Tanrı'nın Tarihi kitabında Karen ARMSTRONG.. filozofların SOYUT Tanrı kavramına ve mistiklerin (teozofların) SOMUT Tanrı gözlemine sahip olduklarını söylüyor. Mücerret (soyut.. absrackt ) ve müşahhas (somut.. konkre ) sözcükleri.. genel ve özel ile tikel ve tümel gibi MANTIKSAL terimlerdir. Bu üç çift kavrama aşkın (mütel.. transandant) ve içkin (mündemiç.. immanient) kavramlarını da ekleyerek YBA ile elde ettiğimiz.. sözlerin taşıdığı bilgi ve değerlerin sağlam ve sağlıklı olmasına ilişkin kriterleri nazara alırsak ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor. Tanımlama bu sekiz terim ile oluyorsa bu tanımların hiç biri bize SALT (mutlak) a ilişkin bilgi vermez.. yani bu alana ilişkin.. beceri ve yetimiz bulunmuyor.. bulunmuyor. Ancak var ve yok sanma ve sayama yetimiz ötesinde hiç yok ve hep var demek YETKİMİZİ bulunuyor. Yani mutlak ve salt ve tanrısal "konu"sunda her ne kadar biz var sayma ve yok sanma ötesinde var-dır, yok-tur diye bir şey söyleyemezsek de görme, bilme, düşünme ve anlama hassasiyet ve hissiyat üstünde ve şuhudun ötesinde GAYBA ilişkin İNANMA selahiyetimizi kullanırız. "Göklere ve yerlere sığmadım fakat mü'min kulumun kalbine sığdım" "Ben kulumun zannı üzereyim.. kulum beni nasıl bilirse öyleyim." "Nefsini bilen rabbini bilir. Rabbini bilen nefsini bilir." gibi PANTEİST ve PANENTEİST yani kainat veya insanın "hâşâ" Tanrı sayılması gibi MECAZİ kelimeleri HAKİKİ saymazsak.. ki çoğu insan bu mecaz ve hakikinin ayırımını da yapamaz.. nasıl yapsın ki hakikatı hikaye ETMEK kolay olmadığı gibi hikayeyi hakikat YAPMAK da zordur. ÖZETLE bu konuda alimler arasında bile konuşmak bir sorun iken avamı nas yeri olan face mevzuyu getirmek baya bir problem doğurur. TANRI'nın ne yeri olur ne de yılı.. Karen ARMSTRONG Tanrı'nın TARİHİ derken zatını söz konusu etmiş TANRI fikrinin Tarihi'nden söz etmiştir.. ilginçtir Yazar tarihe geçmiş bütün isimleri söz konusun ettiği halde KELAM tarihinde özgün bir yeri olan İmamı Nursî'den hiç söz etmemiş. Saygılarımla osmanziya
|