Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

ilayı kelimetullah

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Diğer
Forum Adı: Din
Forum Tanımlaması: Diğer Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2458
Tarih: 04-Kasım-2024 Saat 22:13
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: ilayı kelimetullah
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: ilayı kelimetullah
Mesaj Tarihi: 03-Eylül-2024 Saat 20:29

Tevrat, İncil ve Kur'an birer tarih kitabı değil, tarihe yön verenlere ilham veren ilâhi kitaplardır.
Mahmut KÜÇÜKYILMAZ bey kardeşim böyle demiş.. dedim ki.


Bey Kardeşim aynen bunları yazmışım:
TEVRAT yahudi olmayan öldurulmelidir.. KUR'AN kafirler musluman olmazsa oldurulmelidir. Der. Bunlarla mi tarihe yon vereceksiniz..

Dil bilime din hukuka intikal etti. Sorunlari kitabi ALET edenler çözmez. Bilim ve hukuk çozer. Dillerin 1500 dinlerin 500 yillik omru vardir. Dil ve dinden oluşan kulturler insan gibi fani ve gecici olaylar.. tarihsel ve sosyal kurumlardir.

Bunun farkinda olmayan aydin.. metni manadan tefrik etmeyen adam.. olayi olgudan ayiramayan avam.. demişim..

Tevrat'ta: "Yahudi olmayan öldürülmelidir"
Kur'an da : "Müslüman olmayan öldürülmelidir" yazımda tırnak içine almamışım.. siz böyle yazınca ben aldım sanıyordum baktım almamışım.. siz tırnak içine almışsınız.. ayet meali vermedim ki numarasını söyleyeyim.. genel fikri ifade ettim.

Ancak geçenlerde yahudi hahamı beyanat verdi.. biz sizi öldürmezsek siz bizi öldüreceksiniz diye.. dinlerin ila-yı kelimetullah görevi bulunur.. bu yüzden hristiyanlar HAÇLI savaşları.. müslümanlar da CİHAD savaşları yapmışlar.. kendini KUVVETLİ gören dindarlar.. ülkenin ekonomik ve politik çıkarları için dini maske ederek başkalarıyla savaşmışlar.

İki bin yıl geçmiş kitabların tek bir kaynaktan geldiğini öğrenmemiş ve ögretmemişler.. ilki kitap bende siz kafirsiniz.. son kitab bende siz kafirsiniz.. gerekçesinden başka bir gerçek bulamamışlar.

Aliimran dördüncü ayeti tek kitapta birleşmeyen yahudileri ve hristiyanları ve müslümanları azab-ı şedid ile tehdid ediyor ve Aziz olan Allah intikamını alacağını söylüyor. Bin beş yüz yıl geçmesine rağmen bir kitapta (ayetlerde) birleşmeyin birbiri eliyle kırdırıyor ve hepimiz azabı şedidi yaşıyoruz.

Müslümanlarda bin yıl DÜŞÜNMEYİ ve tefekkür ve hikmeti bırakmışlar.. son üç yüz yıl DÜŞÜNCEYİ.. bilimi ve hukuku dondurmuşlar.. bilim bırakmışlar.. bilimi bırakınca kuvvet ellerinden geçmiş.. kuvvet olmayınca dünyalarını yitirmişler.. nerede ise bir senedir savaş değil katliamla müslümanları yani insanları bitiriyorlar.. ne insan ne de islam örgütlerinden ve devletlerinden bir karşılık verilmiyor.

Öyle ise oturup bu işi bilgi ve akıllıca ele almak gerekiyor. Akıllı ve zengin müslümanlar.. dil ve din ile emek ve özgürlük gibi ortak insanı değerleri partilerine paravana ve alet.. ideolojilerine paratoner ve bayrak yapanların oyununa gelmeden.. bir yayınevi kurup Tevrat, İncil ve Kur'anı KUTSAL KİTAPLAR olarak neşretmelidir. Furkan olan kitap önceki kitaplar arasındaki farkı herkese gösterecektir.

Bu yayını eline alan Kur'an okuyorsa tevrat ve incili okuyacaktır.. Tevratı eline alın ya da İncili eline alan Furkanı da okuyacaktır. Böylece ayetler arasında farkı bizzat kendisi görecektir, hahama.. papaza ve hocaya ihtiyaç duymadan. Bu iş yahudiler ve hristiyanlar yapmayacağına göre MÜSLÜMANLARA düşüyor.
Osmanziya yontembilim.com



Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 04-Eylül-2024 Saat 21:22
Bey Kardeşim, "Osmanziya her kim ise, tahminimce kutsal kitapları okumamış! Neden der isen, adam kendi kurduğu düşünceyi hakîkat diye öne sürüp kendinde de bir fikir ortaya atıyor ve diyor ki,
"Kur'an-ı okuyan, Tevrat ve İncil'i de olur ve Tevrat okuyan Kur'an-ı da okuyup aralarındaki FARKI görecek.
Merak ettiğim, bu osmanziya kitaplar arasında nasıl bir farklılık gördüki başkaları da o farkı görsün?
İnsanları bütün kitapları okumaya teşvik etmesi çok güzel ama bu yönlendirme sonucu kendilerine neden anlamaları veya bulmaları gereken konuyu da yanında dayatıyor,?
İnsanlar özgür olsun ve kutsal metinleri öyle okusunlar, herkes bir yere sevk ederken beraberinde, onu mutlaka göreceksin dayatması yapıyor." diyorsunuz fakat tevrat ve incil ve Kur'an ayrı ayrı devletler kurdukları zaman hem halklarına hem başkalarına kitaplarını CEBR ederler.. hahamlar, papazlar ve hocaların örgütlerininin eliyle. Benim dediğim dil bilime ve din hukuka intikal etmiş olup sosyal ve kültürel bir hakikat araştırması haline gelmiştir. Burada bu kitapların başında amir bir İNSAN bulunmuyor ki dayatsın. Ben de bir fikrimi söylemiş olmakla size zorla kabul etmenizi söylemiyorum ki.. biz namazda günde ali ibrahim ve ali muhammed hepsine birden dua ediyoruz. Hocalar, papazlar ve hahamlar aradan çekildiğinde MİLLETİ İbrahim, ÜMMMETİ Muhammed etrafında toplanacaktır. Yani ümmeti davet ve ümmeti icabet bir araya gelecektir. Ancak insanlar dini yanlış anlıyorlar.. HALİFE-İ ARZ olan İNSAN'ı tanımıyorlar. Nur-u Muhammed ÇEKİRDEĞİNDEN çıkan ağaç kainat ve insan şekline aldıktan sonra HAKİKAT-I Muhammed evrilerek sonunda ZAT-I Muhammed suretinde ortaya çıktı.. ve dedi ki ben MEKARİM-İ AHLAK'ı tamamlamak üzere gönderildim. Yani dilden çıkan bilim HİKMETE inkilab edeceği gibi dinden çıkan hukuk AHLAKA inkilab edecek ve halife-i arz olan İNSAN meydana çıkacak.. insaniyet-i kübra da İSLAMİYET olacak. Yani İNSANİYET olmadan İSLAMİYET ortaya çıkmayacak.. çıkmış olan fetoculuk ve retoculuk çatışmasına siz islamiyet adını veriyorsunaz o başka..


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 04-Eylül-2024 Saat 22:37
Bey Kardeşim, "Ümmet-i Muhammed etrafında toplanmak imkansızdır.
Ve muhammedin.
Ben mekarim-i ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim sözü asılsızdır. Öncekiler eksik ahlâk üzere yaşamış oldular sonucu doğurur ki bu önceki ümmetleri daha da sinir eder." diyorsanız.. Salih akıl ve sahih nakil.. için bir ölçü ve ölçüt olması lazım değil mi ? Konumuz NAKİL ise ben naklimin sahih olduğunu gösterirsem.. sizin mantık yürütmeniz bir işe yaramaz. O zaman hadis alimlerine sorup size döneyim.. şimdi kaynak veriyorum: “Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” (bk. Muvatta, Husnü'l Halk, 8; Müsned, 2/381)


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2024 Saat 00:02
ATEİST olmak teist olmaktan daha kapsamlı bir olay gibi geliyor bana.. TEİST olmak bir kitaba ve nebiye bağlı olarak TANRI tanımak olarak tarif edilir. Diğer taraftan bir din içinde dinin bir parçasını beğenmemekte ateist olarak tanımlanır ki bu dinin BÜTÜNÜN parçalanmaz bir TÜMLÜK anlaşılır. Pek bu külliyet ve câmiyet hakkında dindarların bir bilgisi bulunuyor mu ? Bana külliyet ve câmiyet hakkında isbat ve ikna edecek bir bilgi verecek var mı ? Öyle ise her dini ve özellik kendi dinimizi tanımayanı ATEİST olarak yaftalamak doğru değilse.. ateistlerden böyle bir şey beklemekte yanlıştır. Belki o yaftaladığımız gibi din hakkında dindardan daha fazla bir şeyler biliyor ki ateist de olmuş olabilir.. sonuçta insaları teist ya da ateist olarak parçalamak artık geçerli değil.. üç yüz senedir dünya gündeminden çıkmış dine daha çok baskı uygulanması anlamına gelir bu tür davranışlar. Belki bazıları kahramanlık gösterip cennet kazanacağını umarken dinin geleceğini daha çok karartabilir, diye düşünüyorum. osmanziya yontembilim.com


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2024 Saat 00:22
Orjinalini yazan: osmanziya

ATEİST olmak teist olmaktan daha kapsamlı bir olay gibi geliyor bana.. TEİST olmak bir kitaba ve nebiye bağlı olarak TANRI tanımak olarak tarif edilir. Diğer taraftan bir din içinde dinin bir parçasını beğenmemekte ateist olarak tanımlanır ki bu dinin BÜTÜNÜN parçalanmaz bir TÜMLÜK anlaşılır. Pek bu külliyet ve câmiyet hakkında dindarların bir bilgisi bulunuyor mu ? Bana külliyet ve câmiyet hakkında isbat ve ikna edecek bir bilgi verecek var mı ? Öyle ise her dini ve özellik kendi dinimizi tanımayanı ATEİST olarak yaftalamak doğru değilse.. ateistlerden böyle bir şey beklemekte yanlıştır. Belki o yaftaladığımız gibi din hakkında dindardan daha fazla bir şeyler biliyor ki ateist de olmuş olabilir.. sonuçta insaları teist ya da ateist olarak parçalamak artık geçerli değil.. üç yüz senedir dünya gündeminden çıkmış dine daha çok baskı uygulanması anlamına gelir bu tür davranışlar. Belki bazıları kahramanlık gösterip cennet kazanacağını umarken dinin geleceğini daha çok karartabilir, diye düşünüyorum. osmanziya yontembilim.com
DEĞİLDİR


