Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

sumud uluslararası yardim filosu

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Genel
Forum Adı: Dünya
Forum Tanımlaması: Genel Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2873
Tarih: 14-Ekim-2025 Saat 01:10
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: sumud uluslararası yardim filosu
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: sumud uluslararası yardim filosu
Mesaj Tarihi: 24-Eylül-2025 Saat 13:20


Sivil yardım gemilerimiz az önce uluslararası sularda açıkça hedef alındı. Yaklaşık 20 drone üzerimizde dolaşmakta; bazıları gemilerimize mühimmat attı. Bir kısmı patlamadı ve aktivistler tarafından hızla denize atıldı. Kimisi ise gemilere çok yakın mesafede şiddetli patlamalar yarattı. Barut kokulu bu mühimmatlar gemilerde büyük risk oluşturdu.

Aynı zamanda telsiz/radyo sinyallerimize müdahale edilmekte; birçok tekne benzer iletişim kesintileri yaşamaktadır.

Bu saldırı, uluslararası sularda sivil gemilere yapılmış bir suçtur. Bizi durdurmayı hedefleyen bu taktikler kararlılığımızı kırmayacak, aksine daha da güçlendirmektedir.

Kara eylemlerinde Gazze’nin ve filonun sesi olun. Dünyanın bu saldırıyı bilmesi gerekiyor.

denilde seksen kişiyi kadar paylaştım ve dedim ki.


24 eylul 2025 ÇARŞAMBA 03 Rebiyulahir 1447
Ibrahim Aleyhisselam geleli
3200 sene
Musa Aleyhisselam geleli
2600 sene
Isa Aleyhisselam geleli
2025 sene
Muhammed Aleyhisselam geleli
1447 sene

olmuş.. siz bu YAHUDI ve MUSLUMANLSR arasindaki catişmalarin ve iki sene suren askeri KATLIAMIN dini ve kulturel ve sosyal oldugunu mu saniyorsunuz.. ekonomik ve politik oldugunu mu duşunuyorsunuz ?

Belki her ikiside olabilir.. fakat agirlikli olanin ekonomik ve politiktir.. yahudiler ekonomik olarak dunyanin sahibi olduklari halde neden bulduklari vatan parcasiyla yetinmiyorlar ?

Kendini gani ve kavi saYan yahudiler ile kendini zayif ve fakir saNan muslumanlar arasindaki savaşin.. ardinda iki faktör bulundugunu duşunuyorum.

BIRINCI etmen..her üç dinin inancinda buyuk bir savasin sonunda davud ya da isa ya da mehdi kralliginin kurulacagi ve bununlada yer yuzunde hakkin ve adaletin gerçeklesecegidir.

IKINCI etken kuresel efendilerin sekiz milyar insani buyuk bir sorun oldugu.. gelisen makine ve bilgisayarlarin insani gereksiz bir meta halinde getirdiginden.. fazlaligin telef edil bunun beş yuz bine indirilmesidir.

Dunyanin sahibi yahudiler kuresel efendiler olabilir mi ?

Sanmiyorum.. bu yahudi zenginleri de.. dunyanin FABRIKALARIN işçisi ve ŞIRKERTLERIN müsterisi.. insanlarida.. bir PARTIYI tutan üç dine mensup inananlari da.. kullanma ve yönlendirme gucune ve teknolojisine sabip çok az bir GIZLI DUNYA DEVLETININ takimi.. ne projelerinin oldugun DUNYA EKONOMIK FORMUNDA yazmişlar..

Bunlarla bir şirket.. bir parti.. bir belediye.. bir devlet ile mucadele edemezsiniz.. trumpu.. putini.. netenyahuyi.. erdogani kullanan.. beni de.. seni de.. evleviyetle haydi haydi kullanamaz mi ?

Yani KIM varsa.. onu NE ile tutacagini biliyor.. isterseni sanal NEO olun isterseniz gercek KIMO.. hiç bir etminiz olmaz demiyim.. BU GÜN dişe dokunur bir iş yapamayiz.. ama yarin yapabiliriz.

Çunku insanlar üç dört guruptur..

sorundan yakinanlar..
çozumu yuklenenler..
sumud ile kendilerini kurban edenler..

