aile
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: İnsan Bilim
Forum Adı: İnsan Bilim
Forum Tanımlaması: İnsan Bilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2473
Tarih: 06-Kasım-2024 Saat 08:54 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: aile
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: aile
Mesaj Tarihi: 15-Eylül-2024 Saat 02:45
X ile Y
EŞEYLE şeceresi
A ile B
AİLE semeresi
Tatli İNCIR ve Acı ZEYTIN
INSAN meyvesi
Ocak yuva ev konut ORTAMI
Hane bina beyt.. ikametgah MEKANI
Ulke.. vatan..memleket
Yukarıdaki resim herkesin bildiği SOMUT aileye gösteriyor.. aşağıdaki resim SOYUT aileyi göstergeliyor.. Hocaların ve yazarların hazır açık ve seçik sehil yani ANLAŞILIR yazarak.. bu soyut ve somut arasındaki bir yerde "aile"yi açabilir ve açıklayabilirler.. ama bu hazır metinde verilen bilgiler büyük bir olasılıkla başkalarından OKUMAKLA ezberlenmiş bilgilerin olup okuyanlarında past-copy yapıp zihinlerine yerleştirmelerini istedikleri bir materyaldir.
Okuyucusunun ve öğrencisinin daha önce oluşmuş kültürel değerlerine göre yazılmış anlatımların öncekileri pekiştirmesinden ve yerleştirmesinden başka bir işe yaramayan bilgiler ve üstelik kendilerinin olmayan ve kendilerince türetilmiş bulunmayan sözlerdir.
Bu "anlaşılır" metin eleştiri gerektirmeyecek tarzda beğendirilmiş ve soru sordurmayacak şekilde yedirilimiş bir kusursuz ve çelişkisiz anlatımdır. Varsa sizin yerinize daha önceki kusurları ve çelişkileri düzeltilmiştir çünkü. Zira maksad sizi düşündürmek değil tam tersine onaylatmak ve benimsetmek için hazırlanmıştır.
Benim böyle bir amacım bulunmadığından tablolarda sadece KELİMELERİ ve onlarla birlikte onun altındaki kavramları veririm ve kelimeleri sizin imgleyerek ve irdeleyerek birleştirmenizi isterim ve ortaya çıkan kavramları sizin düşünerek bulmanızı beklerim.
Bir süre sonra kelimelerin ve kavramların değişken ve değerlerinin bir bahane olduğunu asıl anlatılmak istenenin çizgiler ve çiftgiler olduğunu da anlayacaksınız. Bir süre sonra da kelimeler ve cümlelerle değil noktalar ve çizgilerle düşüneceksiniz. İki noktanın ortaya bir "çizgi"si (yatay, dikey, verev) biçimlendirmesi gibi iki kavramın ortaya yeni bir anlam "çiftgi"si tasarımlamanızı isterim bunu anladığınızda eleştirinizi şayet anlamazsanız sorunu beklerim.
Örneğin şimdi bu tabloyu size rahat bir şekilde herkesin anlayabileceğini bir tarzda günlük dilin düz yazısıyla anlatabilirim. O zaman sizi düşündürmeyen hocalardan ya da yazarlardan olurum. Bu nedenle bu işe girişmem. Yani sizin GDDY düzeyine inmem sizin YBA yapılan analitik düzeye gelmenizi beklerim.
Şu da var ki da sadece bilgi ve değer düzeyinde değil ilgi ve tutku seviyesinde bir iştir. Şu iş dahi başından aşkın olanların değil öğrenme tutkusu ışkı ve aşkını aşmış kimselerin yapacağı bir iştir.
