Malum reklam ticari mal ve hizmetlerini sunmak ve ekonomik amaçla.. ürünlerini satmak tanıtmak içindir.. propganda ise siyasi emel ve hedeflerini sergilemek ve politik bir amacına ulaşmak içindir. Sonuçta bir nesnenin "tanıtımı"nı sağlamak ve bir işin "beğenilme"sini sağlamaktır.. ve sonunda bu tanıtım ve beğeni ile paranızı ve oyunuzu almaktır. Peki YBA in reklam ve propagandası ne demektir ?
işte bu konuda az önce bir yerde şunu yazdım: " Alakanız için minnettarım Değerli Kardeşim.. Kur'an-ı Mu'ciz-Beyan demeyi öğrendik Risale-i Nurdan.. Kelamullah ve Rasulullah'ı iki kanat bildik.. lakin "din"den başka bir "dil" bilmeyenlerden de olmadık.. Kur'an dörtten biridir.. Yaratan'ın yazdığı tek kitab değil Okunan.. rasul, insan ve kainat KİTABLARININ hepsini birden edile-i şeriyle bildik.. klasik kitap, sünnet, kıyas-ı fukaha ve icma-i ümmet kültürünü terk ettik.
Zaten bunlar BİN senedir düşünme (TEFEKKÜR) ve felsefeyi durdurdular.. son üç YÜZ senedir bilimi ve hukuku ve düşünce'yi (FİKRİ) dondurdular.. bu yüzden diyanet papazları ve ilahiyat hahamlarından da yüz çevirdim. Dil ve din ile emek ve özgürlük yani ortak insani değerleri partilerine paravana ve ideolojilerine paratoner edenlerden de yüz çeviririm.
Diri öğrenmeye cesaret ve canlı düşünmeye cür'et ederim. Zaten ehli kitap diri ve canlı öğrenmeyi ve düşünmeyi bıraktıkları için dünyanın sorunlarını çözemedikleri için yeni dinler olan nasyonalizm, kapitalizm, sosyalizm çıktı.. onlarda otoriter ve totaliter yeşil, mavi ve kırmızı ideolojiler içinde haps oldular. Bu yüzden bu ideolojilere angaje ve âmâde olan müslümanlar ve masonlar ve marksistlerle uğraşmam.
İki derdim var; birisi insanı giderek doğaya yabancılaştıran teknoloji ve insanı insandan giderek uzaklaştıran ideoloji.. buna çare olarak YBA reklam ve propagandasıyla uğraşırım. On yıldır insanlar yazdıklarımı okusunlar diye yazılanlara eliştiri, görü ve sorularla katkıda bulunuyordum.. şimdi yazılarıma eleştiri, görüş ve soru ile katkıda bulunmayanların yazdıklarını da okumuyorum. Okumuşsam ve katkıda bulunmuşsam yine YBA dikkat çekmek içindir.
Özetle Yöntem Bilimsel Analizle ilgilenmeyenle ilgilenmiyorum. Bunun adı kendine kapanmak denilse de kendimi açmak ve aşmak için başkaca bir yol bulamadığımdandır. "
Peki bununla ne yaptım.. şayet okudu iseniz VAKTİNİZİ aldım.. beğendi iseniz KALBİNİZİ çaldım. Oyunuz ve paranız yine sizde kalsın.. teşekkür ederim, istemiyorum.
Bir arkadaşıma dedim: “Tanrı seni korkuyla var etmiyor; korkuna seslenmiyor. Tanrı sadece bizim bilinçle var olmamıza olanak sağlıyor.” diyorsunuz ama KORKU .. çok yönlü ve yanlı bir duygu.. sevgi ve korku ile saygı ve kin.. ham duygular.. ancak bunları yaşantının deneyimi, duyum, düşünce ve dilek ile biçimlenir ve renklenir ve çeşitlenir. Korkuyu hiç analiz ettiniz mi ? Düşünce ve duyumu ve dileği lime lime edebilir, didik didik ederim.. lakin DUYGU okyanusunun sahiline bile varamamışım.
Reklamlarda ve propagandalarda insanın bu dört tarafına; duyumuna, duygusuna, düşüncesine ve dileğini hitap edilir ve bir TALEP oluşturması ve bunu göre bir KARARA varması beklenir.. ekonomik bir gereksinimin hedefi, politik bir arayışın gayesi umulur.. alınan para ve oy ile bununla da servet ve şöhret elde edilir. Dünya bu kadar basit..
Peki ya benim istediklerim ve taleplerim nedir ?
Sadece YBA tâlib olmanız..
Bu beni değil sizi zengin ve servetli eder.. YBA öğrenici olmanız beni değil sizi ünlü ve şöhret eder.
Çünkü yaşım yetmiş.. büyük bir olasılıkla YBA tutulduğunu ve tutunduğunu görmeden gideceğim.
Ancak sizinle bir İŞ yapabilmem için YBA talip olmanız gerekiyor.
