim ve Müsbet Milliyetçilik
Mesaj Tarihi: 06-Mart-2013 Saat 19:18


-------------
ahmet



Cevaplar:
Mesajı Yazan: kutlu aytug
Mesaj Tarihi: 06-Mart-2013 Saat 19:19

Analitik düşünce ve yöntem bilim çerçevesinde Milliyetçilik Kavramının açıklanması…
Önce Analitik düşüncenin nasıl disipline bir düşünce olduğunu açıklamaya çalışalım
Analitik düşünce: Olayların, nesnelerin, tümel kavramların enine boyuna a...naliz edilerek tanımlanmalarını-çözümlenmelerini sağlayan sistematik bir düşünme eylemidir. Bir diğer ifade ile hangi düşünce, sistematiki ve tertip-düzen içindedir. O düşünce analitik düşüncedir. Bu şekilde düşünme ile en anlaşılır biçimde açıklamalar yapılmakta, isabetli çözümler ortaya konulmaktadır.
Analitik düşünce ile parçaların temel özelliklerinden hareketle bütüncül açıklamalar yapılmakta, doğru çözümler ortaya konulmaktadır.
Harflerle, kelimelerle, tikel ve tümel kavramlarla, çizgi, şekil, sembol ve sayılarla analitik düşünce çerçevesinde tanımlamalar/açıklamalar/çözümlemeler yapılabilmektedir.
Bir noktadan, enine (apsis), boyuna (ordinat) bir birine dik geçen iki eksenin, düşünme-tasavvur temeline oturtulmasıyla analitik düşünce oluşmaktadır. Bir diğer ifade ile analitik düşüncenin arka planında nokta (.) , çizgi (-) , bir noktadan enine boyuna birbirine dik geçen/kesişen iki çizgi/eksen (+ veya X) yani bir analitik düzlem tasavvuru vardır. Kareli defterde yada harita ve metot defterindeki enine boyuna çizgiler; bir bakıma bu arka planı somut olarak gösterir. Esasen bu arka plan yani analitik düzlem soyut olarak bizim zihnimizde de aşağı-yukarı, sağ-sol, evvel-ahir, zahir-batın v.b yönlerde dizin tasavvur edilme şeklinde oluşmaktadır. Burada soyut veya somut şekilde olsa da, önemli olan analitik düzlemin nasıl ve ne şekilde kullanıldığıdır.
Bilim adamları; bir noktadan geçen enine boyuna eksen temelinde (analitik düzlemde) lunguistik ve mantıki, metodik ve matamatiki olmak üzere dört şekilde analitik düşünce tarzının olabileceğini, bir diğer ifade ile analitik düzlemin dört değişik şekilde kullanılabileceğini belirtmektedirler. Şöyle ki;
Analitik düzlemin linguistik kullanımı: Tüm yazı ve hat çalışmaları bu esasa dayanır. Bilindiği üzere bizim harf / ar / letter dediğimiz gösterge ve simgeler, YATAY ve DİKEY çizgilerden ibaret olup, yazı dizini de yatay veya dikey istikamette yazılır. Bazı kültürlerde yazılar dikey, bazı kültürlerde ise yazılar yatay istikamette yazılır. Yatay ve dikey eksenlerin oluşturduğu YÜZEY, analitik düzlemden başkası değildir. Yani bir kağıt veya bir pano, bir ekran analitik düzlemdir.
Analitik düzlemin Mantıki kullanımı: Doğruluğu bilinen kavramlara, terimlere, hipotezlere, aksiyomlara, prensiplere/kurallara (ayniyet prensibi, zıtlık prensibi ve tümden gelim, tüme varım kuralı) dayanılarak, analitik düzlemde açıklamaların/ çözümlemelerin yapılmasıdır. Mantık bilimi, analitik düzlem temeline oturtulduktan sonra bir hayli gelişme kaydetmiştir.
Analitik düzlemin Matamatiki kullanımı: Mantıki düşünmede bazen oluşan karmaşıklıktan azade olarak sayılardan, sembollerden, çizgi ve şekillerden oluşan kavramsal-terimsel yapıtaşlarına dayanılarak, analitik düzlemde net-doğru çözümlemelerin yapılmasıdır.
Mantıki düşünmede yapı taşları olarak kullanılan kavramlara-terimlere karşılık, matamatiki düşünmede şekiller ve sayılar kullanılır. Ne varki her iki düşünce siteminde de aksiyomlardan, hipotezlerden hareket edilmektedir. Her iki düşünmede en temel kural, kavramların-terimlerin manasının doğru bilinmesi ve yerli yerinde kullanılmasıdır
Bilindiği üzere aritmetik denklemler, analitik düzlemde geometrik eğriye dönüştürülmektedir, ki bu durum analitik düzlemin matamatiki kullanımını gösterir. Bu kullanım şekli lisede ANALİTİK GEOMETRİ dersi olarak okutulmaktadır.
Analitik düzlemin METODİK kullanımı: Bu kullanım şekline Kant transandantal analitik diyerek bir tanımlama yapmışsa da bu şekil kullanımın kuralları ortaya konulmadığından bu kullanım şekli bir disiplin haline getirilememiştir.
Analitik düzlemin METODİK kullanımı ile ilgili Sn. Osman Ziyaoğlu’nun dışında akademik seviyede bu güne kadar henüz ciddi bir çalışma ortaya konulmamıştır.
Kısacası nasıl ki, analitik zeminde matamatiki bir düşünce ifade edilirken; sayılar toplanıp, çıkarılıp bölünüp ortaya bir değerler bütünü çıkarılmaktaysa, aynı şekilde yöntem bilimsel düşünme sisteminde de; tümel kavramların-terimlerin ihtiva ettikleri alt kavramlar-terimler teker teker belirli adreslere-yerlere konularak, ortaya bir değerler bütünü çıkarılmaktadır.