Çoğunuz buraya kadar okumaya vakit bulamayacağı gibi bulsa bile bir kere okumakla şakkadak anlayabileceği bir metin değildir. Buna rağmen yine ERİL ve DİŞİL gibi çekici reklam yazılarıyla YBA okuma ve yazmasının propagandasını yapmayı sürdürüyorum. osmanziya 15.09.2024 02:42
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 15-Eylül-2024 Saat 03:07
HALK ile HAKK arasindaki IMKAN"... burada "imkan" sözcüğü kullanılmadan İLE sözcüğünün altındaki ve üstündeki çizgilerin oluşturduğu ( = ) EŞİTLİK işareti ile göstergelenmiştir.. AİLE olanağının.. yani toplumun birimi ve insanın bilimi olan ortamın.. alanın.. mekanın daha önceki resimde olmayan ve onlardan daha fazla kavramlar içeren çok geniş bir BAĞINTI ağı ortaya konulmuştur. Bu bağlam bağıntılarını ve bağlantı bileşenleri HERKES anlamayacaktır.. günlük dilin düz yazısı ile DÜŞÜNMEYİ unutmak halk anlamayı bile denemeyecektir. Hazır açık ve seçik sehil yana ANLAŞILIR yazılar yazan ve isteyen yazarlar ve okurlarda anlattığın anlatabildiğin kadardır deyip dudak bükeceklerdir.. ancak bu yazarlardan bir kısmının derdi malını satmak değil de hakikatı aramak ise bu arkadaş ne demek istiyor diye biraz dikkat kesilecektir. işte onlar bir anda "HAKK ve HALK arasında olanaklar"sözüyle ne demek istediğimi anlamasalar da oradaki bağlantının bileşenlerini anlayacak ve eleştirecek ya da bağlamın bağıntılarından bazılarını anlamayacak ve soracak.. tabi eleştirmeye cür'eti ve sormaya cesareti bulunuyorsa.. aksi halde ben yazıdan ya da tablodan HİÇ BİR ŞEY anlamadım.. demek.. anlamın.. anlamanın.. anlatımın.. dünyanın en zor üç işi olduğundan haberi bulunmadığını göstermektir. şairin dediği " Anlamak yok çocuğum anlamaya çalışmak var.. anlamadığında ise saçını başını yolmak var.." Çok şükür kırk yılımı saçımı başımı yolmadan anlamadan okudum.. kalan kalan yirmi yılda "imkan"ın ne olduğunu anladıktan sonra düşünmeden anlamanın mümkün olmadığını anladım.. on yıldır da İMKAN'ın ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum.. imkanı anlamak için matematik ilminin kurulduğunu ve onun bağlam ve bağlantı yanının istatistik ilmine dönüştüğünü anlayanlarında YBA önem ve değer vererek onu öğrenmeye ve kullanmaya ve yararlanmaya yöneleceğini düşünüyorum.
Saygılarımla. Osmanziya15.09.2024 üçyol izmir 03:06
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 15-Eylül-2024 Saat 03:37
Kandillere karşı değilim.. benim iki tane doğum günüm bulunuyor.. birisi gerçek doğum günün 10.11.1953.. diğeri okula erken başlamam için mahkeme kararıyla yaşımı büyütülmesi ile ilgili 03.05.1952 böylece hem yaz hem kış başlangıcında iki tane DOĞUM günü oldu.. Şanı Yüce Sevgili Peygamberimizin biri güneş takvimiyle (miladi) biri ay takvimiyle (hicri) iki kez doğum günü kutlanmasının bir zararı bulunuyor mu ? Hayır iki kez hatırlanmış oluyor.. Nitekim Yaratan'ı dört kandil ile hatırlıyoruz...
Acaba müslümanın Rabbini ve Peygamberini anımsaması için ayrıca bir uyarıya ve O'nu ve onu hatırlamak için günler ve geceler ihdas edilmeye İHTİYACI var mı ?
Elbette hiç kimse adını söylemese.. inan bir yıl sonra unutursun.. nitekim HER BİR GÜNDE beş vakit onu hatırlamak için özel anımsama ritüellerini baş vuran musalli müslümanlarla.. haftada bir gün haftalık müslümanların.. ya da yılda dört gün veya senede iki bayramdan bayrama hatırlayan bayramlık insanların MÜSLÜMANLIĞI arasında fark bize gün gibi hatırlamanın ve anımsamanın önemini ve değeri göstermez mi ?
İşte dil ve din bileşenlerinden oluşan KÜLTÜR'ün aile denilen ocakta öğrenildiğini bu yazımı bu mübarek MEVLİD KANDİLİ'ne yani 1446 yılı 12 Rebiulevvel ayyılı ve hicri takvimi DOĞUM GÜNÜ'ne armağan ediyorum.
Rabbim bu günün gölgesi 20 nisan 2025 güneş ve miladi takvim doğun günü gölgesini de de nasip eder ve 7 ekimden beri devam eden katliamın o güne kadar sürmemesini Rabbimiz niyaz eder İnşaallah.
