Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

okuma ve yazma ile arama ve bulma

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Yöntem Bilim
Forum Adı: Yöntembilim
Forum Tanımlaması: Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2578
Tarih: 24-Aralık-2024 Saat 05:28
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: okuma ve yazma ile arama ve bulma
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: okuma ve yazma ile arama ve bulma
Mesaj Tarihi: 19-Aralık-2024 Saat 22:22

YBA ile okumaya değil düşunmeye çağıriyoruz..

GDDY ( Gunluk Dilin Düz Yazısı) kullanan hocalar ve yazarlar HAZIR acik ve secik SEHIL yani ANLAŞILIR savlar ve kanitlar ile
hem düşunmeyi unutturuyorlar
hem IDEOLOJIK budizme müslümanlıga.. masonluğa.. marksizme angaje ediyorlar.

Bu yuzden düşünmeye yol açan YBA ( Yöntem Bilimsel Analiz) ile tablolari paylaşiyorum




"Müslümanlar ne hikmetse, "oku, aklet, adaletli ol, iktisatlı ol, ahlaklı ol" gibi hükümleri islamın birer şartı gibi kabul edip içlerine sindiremediler."
suçlamasına karşı

"Mogollar ve haçlilar belimizi kırmış.. nefis de yani kendimiz de başımizi eymiş.. bu yuzden boynu bükuk durumdayiz.

BU GUN beşeriyet insaniyetini inşa ediyor.. ona dili ve dini paravana edip partilerimizin çikarlarina ALET etmemek.. emegi ve özgurlugu paratoner yapip ideolojilerimizin yararlarina BAYRAK yapmamak gerekiyor."

diyerek savundum.

Ancak HİKMET konusunda şunu söyleyebilirim:

düşünemiyorum ve bilemiyorum.
:BEŞERİYET
ve MEDENİYET
ve İNSANİYET
ve İSLAMİYET:
isteyemiyorum ve anlayamıyorum.


Demek istiyorum ki
BEŞERİYET öncesi hali düşünemiyorum ve bu yüzden bilemiyorum..
İSLAMİYET sonrası kali isteyemiyorum ve anlayamıyorum.

Bununla beraber
BEŞERİYET halini düşünmüyoruz..
MEDENİYET halini bilmiyoruz..
İNSANİYET kalini istemiyoruz..
İSLAMİYET kalini anlamıyoruz..

KISACA yapabileceklerimizi işletmeye uğraşmıyoruz .. yapamayacaklarımızı eylemeye çalışıyoruz…

Dediklerimi kimse anlamadı değil mi ? Düşünmeden anlamak mümkün mü ?


Osmanziya 20.12.2024 üçyol 08:36



Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 20-Aralık-2024 Saat 08:43
Saddam ABD'nin En Muteberli Yoldaşıydı! 8 Yıl İran İle Savaştırmıştı.
Övgü Üstüne Övgü Alıyordu.
Sonra Saddam Bu Güvene Güvenerek, Kuveyt'in Kendi Toprakları Olduğunu Yoldaşı ABD'ye Üslubuyla Duyurdu.
ABD Madem Öyle Diyorsun, Bildiğin Gibi Davran Dediler. ABD Desteğini Aldığını Sanan Saddam Aniden Bir Gece Kuveyt'e Çıkıverdi!
Iraklılar da Bu Tarihi Fırsat Diyerek Bayram Ediyordu. Saddamı Yere Göğe Sığdıramıyorlardı.
Saddam'ın Bu Çıkışı Kendi Sonunun Bir Başlangıcı Oldu. Sonrasını Sanırım Hatırlıyorsunuzdur?
Hiç, Öylesine Aklıma Geliverdi de, Trump'un Bizim Dünya Şeysisine Bu Övgüleri, Yoksa Bu da Yeni Bir Sonun Başlangıcı mı Olacak Diye Aklıma Gelmedi Desem Yalan Olur.
Ahmet yıldız
Demiş dedim:
Dünyanın gidişatına 200 ulusal devletin (partinin) başkanı değil 200 uluslararası şirketin yöneticileri karar verir.. Trump’un da Erdoğandan farkı bulunmaz.. biz bedenimizin 13 eklemine ve 4+4+2+32+1= 43 üyesine hakim olabiliyor muyuz ona bakalım. Osmanziya 19.12.2024 üçyol İzmir 12:27
bu da bizim reklam kardaşım.. iyi ticaretler dilerim.