 
Sn Ziyaoğlu analitik düzlem/diyagram üzerinde yani koordinat eksenleri üzerinde belirlediği yerlere-adreslere temel mantık kuralları/prensipleri çerçevesinde ilgili terimler/kavramlar yerleştirmek suretiyle hedeflediği tümel bir terimi/kavramı kolayca açıklamaktadır. Ki Sn.Ziyaoğlu arka planda olması gereken analitik düzlemi ve koordinat eksenlerini ve eksenler arası alanları gösteren yukarıdaki şemayı-diagramı-kalıbı hazırlamıştır.
 
Patentini almadığı yöntem bilim göstergesi olarak tanımladığı bu kalıbı-şemayı-diagramı kim kullanırsa kullansın en ufak bir hayıflanma içerisine girmeden her kesin istifadesine sunmuştur. Ne yazık ki bu disiplin benim gibi birkaç araştırmacı yazar dışında kullanan pek fazla meraklı da yok…
 
Analitik düzlemin METODİK kullanımına örnek olarak en yukarda ele aldığımız tümel kavram olan milliyetçiliği  de kısaca şöyle tanımlayabiliriz…
Milliyetçilik aynı dili konuşan fert-aile ve insan grupları için bir anlam ifade ettiğinden bu üç ilgili kavramın yani fert-aile ve insanın merkeze konulması en mantıklı seçim olduğundan bunları merkeze koyalım….
Ayrıca bunların renkleri ve desenleri kabilinden merkezin alt kısmına yani dikey koordinatın alt tarafına soyut din ve iman kavramlarını üst tarafına da somut kültür ve medeniyet kavramını yerleştirelim. Merkezin sağından sola doğru uzanan yatay koordinat ekseninin sağına insanlığın ana dili ve mensubiyet şuurunu yerleştirelim. Merkez sola da her iki özelliğin tabii sonucu olan millet şuuru ve onun göstergesi olan devlet-yönetim mekanizmasını yerleştirelim. Aşağıdan yukarıya doğru merkezden dikey geçen koordinat ekseninin alt sağ alanına milliyetçiliğin soyut dinamiklerden olan barış ve hürriyet kavramlarını yerleştirelim. Dikey koordinat ekseninin alt sol alanına milliyetçiliğin soyut dinamiklerinden olan adalet ve eşitlik kavramlarını yerleştirelim. Dikey koordinat ekseninin üst sağ alanına milliyetçiliğin somut göstergeleri olan ortak vatanı ve vatan şuuru kavramlarını yerleştielim. Sol üst alana da somut dinamiklerden olan ortak tarihi ve tarih şuuru kavramlarını yerleştirdi mi, ortaya milliyetçiliğin müsbet analitik görüntüsü çıkar. şüphesiz Ortaya çıkan bu tablo. müsbet milliyetçiliğin güzel-anlamlı bir resmidir.