Bu gün insanlık ve islamlık olarak ekonomik ve politik ve askeri gücümüz olmadan.. GİZLİ DÜNYA DEVLETİ ile başa çıkamadığımız ortada.. sebebi ise bu GDD değil.. günlük dilin düz yazısıdır. çünkü GDDY bize diyor ki geçmişte altmış yıl içinde israil 35 bin müslümanı öldürdü.. oysa 10.965.000 müslüman birbirini öldürdü.. ikinci cihan savaşı.. 50 milyon insanı öldürmüş.. rus ve çin totaliter devletleri 50 milyon insanı öldürmüş.. iki buçuk milyon osmanlı vatandaşı ölmüş.. yani geçen asırda toplam 112 milyon insanların birbirlerini öldürürken DİN'lerin hiç bir yararı olmamış.. hatta zararı olmuş.. yani DİN hiç bir işe yaramıyor diyemeyiz anacak savaşı önlemediği ve hatta azdırdığı KESİN.. elbette bozukluk DİN'de değil biz BİRBİRLERİNE kindar olan dindarlarda... bu bakımdan ne katoliğin ne protestanın.. ne sünninin ne şiirin HİÇ BİR FARKI bulunmuyor.
İşte tüm bunlarını sebebi insanları DÜŞÜNDÜRMEYEN
günlük
dilin
düz
yazısıdır.
Bu paylaşımımı Değeri Olan Paylaşımlar sahibi olan arkadaş okurda bir eleştiri yazarsa.. bana değerin ne olduğunu da anlatabilir. Belki bizde DEĞERİ OLMAYAN bu paylaşımlardan kurtuluruz.
Saygılarımla osmanziya 15.09.2024 üç yol izmir 03:36
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 15-Eylül-2024 Saat 18:38
Hakk ve halk
Hakikat ve hurriyet
Kuvvet ve ayniyet
Bilgi toplumu ve hukuk devleti
Temeller AILE de atılir.
Aile'yi inşa ediyoruz.. ancak bunun için telefon yetmez..
diz üstü ya da masa üstü bilgisayar gerekiyor.
Dişilde da GÜZELLİK olur.. bu erilde SEVGİ doğurur.. erilde İYİLİK olur.. bu dişilde SAYGI doğurur.. böylece bu "güzellik ve sevgi ile saygı ve iyilik" ipi kadını ve erkeği birbirine sıkı sıkı bağlar.
Kadın da GÜÇ olur.. eril sevgisine rağmen ona karşı dayanarak GÜR oluşturur.. kadın iktidarına karşı erkekliğin ihtiyarını (gürünü, özgürlüğün, özgürlüğünün hürriyetini) oluşturmaya çalışır. Aksi halde erilliğini ve erkekliğini yitirir. Gürü olmayan erkeği de kadın saymaz.. saygısı olmayan kadını da erkek sevmez. Böylece güzellik ve iyilik ipi kopar.. sevgi ve saygı teli kırılır. Eril erkeğin iyiliğini, gürü ve hürriyeti ile koruması.. dişil kadının güzelliğini, ihtiyarı ve seçimi koruması.. birbirini bağlı bir ilişkidir. Yuvayı erkek kurar.. başlangıçta gücü ile ancak evlendikten sonra güç kadına geçer ve kadın gücünün seçimini ilişkiyi kavrayarak.. erkeği rezil değil de vezir etmeye çalışarak gücü bilinçsizce kullanarak evliliği bozması kendini ve çocuklarını tehlikeye atmaması için BAŞ olan erkeğin BOYNU olmayı sürdürmesi ve BAŞ olmaya kalkmaması işin sırrıdır.. maalesef kadını kışkırtarak BAŞ olmaya zorluyorlar.. hiç kimse başa ve başkana bağlı olmak istemez.. bu TANRI olsa bile.. ancak uslu bir bilinç "durumu" kavrayarak.. krallık ve kölelik düzeninin mahiyetini anlayarak.. devimini ve devinimini ayarlaması.. görevini ve ödevini yaparak kendsine verilen kadınlık ve erkeklik rolünü iyi ve güzel oynaması gerekmektedir. Aksi halde var oluşu sağlam ve sağlıklı olmaz.. Sağlam ve sağlıklı olmayan benliklerin ve kendiliklerin yeri dünyada hapishane ahirette cehennemdir. Saygılarımla.