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 20-Aralık-2024 Saat 09:09
Değerli Kardeşim, ben de zaman zaman okuduklarımı paylaşıyorum. Okumak konusunda sizin çalışmalarınızı da tebrik ediyorum.. başarılarınızın devamını dilerim.
Ancak OKUMAK bir giriş çıkışı yazmak olması gereken. Ancak bazıları hep okuyor ve hiç yazmıyor.. bu yüzden bir ömür okuyor. Bazıları okuduktan sonra yazmaya başlıyor. Fakat bir süre sonra hiç okumuyor hep yazıyor. Bu yüzden ARAŞTIRMACI YAZAR diye bir meslek çıktı.. hem okuyan hem yazan kimseler daha değerli ve başarılı oluyor.
Okumak ve yazmak iki şeyin arasında kalır; KONUŞMAK ve DÜŞÜNMEK.. konuşmak söylemek ve dinlemek olarak betimlenebilir.. düşünmek ile sav ve sor ile yanıt ve kanıt aramak ve bulmak olarak tanımlanabilir. Şimdi bu ANLATIMI nasıl yapabildim. okuma ve yazma içeriklerimden sıyrılarak.. biçimsel düşünerek. Çoğu kimse konuşmada söylemek ve dinlemeyi ayırt edemez.. örneğin siz de KONUŞMANIN mütekellimin SÖYLEMİSİ ve muhatabın DİNLEMESİ arasında bir ilişki olduğunu bilirsiniz.. ancak dikkat etmezseniz.. sizin de bildiğiniz şeyi ben söylüyorum.. ancak bunu daha önce hiç düşünmemiş idiniz.. ben söyleyince bildiniz. Kaldı ki bildiklerimizin büyük bir çoğunluğu başkalarından öğrendiğimiz ezberlerimiz. Kendi ÇIKARDIĞIMIZ bir bilgi olmadıkça tüm bildiklerimiz koşullanma.. çalışma.. öğrenme.. şimdi elbette konuşmada söyleminin SİMGE yüklemesi ve dinlemenin de İMGE çözmesi.. olduğunu anlarsınız.. bu işlerin ayrıntısına girdiğinizde içeriklerden sıyrılıp BİÇİM konusunda öğrenme başlar.. işte ister içerik ister biçim olsun.. tüm anlatımlarda insanlar birbirlerini eleştirmeye ve tartışmaya başladıklarında ortay YENİ BİLGİLER çıkacaktır.. yeni sorunlar çıkacaktır.. yeni çözümler çıkacaktır.. kültür ve uygarlığımızı genişleten ve geliştiren bu işlere girişmedikçe hocaların ve yazarların hazır açık ve seçik sehil yani anlaşılır sözlerini ezberlemekten başka bir şey yapmış olmuyoruz.. gerçi bu hiç bir düşünme, okuma, yazma, öğrenme yapmadan günlük dilin içinde cahil ve esir olmaktan daha yararlıdır.. ancak sonuçta sadece OKUR olarak kalıyorsak ve YAZMAYA doğru yönelmiyorsak.. değişmenin ve gelişmenin ve İLERİYE gitmenin kapısını aralamıyoruz demektir.   
İşte bu fakir hızlı anlam sürücü ve kolay anlatım aygıtı barındıran YBA ile yazı ve tablolarımla
konuşma (SÖYLEME ve DİNLEME)
okuma ve yazma
düşünme (ARAMA ve BULMA)

okuyanları ve yazanları DÜŞÜNME'ye çağırıyorum.

Sağlıcakla kalınız.
Mustafa BUĞUÇAM https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2578&PID=4560#4560
20.12.2024 üçyol izmir 09:08


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 20-Aralık-2024 Saat 09:31



Biz burada boyutlara yüklenen evren.. dünyaya İNSAN ile bindirilen dil ve KUR'AN ile dili indirilen din hakkında ileri geri konuşuyoruz.. fakat bir de dünyada İNDİRİLEN ve BİNDİRİLEN'ler söz konusu.. işte bunlardan biri:



Maşaallah..

siz bunların farkında mı sınız ?

daha bu indirme ve bindirme işin bir yönü.. başka yön ve yanları anlamakiçin bu zip halindeki INDIR dizinini bilgisayarınıza indirerek oradaki tabloları versiyon sırasına göre incelemeli ve izlemelisiniz..


Osmanziya 20.12.2024 10:32

uploads/20241220_103404_INDIR.zip - 20241220_103404_INDIR.zip


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 20-Aralık-2024 Saat 10:38
Resim gerçekten güzel yapılmış.. hangi usta yapmışsa..

