imami ve kitabi mubin
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Diğer
Forum Adı: Din
Forum Tanımlaması: Diğer Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2446
Tarih: 05-Kasım-2024 Saat 06:27 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: imami ve kitabi mubin
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: imami ve kitabi mubin
Mesaj Tarihi: 22-Ağustos-2024 Saat 19:53
Tarih boyunca Apaçık Kitaplar ve Apaçık imamlar gelmiştir.
Biz bunları kutsal kitaplar ve kitap sahibi nebiler rasuller olarak biliyoruz.
Tevratın indiği MUSA Aleyhisselam
Zebur'un indiği DAVUD aleyhisselam.
İncilin indiği İSA Aleyhisselam
Kur'an'ın indiği MUHAMMED A.S.M
Ancak her birimizin de böyle olmaya çalışmak olduğunu biliyor muyuz ?
Bilmiyorsak bunun en kestirme yolu Kur'anı Mu'ciz-ül-Beyanda pek çok yerde yinelenen İmamı Mübin ve Kitabı Mübini anlamaya çalışmak olduğunu anlamalıyız.
Zaten her birimizin bir AMEL DEFTERİ bulunuyor.
Yani ister istemez bir KİTAP yazıyorum HAFIZAMIZA.
Ancak Esma-i Hüsna'dan İsm-i A'zama inen MESLEKİ bir kitabımızda bulunmalı. Hocaların ve Yazarların ortaya bir kitap çıkarmak için didinmeleri bundan..
Bu bizim keşfimiz.. namaz kılan ve kıldığı namazda surelerin anlamını bilen çok kimseler KİTABIN GİZEMİ OLAN imamı mübin ve kitabı mübinin ne olduğunu bilmezken.. hatta adından bile haberi yokken.. biz ortaya çıkarttık.. şimdi imamı mübin ve kitabı mübinle hazır ekonomik ve politik ve askeri güç ortaya çıkarmadığımız için kimse keşfimizi tâlib olmuyor.. haklılarda.. dünya silahlarıyla üstümüze gelirken bizim de gücümüzün göstergesi olacak silahlarla karşılık vermek zorundayız.. ta ki 7 ekimden beri başlayan katliamı durduralım... ancak önemli olan her birimizin başına açılan ölümden kurtulmamızı sağlayacak AMELİ SALİHA peşinde koşmamızdır.. bu da samimi ve ciddi insan bulunmak ve safi ve halis insan olmağa çalışmaktır.
Saygılarımla osmanziya
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 26-Ağustos-2024 Saat 19:24
Köprülü Mehmed Paşa (d. 1575 - ö. 31 Ekim 1661), IV. Mehmed Dönemi'nde 1656-1661 yılları arasında Osmanlı Devleti'nin sadrazamlığını yapmış bir bürokrattır.
Köprülü Fazıl Ahmed Paşa veya Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa (1635; Vezirköprü - 3 Kasım 1676; Edirne), Osmanlı Devleti'nde IV. Mehmed döneminde, 30 Ekim 1661
Genetik denilen bir gerçeğin.. Mehmet Fuat Köprülü ve oğlu Orhan Köprülü.. kanıtı..
Fuat KÖPRÜLÜ babası Ağır Ceza Mahkemesi Katibi.. kendisi çocukken dışarıda oynamak yerine dedesinin kitaplarıyla oynamış.. genetik yetmiyor.. çocuklarına güzel bir KÜTÜPHANE de bırakman gerekiyor.
Fuat Köprülü.. Demokrat Partiyi Kuran dört kişiden biri.. Celal BAYAR.. Refik KORALTAN.. Adnan MENDERES.. elhasıl FUAT KÖPRÜLÜ bizim ilim ve iman dediğimiz nesnenin SİYASET eliyle ve şimdi TİCARET ayağıyla ne hale gelebildiğini görürsünüz.. işte bu konuları BİLİMSEL olarak incelemiş bir insan.. lakin bizde BİLİM işe yaramamış 10 yılda bir DARBE yapmışız.. ilkinde bir BAŞBABAKAN götürmüşken.. sonra da bir CUMHURBAŞKANI götürmeye hazırlanıyoruz.. bu niye böyle oluyor.. TÜRK milleti ve İSLAM ümmeti ADAM olmaz mı.. inanın İNSAN olmazsa olmaz..