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2024 Saat 00:24
"Biz birbirimizin hayatına giremeyen ve çıkmayı da beceremeyen iki kişiyiz diye acı bir şekilde yakınmışlar.. üzüldüm dedim ki: Bir hayata girmek ve çıkmak.. dünyaya girmek ve çıkmak doğmak ve ölmekle olur.. bir hayata girmek ve çıkmak evlenmek ve boşanmakla sağlanır.. doğumun olumu ve ölümün düğümüyle nerede gelip nerede gittiğini bilmeyen.. evlenmekle ne kazandığını ve boşanmakla ne kaybettiğini bilebilir mi ? Evlilikte tapılası karı ve kulluk edilesi koca sırrına erildiğinde neye bağlandıklarını ve kime güvendiklerini düşünme ve anlama ve inanma süreciyle anlaşılacağını düşünüyorum. Bunun çocuk yetiştirme süreciyle daha iyi anlaşılacağını sanıyorum. Sonuçta toplumun birimi ve insanın bilime olan AİLE'nin.. iki kişinin sahte sevgisi ve saygısının geçici bir deneme ve yanılma alanı olmaktan fazla bir işlevi ve görevi vardır. İşler ölene kadar bitmez.. öldükten sonra da sürer... osmanziya


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2024 Saat 07:31
Fatiha-i Şerifenin anahtarı daha doğrusu anahatlarıdır bunlar; dava-yı hamd.. dua-yı hüda.. Hakkın rızası yani ibadetin velayeti.. halkın ilası yani istinenin risaleti.. insanlar sanki ilk üç hiç yokmuş gibi RİSALET noktasına ağırlık vererek.. devlet.. resmiyet.. şeriat.. hukuk.. idare.. hakimiyet.. davudun krallığı.. isanın hükümranlığı.. dini mübini islamiyetin saltanatı.. gibi işlerle ugraşıyorlar. Oysa artık dünyayı DEVLETLER değil, şirketler idare ediyor. Şirkette artık mirket olduğu kişiler idare ediyor. Örgüt mörgüt ve parti de marti olunca artık bu işlerin samimiyeti ve ciddiyeti de kalmıyor. Oturdukları yerden ülkeyi yöneten vatandaşları evindeki ailesine hakim olmadan hatta nefsine sahib olamadan dünyaya İSLAM ADINI YÖN VERMEK istiyorlar. Ben bunları gülüp geçiyorum.. kimin aleti ve kuklası olduğunu bilmeden peygamberliğe soyunan bu kimseler sadece soytarılık yapıyorlar.. 7 ekimden beri bir sene olacak.. kimin.. hangi uluslararası kuruluşun.. ulusal örgütlerin.. beşeri teşkilatın ve islami organisazyonun.. bir tesiri oluyor. Samimi ve ciddi insanların olmadığı bir ortamda safi ve halis bir islamı aramak samanlıkta iğne aramak gibidir. Zaten başımızda resmi adamlar ve yetkililer bulunuyor. Biraz işleri onlara bıraksak iyi olmaz mı ? osmanziya


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2024 Saat 07:35
dini halis.. dini hanif.. dini kayyim BEYYİNE suresinde..

Kopyala ve yapıştır kolaylığında yayımcılık.. dayanılmaz çekimiyle hepimizi konuşmaya çekiyor ve bir türlü susup düşünemiyoruz. Galiba bu konuda en rahat olanlar ÖLENLER.. İmamı Gazalinin bir sözünü hatırlıyorum.. yerin altındakilerin hesaba çekildiği ya da pişman oldukları konularda yerin üstündekiler tartışıyorlar ya da savaşıyorlar. mealinde bir söz var.. galiba onlarda rahat değiller.. Rabbimiz akibetimiz güzel ve ahiretimi iyi etsin. Amin. osmanziya


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 08-Eylül-2024 Saat 12:45


Acık ve seçik

Tin suresi

vettin suresinin tefsiri.. ki bu sure insanın var oluşunu açıklıyor... sonunda hükmünü veriyor biz de "bela ene a'la mineşşahidîn" diyoruz.

08.09.2015 Menderes

SEKİZ sene önce yazmışız.. HRF karşısına İSİM gelecek.. Esma-i Hüsna CEMAL-i Hüsna olacak..

08.09.2024


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 10-Eylül-2024 Saat 07:23
Bey cevabi yazilarimda ayet olmadigini ve buna rağmen yahudiler.. hristiyanlar ve muslomanlarin boyle yaptigini hatta kendi gibi düsunmeyeleri tekfir edip 20.yy da 2 milyon muslumanin birbirini oldurdugunu.. israilin ise 35 bin muslumani oldurdugunu kayitliyorlar. Sonuçta koru korune inanip boşu boşun bir birini ölduren dindarlar söz konusu


din dindarların cahil kalıp.. dindar olmayanların münkir olduğu bir.. bir gizem...