GÜZEL kadın.. suret-i hatt.. çizgilerle biçimleme.. çizgiler ve boyalarla inşa edilen.. biraz geometrik ve grafik bir cemal.. biraz estetik ve erotik bir melih.. ve özellikle "erkek" birey için de çekici hüsün.. bu sonuçta yapay bir RESİM ve çizge. Eğer normal ve doğal bir kadının resmi olsaydı bile yine de bir suratın sureti olmaktan kurtulamazdı.. bunun etkisi yirmili yaşlarımda belki biraz farklı olurdu ancak yetmişli yaşlarda onun sadece bir TUZAK olduğunu biliyorum...

Çünkü "güzellik"ten uzaklaştıran bir "güzel".. keza güzel gibi iyi de meftun mübtela olundukta "iyilik"ten uzaklaştıran bir tuzak. İyi bir erkek ve güzel bir kadın.. birbirine bağlandıkça güzel-lik ve iyi-lik olaylarından uzaklaştırır.. Şimdi burada bunun.. kimse-olay-olgu AR'ının felsefesini yapmak.. yapıttan ve eserden müssir yapıcıya geçmek.. etkiden eyleme geçmek.. gibi uzun bir tefekkür ve düşünmeye götürecektir.. ki buna bu face'de dolaşanların mecali yoktur.. eser.. fiil.. isim.. sıfat.. şuun.. zat olmak üzere altı katmandan geçebilmeyi gerektirir. Oysa kendim dahil bizler varlıklar ve olaylar âleminden yani eserler dünyasından fazlaca kurtulamıyoruz.

Şimdi bu güzel eseri YAPAY ZEKA'nın yaptığını düşünüyorum..
günümüzde karşımızda üç tane USTA bulunuyor; insan.. yapay zeka ve Tanrı...

Gelecekte bizim varlıklar ve olaylar yani eserler dünyasından ÇIKAMAYANLARIN işi zor.. çünkü onlarla Tanrı arasına kainat ve insandan başka bir de yapay zeka girdi..

saygılarımla

osmanziya



Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 20-Aralık-2024 Saat 10:42


7 yıl önce yazmışım:

F A Z L A R


İki faz var.. biri YAKAZA ve uyanıklık durumu.. diğeri NEVM ve uyku durumu.. uyanıklık durumu DİKEY (amedi) fazdır.. uyku durumu ise YATAY (meddi) fazdır.
Dikey uyanık ayakta kalabilme durumuna UYGULAMA adını veriyorum. Yatakta yatay uykulu duruma da UYKULAMA diyorum. Bu iki faz her gün her gece gündüz yaşadığımız doğal ve normal bir değişimdir. Biolojik, psikolojik ve sosyal nedenlerle biz bu iki hali sürekli geçirmek suretiyle yaşayabiliriz. Bazı hayvanlar için bu hal gün dönümünde de değil de yıl dönümünde yaşanır ki bu KIŞ UYKUSU adı verilir.
Aslında geçim bakımından ve sosyal olarak bu toplumsal hayatın ve uygarlık yaşamında da doğal olarak var.. örneğin ticari hayatın ve sanayi yaşamın dayanağı olarak TARIM sektörü de kış uykusuna yatar ve tarım daha çok yazın yapılır ve fakat sanayileşme ve sera bizi doğal gıdalardan yoksun bıraktı.. Tabloda bu iki faz DİKEY olarak gösterildi.
Bir de yatay olarak orada HAZER ve SEFER fazlarını görüyorsunuz.. yakaza ve nevm fazı da ard arda gelir.. hazer ve sefer fazı da öyledir.. bazen bir sefere ve yolculuğa çıkarsınız onun telaşını yaşarsanız.. bazende yerleşik durumun huzurunu yaşarsınız.. sefer durumunda saniyelerin kıymeti vardır.. bir dakika için bir arabaya kaçırırsınız.. hazer durumunda ve sakinlik zamanınızda saatleriniz saniye gibi geçer gider farkına olmazsanız..
Büyük ölçekte de bazen sulh ve barış durumunda huzurun tadınını çıkarsınız bazen de harb ve savaş durumun seferi çıktığında gerilen yaşam canınızı sıkar ve bazen de canınızı alır.Bu dikey ve yatay fazdan temelli ve birincil olanı DİKEY olan nevm ve yakaza fazıdır.. ikincil olanı YATAY olan hazer ve sefer fazıdır.
Bu dikey ve yatay fazdan temelli ve birincil olanı DİKEY olan nevm ve yakaza fazıdır.. ikincil olanı YATAY olan hazer ve sefer fazıdır.20.12.2017

bu gün 20.12.2024 tarihi itibariyle yedi yıl geçmiş..



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info