Buyuk bir çogunluk yakinmayanlardir.
Bunlarin yarisinin yarisi yakinanlardir.
Sumud ile kendini feda edenlerin on kati kadar olan çözümu yuklanenlerdir.
Eger siz mehdiye beklemiyor ve fakat beklenen insanlardansaniź.. çözumu yuklenenlerden olmada adaysiniz demektir.

osmanziya 03.07.2025 03:07




BİLGİ NEDİR



bilinen kat'î veya takribî bil (nesne) ve bilen sadik veya şübheci gi (kimse) ise malum ve âlim ilişkisinden ortaya çıkacak ilim ( bil-gi) nesne ve kimse bileşeni ÖZNE de nasil bulunacaktir ?
küll ve cüz'î   EŞYA ferdî kemmiyet...
câmi ve baz'i EŞHAS vitrî keyfiyet...
6 çeşidin kombinasyonu.
Ilimden başka irfan..emel.. amel.. iman.. ihlas ince farklilik ve kadrilikler.. sevgiler.. bilgiler ve ilgilerin dogru ve egri duygu ve degerleri GÖZ önunde bulundurulursa kaç cesit GONUL ortaya çikar ?


BİLGİ NEDİR 01

Gerçek ....... İyi

Guzel ..........Dogru

Sözun taşidigi bilgi ve degerin saglam ve sağlikli olmasina duyarlik gosteren YONTEMBILIMCI der ki SAGLAM bilgi hem gercek hem dogru olmali.. SAGLIKLI deger hem guzel hem iyi bulunmalidir.

DOGRU.. Aristo 2300 yil önce 250 karşilaştirma çeşidinin 25 tanesini SOYUT geçerli ve dogru kiyas bulmuştur.

GERÇEK.. Imami Nursî bir şehri yuz kere mezaristana goturen ölumun yaşamdan 100 kat fazla bir istedigi bulunur diyor.. demek bir olum ve dogum.. bir de ölüm ve düğum.. bu ikisinin ortasinda da bir düğün ve X ile Y gerçeğinden çika Zigot realitesi çikar ki bu da "ilim"den daha cetrefilli bir konudur.

IYİ.. geçici ÇIKAR lüzumlu bir malzemedir vucuda.. kalıcı YARAR da icab eden vecibedir vicdana.. çunku insan alinan çikarla mutlu olan pis ya da pak kız ve oglan.. verilen yararla kutlu olan temiz ya da kirli ana babadir.. dedi YARATAN..

GÜZEL.. ar ve nesne yüku ile ad ve kimse yolcusu bir AT'i yarak ve yariktan atan YARADAN bizden neye ve kime ADAN'mamiza istiyor ?

Ne ise ne NESNE'mi.. kim ise kim KIMSE'ye mi.. nesne ve kimse bileşeni ÖZ-NE-KİM'e mi ?

GÜZELI ar ve ad vd at ustunde gorebilen INSAN ni'metten in'ama ve in'amdan mun'ime geçince ilmiyle degil imaniyle ISLAM olur.

Guzel olmak GÖZ EL bulunmak
EL-lah'i tanimak.. lat ve menat ve uzza putlarindan uzaklaşmak sahabeye nasip olmuş.. bize de para ve kari ve yarı putlarindan uzaklaşmak ve yarelerimize çare bulmak ve cehalet ve dalaletten.. zillet ve zulmetten kurtulmak nasib ola Inşaallah. osman ziya 24.09.2025 izmir 08:04


BİLGİ NEDİR 02

[09:01, 24.09.2025] Mustafa Buğucam: d o l a p
TABLO

üstunde ana mesaji ŞEREFLI FATIHA ANAHTARI
ortasinda zaman izleme kareleri
altinda dil ve din ile teknoloji ve ideoloji özetleri
beş alti yildir yayin yapiyor.

Tabloda 4 tane DVD diski degişmiyor.

sol üst ve sağ üst

sol alt ve sağ alt

YER'lerinde oturtulmuş

NFS    ve      RUH

KALB ve      AKIL

LATIFE"leri da DVD ler ustunde tanimlanmiş;

NEFS nar.. zerre.. nuga.. NÜKLEER nüve

AKIL nur.. ene.. nuha..   NÖRAL hüve

RUH seyr.. hücre.. luga.. GENETIK nuve

KALB sırr.. zümre.. lüba.. KULTUREL huve

Hepsi de UKDE sırrinda toplanmıs bir gizem.

Biz bunlari AD kabinda YBA ile pişiriyoruz.

Fakat bilgi ile sarhoş ve sevgi ile birhoş olup ILGI'si dumura ugramiş ve ALAKA'si körelmiş olanlar yaptigimiz yemekleri yiyorlar bulasiklari yi…
[09:29, 24.09.2025] Mustafa Buğucam: Belki ben bunu 40 yillik birikimimle yapmiş olabilirim. Bu da bir hastalik mi bir ustalik mi belli değil. Fakat anladiklarinizi eleştirmek sakincasi ve anlamadiklarini sormak çekincesi.. eger bir çin işkencesi degilse.. tenkit etmekten korkmamali ve sormaktan utanmamalisiniz.

