dilde sıfır..
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Yöntem Bilim
Forum Adı: Yöntembilim
Forum Tanımlaması: Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2539
Tarih: 05-Aralık-2024 Saat 10:10 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: dilde sıfır..
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: dilde sıfır..
Mesaj Tarihi: 10-Kasım-2024 Saat 22:58
D i l b i l i m s e l S ı f ı r l a r : M i t M i , G e r ç e k M i ?
Caner KERİMOĞLU
Paylaşılan değerli bu yazının sonunda :
"6. Sonuç
Yazıyı bitirmeden önce bir konuda yanlış anlaşılmak istemediğimi belirtmek
isterim. Sıfırlar dil araştırmalarında üzerinde düşünmeye değer olgulardır,
önerilen kullanımlarda titiz bir şekilde tartışılmalıdır. Ben de derslerimde,
yayınlarımda sıfırlardan söz ettim. Genel Dilbilime Giriş kitabımda sıfır
biçimbirim bölümünü yazdığım dönemden beri zihnimde sıfır kabulleriyle ilgili
şüpheler vardı. Bu yazıda biraz da bu şüpheleri tartışmak istedim. Birkaç maddede
yazıda tartıştığım şeylerden geriye kalanları özetlemek isterim:
a. Dilbilimde sıfır varsayımının kökleri eski Hint bilgini Panini’ye kadar
gider. Gauthiot modern dilbilimde terimi ilk kullanan kişidir. Sonrasında
Saussure ve yapısalcılar tarafından yaygınlaştırılmıştır. Ancak
matematikten alınan sıfır teriminin dilbilimdeki kullanımı konusunda
tartışmalar vardır. Matematikteki sıfır ile dilbilimdeki sıfır farklı içeriklere
sahiptir.
b. Yaygınlığına rağmen dilbilimde sıfırların tanımı ve kullanımı konusunda
görüş birliği yoktur. Farklı teorisyenler farklı ölçüler getirmeye çalışsa da
henüz herkesçe kabul edilen bir ölçüsü yoktur.
c. Beyin çalışmaları da sıfırların biyolojik bir gerçeklik olduğuna dair
tartışmasız bir kanıt sunamamıştır.
d. Türkçede önerilen bazı sıfırlar bilimsel olarak tartışmalıdır. Örneğin sıfır
sadece teklik ile değil, bazı kullanımlarda çokluk ile de
ilişkilendirilebilmektedir. Bu nedenle sıfırlar yanlışlanabilirlik testine
girebilecek nitelikte olmalıdır. Önerdiğimiz sıfırın hangi anlamı
karşıladığını testlerle sınayabilmemiz gerekir.
e. Sıfırlar farklı anlamları karşılayabilmekte, bugün sıfır kabul edilen bazı
kullanımların art zamanlı olarak sesbilgisel işaretçilere sahip olduğu
görülmektedir. O nedenle sıfır atadığımız yerler için “Neden?” sorusunu
mutlaka sormalıyız. Bazı boşlukların nedenini dilin evrimsel gelişiminde
bulmak mümkündür.
f. Boşluk doğal bir olgudur ve dilde de boşluklar vardır. Her boşluk için sıfır
ataması yapmak ve oraya bir anlam atfetmek doğru bir yaklaşım değildir.
Belki Ex nihilo nihil fit “Hiçlikten hiçlik doğar” diyen Parmenides haklıdır.
Yoktan var çıkarmak için zorlamamak gerekir."
deniliyor.
Söz konusu paylaşımın özeti. Bir konunun teolojik İÇERİK mi filololik BİÇİM mi olduğunun saptanma aracının FİLOZOFİK olmaması gerektiğini düşünüyorum. Konu "logos"a mı yoksa "sophos"a mı ilişkin olduğu tartışmasında yazarın PARMANİDES'i konuya dahil etmesi logos değil sophos yaptığının belirtisidir. Osmanziya yontembilim.com
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 30-Kasım-2024 Saat 12:07
Beş altı sene önce paylaştığım bu tablo
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2539
Tecrübe (crb) ile akıl (cbr) arasındaki ilişkiyi gösteriyor..