Dil bilime ve din hukuka intikal etti ve bununla yaptığımız siyaset ve ticaret bu gün bu hale geldi.. bir yıla yaklaşan KATLİAM'dan sonra işi ORTADOĞU' de müslümanların TEMİZLENMESİNE doğru gidiyor demeyeceğim.. bu görüntüde.. gerçekte dünyadan İNSANLARIN TEMİZLENMESİNE doğru gidiyor.. robotlarla üçünü türü getirecekler.. peki "insan" nedir hiç düşündünüz mü ?
osmanziya 26.08.2024 19:10 üçyol izmir
Eskiden beri İNSAN olarak doğdum.. kendini bir DİL içinde buldum.. İnsaniyet-i Kübra olan İSLAMİYETE gidiyorum.. diyordum. Sonra beşeriyet ve medeniyet ve insaniyet ve islamiyet diye bir dörtlü kurdum.. beşeriyetin yapısından (kültüründen) çıkan ben büyük yapı olan İNSANİYET'i gördüm.. yani insaniyeti kendimiz inşa edeceğiz.. bunun en kolay yolu da atalarımızdan gelen İSLAMİYET.. yani biz aslında islamiyeti yaşamaya çalışmakla İNSANİYETİ inşa ediyoruz.
Bunun ne kadar zor olduğunu da işin içinde olanlar bilir.. diğerleri ne İÇi bilir ne de İŞ'i bilir.. öyle konuşur.. hiç olmazsa bazılları iş'in iç'inde bir ÇİŞ olduğunu bilir.. en büyük işimizin çiş'imiz olduğunu bilmeyen insan da ne şükretmeyi bilir ne de sabretmeyi.. bilir.. yani PİŞ'mez.. aşlanmalar yaşlanmaya dönünce o zaman anlar ki işte o zaman iş işten geçmiş olabilir.
Bunun için olabildiğinde.. genç yaşta.. merakımız ve ışkımız körelmeden.. iştiyakımız ve aşkımız bitmeden.. tutku ve harslarımız ölmeden öğrenmeye.. okumaya.. düşünmeye ve anlamaya çaba göstermeliyiz.
osmanziya 26.08.2024 19:10 üçyol izmir
NOT: Adını elbette duyardım ancak Köprülü en iyi Celal ŞENGÖR Hoca'nın BİLGİYLE SOHBAT kitabında tanıdım.. ideolojik görüşlerine elbette katılmam.. ancak bilginin hakkını veren Değerli Hocamızdan öğreneceğimiz çok şey bulunuyor.
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 26-Ağustos-2024 Saat 19:45
MUHYİDDİNİ ARABİ HAKKINDA TARTIŞMALAR
İbni arabi "mukaşefesi olmayanın bilgisi de yoktur." demesi tam bir CEHALET örneğidir.. İbni Arabi makbul bir isim değildir zaten.. İslam dünyasında evladlığı Sadreddini Konevi'dan başka izleyeni de olmamış.. Eğer bu hükmü kabul ediyorsanız zatı alinizin İLİM çizgisinden çıktığı belli oluyor demektir.. çünkü keşfi olmayan keşfi yoktur.. keşfinin yokluğu ile birlikte ilmide yoktur.. demek tam bir cehalet. Zaten bir nesneye.. kimseye.. kavrama.. işe.. eyleme.. vardır ve yoktur diyen kimse de CEHALETİNİ çoktan ilan etmiştir. Her ne kadar çok face tayfası ARABİYE takılsa.. doğrudan doğruyu yani kendiliğinden vahdetülvucuud mesleği ilimden uzaklaşır. Aynı şekilde ve tersinden dini ve metafiziği reddeden materyalist ve ateiste taifesi ilimden uzaklaşır.. Oysa İLİM dünya hem fiziği hem metafiziği reddedenlerin bulunduğunu ve bunlardan ifrat ve tefrit ile hattı vasattan ve ilimden uzaklaştıkları tespit etmektir.
dedim
dedi:
bence ibni Arabi hakkındaki ifadeleriniz haksız, yanlış ve cehli mürekkebin yansımasıdır.
dedimki:
🙂 Cehli mürekkeb değil de kırmızı mürekkep olabilir. Arabî'nin panteizm babası olduğunu herkese bilir. Harika bir adamdır. Lakin ümmet nezdinde mühtedidir lakin hidayet veremez diye ünlenmiştir. Haberiniz olmamışsa şimdi öğrenmiş oldunuz.
Demek ki iyice abayı yakmışsınız Arabîye.. https://tr.wikipedia.org/.../Muhyiddin_%C4%B0bn%C3%BC%27l... her yazar zamanını yazar.. geleceği hazırlar.. bütün dünyanın bildiği vahdet-i vucud KURAMCISI bir yazarı iyicene okuyacak kadar fırsatım olmadı.. iyi ki ne Arabi'ye ne batının vahdet-i vucud kuramcısı Spinoza'yı okumamaşım. Herkes herkes gibi olmak zorunda değildir.. bunu de en güzel yine Arabi ifade etmiş.. Kendi inancınızda farklı inançları yok sayacak kadar kaybolmayın :https://www.instagram.com/reel/C-ckFFyNe_4/... ancak herkes herkesi eleştirebilir.. ben de arabinin mesleğinini eleştiriyorum. Onun mesleğine girenleri de eleştiririm.