Eger YBA çalişmasina ilgi ve merakiniz bulunuyorsa ve anlatilam konuya da önem ve deger veriyorsaniz.. bilmediginiz kelimeleri sözlukten ogreniniz.. hatta bana da sorabilirsiniz. Her kelime bir ışıktir.. başka kelimelerle aydinlik verir. Kelimelerle kurulan kelamin ve cumlelerin ne zaman gunes gibi dogrudan ne zaman ay gibi dolayli AYDINLIK verecegini bilemezsiniz. Degil başka kitablari ilahi kelam olan Kur'ani surekli okur başka hic bir kitabi.. hiç bir insani.. hiç bir hadiseyi okumazsaniz.. Yaratan'in diger kitablarini okumamis deneme ve yanilmanin ogretecegi işik ve aydinliktan mahrum kalirsiniz. Benim surekli YBA ile ugrasip basarisiz kaldigim gibi yoksun olursunuz.

Kısaca söz ve soz ile okuma ve yazma malin ile amel melin ile emel yapma demektir. Amellerin ve emellerinle ortaya çikan ELEMLERIN daha degerlidir. Eger zorluklar ile acı ve meşakkat ve izdirab çekmiyorsan işlerin ve düşlerin boşa gidebilir.

Eger boyle aci cekmiyorsan seni YBA zorluguna çagiriyorum.

osmanziya 24.09.2025 09:29








Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 25-Eylül-2025 Saat 00:59
parazitikiz


Şaz.. kural dışı.. olagandışı kişiler bulunur.. bir de harika ve olagan ustu ve seçkin.. insanlar olur.