Aziz bir Dostum, ateistler tanrı tanımaz değildir dedi.. dedim ki.. A-TEİST.. teist olmayan anlamını gelir. Peki TEİZM nedir ? Philo DİL teo TANRI anlamındadır. Yunanlar TEO.. Fransızlar DİEU.. Arapların İLAH.. Türklerin TENGRİ.. “Tanrı” ma’nasında eş anlamlı sözcükler.. cins isim olarak.. Yaratan ve Yapan Tanrı anlamındadır. Müslümanlar Tanrı'yı özel isim olarak kabul edilen ALLAH lafzayı celali ile hitab ederler. Bu durumda biz TEIZM.. terimini DİN olarak kabul edebiliriz.

Dil Philo.. Din Teo.. resmi olarak yapılarsa buna FİLOLOJİ ve TEOLOJİ adı verilir.. serbest ve sivil yapılırsa da FİLOZOFİ (felsefe) ve TEOZOFİ (tarikat) oluyor.

Son üç yüz yılan içyüzü olarak filoloji ve filozofiden BİLİM çıkarılmış.. teoloji ve teozofiden de HUKUK çıkarılmış.. bildiğimiz diller ve dinler ise köklerine erişemediğimiz KALINTILAR olarak kalıyorlar artık.

Bu kalıntıları sanki orada canlı ve diri bir şey bulacaklar gibi FUNDAMENTALİZM denilen bir köktencilikle diriltmeye çalışıyorlar.. oysa YARATAN her zaman canlı ve diri.. ölü olan.. donmuş olan.. durmuş olan bizim zihnimiz.. her şeyi beleşten elde etmeye çalışan yaşantımız ve bedavaya getirmeye uğraşan davranışımız.

Bu gün bir araştırma ile gitsek mevcut diller ve dinler üzerinden.. bunların kökenlerini ve temellerini bulmak kolay değildir. Bulmak yolunda çalışmalarda Yaratılış ve Evrim çekişmesinde kayboluyor. Üstelik bu dil ve din kültürün olmazsa olmaz bileşenleri olarak birbirini girişmişler.. yek diğerine karışmışlar.. çıktığı yer neresi de bilinmiyor. Ancak kuramlar söz konusu.

Benim TUTTUĞUM kurama göre.. Adem aleyhisselam cennette yaratılmış ve malum elmayı çok sevdiğinden dayanamayıp yemiş.. bende elmayı sevirim.. yasaklanan bu meyveyi yediğinden dünya implant (hubt) edilmiş.. tahminin bu olay 200 bin yıl önce vuku bulmuş.. işte Homo sapiens adını verdikleri bu âDEM ve oğulları yer yüzündeki diğen homoları yani insansı maymunları kaldırmışlar ve dünyaya yayılmışlar.. nitekim şimdide kaldırmaya çalışıyorlar Dünyanın efendileri Yahudileri kullanarak Müslümanları temizlemek istediği apaçık belli değil mi ?

Her ne ise konumuza dönelim 70 bin yıl önce bilişim (konuşma) devrimi olmuş ve insanlar aralarında DİL ile iletişim kurmaya başlamışlar.. 10 bin yıl önce de tarıma geçmişler.. 6 bin yıl önce de SESLİ iletişimden YAZILI iletişime geçmişler.. ve bu konura din kültüründe burada zikretmediğim başka bilgiler de bulunuyor. İşte bu KİTABI BİLGİLERİNİ kabul etmeyenlere KİTABSIZ anlamına DİNSİZ adı veriliyor. Daha sonra kitabda kabul edilemeyecek yani herkesi isbatlanmamış görüşler ve düşünceler ve bilgiler olduğundan bunları kabul etmeyenlere insanlar ALLAHSIZ ve KİTABSIZ anlamında dinsiz diyorlar.

Aslında kendi dinlerini hatta inançlarını hatta düşüncelerini kabul etmeyen herkese ATEİST adı vermiş yahudiler, hristiyanlar ve müslümanlar.. sonuçta ATEİST demek nebevi ve kitabi bir dini kabul etmeyen demektir.. TANRISIZ ve ALLAHSIZ değil. Fakat yukarıda girişte ifade ettiğim gibi Tanrı ve Din kavramı birbirine karışmış.

Zaten bana göre bir dinin 600 sene ömrü bulunur.. üç yüz gelişme ve üç yüz gerileme olarak.. ilk üç yüzde geçerliliğini son üç yüzde yürürlüğünü yitirir ve ilmen cari hukuken meri olmaz ve bir yenisi gelir.

İbrahim aleyhisene verilen sahifelerden sonrla Musa aleyhisselama TEVRAT inmiş.. 600 sene sonra İsa aleyhiselame İNCİL inmiş.. 600 sene sonra Muhammed Aleyhisselatü vesselama da KUR'AN inmiş.
İmamı Gazali ile ilk altı yüz sene dolmuş..
İmamı Rabbani ile ikinci altı yüz dolmuş..
Ve ücüncü altı yüzü beklemenden ikiyüz sene sonunda İmamı Nursi' İhya ve Mektubat YENİLEMESİ olan RNK ile kitablar açıklanmış. Yani Gazali.. Mevlana.. Rabbani ve Nursî.. kitabı vardır ve fakat NEBİ değildir. Hatemül Enbiya Muhammed aleyhisselamdan sonra Hatemülevliya olan İmamı Nursi ile KİTABLAR devri de bitmitir.