Kitablığımda Fususu Hikem bulunur.. Sadreddini Konevinin 1977 baskı nihat keklik tercümesi Konevi felsefesinde Allah-Kainat ve İnsan.. ilk okuduğum kitaplardandır.. Arabî ve Spinoza.. düşünmeyenleri düşüncesinin çekimine kapan bir İNANÇ karadeliğidir. Aristo ve Descartes ve Kant.. düşünenlerinin ufkunu açan bir güneştir. Güneşin ışığının erişimi bittiğinde seni güneş haline getirdiğini görürsün. Senin ışığından başkaları KARANLIĞA yol bulur. Tercih sizin ya karanlığı AYDINLIK sanarak içine kapanırsınız.. ya da karanlıktan AYDINLIK arayarak açılırsınız.
Başka düşünceleri yok saymak, küçük görmek, itham ederek tezyif etmek cehalettendir. Başa dönersek bilmediğini de bilmemek mürekkebi batmaktır. Kitapliginizda bulunanı okumadığınız anlaşılmış olup wikiden, instten delil toplamaniz yöntem bilincinin yontemsizligidir. Arabi ile spinozayi aynı cümlede zikretmek ayni kefeye koymak ise ikinci bir kıyımdır. Abayı yakan bir ışık yakmış olur ya da bir ziya görmüs olur ama karanlıkta olan ışığa meydan okur. Yanlış yoldasınız bu konuda. Üçüncü yolu deneyin. Ziya ne dibine ne de çevresine ışık vermiyor maalesef.DİYORSUNUZ "Başka düşünceleri yok saymak, küçük görmek, itham ederek tezyif etmek cehalettendir." DEMİŞSİNİZ ancak ben Arabi'yi yok saymadım.. küçük görmedim.. verdiğim linkler ünlü olmak büyüklükse ünlü olduğunu göstermek içindi.. bir daha söylüyorum PANTEİST "fikri"nin işe yaramadığını söyledim.. nesnel bilim yaptırmadığı için müslümanlara dünyada lazım olan Kuvveti vermeyeceğini daha öncede belirtmiştim. Pantezim ister dinden ister felsefeden gelsin insan KAPATAN bir sistematik olduğunu söyledim. Sonuçta insanın bir iddiası olur.. bunu dava masasına getirir.. davasının delilini getirir ve iddiasını ısbatlarsa.. sorun kalmaz. Pantezim yani kainatın Tanrı olması.. lâ mevcude illa hu.. panenteizm yani insanın tanrı olması.. lâ meşhude illa hu.. LÂ İLAHE İLLA HU.. esasının yozlaştırılmasıdır. Akıl ve gözlem ölçüsü ve terazisinden çıkılmasıdır. Bunları uzun uzun anlatacak değilim.. Bunun islamda adı ŞİRK'tir. Kalb bu şirkten temizlenmedikçe AKIL'da sorumluluktan kurtulamaz. Panteizm de İslam'ın malı değil DOĞU kültüründen gelmiş MİSTİK bir deneyimdir. BATI kültürünün FELSEFİ deneyimine rakib bir kültürdür. Telkin ve İrade medeniyetinin çatışmalırdır.. yokluk ve varlık kültürünün.. çekişmeleridir. Benim kimseye bilgi ve ışık vermek peşinde değilim.. aklın ve kalbin sağlam ve sağlıklı kullanılmasını öneriyorum o kadar.