Bu tabloda SAĞ ALT köşede "GÖR" yazılı kutuya bakınız. önce yemek sonra emek.. önce düşünmek sonra konuşmak.. önce tasar sonra karar.. olduğu gibi önce GÖRMEK bulunur sonra SEÇMEK olur.. biz YBA mutfağı olan ANALİTİK DÜZLEM ile konuların ve kavramların görülmesi ve örülmesi hakkında çalışmaları yapmakla size bunları örneklemiş oluyoruz. Görmek daha çok erkeğe ait bir iş.. görerek ve göstererek ona göre seçim yapılması hakkını eşine ve kadınına vermesi gerekiyor. Son sözü başkan olarak kendisi söyleyecektir.. ancak bu çok nadir olacaktır. Zaten hep böyle olur. Bu işi de karı yapar ve kocada kendi seçtiğini ve özgür olduğunu sanır. Kadın ve erkek arasında bu "güzellik ve sevgi ile saygı ve sevgi" ipi ve teli.. "güç ve gür ile gör ve seç" bağıntısı ve bağlantısı.. burada genel ve ana hatlarıyla söz konusu edildi.. ayrıntılı yazımı ve eleştirilmesi ve düzeltilmesi gibi içerikler yazar ve hoca olmadığımdan için beni aşıyor. Konuyu tamamı ve kemaliyle anlayıp uygulamakta her birimize kalıyor. Sağlıcakla kalınız. osmanziya 15.09.2024 üçyol izmir
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 15-Eylül-2024 Saat 19:04
Parti kurmak turşu kurumaya benzemez..
Aile kurumu da SSK dan daha köklü bir kurumdur.
Zürriyet.. mülkiyet.. akliyet ve amiriyet olmak üzere cemiyet dört kurum ve müessese üzerine tesis edilir ve bunlar üzerine ZÜRRİYETTEN çıkan avamı nas ve halk olan proletaryadan ağniya.. ülema ve ümera sosyal sınıfları yükselir.
Entelijensiya.. burjuvazi ve bürokrasi, atası olan halk ve proleterya üzerinde.. beynin beden üzerinde etkin olduğu gibi etkindir.
Dil din.. dini ideoloji.. ideolojiye totaliter ve otoriter sistemler ve rejimlere çevirmiş partiler, bütünlük ve birlik ve beraberlik oltalarıyla.. dil ve din ile emek ve özgürlük gibi ortak dini değerleri partilerine paravana ve idelojilerine paratoner ederek temelleri olan AİLEDE onulmaz ve onarılmaz yaralar açtılar.
AİLE toplumun birimi ve insanın bilimi olarak üzerine ne kadar söz söylense yetersiz kalacak bir kurum ve müessesedir.
Mülkiyet ve aile (zürriyet) kurumlarının ortaya koyduğu DÜNYA.. dilin kötü ve kötüye kullanılması sonucunda insanın ve dinin bozulmasına paralel olarak bozulmasını sürdürüyor.
Eşya ve Eşhasdan ibaret DÜNYA bu nesnelerin ve kimselerin sağlam ve sağlıklı olmasıyla daha iyi bir dünya olur.. kelimelerin ve cümlerin sağlam ve sağlıklı olmasına dikkat etmezsek bir süre sonları işlerimizin.. eylemlerimizin.. işletimlerimizin.. etkinliklerimizin.. de bozulduğunu görürüz.
Yaşantı ve davranışlarımızın dayandığı görüş ve tutumlarımızın bilgi ve değer ve inançlarımızdan kaynaklandığı anladığımızda onların temeli olan DÜŞÜNCELERİMİZE dikkat etmemiz gerektiği ortaya çıkar.
Düşünce nasıl sağlam ve sağlıklı olur ?
Yöntemle..
İşte YBA bize mutfağı olan ANALİTİK DÜZLEMDEN verdiği bu örneklerle size kendini tanıtmaya çalışıyor.
Saygılarımla osmanziya 15.09.2024 üçyol izmir.
