tane tana açtık dünyayı ve dili ve dini.. otuza yakın tabloda
uploads/20230522_060618_TANE.rar - 20230522_060618_TANE.rar
Üstelik birde temelleri gösterdik:
uploads/20230522_060726_TEMELLER.rar - 20230522_060726_TEMELLER.rar
peki ne mi dedik:
Mehmet Said AKDOĞAN paylaşımı:
Başyapıt
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 6
René Descartes,
Soğuk bir günde, sert hava yüzünden odasına hapsoldu. İşte meşhur düşüncesi o gün kafasında belirmişti. Dünyayı kavramamızı, onu kodlayabilmemizi, insan amaçlarına uygun olarak kullanabilmemizi sağlayacak anahtar kelime: Matematik’ti.
Mekanik paradigmanın ilk aksiyomları hükümranlık sürmeye başladığında Descartes şu sonuca varmıştı: “Açık konuşmak gerekirse ikna oldum ki matematik, tüm olguların kaynağı olarak, insan emeğinin mirası olan herhangi bir başkasından çok daha güçlü bir bilgi aletidir.”#1.
Artık kanaat getirmiş birisi, mekanik dünyanın ilk gerçek mümini vardı. Hem cebir kadar zarif ve estetik başka ne olabilirdi? Descartes, açıklamasını popülerize etmekte vakit kaybetmedi. 1650’de öldüğünde, matematiksel dünya görüşü Avrupa’nın önde gelen aydınlarınca kabul görmüştü.
Descartes, tüm niteliği niceliğe indirgemeyi başardı ve ardından inançla, sadece uzay ve konumun önem taşıdığını ilan etti. “Bana uzam ve hareketi verin” demişti, “Evreni yapılandırayım.”#2
Descartes’ın dünyası tatsız, renksiz, kokusuzdu. Onun bu müdahalesi, dünyadaki bulanık,kaotik ve canlı her şeyi saf dışı bıraktı. Matematik evreni kuşatan bir kesinliği temsil ediyordu. Her şey yerli yerinde ve birbiriyle uyum içindeydi.
Antik Yunan’ın, tarihin sürekli bir gerileme ve çürüme olduğu yorumu matematik dışıydı, bu yüzden lanetlendi. Hristiyan dünya algısı nispeten hoşgörüye şayandı. Eğer bir tanrı evrene sürekli müdahale ediyorsa insan doğa olaylarının dinamiğini kesin olarak nasıl bilebilirdi? İşlev görebilmesi için mekanik paradigma, kesinlik üzerine oturtulmalıydı. Bu yüzden başta, kozmik tiyatroda bir sonraki etkinliğin taslağını hazırlayıp onu harekete geçiren ulu matematikçi olarak övülen tanrı; mekanik paradigma ile büyüyen yeni kuşak tarafından kibarca sahnenin dışına itildi.
Descartes insanoğluna, dünya gerçeklerini yağmalayıp onun efendisi olabilecekleri inancını verdi. Ardından Newton, mekanik hareketin tasviri için gereken matematiksel yöntemi ortaya koydu. Tek bir yasa ile, kuruyan yaprağın ağaçtan düşmesini ve gezegenlerin yörüngelerindeki hareketini açıklayabiliyordu..
__________________________
1#Randall, a.g.e. s.241-242
2# Randall a.g.e. 259 Neşet Oztopçu’dan alıntı
Dedim ki:
Descartes ile kendini arayan başkasini bulunca kendini yitirdi.. INSANOGLU nasili bulunca onu kullanmaktan.. nedeni ve niçini ve kendini yitirdi.. bu yüzden geçmişine minnet ve gelecegine mudare etmeyen insan ancak fırsatlarina huzun ve tehlikelerden endişeden başka bir şey bulmadı.. elinde sadece "ben" kaldı..şimdikiler beynin 850 bin kilometrelik liflerinde bogulup beni.. bilinci.. şuuru bile çok göruyorlar.. Osmanziya.
AMERİKA ve TÜRKİYE çatışması:
Amerikanin arkasinda BATIYA YATIRIM YAPAN Rockfeller
Türkiyenin ardinda DOĞUYA YATIRIM YAPAN Rosechild
Bulunuyor.
Amma bunu biz bildigimiz halde yine de dil ve din ile emek ve özgurluk degerleri açısindan birbirine düşmanlik eden ideolojiler açısindan tartişiriz.
Oysa dunyayi 200 tane devletteki ULUSAL partiler degil 200 tane ULUSLAR ARASI şirketlerdeki adamlar yonlendiriyor. Bunlar ISTANBUL SOZLESMESINI kabul etmedigi için ERDOGAN'ın ayagini kaydirmaya çalişiyor.
Bunu bugun 71 yaşinda olan ben 88 lik annamle birlikte Agora sinemalarinde seyrettigimiz HAVA MUHALEFETI filminde daha açik ve seçik anladik.. orada.. aile KUTSAL bir yuva olmaktan.. toplum ONURLU cemiyet olmaktan... ulus URETEN millet olmaktan.. çikariliyordu. osmanziya
|