Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

madde

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Yöntem Bilim
Forum Adı: Yöntembilim
Forum Tanımlaması: Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2027
Tarih: 03-Kasım-2024 Saat 03:21
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: madde
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: madde
Mesaj Tarihi: 21-Mayıs-2023 Saat 12:42
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2027&PID=3127#3127

Madde adde ile olan ve mana ile bulunan bir nesne.. madde ve nesne KAİNAT ise mana ve kimse dahi İNSAN'dır. Ancak bu uçlama ve simetrik insana fazla bilgi vermez.. çünkü her bilgiyi düşünmek ve anlamak kolay değildir. Söylediklerimin hepsi SOYUT sözcükler.. sadece soyut ya da sadece somut bilgiler boş ve kör bilgilerdir.. Kant'ın dediği gibi; sadece soyut bilgiler boş.. sadece somut bilgiler kör.. bir noktaya indirgenir ve orada biterler.. bu durumda bizim yapabildiğimiz ise YBA ile gerçekler hakkında örgüler.. doğrular hakkında örtüler.. olur. Bu da bizim başımıza geçirilen düş çorabı ve kafamıza geçirilen dil sepetidir.

Ancak bu ikisinin yani dilin ve düşün arasında olan bilimsel bilgiler ve felsefi bilgiler.. günlük dili ve din dilini anlamamıza yardımcı olabilir.. açıklayıcı olur.. aydınlatıcı olur ve bu arada onlardan da teknoloji ve ideoloji olarak yararlanabiliriz.. ancak bunların ışıkları da kabir kapısına kadardır.. buradan öteye sağlam ve sağlıklı bilgi ve değer taşıyan sözlere DUYARLIK göstermek.. hatta biraz daha ileride UYARLIK göstermek.. yani yaşantı ve davranışlarımızda uygulamak.. görüş ve düşüncelerimizi ilerletmek suretiyle bireyselliğimiz elde ettikten sonra ona genişletebilir ve geliştirebiliriz.



Tablo benim "tanırlık" modelimdir. Dairenin merkezinde "özdeşlik" yetkisi ile ortasındaki "özgürlük" yetisi tam gösterilememiş olsa da dairenin merkez ile çemberi arasında ve ortasındaki bulunan var sayma ve yok sanmanın "eşitliği" yani OLANAK işaret edilmeye çalışılmıştır.. tam merkezde hiç yok ile hep var seçenekleri işletir.. çemberinde ise çok var ile az yok arasındaki DENKLİK işletilir.

Bu çok var ile az yok arasında günlük dilin mantığı ile bilimsel dilin matematiğinin işletildiği yerdir. Günlük dildeki orta ve ara yer kavramı bilimde denklem olarak kullanılır. Bizler günlük dilde ve bilimsel bilgide bir nesnenin ve kimsenin işlemin ve eylemin varlığından ve yokluğundan hattı sayısından ve miktarından söz edebiliriz.. amma günlük dilden dini dile.. bilimsel bilgiden felsefi bilgiye geçtiğimizde artık veri ve gözlem ile değil ilke ve yorum ile hareket ederiz.

Veri ve gözlem olmadığın Tanrı'nın yokluğu ve varlığı söz konusu olamaz. Hatta felsefede bir kavramın ve fikrin (genellikle bunlar ya tümeldir ya geneldir ya kümülatiftir) varlığından ve yokluğundan dem vurulumaz.. ortada kişi ya da olay bulunmaz. Sadece fikir ve olgu söz konusu olur ve bu da bilgimiz ile değişen ve gelişen durumlara göre kurulur ve örülür.

Tabloda görülen durumu açık ve seçik anlatmak için KURAMSAL bir kitab yazmak gerekir. Buna da gerek görmüyorum.. kitablar kuramları donduruyor.. dinleştiriyor.. kolayca aksiyomatik bir sistem ile senkretik ve sentetik bir YAPI haline getirilebilir ve ortaya bir tür din çıkar.. örneğin Leibniz'in monodolojisi.. ya da Spinoza'ın etikası.. Hegel'in Diyalektik İdealizmi.. Oysa DÜŞÜNME esasdır.. "düşünce" değil.