Bundan sonra Tevrat ve İncik Mukaddes Kitap (Yehova Şahidleri) olarak toplandığı gibi bunlara Kur'an eklenerek KUTSAL KİTABLAR ortaya çıkacak.. dinler hahamların ve papazların ve hocaların elinden kurtulacak ve halk mal olacaktır.. İnşaallah. İşte o zaman teizm.. ateizm.. deizm.. panteizm.. panenteizm.. hikayeler tartışma konusu olmaktan çıkacaktır diye düşünüyorum.

Dünyanın Efendileri.. dilleri.. dinleri ve kültüre bahane ederek insanların körü körün inanarak boşu boşuna savaşmasına sebeb oluyorlar. Bu oyunda bitmiş olacak. Bir Tanrı tanımaz.. 100 tane şeytanını 100 tane avukatını alsın RNK gitsin.. Tanrı tanır olmasa bile en azından Tanrı tanırmazlığını bırakacaktır. Garantisini veririm. Eğer böyle olmazsa işte yüzüm.. gelsin on tane tokat atsın.

Saygılarımla Osmanziya. https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2458


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 10-Eylül-2024 Saat 19:58
Karen ARMSTRONG Tanrı'nın Tarihi kitabının yazarı.. TANRININ SAVUNUSU da yazmış DEİST bir rahibe.. elbette Tanrı'nın tarihi olmadığını biliyor.. ancak ateistlere okutmak için büyük bir olasılıkla TANRI FİKRİNİN tarihi anlamında başlık vermiş.. onun kanaatı.. Filozofların SOYUT Tanrı'sı ile Mistikların SOMUT Tanrı'sı birbirinden farklı.. bu da normal çünkü insanın düşünen tarafı ve yaşayan tarafı da farklı.. En güzel misali FİL TEŞBİHİ.. MUTLAK olan bilgi ve dil konusu olamaz. Ancak göklere ve yere sığmadım mü'min kulumun kalbine sığdım denilmiş.. ben kulumun zannı üzereyim.. kulum beni nasıl bilirse öyleyim denilmiş.. SOMUT soyutla karşılaştırsa en azından teşbih olur.. ciddiye alınırsa şirk olur.. SOYUT somutla karşılaştırılırsa ne kitabın göreceliği ve izafiyeti ne de nebinin tarihselliği ve örnekliği açıklanamaz.. küfür olur. Görüldüğü gibi TEVHİD ikili kaldırmak dili kullanan din İKİLİĞİ dillendirmek zorunda kaldığı için kendiyle çelişir. Düşünmeyen avam-ı nas zaten somutu soyuttan.. yolu dinden.. metni manadan.. ayıramaz.. bu konuda bir çıkış hem mistikler gibi ameli hem filozoflar gibi nazara yanları birleştirebilen bir İmamı Nursî asrın aklına bir yol açmış.. izleyicileri etrafa bulaşmadan çağımızın iman gereksinimi karşılıyor.. insanlar amelini kendileri korusunlan ve dillerini de kendiler tutsunlar. osmanziya


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 10-Eylül-2024 Saat 21:11
Karen ARMSTRONG Tanrı'nın Tarihi kitabının yazarı.. TANRININ SAVUNUSU da yazmış DEİST bir rahibe.. elbette Tanrı'nın tarihi olmadığını biliyor.. ancak ateistlere okutmak için büyük bir olasılıkla TANRI FİKRİNİN tarihi anlamında başlık vermiş.. onun kanaatı.. Filozofların SOYUT Tanrı'sı ile Mistikların SOMUT Tanrı'sı birbirinden farklı.. bu da normal çünkü insanın düşünen tarafı ve yaşayan tarafı da farklı.. En güzel misali FİL TEŞBİHİ.. MUTLAK olan bilgi ve dil konusu olamaz. Ancak göklere ve yere sığmadım mü'min kulumun kalbine sığdım denilmiş.. ben kulumun zannı üzereyim.. kulum beni nasıl bilirse öyleyim denilmiş.. SOMUT soyutla karşılaştırsa en azından teşbih olur.. ciddiye alınırsa şirk olur.. SOYUT somutla karşılaştırılırsa ne kitabın göreceliği ve izafiyeti ne de nebinin tarihselliği ve örnekliği açıklanamaz.. küfür olur.


Şirk.. Yaratan kitabında gökten su indirdim onunla yerden bitkiler çıkardım.. sizi onunla rızıklandırıyorum diyor.. şirk olmuyor.. bazı insanlar suyun yapısını ve bileşenleri tespit ediyor.. rüzgarın ve yağmurların ilişkisini ve sistemlerini ortaya koyuyor.. bitkilerin fotosentezle şeker ve yağları ve proteinleri nasıl yaptığnı öğreniyor ve öğretiyor.. şirk oluyor.

Aracılar.. Yaratan melekler ve kitablar ve nebiler aracılığını ile dili kullanıyor.. şirk olmuyor.. insanlar dinini öğrenmek için dili kullanıyor.. hocaları kullanıyor.. yazarları kullanıyor.. şirk oluyor.