-------------
ahmet


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 08-Mart-2013 Saat 15:58

Teşekkür ederim hemde tebrik ederim.

Analatik düzlemin kullanımını ilişkin bu açıklamalar herkesin yapabileceği bir anlatım değil.. belli ki Kutlu Bey'in ilim hususunda ciddi bir deneyimi ve tefekkür konusunda geniş bir birikimi var. Yani dil ve biçim konusunda “transandandal” yani aşkın bir analiz yapabiliyor.  Bu şu demektir dili bir nesne olarak görüp onu alt dil haline getirebiliyor. Bununla birlikte bu yazısıda eleştirilebilecek iki husus var, acil olarak onları söyleyeyim sonra müsaid olan bir vakitte her parağrafı için görüşümü belirteceğim.

 

Birincisi;

 

"Bilim adamları; bir noktadan geçen enine boyuna eksen temelinde (analitik düzlemde) lunguistik ve mantıki, metodik ve matamatiki olmak üzere dört şekilde analitik düşünce tarzının olabileceğini, bir diğer ifade ile analitik düzlemin dört değişik şekilde kullanılabileceğini belirtmektedirler. Şöyle ki"deniyor.

 

Burada "bilim adamları"ndan maksat bir kitapta bu dört tipi betimleyen ve açıklayan MUAYYEN bir bilim adamı değil bilim dünyasında Kutlu beyin saptadığı dört tür analitik düzlem kullanım şeklidir. Bilim adamları terimi yerine bilim insanları yerine bilim dünyası denilse bunun bir genelleme olduğu daha çok belli olurdu. Hatta düşünce dünyası diyerek daha geniş bir genelleme yapmamız daha uygun olur du. Düşünce dünyasında analitik düzlemin kullanımı çok sayıda olabilir ama Kutlu bey bunu dört kategoride toplamış. Ancak bunu yaparken bu tasnifin yöntembilimsel analiz tablosunu göstermemiş. Yani bu kullanımında evve-ahir (yatay) ile zahir-batın (dikey) çizgilerine göre yerinin belirtilmesi gerekiyordu. Ayrıntılı yazımda bu yapacağım ve tartışacağız İnşaallah.

 

İkincisi:

 

“Analitik düzlemin METODİK kullanımı: Bu kullanım şekline Kant transandantal analitik diyerek bir tanımlama yapmışsa da bu şekil kullanımın kuralları ortaya konulmadığından bu kullanım şekli bir disiplin haline getirilememiştir.  Analitik düzlemin METODİK kullanımı ile ilgili Sn. Osman Ziyaoğlu’nun dışında akademik seviyede bu güne kadar henüz ciddi bir çalışma ortaya konulmamıştır.” demiş

 

Burada iki eleştiriyi getireceğim.