Sonuçta burada benim dahi kurduğum geometrik (DAİRE) bir model söz konusu ve burada yokluğu ve varlığı değil var oluşu ve yok ölüşü.. olanağı ve olasılığı.. zorunluluğu ve gerekliliği.. örüyorum.. öyle görüyorum. Görmediğim bir şeyi de söylemiyorum. Söyleyenleri de eleştirebileceğim bir MODEL'in bulunuyor.. zaten söyleyebilmesi için herkesin de bir hadd’lerle bir suret-i şekli ya da hatt’larla şekl-i sureti bulunması gerekir.

Dediklerim elbette düşünenlere anlatılabilir ve açıklanabilir.. aydınlatılabilir.. ışık eşyayı aydınlatır.. "gerçek"leri ise insan insana anlatır. Bu işin esasısını Amazonda yayımladığım Yöntem Bilimsel Analiz çalışmasında İnsanbilim modeliyle anlatmaya uğraştım.. başarabildiğimi de sanmıyorum.

Saygılarımla.

Osmanziya 21.05.2023


uploads/20230521_123109_MADDE.rar - 20230521_123109_MADDE.rar

Madde hakkında bu dosyaları incelediğinizde maddeden manaya geçildiğini de görürsünüz.. maddeden manaya çıkmak ya da manadan maddeye inmek öyle merdivenden bir basamak inmek ve çıkmak gibi olamaz elbette.. aradaki yetmiş bin perdeyi yedi bin aşamaya indirmenin yolunu bulmuşlar dil ile.. zat ve suunat ve sıfat ve efal ve esma ve asar yani burada altı basamak sıraladık.. asar ve esma arasına KEMAL şuunatı.. zat ve sıfat arasına KİBRİYA şuunatı koymak üzere bunu yediye tamamlayabiliriz. Böylece

asar

kemal

esma

ef'al

sıfat

kibriya

zat

Böylece ortaya YEDİ katman çıktı.. elbette bu kesret bizim dilimiz ve anlayışımıza göredir..asarın altına İNSAN zatın üstüne TANRI yazarsan asar-ı kainat ve tesir-i insan kaybolur gider.. ancak biz yine konuşabilmek.. düşünebilmek.. tartışabilmek için sözcükleri kullanmak zorundayız. Elbette görmek ve duymak yetmez bilmek gerekir.. bilmek düşünmeye yol açar.. düşünme anlamaya yol açar.. anlama inanmaya yol açar.. görme ve duyma ile   bilme arasına öğrenmeyi katalım.. bilme ve düşünme arasına sormayı katalım.. düşünme ve anlama arasına yanıtlamayı katalım bakalım kat katman olmuş:


görme

öğrenme

bilme

sorma

düşünme

yanıtlama

anlama

inanma

sekiz katman olmuş.. bu durumda
7 cehennem
8 cennet

ortaya çıkar.. siz de bu çıkarları yararlara dönüştürür ve kemalini bulursunuz ve kibriya ya dokunmazsanız yanmazsınız.. İnşaallah.

Sağlıcakla kalınız.

Osmanziya 21.05.2023 Üçkuyular İZMİR



Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 22-Mayıs-2023 Saat 06:08


tane tana açtık dünyayı ve dili ve dini.. otuza yakın tabloda

uploads/20230522_060618_TANE.rar - 20230522_060618_TANE.rar

Üstelik birde temelleri gösterdik:

uploads/20230522_060726_TEMELLER.rar - 20230522_060726_TEMELLER.rar

peki ne mi dedik:
Mehmet Said AKDOĞAN paylaşımı:
Başyapıt
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 6
René Descartes,
Soğuk bir günde, sert hava yüzünden odasına hapsoldu. İşte meşhur düşüncesi o gün kafasında belirmişti. Dünyayı kavramamızı, onu kodlayabilmemizi, insan amaçlarına uygun olarak kullanabilmemizi sağlayacak anahtar kelime: Matematik’ti.
Mekanik paradigmanın ilk aksiyomları hükümranlık sürmeye başladığında Descartes şu sonuca varmıştı: “Açık konuşmak gerekirse ikna oldum ki matematik, tüm olguların kaynağı olarak, insan emeğinin mirası olan herhangi bir başkasından çok daha güçlü bir bilgi aletidir.”#1.
Artık kanaat getirmiş birisi, mekanik dünyanın ilk gerçek mümini vardı. Hem cebir kadar zarif ve estetik başka ne olabilirdi? Descartes, açıklamasını popülerize etmekte vakit kaybetmedi. 1650’de öldüğünde, matematiksel dünya görüşü Avrupa’nın önde gelen aydınlarınca kabul görmüştü.
Descartes, tüm niteliği niceliğe indirgemeyi başardı ve ardından inançla, sadece uzay ve konumun önem taşıdığını ilan etti. “Bana uzam ve hareketi verin” demişti, “Evreni yapılandırayım.”#2
Descartes’ın dünyası tatsız, renksiz, kokusuzdu. Onun bu müdahalesi, dünyadaki bulanık,kaotik ve canlı her şeyi saf dışı bıraktı. Matematik evreni kuşatan bir kesinliği temsil ediyordu. Her şey yerli yerinde ve birbiriyle uyum içindeydi.
Antik Yunan’ın, tarihin sürekli bir gerileme ve çürüme olduğu yorumu matematik dışıydı, bu yüzden lanetlendi. Hristiyan dünya algısı nispeten hoşgörüye şayandı. Eğer bir tanrı evrene sürekli müdahale ediyorsa insan doğa olaylarının dinamiğini kesin olarak nasıl bilebilirdi? İşlev görebilmesi için mekanik paradigma, kesinlik üzerine oturtulmalıydı. Bu yüzden başta, kozmik tiyatroda bir sonraki etkinliğin taslağını hazırlayıp onu harekete geçiren ulu matematikçi olarak övülen tanrı; mekanik paradigma ile büyüyen yeni kuşak tarafından kibarca sahnenin dışına itildi.
Descartes insanoğluna, dünya gerçeklerini yağmalayıp onun efendisi olabilecekleri inancını verdi. Ardından Newton, mekanik hareketin tasviri için gereken matematiksel yöntemi ortaya koydu. Tek bir yasa ile, kuruyan yaprağın ağaçtan düşmesini ve gezegenlerin yörüngelerindeki hareketini açıklayabiliyordu..
__________________________
1#Randall, a.g.e. s.241-242
2# Randall a.g.e. 259 Neşet Oztopçu’dan alıntı
Dedim ki:
Descartes ile kendini arayan başkasini bulunca kendini yitirdi.. INSANOGLU nasili bulunca onu kullanmaktan.. nedeni ve niçini ve kendini yitirdi.. bu yüzden geçmişine minnet ve gelecegine mudare etmeyen insan ancak fırsatlarina huzun ve tehlikelerden endişeden başka bir şey bulmadı.. elinde sadece "ben" kaldı..şimdikiler beynin 850 bin kilometrelik liflerinde bogulup beni.. bilinci.. şuuru bile çok göruyorlar.. Osmanziya.

AMERİKA ve TÜRKİYE çatışması:
Amerikanin arkasinda BATIYA YATIRIM YAPAN Rockfeller
Türkiyenin ardinda DOĞUYA YATIRIM YAPAN Rosechild
Bulunuyor.

Amma bunu biz bildigimiz halde yine de dil ve din ile emek ve özgurluk degerleri açısindan birbirine düşmanlik eden ideolojiler açısindan tartişiriz.

Oysa dunyayi 200 tane devletteki ULUSAL partiler degil 200 tane ULUSLAR ARASI şirketlerdeki adamlar yonlendiriyor. Bunlar ISTANBUL SOZLESMESINI kabul etmedigi için ERDOGAN'ın ayagini kaydirmaya çalişiyor.

Bunu bugun 71 yaşinda olan ben 88 lik annamle birlikte Agora sinemalarinde seyrettigimiz HAVA MUHALEFETI filminde daha açik ve seçik anladik.. orada.. aile KUTSAL bir yuva olmaktan.. toplum ONURLU cemiyet olmaktan... ulus URETEN millet olmaktan.. çikariliyordu. osmanziya






Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info