Değerli Kardeşim, kimse kimsenin müşrik mi mü'min mi.. müslim mi münafık mı olduğunu bilmez. Bilim o kadar gelişti ki Kur'anı Kerim indiğinde yani İsa Nebi'den 600 yüz yıl sonra.. dünyayı akdeniz çevresinden ibaret sanıyorduk.. o zaman görmeyi göz nuruna bağlıyor ışık nedir bilmiyorduk.. o zaman beyni damarları soğutan mekanizma biliyorduk.. hücrelerden ve genetik kodlardan hiç haberimiz bulunmuyordu. Bu güne kadar zerrenin ve hücrenin nükleer ve genetik kodlarını.. enenin ve zümrenin kültürel kodlarını.. termo-dinamik yasaları.. sibernetik-semiotik yasakları.. giderek teraküm ve telahuku eden yani EVRİLEN kültür ve uygarlık düzeyimiz sayesinde evrenin doğasını (tabiatını) ve evrimin dönesini (tarihini) biriken bilgiler.. hassaslaşan araçlar.. eklemlenen düşünceler hasıla kuram ve kuramlarıyla GELİŞEN BİLİM.. bize Arabi'in bile hayal edemediği bir dünyayı herkese sunabiliyor. Böyle bir evreni ve şöyle bir insanı gördükten sonra insan ÖLÜMÜ unutmuşsa ona aşkın bir TANRI gereksinimi duyurmuyor. AHİRETİNİ berbat ediyor. Bir de bunun tersine bir durum bulunuyor: TANRI gibi yüce bir yarar ve AHİRET gibi koca bir çıkarı tanıyan ve anlayan insan bilime, kuvvete ve dünyaya sırt çeviriyor. DÜNYASINI berbat ediyor. Bu suretle akıl ve kalb dengesini bozduğu gibi dünya ve ahiret uyumunu da yitiriyor. Her alim yüzyılı için gelmiştir o asrın gereksinimlerine yanıt verir. Aksini düşünmek anakronizme sebebiyet verir. Hadisler bile günümüzde Kur'ancılık ve Hadiscilik tartışmasına neden olmuyor mu ? Bu bakımdan ESKİYE bağlılık bir hastalıktır. DEĞİŞMEZLERİ görmemek bir hastalıktır. Lütfen orta yola geliniz. osmanziya (ARABİ muhtedidir fakat hidayet veremez diye islam alimleri hükmetmişler.. böyle denilen kimseye bir müşrik diyemem ve fakat onun yolu.. diğer mistikler ve tarikatçılar gibi şirki açar demek istedim) osmanziya 03.09.2024
bu yazımda imamı mübin ve kitabı mübin hakkında çalışmalar bulunuyor.. bu konu açıklığa kavuşmadığından deizm ve panteizm.. ateizm ve teizm tartışmaları oluyor..
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 26-Ağustos-2024 Saat 20:05
Dinnur Yaşar
Cüppeli nin şeyhleri sapık olarak göstermek için sapıkları şeyh olarak göstermeye devam edecekler.. sözü.. tam bir mantık oyunu.. kötüler iyi ise iyiler de kötüdür.. ya da tersine iyiler kötü ise kötüler iyidir.. gibi.. bu gibi zırvalarla düşünenler.. HAZIR açık ve seçik SEHİL yani anlaşılır yazılarla.. düşünmeme alıştırılıyorlar. Kötülüğün neden kötü olduğunu GERÇEKLERİYLE .. iyiliğin niçin iyi olduğu GEREKÇELERİYLE açıklanmadığında insanlar bir cemaat, bir parti.. bir mezheb içinde tutulabilirler. Oysa Enbiya suresi 35 nci ayet diyor ki: Külli nefsin zaikatül mevt. Ve neblüküm bişşerri velhayri fitne. Ve ileyna turceun. Her nefis ölümü tadacaktır. Sizin şerre ve hayra ibitila edilmeniz fitnedir. Ve dönüşünüz bizedir. Ayetten şöyle anlıyorum ki: iyi ya da kötü.. zengin ya da fakir.. ÖLÜMÜ tadacağına göre. İyinin ve kötünün.. varsıl ya da yoksul olmanın ANLAMI kalmaycaktır. Bu durumda içinde bulunduğunuz savaş içinde barış yarış içinde bir sınavdır. Bize döndüğünüzde.. ölümün ve yaşamın.. kötünün ve iyinin.. doğrunun ve yanlışın.. gerçen ve yalanın.. hasılı olumsuz ya da olumlu ne var ise mahiyetini anlayacaksınız. Öyle ise başkasına kötü ve kendinize iyi diyerek oyalanmayınız. İşin aslını öğrenmeye çalışınız. Kanaatim odur ki insan olmadan islam olmaz.. insan islam olmadan kurtulmaz. osmanziya
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 26-Ağustos-2024 Saat 20:15
ŞİRK hakkında sordular dedim ki: Müşterek bir iş yapmaktır.. ortak olarak bir şirkette ve partide çalışmak zordur. Örneğin ailede bile karı ve kocanın evlad gibi müşterek bir gayeleri olduğu halde buna rağmen boşanabiliyorlar. Yani kullar arasında ortaklık zor giderken bir de bu TANRI ile yürütmeye kalkmak.. kökten bir BOZUKLUKTUR. Yani bundan alacağımız ders.. insanlarla aile, şirket, parti, cemaat, tarikat mümkün olduğunda beraber olmaya çalışalım.. çünkü başarının başka bir seçeneği olamaz. Fakat bu işi TANRI ile yapmaya kalkmak.. bozukluğun başlangıcıdır ve iflah olmaz bir marazdır. Çünkü iradesini çalıştaracak ve seçimlerini işletecek.. ilim ve irfan ve farktan uzaklaşmaktır. Bu durumda anlaşılıyor ki önemli olan BAŞKASININ şirki değil.. bizzat Rabbimize karşı kendi yaptığımız irabdır. Tez elde inaba ve tevbeye yönelmek gerekiyor. Yani bu işin böyle sağda solda lafı olmaz.. bizzat kendimizle meşgul olmalıyız. diye düşünüyorum.
|
|