 

Medotik kullanım konusunda geçmişte bu sitede iki tane örnek verdim. Birinicisi ZİHİN HARİTASI ikincisi OPTİMUM DENGE MODELİ.  Sitemde  başlıklarda arama  yapılırsa bu iki bunların ne olduğu anlaşılacaktır. Ayrıca doğrudan Zihin Haritası için   http://www.mindmeister.com/ - www.mindmeister.com  analitik düzlemin insan bilimde kullanımı için de   http://www.optimumdengemodeli.com/ - www.optimumdengemodeli.com  adreslerine doğrudan bakılabilir. Bu şudemektir analitik düzlemin metodik kullamını ilk defa kullanan ben değilim ve bende başka kullananlar var ve başarılı olmuşlar.  Tony Bozon ta 1960 da bu işe başlamış Tamer DÖVÜCÜ ise yaklaşık benim gibi 1990’larda bu işe girişmiş. Yani bu konuda benden önce yapılan ciddi ve başarılı çalışmalar var. Ancak bunlar kullanımı ile ne kadar bağımsız ve özgün yeni bir ortaya koymuşlar bu tartışılabilir.

 

İkincisi.. adımın KANT ile yan yana zikredilmesi..  ARİSTO ile yan yana zikredilmesi.. DESCARTES ile yan yana zikredilmesi bana büyük bir hicab veriyor. İmamı Nursi (R.A) bu millet çok dekartlar yetiştirecek demiş. Elbette ben de onlardan olmak isterim. Ancak  Bilim ve Düşünce dünyasının devleri yanında  yalnız  dünyamın ve ünsüz adımın  anılması insanlara dudak büktürür. Felsefe aleminde haddini bilmezlik olarak düşünülebilir ve büyük bir oranda da haklı olabilirler. Yöntebilimin özgünlüğüne bakarak dil sahibi ünvanını üzerime alsam ŞARLATANLIK ile suçlanabilirim ve bunu bu aşamada hiçbir şekilde kendimi  savunamam.  Zaten gerekte yok.. Eğer  yöntembilimsel analiz  bireysel baza inildiğinde  kişisel gurur ve bu ham haliyle kendine paye verme  babında rahatça değerlendirilir.  Ancak kuramsal bazda yöntembilimsel analiz düşüncem,  kişiler arasında iletişimde kullanılabilen bir dil haline getirdiğimde ya da başkaları tarafından getirildiğinde ve böylece bu anlam sürücü ve anlatım aygıtı kendini kanıtladığında belki o zaman bir DİL sahibi olmak onurunu alabilirim. Bu sahiplik sürecinde ise Osmanziya’yı hazırlayan koşullarda pay sahibi olarak sahibi olarak ta Ali KÖMÜRCÜ beyin  onuru benimkinden az olmayacaktır.  

 

Bunun için derim ki Saygıdeğer  Kutlu bey, siz taşlarınızı bu http://www.yontembilim.com/ - www.yontembilim.com önce kuyusuna atınız.. tanıtımını dahi facebook’ta yapınız ve böylece  hepimiz bir kuyuya “taş” atalım.  elbette bu taşlardan belli bir “baş” ortaya çıkacak ve bu başın birlik ve dirlik gücüyle  bu özeğin disiplin ve düzen gürüyle  bilim dünyasında  felsefe ve din usulü  için gereken YENİ DİL boşluğu doldurma işi gerçekleştirecek  ve bu süreçle oluşacak ekip ve parti  metodik kullanımı dil haline getirerek HİKMET açlığını doyuracaktır. Çünkü Değerli Abim, bu işin PROJE süreci için düşündüğüm 120 sene benim ve senin ömrünü aşmaktadır.  Bize düşen içerikli konulara fazla girmeden,  piyasaya fazla açılmadan ve tribünlere fazla konuşmadan yöntembilimsel analizi öğrenmeyi, öğretmeyi ve kullanmayı  ilerletmektir.

 

Sağlıcakla kalınız.