Bir tane din bulunur ve fakat insanlar sayısınca da sırat ve yol olur.. her bir insanın kendi yoluna ilişkin kimsenin bir düşünce ve iman türü.. bir amel ve islam türü.. bir yaşantı ve davranış ve ihlas türü.. bulunur. Fakat birisi senin yaşantın ve islamın ve imanın bana uymuyor diye şirk oluyor.. diye tekfir ediyorsa.. eğer o kimsede kafir değil.. o söz o lafı söyleyen adamını yakasına yapışıyor ve onu kafir ve müşrik neyle suçlamışsa o oluyor.

Kısaca sebeblere.. nesnelere.. kimselere.. aracılara TAKILMANIN faturası ağır oluyor. Bu yüzden İmamı Nursî diyor ki: İzzet ve Azamet ister ki.. ESBAB perdedarı dest-i kudret ola aklın nazarında.. Tevhid ve celal ister ki ESBAB ellerini çeksinler tesir_i hakikiden.” Nedir ESBAB; sebebler.. vatsalar.. vetireler.. vesileler.. nesneler.. kimseler…

Araçlar ve nesneleri ve kimseleri kullanmada dil yetmiyor.. ilim ve imanı belirleyen nazar ve niyet incelikleri gerekiyor.


Düşünmeyen avam-ı nas zaten somutu soyuttan.. yolu dinden.. metni manadan.. ayıramaz.. bu konuda bir çıkış hem mistikler gibi ameli hem filozoflar gibi nazara yanları birleştirebilen bir İmamı Nursî.. asrın aklına bir yol açmış.. izleyicileri etrafa bulaşmadan çağımızın iman gereksinimi karşılıyor.. anlatımları imana ve hidayete “vesile” oluyor.. insanlar amelini kendileri korusunlar ve dillerini de kendiler tutsunlar.

osmanziya yontembilim.com



Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Eylül-2024 Saat 01:55
Dil bilime din ise hukuka intikal etti.. bilim hikmete din ise ahlaka inkilab edecek.. derken.. dil ve din kökenleri aranacak bir KALINTI savımı ileri sürerken.. DİN deyince sadece semavi ve ilahi dinleri değil beşeri ve felsefi "dinl"eri de kast ediyorum.. daha doğrusu ideolojileşmiş kitabi ve nebevi dinler.. din haline getirilmiş felsefeleri ve ideolojileri da DİN kapsamına alıyorum. Yeşil ve mavi totaliter sistemleri.. kızıl ve kırmızı otoriter rejimleri.. olan İDEOLOJİLER Cemil MERİÇ'in ifadesiyle insanın zihnine giydirilmiş DELİ GÖMLEKLERİ derken Necip FAZIL'ın ideolocya'sını da kast ediyordu.. gençliğim de BEDİUZAMAN ve DEVLET FELSEFESİ kitabı çıktığında zevkten dört değil sekiz köşe olmuştum.. teknoloji ve ideoloji öylesine çekici ve çelicidir ki ZİHİN için para ve kadından aşağı kalmaz bir calibesi ve cazibesi bulunur. Elbette gelişmemiş zihinler için. Gelişmemiş zihinleri için gelişmiş zihinler tarafından hazırlanan bu deli gömlekleri DELİKLİDİR.. her tarafı kapalı olsa zaten sıkıntısını belli eder.. fakat bu dışarı açılan nefes alma delikleriyle insanın evinin penceresi ve kapısı gibi kendini güvende hissetmesine neden olur. Bu yüzden müslümanlık (yahudilik ya da hristiyanlık fark etmez) masonluk (kapitalizm) ve sosyalizm (marksizm ve maoizm) ve nasyonalizm (ırkçı milliyetçilik) İDELOJİLERİNE kendilerini bağlı hisseden bunların içinden çıkamıyor ve özgür akıllarına kavuşamıyorlarsa bunun nedeni DİNİ İNANÇ'larından dolayıdır. Toptan red ve toptan kabul esasına dayanan ve hiçleme ve hepleme yetkimize bağlanan DİN.. bireysel olmaktan çıkan totaliter ve bütüncü.. otoriter ve birlikte ideolojilerle toplumsal ve ulusal ve küresel hale geldiklerinde.. ortaya çıkan manzara 7 ekimden beri süre giden KATLİAM'dır.. belki bütün katliamların kökeninde.. hatta haçlı savaşlarının ve Peygamber döneminde kendini savunma stratejisine dayanan mücahedelerin dışında kalan islami cihadlarının temelinde böyle ideolojilmeşmiş DİN saiki yatar.. medine hurmalıkları için savaşır insanlar.. çöllerden yeşil alanlara yayılan.. ya da petrol bölgelerine koşan.. ASKERİ güç.. yedeğinden ekonomik ve politik güçlerden beslenir. Çağımızda dil ve din gibi emik ve etik değerleri.. emek ve özgürlüğü gerçekleştirmeye yönelik ekonomik ve politik değerlerin.. ORTAK İNSANİ DEĞERLER olduklarını göz önüne aldığımızda bunları paravana ve paratöner eden partilerin ve ideolojilerin bu alet ve bayrak yapışlarının meşru bir yaklaşım olmadıklarını açıkca görürüz. Bu güne kadar ileri sürdüğüm bu savlarıma eleştiri ya da katkı olmayışının.. sessizlik kumkuması için kendim söyleyip kendim dinleyişimin temelinde de bu DİNİ yaklaşım yatmaktadır. Çünkü insanlar Tanrı gibi yüce bir yararı ve ahiret gibi koca bir çıkarı gönülden ve gözden çıkaramazlar ve kendilerini bu kutsal ve sonsuz gerekçe karşısındma haklı sanarak gerçeği görmek ve ideolojilerini bırakmak istemezler.. dünyevi gerekçeleri zaten saymıyorum. Toplumun güce tapan ya da korkan.. çıkara banan ya da çanak yalayan yaklaşımları ve alışkanlıkları karşısında gücü ve çıkarı hedef ve onları dağıtma konumuna erişmeye çalışan şirketlerin ve partilerin bu pastayı ve koltuğu elde etmek için İNSANLARI TOPLAMADA kullanacakları en iyi materyal bu dört ortak insani değerdir. Başka hangi gerekçelerle toplayabilirler ki.. parti dediğin POLİTİK SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDME bir proje ve bir ekipten ibaret.. bu amaç yetmezmiş gibi birde dili ve dini yedeğine almaya ne gerek var ki.. hatta emek ve özgürlüğü de bu ekleyerek dört eğilimi birleştiren ÖZAL nasıl başarılı olabildi mi ? Sonuçta politikada bize yeni bir çözüm gerekiyor.. insanları birbirinden uzaklaştırın.. dine muhalif olarak doğan masonluk.. masonluğa muhalif olarak doğan marksizm.. aynı zamanda insanları insanlara düşman ederek onları birbirlerinden uzaklaşmasının temel nedeni değil mi ? Bu birbirinin kafire ve münafığı olan ideolojilerin gerektiğinde bir araya geldiklerini ve susurluk taksisi içinde çıktıklarını hep beraber görmedik mi.. düşman kardeşler olan israil ve iranın icabında işbirliği yapıkları ortaya çıkmadı mı.. sonuçta dil ve din ile emek ve özgürlük değerlerinin gelişebileceği BARIŞ ortamını bozmak için pusuda bekleyen bu sahte dinlerin kökünü kurutacak çare halkın dinini ve aydının bilimini rahat bırakmak için "DİN"leri yani ideolojileşmiş semavi dinleri ve dinleşmiş felsefeleri politikadan uzak tutacak halkın bilincini oluşturmaktır. Bu işler YASA ile olmaz.. zorla olmaz.. YASAK ile olmaz.. aksi halde kendimizde DİNCİ oluruz.. BİLİMCİ oluruz.. bilim hikmetle ve din ahlakla olur.. lafla da olmaz.. kuvvetle de olmaz.. yaşantı ve davranışlarımızda samimi ve ciddi olarak ortaya çıkar. Bu işi biz şimdilik böyle LAFLA yapıyoruz. Yarın bu lafı hikmete çevirenler çıkacak.. daha sonra bu hikmeti ahlakla yaşatanlar olacak.. İnşaallah. Saygılarımla Sağlıcakla kalınız. Osmanziya 11.09.2024 üçkuyular İzmir 01:54