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 15-Eylül-2024 Saat 23:43
Burada GDDY değil kelimeler değil çizgiler ve renkler konuşuyor.. yerine, rengine bakarak sözcüğü anlamını bilmeye.. bu anlamın başka anlamlarla oluşturduğu bağlama göre ailenin içini ve dışını.. işini ve deyişini ve değişini anlamaya çalışacağız.. Necip Fazıl'ın dediği gibi "Anlamak yok çocuğum anlamaya çalışmak var.. anlayamazsan saçını başını yolmak var..."
osmanziya 15.09.2024
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 16-Eylül-2024 Saat 02:33
Bilgi toplumu ve hukuk toplumu saglam ve sağlikli bir aile ile başlar.. buradan yetışen salih insanlar sağlam ilişkilerle sağlikli birliktelikler kurarlar.. ve boylece dernekler.. vakiflar.. cemeatlar.. takimlar.. setler.. şirketler ve partilerle yapilan çalişmalarla başarili uretimler.. verimli toplumsal yararlar ve verimli ekonomik çıkarlar ortaya çikarirlar.
Bilimin esası olan iktisat ve hukukun esası adalet.. ilkelerinin işletilmesi eşyayı kullanırken ve insanı çalıştırırken mükemmel bir şekilde çalıştırılarak ortaya yukarıdaki manzarayı birden vermiyor.
Benim bu sözleri yazabilmem.. 70 yıllık BİLGİSAYAR gelişimi bedeli olmuyor.. belki yedi yüz yıllık gelişimi BİLİM gelişimi.. belki yedi bin yıllık YAZI gelişimi.. belki yetmiş bin yıllık DİL gelişimi ile mümkün oluyor.
Biz bunun adına EVRİM diyoruz.. ancak bu evrimi görenler YARATILIŞI göremiyor.. tersine yaratılışı görenlerde evrimi göremiyor.. elbette bu rast gele değil.. cehalet.. inkar.. sui zan.. sui nazar.. sui niyet.. hükmü peşin.. fikri sabit kurtulamadığımız akıl ve kalb sorunları ve konuları..
Nerede ise FACEBOOK denilen NOTEBOOK açılalı 17 seneye rağmen bir kişi bile YBA öğrenmeye ve GDDY ötesine geçmeye niyet edemedi.. aşk ve ışk altında bulunan ÖĞRENME tutkusu körelmiş..
şimdi buraya yine bindireceğimiz sıkıştırılmış dosyalar içinde tabloları versiyon sırasıyla yalından karmaşığa incelemeye.. kimse talib olmayacak.. çünkü insanların alışkanlıklarının önceliklerinden kurtulmaya.. alışkınlıklarının gereğini bırakmaya.. cesareti ve gücü bulunmuyor. Vaktini bir sürü işe yaramaz şeylerle çarçur etmeye zamanı oluyor lakin buna zamanı olmuyor.. merakı bir sürü gereksiz filim ve dedikodu konularına harcıyor lakin hak ve hakikatı araştırmak konusunda bir umuru bulunmuyor.. sonunda çağımız insanının ZİHNİ giderek dumura uğruyor gibi görünüyor.. ancak bu yargım yanlış olabilir.. benim yirmi yılı içeresinde ne kadar insanlar temas kurabildim ki.. beş bin arkadaşım bulunuyor face de sosyal bir insan olmadığım için şahsen tanıyan azami bin kişi olsa.. altı bin kişi içinde YBA önemini ve değerini anlayabilen birisinin çıkma ihtimali.. sanırım milyonda birdir.. bu durumda ülkemde anlayacak 80 kişiye dünyada.. orta doğuda 800 kişiye ve dünyada 8000 kişiye rastlama ihtimalim o kadar az ki.. ancak yazdıklarımın gelecekte saklanma süresi arttıkça bu ihtimal oranları düşecek ve eğer benim ve YBA değil (çünkü bir ömür ona rastlamadık) onların şansı varsa Yöntem Bilimsel Analize erişeceklerdir.
Konuya dönersem.. bilim ve hukukun tamamiyle ve kemaliyle eşyayı iktisatlı kullanma ve insanı adaletli çalıştırma olanağı bu gün bulunmazsa.. gelecekte bilimin başına bela olan insanı doğaya yabancılaştıran teknolojiden ve hukukun insanı insandan uzaklaştıran ideolojiden kurtulma şansı verecek bilimin HİKMETE ve hukukun AHLAKA erişmesi bu gün olmasa da yarın sağlanabilir.
O zamana kadar kıyamete erişmeden yaşayabilirse.. uygarlığımız daha iyi hale gelebilir. Bize düşen üzerimize düşeni yapmaktır.
Saygılarımla
osmanziya 16.09.2024 üçyol izmir 02:33
|
|