 

Osmanziya

 

 

 



Mesajı Yazan: osmanziya01
Mesaj Tarihi: 15-Mart-2013 Saat 19:03

 

 

 

 

 

 

ANALİTİK  DÜŞÜNCE VE YÖNTEMBİLİM

 

Analitik düşünce ve yöntem bilim çerçevesinde Milliyetçilik Kavramının açıklanması…
Önce Analitik düşüncenin nasıl disipline bir düşünce olduğunu açıklamaya çalışalım analitik düşünce: Olayların, nesnelerin, tümel kavramların enine boyuna a...naliz edilerek tanımlanmalarını-çözümlenmelerini sağlayan sistematik bir düşünme eylemidir. Bir diğer ifade ile hangi düşünce, sistematiki ve tertip-düzen içindedir. O düşünce analitik düşüncedir. Bu şekilde düşünme ile en anlaşılır biçimde açıklamalar yapılmakta, isabetli çözümler ortaya konulmaktadır. Analitik düşünce ile parçaların temel özelliklerinden hareketle bütüncül açıklamalar yapılmakta, doğru çözümler ortaya konulmaktadır. Harflerle, kelimelerle, tikel ve tümel kavramlarla, çizgi, şekil, sembol ve sayılarla analitik düşünce çerçevesinde tanımlamalar/açıklamalar/çözümlemeler yapılabilmektedir.  

Düşünce yani tefekkür denilen akıl yürütmeler iki şekilde yapılır. Birincisi tahlil / analiz / çözümleme diğeri terkib / sentez / bireşim.. bu iki şekil Lisede okuduğumuz Mantık dersinden hatırlayacağımız üzeri tümden-gelim (endüksiyon/istintaç) ve tüme-varım (dedüksiyon/istikra) düşünme yollarından yararlanmakla yapıldığını düşünüyorum. Düşünme düşünceleri birbirine BENZETEREK bağlamayı pek sever. Belki tahlil ile  istintaç arasındaki yol bu kadar kolay değildir amma biz çözümlemeyi tümdengelime benzetebiliriz. Keza terkibi de istikranın müşabihi sayabiliriz. Deduksiyon ve endüksiyon tohumlarından analiz ve sentez ağacının çıktığını “düşünebiliriz.” Bunda ne kadar haklıyız bilemiyorum ama konumuz olan ANALİZ  ile düşünme, Çözümleme ile tefekkür,  bütün ve parçaları arasında olgusal değil amma kurgusal, kavramsal ve düşünsel bağ ve ilişkiler kurmaktır. Olgu ile kurgu arasında suret ile şekil mabeyninde nasıl bir ilişki var tam bilemiyoruz ama bu şekilde analitik düşünce işe yarıyor ve ÖLÇEREK binaları yükseltiyor ve HESAPLIYARAK uydumuz olan  aya adam gönderiyoruz.

Olgu nedensellik yasasına ve kurgu özdeşlik ilkesine tabi.. ama bu ikisinden;  birincisi değişim yasası ve ikincisi değişmezlik kuralı  ile gerçek ve doğru bilgi kuruyoruz. Beni felsefe ateşine atan şaşırtıcılık burda başladı.. iki ayrı nelik bir tek “gerçeklik” nasıl verebiliyor ? Siz buna insan ve kainatın uyumu, dengesi, ilimi, bağdaşımım ne derseniz deyiniz bana çok ilginç ve alışılmadık geliyor ? Sonuçta mantıkı kıyasların ve matematik hesaplamaların TEMELİ olan analitik düşünce Descartes’in analitik düzlemi bir HESAPLAMA aracı olarak kullanmasından sonra artık SAHİFELER insanların elinde basit bir defterden fazla bir şey ifade etmeye başladı: GRAFİKLER.. yani iki nicelik ki bu iki varlık ya da olay olur işte bu iki NESNE arasındaki ilişkiyi analitik düzlemde ÇİZGİ olarak görüp gösterebilirsin. Eğer sayılar varlıkları ve  olayları, nesneleri ve  kimseleri, ilgileri ve ilişkileri DOĞRU olarak gösteriyorsa bu doğrudan gerçek yararlar çıkarabilir, GERÇEK olarak gösteriyorsa doğru kararlar elde edebilirsin. Sonuçta bu analitik düşünceyi beşer çok sevdi ve bununla kesrete boğulan  medeniyetinde işin ağırlığını  evren ilimleri tesis etmeye yükleyip  bu düşünceyi kullanarak evrenden yararlanma yolunu seçti. Amma insan ilimlerini, sentetik düşünceyi ve sonuçta vahdeti unuttu ki ne tuhaftır ki Hilmi Ziya ÜLKEN bu düşünceye İSTİNTAÇ adını vermiş. Sonuçlandırma.. baştan da saysan on, sondan da saysan on.. iki elin parmakları tam on tane oluyor sonuçta.. yani bütün parçaların toplamından ibaret.. işte bunun böyle olmadığını YAPISALCILIK ortaya koydu.. yapı, parçaların bütününün toplamından fazla bir nesnedir. Her ne ise epistemak kaygıdan ontik tasaya geçmeden bir analitik düşüncenin bir tür düşün olup her tür düşünce olmadığını saptayarak fıkrayı bitirelim.

