Lise ve ortaokulda iken nedense hep Fatihin garga burunlu resmini yapmaya çalışırdım..
Ara
Bul
Ol
Çalışmalariniz yararlı.. uretimleriniz verimli.. başariniz surekli olsun..
bu ne demek.. ömrunuz uzun.. sonunuz guzel.. geleceginiz iyi olsun demek..
yani beşeriyetimiz medeniyetli..
insaniyetimiz arınışlı..
islamiyetiz kurtuluşlu bulunsun.
Elbette bu aranarak bulunanlar
olsun.. olsun.. olsun diye istemekle olmuyor..
SAĞLAM ve SAĞLIKLI çalışmakla
İÇTEN ve ETKIN çalışmakla
BİRLIKTE ve BERABER çalişmakla
oluyor.
Saygılarimla.. saglıcakla kaliniz.
Osmanziya
Şebehe
Herkes başkasını, doğrudan ya da dolaylı bir yolla, kendine benzetmek ister.. Bunu Tanrı'da yapar, lâkin zorla değil. Her ne kadar cennet gibi doğrudan iyilik ve cehennem gibi dolaylı kötülük enstrümanları bulunuyorsa da bunlar fiilen zecri ve zorlan olmuyor fikren cezri ve kökten oluyor.. .. çağrılardır çelen ve çeken nesneler değildirler. Şimdi bu kendine benzetmek ya da başkasına öykünmek demek teşebbüh ya da imtisal sözcüklerinin diğer kullanımaları; teşbih, şüphe, müteşabih gibi ŞBH kökü köklü bir ses ve temelli bir anlatımı ifade eder.
Tanrı'ya BENZEMEK iki şekilde olur.. biri teşebbüh-ü billah.. biri teşebbüh-ü biahlakillah.. birinci akılsız ve ahlaksız bir şekilde aptalca kendini TANRI saymak ve saymaktır. Tanrı olmaya uğraşmaktır. İkincisi ise Tanrı'nın yüksek ahlakını benimsemek ve ona benzemektir. Bunu rahmetli Fevzi ağabey ders vermişti. Bu olaya islami kaynaklarda ESMA-İ HÜSNA adı verilir. Yaratan'ın güzel ahlakına adanmak O'nu YARADAN haline getirmektir. Bu Yaratan ve Yaradan tecellisine kaynaklarda Rahmân ve Rahîm isimlerinin cilvesi denilir. Risalet ve velayet ile ubudiyet ve rububiyet gibi esrarı şeriatın gizemidir.
Bu teşbih ve imtisal için asıl "usvetünhasene" Muhammed Aleyhisselamdır.. ancak tarih içinde bu suyunun suyu gibi incele incele.. mahiyeti gitmiş çeşitli muhtevalarda mahiyeti kapatmış ve böylece doğal ve normal olarak binlerce yol ve yordam ve yöntem önerilmiştir. Bun sırat ve hiziblerden ve mezheblerden birisine bağlanmaya TARİKAT adı veriliyor.. yani resmi TEOLOJİ'den sivil TEOZOFİ'ye geçmektir. Bu durumda olay bir DİN olayı gibi görülse de aynı zaman bir DİL olayıdır. Tanrı bir tane olduğunu göre de din de bir tanedir. Fakat bir tek TANRI ya da tek bir TANRI yalın bir NİCELİK sorunu ve SAYI problemi değildir.. bazıları bu SAYI konunu anlayamamıştır. böyle pek retorik ve diyalektik sahibi bazıları, bu konuda sizleri HAZIR açık ANLAŞILIR seçik SEHİL yazıları ile sizilere şimdiden İSBAT ederler.. amma asla İKNA edemezler. Yakine kavuşturamazlar.
Çünkü yakine insan ancak kendi çabasıyla kavuşur.. başkalarının izah.. irca.. ikna.. isbat etmesiyle değil. Çünkü dilin farkında olunmadıkça asla dinin ayırdında olunamaz. Hatta kadri ve kıymeti dahi bilinmez insanın ve evrenin.. nerede kaldı TANRI'yı gereği ve yeteri kadar sevsin ve saysın.. tüm bu dediklerim günlük dilin düz yazısıyla olduğu için reklam ve progagandadır.. sadece yüzeyden dilinizi yalar.. tadıyla sizi mübtela eder.. siz de sanırsınız aşık oldum.
Her ne ise.. "ŞBH" afeti, mecaz.. metafor.. alegori.. anoloji.. temsil gibi pek çok camdan ve aynadan levhadan ve hafızadan parıldar.. ancak siz onu bir de YBA den tanıyınız. Dinnur YAŞAR 29.05.2023 üçyol-izmir
Acaba Fatihin resmini yapmakla ne arıyordum..
Fatih olmak mı ?
Fatihe benzemek mi ?
Daha sonra Fatiha-i Şerifenin ANAHTARI verildi..
Kırk yıldır da bunu anlattım..
sonunda bulduğum bu oldu:
|