Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

kadın dovulmaz

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Diğer
Forum Adı: Din
Forum Tanımlaması: Diğer Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2665
Tarih: 28-Şubat-2025 Saat 11:15
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: kadın dovulmaz
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: kadın dovulmaz
Mesaj Tarihi: 26-Şubat-2025 Saat 23:40
face Recep AYKAN paylaştı:

Kuran'a Göre Kadın Asla Dövülmez“Onları çıkarın” ya da “ayrılın” ifadesini, çoğu çevirmenler “dövün” diye çevirmişlerdir. Dilimize “dövün” diye aktardıkları “darabe” sözcüğü, Kuran’da 58 yerde geçer ve bağlamına göre farklı anlamlara gelir.
Seyahat etmek, dışarı çıkarmak: (Bakara Suresi, 273; Ali İmran Suresi, 156; Nisa Suresi, 101)
Vurmak: (Bakara Suresi, 60 ve 73; Araf Suresi, 160; Enfal Suresi, 12; Ta Ha Suresi, 77; Saffat Suresi, 93)
Dövmek: (Enfal Suresi, 50; Muhammed Suresi, 27)
Örnek Vermek: (İbrahim suresi, 24 ve 45; Nahl Suresi, 75, 76 ve 112; Kehf Suresi, 32 ve 45)
Uzak Tutmak/Ayırmak: (Zuhruf Suresi, 5)
Mahkûm Olmak: (Bakara Suresi, 61)
Kapamak, Vurmak: (Enfal Suresi, 12; Kehf Suresi, 11)
Örtmek: (Nur Suresi, 31)
Açıklamak: (Rad Suresi, 17)
gibi birçok anlamların hepsi Kuran’daki “darabe” sözcüğüne yüklenmiştir.
Geçmiş çevirmenlerin tamamına yakınının “o kadınları dövün” diye çevirdikleri ayetteki “darabe” sözcüğünü bazıları yumuşatarak “azıcık dövün” , “acıtmadan dövün” diye çevirmişler, Kuran dışı kaynaklardan gerekçeler sunmuşlardır. Oysa Kuran’ın Arapçasında “acıtmadan dövün” diye bir anlam yoktur. Eğer “darabe” sözcüğü “acıtmadan azıcık dövün” anlamına geliyorsa, aynı “darabe” sözcüğü, aynı kipte, Enfal Suresi 12. Ayette, “Hiç acıtmadan parmaklarını doğrayın” ya da “Hiç acıtmadan boyunlarını vurun” anlamına gelsin. Evet, ayette “o kadınları darb edin” deniliyor. Ancak bu, o kadınları dövün mü, yatırın mı, gönderin mi, ayrılın mı, yollayın mı, doğrayın mı, örtün mü yoksa örnekleyin mi anlamına geliyor?
Arapçada, kitap darb etmek, kitap yayınlamak demektir. Arapçada “Darb-ül evvel” deyimi ilk yaratıklar anlamına gelir. Arapçada iki insanın darblaşması dövüşmeleri anlamına gelmez. Tersine birbirleriyle ortak olup bir işletme kurmaları anlamına gelir. Birinin kendi parasını darb ettiği, diğerinin de yalnızca emeğini darb ettiği ortaklıklara Arapçada darblaşma (Mudaraba) adı verilir. Öyleyse Kuran’ın bu ayetinde geçen “o kadınları darb edin” cümlesi nasıl olurda “dövün” demek olabilir? Arapçada kitap darb etmek, bir kitabı pataklamak, dövmek midir ki bir kadını darb etmek “o kadını dövün” anlamına gelsin? Arapça çadır darb etmek çadır kurmak anlamına gelir yoksa çadırı dövmek değil.
Ayrıca yine bazı ateistler tarafından sıklıkla dile getirilen konulardan biride, “darabe” fiilinin vurma anlamı dışında kullanılabilmesi için yanına bir harf-i cer alması gerektiği şeklindedir. Oysaki Kuran’da çok sayıda örnek vardır ki, darabe fiili harf-i cer almadan kullanılmıştır ve bu kullanımlar dövme manasına gelmezler. Kuran’da 14:24-45, 16:75-76, 16:112, 15:13, 13:17 ve daha çok sayıda ayette harf-i cer olmadan kullanılan “darabe” kelimesi, ağırlıklı olarak “örnek verme” anlamında kullanılır. Eğer biz 13:17 ayetini de, -bir kesimin iddia ettiği gibi- harf-i cer olmadığı için “dövme” olarak alırsak, ayetin anlamı “Allah hakkı ve batılı böyle döver” şeklinde olacaktır. Sonuç olarak darabe fiili, harf-i cer almadan da dövme anlamı dışında kullanılabilir. 4:34 ayetindeki kullanımı da bu şekildedir. Ayrıca ayette itaat olarak geçen kısım طوع gönülden gelen isteyerek itaat anlamına geliyor. Dayak zoruyla olan itaat gönülden gelen itaat olamaz
İşin en acı ve ilginç yanı da, Kuran ayetini “dövün” diye çevirenler hemen altına not düşerek “Peygamberimiz eşlerinden hiç birini dövmemiştir, ümmetine de dövmemeyi tavsiye ediyor” diye Allah ile Peygamberin arasını ayırmak istemişlerdir. “Allah ile Peygamberlerin arasını ayırmak isteyenlere acıklı bir azap hazırlanmıştır.” (bak. Nisa Suresi, 150-151) Güya Allah kadını “dövün” diyor Peygamberde “dövmeyin” diyor. Hem de böyle söyleyen cahil ya da bağnaz insanlar değil adı sanı belli alimlerimizdir. Bu denli tehlikeli ve çelişkili bir yol izleyen çevirmenlerin durumunu, Allah’a havale etmekten başka yapılacak bir şey yoktur. Allah affetsin. Ayette “kadınları dövün” anlamı değil “kadınları çıkarın” ifadesi vardır.