 

 

Bir noktadan, enine (apsis), boyuna (ordinat) bir birine dik geçen iki eksenin, düşünme-tasavvur temeline oturtulmasıyla analitik düşünce oluşmaktadır. Bir diğer ifade ile analitik düşüncenin arka planında nokta (.) , çizgi (-) , bir noktadan enine boyuna birbirine dik geçen/kesişen iki çizgi/eksen (+ veya X) yani bir analitik düzlem tasavvuru vardır. Kareli defterde yada harita ve metot defterindeki enine boyuna çizgiler; bir bakıma bu arka planı somut olarak gösterir. Esasen bu arka plan yani analitik düzlem soyut olarak bizim zihnimizde de aşağı-yukarı, sağ-sol, evvel-ahir, zahir-batın v.b yönlerde dizin tasavvur edilme şeklinde oluşmaktadır. Burada soyut veya somut şekilde olsa da, önemli olan analitik düzlemin nasıl ve ne şekilde kullanıldığıdır.

Çocukluğumdan bu yana camilerdeki vaazlarda ve kitaplardaki edebiyatta kültürümüzde sürekli yinelenerek vurgulanan bir konu var.. Batı ilmi bizden aldı! Hani bu bir zaman zengin olan adamın yoksul düşünce benim şöyle apartmanların böyle halayıklarım vardı türünden bir övünme ve kendini teselli edinme.. bizde atalarımız böyle bilim yapmış şöyle bina dikmiş bu günkü batı uygarlığı bir zaman bizim talebemizmiş.. büyük bir oranda bu söz doğrudur amma bu doğruluk şimdi işimize yaramıyor.. işte analitik düzlem de böyle.. batı bizden almış.. Analitik düzlemin yani en+boy+yükseklik+süre olmak üzere dört boyutlu “gerçek” zaman-mekan süreklisinin iki boyutlu iz düşümü olan “sahife”,  Kur’an-ı Kerim’imizin HADİD süresinin üçüncü ayetinde ESMA suretinde TANIMLANIYOR. Evvel ve ahir ile zahir ve batın. İşte bu kartezyon koordinatların temelidir. Descartes bunu MATEMATİK olarak kullanmayı öğretti bizde.. uygarlığımızda bunu kurgusal, olgusal ve matematik olarak kullandı.. bizde şimdi “metodik” olarak kullanılabileceğini düşünüyoruz.  Eğer metodik olarak kullanılabilirse KARTEZYEN koordinat çizgileri yani  enine olan apsis ve boyuna olan ordinat çizgisi yeni bir dilin HARFLERİ haline gelebilir.