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Eylül-2024 Saat 12:54
Paylaşım için teşekkür ederim Değerli Yazerimb Medyaya ne kadar yansıyor.. bilmiyorum ancak neredeyse bir yıldır sürmekte olan .. bebeklerin ve çocukların ve kadınların öldürüldüğü 7 ekim katliamı yaşanıyor. Acaba diyorum bunu unutturmak için ADLİ bir OLAY'ı medya büyütüyr. 7 ekim katliamına dünyada milletlerinde insanlar tepkilerini gösteriyor. Ancak orta doğuda planlanan SAVAŞI durdurmaya yetmiyor. Orta doğu akan kan ve göz yaşı petrole tercih edilmiyor. Petrol uğruna kan ve göz yaşı akıyor. Akacak kan damarda durmaz deyip körü körüne inanıp boşu boşuna savaşmaya razı olmamak için.. insanların birbirini ve özellikler müslümanların birbirlerini öldürmelerini.. kayıtlar israilin 35 bin müslüman.. müslümanların 1.965.000 müslüman öldürdüğünü düşünürsek basit bir karşılaştırma ile Yahudinin HABİL müslümanın KABİL soyu olduğu sonucuna varabiliriz. İşte ben bu DİNİ hikayeyi başka türlü yorumluyorum. İnsanı öldüren insan olamaz. Müslüman öldüren Müslüman olamaz. Çünkü hiç bir tür kendini türünü yemez. Böylece hayvandan aşağı düşer. Sonuçta düşünmeden yaşayan insanların varacağı sonuç; makinaların giderek "insan"laştığı.. insanların giderek hayvandan aşağı düştüğü bir gelecekte.. en büyük tehlike.. makine ve hayvanın birleştiği 3.tür olacaktır. Cin ve beşerden sonra gelecek bu tür.. cin ve beşer ve 3.tür arasında galaksi savaşlarının yapıldığı starwars'ı canlandıracak görünüyor. Sonuçta âdem atamızın kabil ve habili.. nuh atamızın ham ve sam ve yafesi.. ibrahim atamızın ishak ve ismaili.. bu gün İNSAN projesini ellerinden kaçırmak üzereler.. 3.tür'ün en büyük tehlike değil en büyük bir UMUT olabileceği düşünülebilir.. halife-i arz olan İNSAN.. cansıdan canlı.. canlıdan cansız. ölü den diri.. diriden ölü.. geceden gündüz.. gündüzden gece.. ışıktan karanlık.. karanlıktan ışık çıktğı gibi kötülükten iyilik.. iyilikten kötülük.. güzellikten çirkinlik.. çirkinlikten güzellik.. pislikten paklık.. paklıktan pislik.. kirlilikten temizlik.. temizlikten kirlilik.. ÇIKARMA makenizmasıyla cennet ve cehennemi inşa ettiğini düşünüyorum. İşte önemli olan bizim kendimin bu hayrı beriyle ve şerri beriyyenin neresinde olduğumuzdur.. olduğudur. Bu da dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan DİL'in iyiyi ya da kötüye kullanılmasıyla ilgilidir. Şimdi zaman dünya ya da din değil dil'dir. Dilimizi tanıma devridir. İnsanın nasıl insan olduğunu anlama çağıdır. Saygılarımla osmanziya yontembilim.com ( fakat unutmayalım ki dünya bu face'den ibaret değil.. netten ibaret değil.. buraya sadece gösterilen ve büyütülen gündem yansıtılıyor.. aslında güncel olan ve sanal olmayan kendi günsel'imizdir) osmanziya 11.09.2024