dedim ki


Kadin dovulmez ve zina isbat edilmez.. erkek gucunu mecbur kaldiginda kullanir.
En iyisi dinin itikad ve ibadeti ve ahlaki DEĞIŞMEZ. lakin ahkami ve şeriati ve hukuku.. 600 yilda gecersiz olup yururlukten kaldırilır.. de kurtul.
Boylece bu dunya
din ticaret yapan
budistlerden
hindulardan
hahamlardan
papazlardan
keşişlerden
hocalardan
mollalardan
seyhlerden
KURTULSUN
Elbette isini samimi ve ciddi yapan din adamlari ve safi halis hocalarimizin başimizin ustudende yeri var
Amaç olan Tanri SALT ve MUKEMMELDIR.. ancak arac olan din ve kitap ve nebi kutsaldir lakin degısmez ve sarsilmaz ve sonsuz degildir.
Dinler zaman içinde asliyetlerinden uzaklaşiyorlar.. ornegin yahudilik ve hristiyanlik GELECEK noktasinda ahiret vurgusu.. muslumanlik ise GECMIŞ noktasindan.. yahudilik ve isevilik dininin tarihi deneyimlerini bilmiyor ve ders almiyor. bin beşyuz.. üç bin.. beş bin yildir DUŞMANLIKLARINI surduruyorlar
osmanziya



Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 28-Şubat-2025 Saat 08:10
KÜB


yavuzu telliğlu yazdı:
Astrolojide kare biçimi üzüntü (90 derecelik açılar) anlamına gelir ve İbranice “Alah” kelimesinin de üzüntü anlamına geldiğini hatırlıyoruz. Siyah küp, Satürn gezegenine açık bir referanstır, çünkü Satürn’ün Yıldızı (Heru’nun Yıldızı [Horus], daha sonra “Davut’un Yıldızı”) küpün içindedir (aşağıya bakınız). Müslümanlar, Circumambulation adı verilen siyah küpün etrafında saat yönünün tersine 7 kez dolaşıyor ve gezegenlerin güneş etrafındaki hareketini takip ediyor ki bu da saat yönünün tersine (kuzey kutbundan bakarsanız) oluyor. 7 daire, ruh için “üzüntü” anlamına gelen, enkarnasyonun 7 katlı döngüsünü temsil eder, çünkü bu süreç sırasında bilinçsiz hale gelir ve 7 Elohim için de kötü bir Amnezi vakası alır. Ka - BaAllah’ın Ka & Ba = Kaballah , alt ve yüksek benlik, doğada 7 aktif ilke, Satürn tarafından yönetilen “zaman” olarak evren yaratıcısının evrensel ve bireysel öğrenme araçları olan Ta Meri (Kemetian, Mısır) Ruhu ve Ruhudur. , “zaman yapmak” keder demektir.

Kuran’da ‘Kıble ‘ denildiğinde aslında ‘Kaballah’tan bahsedilmektedir. Kabala, “Allah’la Yüzleşmek” veya “Allah ile yüz yüze gelmek” için gerekli olan inisiyasyondan geçmek anlamına gelir, ki bu öğrendiğimiz gibi, enkarne olma kararının ilahi zodyakta gerçekleştiği Aslan’ın RA - ateş enerjisidir. tekerlek (“tanrının iradesi”). Daha önce de belirtildiği gibi, Satürn Terazi’de yükselir (“yasa” anlamına gelir, örneğin enkarnasyon yasası) ve Terazi, Balık Çağı boyunca yükselen Venüs tarafından yönetilir. Bu Venüs kültüne bir Satürn unsurunun nasıl ve neden dahil edildiği budur. Özetle Kabe, fiziksel bir bedende dünyadaki enkarnasyon döngüsünün/yaşamın sembolüdür.

Satürn, “Kara Gezegen” ve Cumartesi, Şabat, Dinlenme Günü’nü temsil eden çeşitli Kara Küple







Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info