 

 


Bilim adamları; bir noktadan geçen enine boyuna eksen temelinde (analitik düzlemde) lunguistik ve mantıki, metodik ve matamatiki olmak üzere dört şekilde analitik düşünce tarzının olabileceğini, bir diğer ifade ile analitik düzlemin dört değişik şekilde kullanılabileceğini belirtmektedirler. Şöyle ki;
Analitik düzlemin linguistik kullanımı: Tüm yazı ve hat çalışmaları bu esasa dayanır. Bilindiği üzere bizim harf / ar / letter dediğimiz gösterge ve simgeler, YATAY ve DİKEY çizgilerden ibaret olup, yazı dizini de yatay veya dikey istikamette yazılır. Bazı kültürlerde yazılar dikey, bazı kültürlerde ise yazılar yatay istikamette yazılır. Yatay ve dikey eksenlerin oluşturduğu YÜZEY, analitik düzlemden başkası değildir. Yani bir kağıt veya bir pano, bir ekran analitik düzlemdir.
Analitik düzlemin Mantıki kullanımı: Doğruluğu bilinen kavramlara, terimlere, hipotezlere, aksiyomlara, prensiplere/kurallara (ayniyet prensibi, zıtlık prensibi ve tümden gelim, tüme varım kuralı) dayanılarak, analitik düzlemde açıklamaların/ çözümlemelerin yapılmasıdır. Mantık bilimi, analitik düzlem temeline oturtulduktan sonra bir hayli gelişme kaydetmiştir.
Analitik düzlemin Matamatiki kullanımı: Mantıki düşünmede bazen oluşan karmaşıklıktan azade olarak sayılardan, sembollerden, çizgi ve şekillerden oluşan kavramsal-terimsel yapıtaşlarına dayanılarak, analitik düzlemde net-doğru çözümlemelerin yapılmasıdır.
Mantıki düşünmede yapı taşları olarak kullanılan kavramlara-terimlere karşılık, matamatiki düşünmede şekiller ve sayılar kullanılır. Ne varki her iki düşünce siteminde de aksiyomlardan, hipotezlerden hareket edilmektedir. Her iki düşünmede en temel kural, kavramların-terimlerin manasının doğru bilinmesi ve yerli yerinde kullanılmasıdır
Bilindiği üzere aritmetik denklemler, analitik düzlemde geometrik eğriye dönüştürülmektedir, ki bu durum analitik düzlemin matamatiki kullanımını gösterir. Bu kullanım şekli lisede ANALİTİK GEOMETRİ dersi olarak okutulmaktadır.

 

Daha önceki yazımda belirttiğim gibi her hangi bir bilim kitabında “lunguistik ve mantıki, metodik ve matamatiki olmak üzere dört şekilde analitik düşünce tarzının” topluca anlatıldığının, tanımlandığının bulunduğunu sanmıyorum.  Ali bey  zaten Kitab ismi vermiyor bilim adamları diyerek bilim dünyasına işaret ediyor. Linguistik kullanım bizim düz yazıda kullandığımız yazılar, harfler ve rakamlardır. Matematik kullanıma gelince bu yukarıda açıkladığım Kartezyen koordinatların kullanılarak “süreksiz” sayı olan DENKLEM ile “sürekli” nicelik ifadesi olan ÇİZGİ’nin yani ARİTMETİK ile GEOMETRİ’nin matematik bir arayüz olan analitik düzlemle ile birbirine DÖNÜŞTÜRÜLMESİ’inden ibarettir.

Geçmiş yazı ve çalışmalarımızda böyle “iki alan arasındaki bulunan bir ara yüz” tarzında bu MATEMATİK  yapılanmaya BENZER  üç tane daha mahiyetin bulunduğunu gösterdik ve gelecekteki ve  ilerideki çalışmalarımızda bunu daha ayrıntılı olarak öreceğiz ve göreceğiz. Bunlardan METODİK dediğimiz kısmına ilişkin düşüncelerimizde arkadaşlarla birlikte bir DİL haline geldiğinden bilim dünyasına bir TÜRK başarısı olanak sunacağız. Böylece geçmişle övünme yerine geleceği biçimlemede katkı payımızı gerçekleştireceğiz, İnşa-allah. Batı nasıl Edison’un ampülü ile kıvanç duyuyorsa bizde Kitabımzından alınan bu ışığı daha ileriye götüreceğiz.  

