Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

dil ve din

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: İnsan Bilim
Forum Adı: İnsan Bilim
Forum Tanımlaması: İnsan Bilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2414
Tarih: 04-Kasım-2024 Saat 05:48
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: dil ve din
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: dil ve din
Mesaj Tarihi: 02-Ağustos-2024 Saat 21:14
Dil ve bilim soru-suz..
Din ve hukuk kuşku-suz..
Olmaz.. asıl olan KARANLIKTIR.
Bizde bilinenlerin aydınligindan bilinmezlerin karanligina ilerliyoruz. Bilinenler A B C D yani 4 Y bilinmeyenler Tanrı ve ote dunya arasindaki X Y W Z... Kısaca sorunsallardan sorusallara ilerliyoruz

mustafa buğuçam




ÜÇ ekonomik ve politik ve askeri GÜÇ.. bunular bilinenleri.. bunlar nasıl ortaya çıkar.. ORGANİSAZYON ve ÖRGÜTSELLİK ve TEŞKİLATLANMA denilen sosyal olgu ile. üç tane de GÜR saydım.. işin diğer yanı olarak.. bu işin içine merak etmezsiniz bile.. işinize gelmez çünkü.. ancak dil ve din ile emek ve özgürlük gibi DÖRT ortak insani DEĞERİ beni izliyorsanız kafanıza çakmışımdır.. söyleye.. söyleye.. fakat sizi öğrenmek değil bir şeyler öğrenip bunu başka yerde satmak emelinizden dolayı.. kolay alınabilecekleri kapıp çaba ve emek istediğinden dolayı zorlayanları bırakıp.. anladıklarınızı eleştirmeden.. anlamadıklarınızı sormadan.. diyalog ve iletişimin gereği olan alış verişleri yapmadan.. seçip ve geçip gidiyorsunuz.. bende salağa yatıp anlatmayı sürdürüyorum.. çünkü sizin GÖLGE'nizle konuşup GELECEĞE gönderiyorum. Şu kuvvet zehirlenmesinin ardındaki METAFİZİK sebebi sormazsanız bile..

osmanziya 01.08.2024 üçyol İzmir








selim ateş**Dil ve Bilim: Soru-suz Olmaz**
Dil ve bilim, sürekli sorgulama ve araştırma gerektiren alanlardır. Dil, iletişimin ve düşüncenin aracıdır. Dil sayesinde dünyayı anlar, ifade eder ve başkalarıyla paylaşırız. Dilin gelişimi, yeni kavramların, kelimelerin ve yapıların keşfiyle sürekli bir dönüşüm içindedir. Sorular sormadan, dilin bu dinamik yapısı durağan hale gelir.
Bilim, insanlığın evreni anlama çabasının en sistematik yoludur. Bilimsel yöntem, hipotezler oluşturma, deneyler yapma ve sonuçları analiz etme süreçlerini içerir. Her bilimsel buluş, yeni sorular doğurur. Şüphe, bilimsel düşüncenin merkezindedir; çünkü şüphe, doğruların ve yanlışların ayrımını yapar. Soru-suz bir bilim, ilerlemeden yoksun kalır.
**Din ve Hukuk: Kuşku-suz Olmaz**
Din, inanç ve ibadet sistemidir. Dinler, insanlara evrenin ve yaşamın anlamını sunar. İnanç, dinin temel taşlarından biridir. Şüphe, inancın zıttıdır. Din, kesin doğrular ve kutsal metinlerle tanımlanır. Kuşku, bu sistemin işleyişine zarar verebilir.
Hukuk, toplum düzenini sağlamak için kurulan kurallar ve yasalar bütünüdür. Hukukun temelinde adalet ve düzen vardır. Hukuki sistemler, belirli normlar ve ilkeler çerçevesinde işler. Kesinlik, hukukun güvenilirliğini ve uygulanabilirliğini sağlar. Hukukta şüphe, kaosa yol açabilir.
**Asıl Olan Karanlıktır:Bilinenler ve Bilinmeyenler**
Karanlık, bilinmeyeni ve keşfedilmeyeni temsil eder. Bilinenler, aydınlatılmış, anlaşılmış ve tanımlanmış olanlardır. Bilim ve dilin aydınlattığı bu alanlar, A, B, C, D gibi belirli ve somut kavramlardır. Ancak, bilinmeyenler, X, Y, W, Z gibi belirsiz ve soyut kavramlardır. Tanrı ve öte dünya gibi metafizik konular, bu bilinmeyenlerin en büyük örneklerindendir.
Biz insanlar, bilinenlerin aydınlığından bilinmeyenlerin karanlığına doğru bir yolculuk yaparız. Bu yolculuk, sürekli yeni sorular ve sorunlarla karşılaşmamıza neden olur. Sorunsallardan sorusallara ilerleriz. Bu süreç, insanlığın merak ve keşfetme arzusunun bir yansımasıdır. Her adımda yeni ufuklar, yeni keşifler ve yeni sorular doğar.
“Dil ve bilim, sorular ve şüphelerle aydınlanır; din ve hukuk ise inanç ve kesinlikle şekillenir. Asıl olan karanlıktır, çünkü bilinmeyenin derinliklerinde yeni keşifler ve cevaplar yatar. Bilinenlerin aydınlığından, bilinmezlerin karanlığına doğru yürürken, her adımda yeni sorular doğar. Sorunsallardan sorusallara ilerleriz; çünkü insan zihni, merakın ve keşfin sonsuz yolculuğunda her zaman yeni ufuklara açılır.”

