Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

felsefe seçimlik ders oluyor...

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Diğer
Forum Adı: Din
Forum Tanımlaması: Diğer Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1419
Tarih: 16-Kasım-2024 Saat 08:40
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: felsefe seçimlik ders oluyor...
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: felsefe seçimlik ders oluyor...
Mesaj Tarihi: 21-Mayıs-2019 Saat 22:13
FELSEFE seçmeli ders olarak bırakılmış.. OYSA Felsefe matematik kadar gerekli bir derstir.. 1000 yıllik korku yine suruyor.. Tanri nin korunmaya gereksinimi yok.. DEDİM bir arkadaşımda DEDİ ki katılıyorum size lâkin piyasadaki bazı maskot ve tribüşon felsefecileri görünce 'herkesin harcı degil' düşüncesine kapılıyorum.


BENDE dedim Zaten mükemmel "din" YAPılamayacağı gibi mükemmmel "felsefe" YAPılamaz.. zaten bizde mükemmel öğrenemeyiz.. deneme ve yanılma ile ÖĞRENİR.. araştırma ve geliştirme ile KULLANIR.. değiştirme ve düzeltme ile YARARLANIRIZ.. mükemmel islam olamadık.. bari bırakın mükemmel olmaya çalışan insan olalım.. belki zamanla islam da olabiliriz..


ve sen gel kardeşim.. bırak bu islam olma davasını.. insan olma yolunda gir.. bak nasıl işler düzeliyor.. çünkü doğal ve normal olanı bu.. bu vesilesi ile öğrenilmiş koşullanma.. kurallanma.. kurtulmaya kendimi ve sizi davet ediyorum.. lakin alışkanlık ve alışkınlıklardan kurtulmanın zor olduğunu da biliyorum.. hasılı bu işler önce yapı olur.. sonra kapU (kapı kolu ya da kapı kulu) olur.. sonra tapU olur.. (en iyisi Tanrı’ya Tapmak ve ona kulluk yapmak) sonra sapU (terk eder, tehir eder.. hayırda atalet eder.. şerre inhiraf eder ve istikametten sapar) olur.. bu böylece sürer gider.. eğer böyle güzel bir U dönüşü yapamazsa.. ne mutlu ve kutlu ve utku tapusu sağlam ve sağlıklı sürdürene.. (Bu “U”ları şişe olarak görüp işler KEKA demeyin )


İşin esası ne biliyor musunuz; “ben”in iki yanında iki emanet olan özdeşlik (AYNİYET) ve özgürlük (HÜRRİYET) .. özdeşlik emanet.. bizim malımız değil yani.. özgürlükte öyle.. bizim malimiz değil emanet.. şimdi biz özgürlük ten SERBESTLİK (başıboşluk) ve özdeşlikten SONSUZLUK (başsızlık) çıkarıyoruz.. yani olmayan özdeşlik ve özgürlükten bulunmayan başıboşluk ve sonsuzluk elde ediyoruz.. şimdi bunlar bizde olsaydı ve bulunsaydı biz ne olurduk ? TANRI... Şimdi biz tanrı olmadığımıza göre bu olmayan ve bulunmayan özdeşlik ve özgürlüğü olan başıboşluk ve başsızlığ bulunan koşulsuz ve kuralsız salt TANRI’da var demektir… tabi bunlara ayniyet, hürriyet, serbestiyet, ebediyet, ezeliyet demediğim için kutsallıklarımızı zedelemiş olmayım amma.. elle tutamdığınız her nesne.. ister evrim ve tekmül olsun ister mükemmel ve kamil.. yuvarlaklıklarından ve soyutluklarından ve kuruluklarından dolayı kutsaldır.. ya da kutsalımsıdır ya da kutsal boyalıdır. Zaten hepleme ve hiçlemeye dayanan her kavram, varlık ya da yokluk dahil, kutsaldır.. ancak sözcükler ve adlar yani kelimeler ve isimlerde önemlidir.. bunlar kişilerden, olaylardan, olgulardan yüksektirler.. ancak bu düzeye çıkamayan duyarsızlar için BOŞ nesnelerdir... çünkü "din" katmanı; günlük bilgiden, bilimsel bilgiden, ve felsefe bilgiden yüksek bir "dil"dir.. Adam Hak dini Kur'an "dil"i demiş..


Felsefede ONTOLOJİK kanıt olarak bilinen insanın içinde bulunan YETKİNLİK (MÜKEMMELLİK) hissi var.. yani insanın kendisi mükemmel olmadığı halde böyle bir duygu nereden geliyor ? Yanıt Tanrı’dan.. FAKAT Tanrı'nın sözü bizim dilimize ve düşüncemize TENEZZÜL ederek, inerek geliyor.. işte yetkinlik ve özdeşlik ve özgürlük ve sonsuzluk gibi Tanrı’yı hep-lemeler ve Tanrı dışındakileri hiç-lemeler.. ya da bunun tersi yargılar.. Tanrı tanıklıklar ve tanrı tanımazlıklar.. bize bu ayniyet ve hürriyet ve mükemmelliyetin bir EMANET olduğunu gösteriyor.