 


Analitik düzlemin METODİK kullanımı: Bu kullanım şekline Kant transandantal analitik diyerek bir tanımlama yapmışsa da bu şekil kullanımın kuralları ortaya konulmadığından bu kullanım şekli bir disiplin haline getirilememiştir.
Analitik düzlemin METODİK kullanımı ile ilgili Sn. Osman Ziyaoğlu’nun dışında akademik seviyede bu güne kadar henüz ciddi bir çalışma ortaya konulmamıştır.
Kısacası nasıl ki, analitik zeminde matamatiki bir düşünce ifade edilirken; sayılar toplanıp, çıkarılıp bölünüp ortaya bir değerler bütünü çıkarılmaktaysa, aynı şekilde yöntem bilimsel düşünme sisteminde de; tümel kavramların-terimlerin ihtiva ettikleri alt kavramlar-terimler teker teker belirli adreslere-yerlere konularak, ortaya bir değerler bütünü çıkarılmaktadır.

Sn Ziyaoğlu analitik düzlem/diyagram üzerinde yani koordinat eksenleri üzerinde belirlediği yerlere-adreslere temel mantık kuralları/prensipleri çerçevesinde ilgili terimler/kavramlar yerleştirmek suretiyle hedeflediği tümel bir terimi/kavramı kolayca açıklamaktadır. Ki Sn.Ziyaoğlu arka planda olması gereken analitik düzlemi ve koordinat eksenlerini ve eksenler arası alanları gösteren yukarıdaki şemayı-diagramı-kalıbı hazırlamıştır.

Patentini almadığı yöntem bilim göstergesi olarak tanımladığı bu kalıbı-şemayı-diagramı kim kullanırsa kullansın en ufak bir hayıflanma içerisine girmeden her kesin istifadesine sunmuştur. Ne yazık ki bu disiplin benim gibi birkaç araştırmacı yazar dışında kullanan pek fazla meraklı da yok…

 

Değerli Abim, patenti alınmasada ve resmi araştırmacılar yüz vermesede sizin kültür dükkanınızda doğan bu ışık.. yine sizin son iki yıldır çabanızla bu hale geldi.. gayretinizle beni biraz daha dik ve biraz daha yürekli tuttunuz. Ve  mart 2013 toplantımıza katılım ve katkı verdiniz. Suludere’nin de beslemesiyle sanırım bir yere geleceğiz.. ancak beş kişilik ÖĞRENİCİ çekirdeği  oluştuğu zaman bu çalışma hız kazanacak onbir  kişilik PARTİ  oluşumu gerçekleştiğinde ÖĞRETİCİ’lerin ekip çalışmasıyla yöntembilimsel analizin formları ve normları ile konseptleri ve modelleri yerli yerine oluşacak, İnşaallah. Son toplantığı yaptığımız çalışmaları yayımladığımda yürüyüş biraz daha netleşecek. Böylece  şemaları ortak bir mutfak haline getireceğiz. Biz şimdilik iptadi tohumları atıyor ve bu tohumlar ilkelde olsa onların büyük bir binanın projesi bilerek ve bunları kendimizi ÖRGÜLEME de kullanarak var oluşturduğumuz "insanbilim"in işlevi ve fonksiyonu haline getiriyoruz. İnanıyoruz ki bu çabalama ve debelemeden yedi sülalemize yetecek manevi kazanç alacağımızı bekliyor ve onur bulacağımızı umuyoruz   

 

Sağlıcakla kalınız

 

Osmanizya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



-------------
BEYAN dogru olmali ve MAAN hakikati bulmalidir



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info