Selim Ateş







Savas ve Barış ile Yarış ve Sınav
DÖRTLEMESİ
SINAV
Şerri Beriyye ve Hayrı Beriyye
YARIŞ
Birri Hüsün ve Birri İhsan
SAVAŞ
Saldıran Kaviler ve Savunan Zayıflar
BARIŞ
Hür Köleler ve Köle Krallar
Burada tablo da said ve şakiler olarak yaptığım ayırımı kavi ve zayıfa çevirdim. Aslında erkek ve kadın arasında.. birey ve toplum arasında.. sermaye ve emek arasında.. iktidar ve muhalefet arasında.. akıl ve kalb arasında.. dünya ve ahiret arasında KUVVETLİ olan ve olmayan arasında bir mücadele söz konusudur. ZAYIF tarafın bir hak ve hürriyeti bulunur.. kâvi ve kuvvetli tarafın bu hak ve hürriyete uyması beklenir. Ancak güçlü ve kuvvetli BULUNAN bu iktidar ve kuvvetin ve servetin ve kabiliyetin KENDİNİN olduğu ve İSTEDİĞİ gibi kullanabileceği ZEHİRLENEMESİNE uğrar. Kuvvetin sorumluluk yüklediğini unutur ve gücün yükümlülük verdiğini göz ardı eder. Hakimiyeti altındakileri zulmeder. Sonuçta bu dünyanın "iç içe" BAĞIMLI krallar ve BAĞLI köleler düzeni garip bir şekilde sürer. Adil ve merhametli PADİŞAHLAR parmak sayılacak kadar azdır. Peki bunun nedeni nedir.. gibi METAFİZİK bir soruyu sorabiliriz.. ekonomik ve politik ve askeri güç belli.. bunun yanında lojik ve kültürel ve sosyal gür pek belli değil.. insanlar zaten çoğu zaman işin güç ve gür tarafını birbirine karıştırır. Çünkü çoğu insan yüzeyden ve yüzünden bilir kavinin zulmetmesinin esasını taşıyan bir his yüzünden her bir şeyi bildiğini sanır. Hele karşısındaki etkisiz ve yetkisiz ve güçsüz biriyse ele geçirebilirse ayağının altına almaya çalışır. Tüm bunların sırrına.. bir insanı elinde güç ve gür ve iş bulundururken ne yapmaya çalıştığına bir bak.. o zaman anlarsın.. Bir de bunun dünya çapında açık örneğini gör.. NETANYAHU ve HİTLER.. Yahudiler ve itler.. bunlar birbirine benzer.. ne zaman güç eline geçerse YAHUDİ hitler olur.. ne zaman güç eline geçerse itler HİTLER.. onun için siz Amerikaya ya da Rusyaya.. Erdoğana ve Putine bakmayın.. İNSANA bakın.. eline güç geçtiğinde bu üç güç karşısında nasıl davranıyorsunuz.. ekonomik güç varken işçiyi kolluyor musunuz.. politik güç varken muhalefete izin veriyor musunuz.. Askeri güç varken.. darbe ve ihtilal yapmaya kalkıyor musunuz.. güç elinizde iken KOCANIZA ve HOCANIZA ve BABANIZA ihanete yeltenmeye niyetiniz bulunuyor mu ?

mustafa BUĞUÇAM





Yazerim;
“İnsan, eline güç geçtiğinde kim olduğunu gösterir. Ekonomik gücünle işçiyi, politik gücünle muhalefeti, askeri gücünle masumu koruyabiliyor musun? Yoksa gücün sarhoşluğunda zulmeden bir kavi mi oluyorsun? Unutma, adaletin terazisi, gücün karşısında eğilmez; gücün, adalet karşısında diz çökmesi gerekir.” Selim ATEŞ

Zevali olan asıl olmaz.
Asıl olan nur/aydınlık.
Asıl olan beyaz,renkler değil.
Asıl olan deniz,dalga değil.
Asıl olan asıldır,gölge değil.
Asıl olan cevher,araz değil.
Asıl olan (hu),siz-biz,onlar değil..ilh.

Ramazan GÜNDÜZ




Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info