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Eylül-2024 Saat 13:38


Yirmi tane dosya sonucu ulaşılan bu TABLO'da esrarı şeriat olan;

Hamd Davası (RUBUBİYET) Akrebiyet
Hüda Duası (UBUDİYET ) Kurbiyet
Rıza-ı İlahi (VELAYAT) Tasfiye
İla-yı kelimetullah (RİSALET) (tathir)

Açıklanmıştır.. elbette tabloyu anlayabilmek için önceki 19 tablonun da incelenmesi gerekiyor.

Saygılarımla

Dinnur YAŞAR 11.09.2024 13:37 üçkuyular


İzmir


İmamı Nursi RNK 30.cu söz ene ve zerre risalesi ile envar-ı şeriatı açmış ve kitabı mübini göstermiştir.. 31.cü söz mi'raç risalesi ile esrar-ı şeriatı açmış ve imamı mübini göstermiştir.

HALK ve HAKK arasında bulunan bizler bir tarafımla halka dönüğüz bir tarafımızla da Hakka yöneliğiz.. fakat ifrat ve tefrit ile bu dönmemiz ve yönelmemizde aşırı ve abartı ortaya çıkmış ve hattı vasattan uzaklaşmışız. Bir kısmımız sadece dünyaya bir kısmımız ise sadece ahiret yönelik olarak dünya ve ahiret HASENESİ hakkında denge ve uyumu yitirmişiz.

akıl ve kalb
dünya ve ahiret
kadın ve erkek
toplumu ve birey
iktidar ve muhalefet
Say' ve sermaye

KISACA iki ucun dengesini yitirmişiz.

Bir kısmımız böyle olmuş:








bir kısmımız da böyle olmuş




Bu konular web ve face sayfalarımda yıllardır tam on dört yıldır açıklıyorum.. merak eden.. inceleyen.. eleştiren ve sorun bir kimse.. bir insan.. bir müslüman çıkmadı.. sonuçta herkes üzerine düşeni yapıyor.. bu fakirde yapıyor.. vermezse Ma'bud neylesin Mahmud deyip yürüyoruz.

Rabbimiz bizim ve sizin akibetimizi güzel ve ahiretimizi iyi etsin. Amin

Dinnur YAŞAR 11.09.2024


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 13-Eylül-2024 Saat 22:48
Tribünlere konuşanlar.. HAZIR açık ve seçik SEHİL anlaşılır cümleler kurarak işini tümünü birden anlatmaya ve haklı olduklarını göstermeye çalışırlar ki bunun adına RETORİK denir.. bu hukuk usulü ve hukuk kurallarını ile mahkemede yapılırsa buna dava ve müdafa adı verilir. Halkın bilgisi ve yargılamanın verisi çapında yapılan bu mukayese ve muhakemeden fazla bir hak ve hakikat çıkmaz. Diyeceğim o ki.. Asrı saadetten bu yana ilk dört yüz ve altı yüz seneden beri ŞERİAT uygulandığı halde 1400 yılın geri kalan bin yıl ya da sekiz yüz yıl içinde ŞERİAT geliştirilerek müslüman dünya ve ahiret daha iyi hale getirilmemiş.. bütün suçu gavurlara.. hristiyanlara.. yahudilere.. masonlara ve marksistlere ve kemalistlere atarak sorunu çözebilir miyiz.. oysa bir müslüman yüz senelik değil hatta bir dört yüz sene KALU beladan beri müslümündır. Sonuçta eğri oturup doğru konuşursak eğer ortada bir suç bulunuyorsa bunun yüzde sekseni bizzat müslümanlar yüzde yirmisi insanlarındır. Aslında insan olmadan islam olmaz.. insan islam olmadan kurtulmaz. Hepimizin islam olma sorunu değil İNSAN olma sorunu bulunuyor.. işe orada başlayalım derim. Saygılarımla. osmanziya yontembilim.com







Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info