Tabloları açıklayıcı yazılar yazmam çoğu zaman fakat zaman zaman yazdığım çok açık ve seçik AÇIKLAMALAR bile yansıma bulmadığından bunu bile yapmayı canım istemiyor.. eleştirenler de "mal müşteriye satılır" biz alıcı değiliz sen niye satıyorsun diye eleştiriyorlar. Haklılar.
Umarım bir gün alıcı çıkar :)
osmanziya 30.11.2024 üçyol İzmir
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 30-Kasım-2024 Saat 12:25
Elliden fazla tablonun sonunda oluşan bu tabloyu anlamak için birinci tablodan başlayıp.. her seferinde dört yeni kavramın eklenmesiyle versiyon sırası artan tabloları sırasıyla izleyip.. inceleyip.. imgeleyip.. irdeleyip düşünmeye ve anlamaya çalışmak.. bir ilgi ve ALAKA işidir.
Aşkın altında ve ışkın gerisinde bulunan bu İLGİ her türlü ilişki ve bağlantının temelidir.
Bizler bununu farkında değiliz.. bunları yazan ben kendim bile yeni yeni ayırdında olduğum bu NESNE'yi siz nasıl bilesiniz ki.. çünkü bunları ben kendim örüyorum ve görüyorum ve kuruyorum. Zaten bu tablo ve bu gibi yazılar bir REKLAM mahiyetindedir.. sizde ANALİTİK DÜZLEMİ kullanarak KENDİ bilgilerinizi reorganize.. rekombine.. recompüte.. rekompoze.. ediniz diye öneriyorum.
Bırakınız gerçeği araayanlar arasınız.. bırakınız kendini arayanlar arasınlar.. siz beni arayarak bunların nasıl kullanıldığını öğrenmeye çalışınız.. alaka sizin.. ilgi sizin.. ihtiyar sizin.. seçim sizin.. kim karışır.
Saygılarımla
Osmanziya 30.11.2024 üçyol izmir 12:24
uploads/20241130_122708_EKLEMLILER.zip - 20241130_122708_EKLEMLILER.zip
Burada bahsettiğim elliden fazla TABLO ve iki tane düz yazı bulunuyor.
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 30-Kasım-2024 Saat 14:51
Kontrol edilmeyen güç güç değildir.. derler. Kalite.. karakter dahi KONTROL gayretine bağlı değilmiştir. Dokuz yıl önce bu gün bu konuya el atmışız.. https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2539 bu gün de bu konuyu söz konuşu etmişiz..
Peki biz kendiMi KONT-rol edebiliyor muyum ?
KONT olmadığıma göre.. edememişim..
Koordine ilim ise kontrol iradedir.
İrade ilimden zordur.
Öyle olmasa idi alimler saraylarda yetişmezlerdi.
Dünya iktidar sahiblerin ancak onlarda yukarıya çıktıkça iradenin kontrolunün daha da zorlaştığını görüyorlardır.
Ancak işin diğer tarafında kontrolünü bırakanlarda KRAL oldukları görülür.. aslında bu k.ontrol ONTOJİK bir iştir.. ontoloji de iki ayrılır esansıyla ya da asistansıyla.. ya artı tanısıyla ya eksi tanısıyla yani ya öz felsefesi ya da var oluş felsefesiyle.. öz felsefesi fark etmeye bağlıdır var oluş felsefesi de kadr etmeyle.. ancak aslında felsefe öğrenmek.. böyle sistematik varlık, değer ve bilgi felsefesi ya da var oluş felsefecilere takılmakla değil.. felsefe tarihiyle işe başlayarak kendine burada bir yön bulmaya çalışmak.. ve böyle başkasına öğretmek değil kendini tanıma amacıyla yola çıkmanın daha verimli ve yararlı olacağını düşünüyorum.. belki de ben kendin öyle yaptığım için böyle olacağını sanıyorum.
Sonuçta felsefe bize dilin ve bilimin açtığı bir yoldur.. resmi filololji bir süre sonra sivil filozofiye dönüşür. Bir de resmi teolojinin yani dinin ve hukukun.. sivil teozofiye ve tarikata açtığı yol bulunur. Kültür içinde dallanıp budaklanan bu durum yahudilikte 400 hristiyanlıkta 200 ve müslümanlıkta 100 tane mezheb meydana getirmiştir ve her biri zamanında bir ihtiyacı karşılamıştır.
Saygılarımla
Osmanziya 30.11.2024 üçyol izmir
|
|