Şimdi iki seçenek var;
Birincisi TANRI varmış gibi yaşayarak bize EMANET olarak verilmiş özdeşlik ve özgürlüğü.. dili VE dini.. HAK ve HAKİKATI.. bilim VE hukuku.. İKTİSADI ve ADALETİ.. ticaret VE siyaseti.. SERBESTİYET ve MEŞVERETİ.. teknoloji ve ideolojiyi.. HÜSNÜ ve HAYRI
meşru ve makbul.. bir surette öğrenmeğe..
mümkün ve makul bir şekilde kullanmağa..
kamil ve tam l bir salat ve selamla yararlanmağa..
ÇALIŞMALIYIZ.. amma ne kadar ulaşırız.. ne derece erişiriz orasını Allah azze ve celle bilir.


İkincisi TANRI yokmuş gibi düşünerek nereden geldiğimiz ve nereye gideceğimizi.. nasıl geldiğimizi ve nasıl gideceğimiz.. aramak.. sorularını ve yanıtlarını aramak ve bulmak.. işte biz bu iki seçeneği yerine göre kullanacağız.. tanrı varmış gibi yaşarken tanrı yokmuş gibi düşüneceğiz.. işte bunu bize yaptırmıyorlar.. birini yaparsan gerici diyorlar birini yaparsan imansız sayıyorlar.. düşünürken Tanrıyı düşünürsen metafizik yapmış oluyorsun.. Tanrıyı düşünmezsen dinsizlik yapmış oluyorsun.. ancak şu var ki TANRI, tanrı tanımazlara dinsizlik yapma yolu (şerr) yol ve kötülük yapma imkan vermiş ki bundan da HAYIR çıksın.. çünkü şer olmasaydı hayır da olamazdı.. böyle Manayı Harfi ile bakarak teoloji ve teozofi yaparken.. mana-ı İsmi ile bakarak filoloji ve filozofi yapıyoruz.. Böylece programlanmış ve protokollenmişki bilim ve san'at ve hikmet ve hukuk çıksın. uygarlık belirsin.. aksi halde belki hala mağara kovuklarında yaşayacaktır..taşı taş üstüne koymayacaktır.


işte bu sayede zaten mantık temelli PSL e matematik temelli FKB İLİMLERİ ortaya çıktı ve bu İNSAN ve EVREN ilimleri ile de uygarlığı ortaya çıkardık ve Yetkin medeniyet ve Yüksek insaniyet ve Yüce İslamiyet EMANETİ’ni ileri götürmeye çalışıyoruz. Götürürken güzelliklerimizi ve yetkinliklerimizi meşru ve makbul bir şekilde görmeli ve göstermeliyiz.. ve bunun yolu da öğrenilmeli..yani denenmeli ve yanılmalı..


İşte bunun için FELSEFE ve hikmet artık serbest bırakılmalı.. DÜŞÜN-ME durdurulmamalı.. bilim ve hukuk canlandırılmalı DÜŞÜN-CE dondurulmamalı..


(Bir gün vaaz veriliyormuş.. Hoca içkinin kötülüğünü anlatıyormuş.. demiş ki insan dünyada ne kadar içerse tüm içtiği şişeler AHİRETTE boynuna asılacak.. Bektaşi sormuş.. Hocam demiş o şişler boş mu olacak dolu mu olacak.. Hoca da azabın ve ağırlığın caydırıcılığı artsın diye.. dolu olacak demiş.. Bektaşi demiş; desene Hocam orada de işler KEKA)


Dünya da tüm kötülükler ve günahlar insanlar tarafından örtülebiliyor.. gizlenebiliyor.. saklanabiliyor.. sadece ve sadece içki ANINDA kendini belli ediyor.. eğer diğer kötülük ve günahlarda insana seker içine atıp esrik etseydi dünyada ayık insan bulamazdınız.. ve insana seker içine atan sadece felsefe değil aynı şekilde din de insanı sarhoş eder.. siyasette öyledir.. ticarette öyledir.. yazarlıkta öyledir.. 30 sene bu din esrikliğini ve 20 sene felsefe sarhoşluğunu yaşamış bir insan olarak bunu söylüyorum.. şimdi de YBA sekerini yaşıyorum.. Peygamberimiz güzel söylemiş.. insanlar uykudadırlar ölünce uyanırlar.. demek biz esriklik ve sarhoşluk ve sekerden daha ağır NEVM ve uykulama halindeyiz.. işte bu halde iken insan beş vakit NAMAZA girip orada Kur’an’ın serinliğinde ayılması ne güzel bir hiss… Elhamdülillah hâzâ min fazlı Rabbî.




Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info