YSLAM FELSEFESY
Taryk ?AHIM
Erzurum’ da Çifte Minerali Medrese’ yi, hani ky? olimpiyatlarynyn da simgesi haline gelen yeri gezerken turistik bir geziye çykty?y her halinden belli bir delikanly yanyndakilere sordu : “Nerede namaz kylynyyor?” diye.
Ben de gayri ihtiyari cevapladym: “Burasy medrese, yani okul, cami hemen az ileride: Ulucami…” diye…
Mardin’ de ki Kasimiye Medresesi’ nde rehberlik yapan ve birkaç dili bilen turizm polisi açyklama yapyyor: “Medresenin kapylary typky Osmanly çadyrlarynda oldu?u gibi alçak yapyldy?yny, bunun nedeninin içerideki hocalara saygy oldu?unu, avlunun ortasyndaki suyun ilk akty?y yerin çocukluk dönemi oldu?unu bu nedenle de co?kun ve hareketli oldu?unu, uzun ve akyp akmady?y belli olmayan kysmynyn gençlik oldu?unu çünkü gençli?inde fark etmeden geçti?ini, durgun olan kysmyn ise ya?lylyk oldu?unu, en sondaki büyük havuzun mah?er yeri oldu?unu, sonuçta da suyun ovaya akarak yeniden hayat verdi?i için “Ab-y Hayat” oldu?unu anlatyrken benzer soru ile kar?yla?ty?ynda oradaki memurda buranyn bir okul oldu?unu, typ, astronomi, kimya gibi e?itimlerin verildi?ini anlatmak zorunda kalmy?ty, kim bilir kaçyncy kez…
Mardin ?ehidiye Camisinin bahçesinde de eskiden ana rahmine benzer ?ekilde ufak gözler (Yerler) varmy?, buralarda müritler inzivaya çekilir, kendilerine sadece ekmek ve su verilir, derin dü?üncelere dalarlarmy?…
Eski?ehir yakynlaryndaki Battal Gazi türbesinde de yerden 3-4 metre derinlikteki bir yerdeki çilehanelerde de, Konya Mevlevi hanesinde de yani benzer e?itim mekânlarynda gençler Yslam Bilgini olmaya çaly?yyor, bu yönde alyn teri, akyl teri döküyorlardy…
Söz konusu e?itimleri almak için Taptuk Emre’ nin kapysyna gelen ve eline geçirdi?i fyrsaty de?erlendiremedi?i için 40 yyl kapyda bekleyen ve e?ri odunu bile ?eyhinin kapysyndan sokmayan Yunus ödülünü fazlasy ile alyr ve ermi? ki?i oldu?undan Emre adyny da kullanmaya ba?lar…
Mevlana Hazretlerinin “Hamdym, pi?tim, yandym” yna benzer ?ekilde insan ömrünü üç evrede “Cünun, fünun, sükun” evrelerine ayyran ki?i olarak anylyr…
Benzer bir öyküde Osmanly Ymparatorlu?unun Kurucusu ve isim babasy Osman Gazi’ nin kayynbabasy Edebali’ nin söyledi?i ve “Ey o?ul…..” diye ba?layan sözleri de oldukça derin, ince bir felsefe ile örülüdür ve bu güzel sözler hemen her yöneticinin ba? ucunda asyly bulunmaktadyr.
Buna benzer bir öykü de günümüze ithafen anlatylmaktadyr. ?öyle ki;
“Genç bir adam, imamy azamlardan birini ziyaret ederek, Yslam’yn tüm inceliklerini ö?renme iste?ini dile getirir...
Ymam sorar: “Arapça biliyor musunuz?”
“Evet,” der istekli ö?renci...
Peki Yngilizce, Fransyzca? “Evet.”
“Peki Yslam felsefesini biliyor musunuz?”
“Hayyr, ama endi?elenmeyin... Sorbonne Üniversitesi’nde felsefe okudum. Harvard üniversitesinde Aristo ve Sokrates manty?y üzerine doktora yaptym. ?imdi de Yslam felsefesi üzerine çaly?arak e?itimimi tamamlamak istiyorum.”
Ymam, delikanlynyn Yslam felsefesini ö?renmeye henüz hazyr olmady?yny söyler.
“Ancak,” diye ekler... “Mantyk konusunda sizi synayabilirim. E?er synavy geçerseniz, size Yslam felsefesini ö?retirim.”
Yki parma?yny kaldyryr: “Yki hyrsyz bacadan süzülerek bir eve girer. Yçeri girdiklerinde birinin yüzü temiz, di?erinin kirlidir... Sence hangisi yüzünü siler?”
“Kirli olan,” der delikanly heyecanla...
“Yanly?. Basit bir mantyk. Yüzü kirli olan, temiz olany görür ve kendi yüzünün de temiz oldu?unu dü?ünür. Yüzü temiz olan ise, kirli olany görür ve kendi yüzünün de kirli oldu?unu dü?ünür. Yani yüzünü silen yüzü temiz olandyr...”
Delikanly çok etkilenir...
“Çok akyllyca, ama beni bir daha synayyn,” der.
Ymam soruyu tekrarlar.
Delikanly, “Yüzü temiz olanyn yüzünü sildi?ini zaten söylediniz,” der.
“Yine yanly?,” der imam...
“Mantyk çok basit... Yüzü kirli olan temiz olany görür ve kendi yüzünün de temiz oldu?unu sanyr. Yüzü temiz olan, kirli olany görür ve kendi yüzünün de kirli oldu?unu sanyr. Kirli yüzlü adam, temiz olanyn yüzünü sildi?ini görünce, o da yüzünü siler...”
Delikanly, “Bu da akyllyca,” der... “Hiç dü?ünmemi?tim... Ama beni bir kez daha synamanyzy istiyorum.”
Ymam, ayny soruyu tekrar sorar.
Delikanly bu kez uyanyk davranyr: “Ykisi de yüzünü siler...”
“Yine yanly?,” der imam...
“Ykisi de yüzünü silmez. Mantyk basit: Yüzü kirli olan, temiz olana bakar ve kendi yüzünün temiz oldu?unu sanyr. Yüzü temiz olan ise arkada?ynyn kirli yüzünü görür ve kendi yüzünün de kirli oldu?unu sanyr. Ancak, yüzü temiz olan, yüzü kirli olanynyn yüzünü silmedi?ini görünce o da yüzünü silmez. Dolayysyyla ikisi de yüzünü silmez...”
Delikanly umutsuz bir halde, “Ben Yslam felsefesini ve manty?yny ö?renecek niteliklere sahibim,” der... “Beni son kez synayyn...”
Ymam ayny soruyu sorar...
Delikanly, “Ykisi de yüzünü silmez,” der.
“Yanly?,” der imam. “Yslam felsefesini anlayamady?ynyzyn artyk farkynda mysynyz? Bu i?in bu kadar kolay olmady?ynyn? Ayny bacadan giren iki adamyn birinin yüzü temiz, di?erinin yüzü kirli olabilir mi?
Yslamy i?te böyle kirlettiniz ve farkynda de?ilsiniz...”