Bana öncelikle bir EDİTÖR gerekiyor. yazdıklarımı DÜZELTECEK birisi. Amma bunun için para veremeyeceğim çünkü kazanmıyorum.. kazansaydım seve seve verirdim.
Sonra bana bir WEBMASTER gerekiyor.. Bunlar acil gereksinimlerim.
Sonra iş büyürse bir SEKRETER gerekiyor..
Malı pazarlamak için MENECER gerekiyor..
Fakat her şeyden önce bana PARTNER ve ORTAK olacak amacımı benimsemiş TÂLİP ve ÖĞRENİCİ lazım.. Bunun içinde ortak ve öğrenicinin işini gücünü bırakıp YBA ile uğraşmasını elbette beklemem. İşini görsün amma günde yarım saat.. haftada 3 saat.. ayda 12 saat yani YARIM günlük zamanın YBA ayırsın.
Bende zaten işimi gücümü bırakıp YBA ile uğraşmıyorum. Normal ve doğal yaşantımı sürdürüyorum. Sadece olması gereken bir işe yani PARA kazanma peşine düşemiyorum. Bu da benim acizliğim. Öğrenici YBA öğrenmenin, kullanmanın ve yararlanmanın önemli ve değerli olduğuna ikna olan kimsedir. İşte bu kanaati veremediğim için de ne öğrenci ne ortak yani MUHATAP bulamadığımdan KELAMIMLA ve KALEMİMLE yalnız kalıyorum.
Şimdi bu yazıyı hem tahrir ve telif ediyorum.. hem tashih ediyorum.. düzeltiyorum.. hem yayımlayıp neşir ediyorum.. hem çeşitli ortamlarda saklamak zorundayım.. KİM BİLİR belki buna gereksinim var; çünkü daha YBA henüz oluşmadı.. oluşunca sahip çıkanlar zaten olacaktır vesselam.
Bilgi, saygı, sevgi ve sağlıcakla kalınız. Osmanzmiya 24.12.2021 Üçyol-İzmir.
Her reklam yazımın altına reklamını yaptığım çalışmanın dosyalarını atarım.. atmalıyım.. burada da öyle yaptım çok değerli üç çalışmaya burada bindirdim:
uploads/20211225_173308_TAHYAK.rar - 20211225_173308_TAHYAK.rar
TAHYAK dizini içindeki TAHASSUS alt dizininde 15 tane dosya bulunuyor.. YAKLAŞIMLAR dizininde ise 44 tane tablo yer alıyor.
uploads/20211225_173332_CC15122021.rar - 20211225_173332_CC15122021.rar
15.12.2021 tarihinide yapılan ÇARŞAMBA ÇALIŞMASINDAKİ dosyaların ve tabloların önemini ve değeri anlamanız oldukça zor.. sanırım gelecekte açılacaklar.
uploads/20211225_173516_MURAD.rar - 20211225_173516_MURAD.rar
MURAD dizini içinde INSMIL VE ISLAM VE MURADIM alt dizinleri bulunuyor.. "insmil" dizininin içinde otuzdan fazla dosya yani tablo bulunuyor."islam" dizini içinde 20 tane tablo yerleşmiş.. "muradım" dizini içinde 23 tane tablo bulunuyor. Bu mekan benim çocukluğumun geçitiği evin civarı.. Niğede ilinde bulanan Sungur Bey Camii oturduğumuz evin tam karşısında idi.. bu yapının hem güncel hali hem 1928 de acınası hali.. Cumhuriyetin bu ülkeye ve bu ulusa ne verdiğini gösteriyor.. nasıl bir ülke alınmış nasıl bir memleket haline getirilmiş.. her ne kadar insan gurbete gitse de Ankara.. Siirt.. Ordu-korgan.. gebze, izmir gibi 50 yıldır GURBETTE olsam da memleketimiz gözümüzde tütüyor.. eskiden insanlar DOĞDUKLARI yeri vatan edinirdi.. bizim çağımızla birlikte sanırım DOYDUĞUMUZ yer ve yerler vatanımız oluverdi.. şimdi KONUŞTUĞUMUZ yer vatanımız oluyor.. örneğin bir oğlum Vietnamda.. eğer bir iyi bir yabancı dil biliyorsak işimizi ve eşimizi oradan bulabiliyoruz.. ELLİ YIL sonra geldiğimiz yer.. artık vatan vatan dolaşmaya gerek yok.. bulunduğun yerde DÜNYA ÇAPINDA işler yapabiliyorsun.. paran ve merakın varsa dünyayı çok rahat dolaşıyorsun..
Hatta buradan siber uzaya yüklediğimiz bilgiler, belgeler, dosyalar ve tablolar ile net ortamına kayıtlı işlerimiz ve başarılarımız ile şimdiden ve bugünden geleceğe ve istikabele gidiyoruz. Belki bu günkü kimseler bizi anlamasalar bile gelecekte bu verileri anlayacak insanlar çıkacaktır
|