-“Arkadaşım! Ben de sizin gibi gençken ve yanımda da böyle güzel bir hanım varken, bu soruları takmıyordum. Ancak şimdi öyle değil. Yaşlandık. Akşam yatağa girerken, sabaha çıkıp-çıkmayacağımdan emin değilim. Sevgili eşim Sevinç’e çaktırmadan bakıyorum. Yarın tekrar görüşebilecek miyiz? Hangimiz önce gidecek? Dahası öldükten sonra ne olacak? Toprağın altında çürüyüp gidecek miyim? Ama ben yok olmak istemiyorum. Tanrı yoksa da olmasını istiyorum. Yok olmayacağımı düşünmek bana huzur veriyor.” Erdal İnönü
""Üsküdar Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Erdal İnönü’nün Allah'ın varlığına dair sözlerini anlattı.
Özdemir, yazısında Erdal İnönü'nün ODTÜ'de bir konferans verdiğini ve fizik biliminin tarihsel gelişimini ve bu konudaki birikimini anlatırken, metafizik alana girdiğini ve Tanrıyla ilgili zımnen bir şeyler söylediğini belirtti.
-"Sanki Tanrı varmış gibi bir imada bulundunuz? Dinleyiciler arasından bir gencin Tanrı'nın varlığına itiraz ettiğini hatırlatan Özdemir, yazısını şöyle sürdürdü:
-"Yanımdaki öğrencinin tepkisi olmasaydı, belki de bu konuyu böylece geçiştirecekti. Ancak felsefe bölümünün en ukala (olumlu anlamda kullanıyorum!) öğrencilerinden biri Erdal Hocanın üslubundan rahatsız olmuştu.
Konuşmadan sonra tartışma ve sorular için vakit varken, genç arkadaşımız beklemeden oturduğu yerden konuşmaya başladı. Kolunu yanındaki kız arkadaşının omzuna atmış bir vaziyette
-“Hocam, bir dakika. Metafizikten bahsederken, sanki Tanrı varmış gibi bir imada bulundunuz? Yoksa yanlış mı anladım?”
Erdal Hoca her zamanki gülümseyerek:
-“Evet, doğru anlamışsın. Ne var bunda?”
Öğrenci istifini bozmadan, Hocanın büyük bir açığını yakalamış gibi:
-“Doğrusu size yakıştıramadım. Bir bilim adamı olarak olmayan bir şeyi nasıl ima edersiniz? Dahası sosyal demokratların lideri olarak nasıl böyle bilim dışı bir şeye inanabilirsiniz? Hele hele İsmet İnönü’nün oğlu olarak!”
Erdal Hoca yüzünde tebessüm, eli kız arkadaşının omzunda, ayak ayaküstüne atmış oturduğu yerden kendine bunları söyleyen öğrenciyi sabırla ve gülümseyerek sonuna kadar dinledi.
O sırada salona baktım, başta kendim olmak üzere, çoğumuz bu laubali üsluba kızmıştık. Konuşmanın sonu beklenebilirdi. Ama Erdal Hoca hiç alınmadı. Gülümseyerek ve bütün içtenliğiyle şu cevabı verdi:
-“Arkadaşım! Ben de sizin gibi gençken ve yanımda da böyle güzel bir hanım varken, bu soruları takmıyordum. Ancak şimdi öyle değil. Yaşlandık. Akşam yatağa girerken, sabaha çıkıp-çıkmayacağımdan emin değilim. Sevgili eşim Sevinç’e çaktırmadan bakıyorum. Yarın tekrar görüşebilecek miyiz? Hangimiz önce gidecek? Dahası öldükten sonra ne olacak? Toprağın altında çürüyüp gidecek miyim? Ama ben yok olmak istemiyorum. Tanrı yoksa da olmasını istiyorum. Yok olmayacağımı düşünmek bana huzur veriyor.”
Daha sonra konuyla ilgili bir anısını anlattı.
-“1947 yılında Fen Fakültesinden mezun olunca doktora için Amerika’ya gitmiştim. Bir kimya hocamız vardı. Kendini Einstein’ın kimyadaki benzeri görür ve her şeyi kimya ile çözeceğine inanırdı. Bu bağlamda sık sık Tanrı kavramının da insanın acizliğinden kaynaklandığını söyler; kimya iyi anlaşıldığında Tanrı’ya ihtiyaç kalmayacağını güçlü bir şekilde izah ederdi. Sınıftaki dindar Hıristiyan ve Yahudi arkadaşlarımız hocaya şiddetle itiraz ederlerdi. Ama kimya hocamız sabırla onları bilimsel olarak ikna etmeye çalışırdı. Bir arkadaşımız:
-“Hocam! Tanrıya inanan ve Tanrı hakkında yazı yazan birçok bilim insanı var. Bunu nasıl izah edersiniz?” dedi. Hoca hiç tereddüt etmeden ve kendinden emin bir tavırla “Çok kolay. İnsanlar yaşlandıkça, metafiziğe ve dine yöneliyorlar. Bir arayışa giriyorlar. Bundan kaynaklanıyor. Yaşlılık psikolojisi” diye cevap verdi.
Yıllar sonra Erdal İnönü hocasıyla yeniden karşılaşmış. Bir konferans için gittiği Amerika’da bir otel lobisinde otururken, hocasının koltuğunun altında bir kitapla asansörden çıktığını görmüş. Gidip hal-hatır sormuş.
-“Hocam yaşlanmış ve saçları da ağarmıştı. Koltuğunun altındaki kitabı sordum.”
-“Yeni yayınlanan kitabım” deyip, bana uzattı.
Baktım, Tanrıyla ilgili bir kitaptı. Gülümseyerek:
-“Hocam, Tanrı hakkında kitap yazdığınıza göre siz de yaşlandınız demek. Bize yıllarca önce derste söylediklerinizi hatırlıyor musunuz?”
-“O zaman çok iddialı ve mağrur konuşmuşum. Genelde bilimin ve özelde kimyanın her şeyi çözeceğini sanmışım. Bu yaşa gelince ve tüm edindiğim bilgi, birikim ve tecrübelerimden sonra olaya bakınca yanıldığımı daha iyi anlıyorum. Bilimin ve bilgimizin sınırları konusunda ise daha mütevazi olmamız gerekiyor. Kitabımda bunları ve Tanrı’yı anlatıyorum. Bir bilim adamı olarak bu kadar yıl sonra ulaştığım sonuçları ve tecrübelerimi paylaşıyorum.”
-“Ben de hocama katılıyorum. Bu kadar deneyimimden ve birikimimden sonra bilim, din ve Tanrı konusunda daha ihtiyatlı konuşmamız gerektiğine inanıyorum.”
CHP Şanlıurfa örgütünden İnönü'ye: Siz de namaz kılın! Dini eğitimini bir yana bırakın, genç Erdal’ın merak duyduğu felsefe kitaplarını okumasına bile “peder” müsaade etmez.
-“Emekli olunca felsefe kitaplarını bol bol okursun. Şimdi Fen zamanı” dermiş. Erdal Bey dini bir eğitim almamasının eksikliğini siyasete atılınca daha iyi anlar. Başbakan Yardımcısı olarak dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ile Şanlıurfa’ya giderler. Günlerden cumadır. Dergâh Camii’ni ziyaret öğle vaktine denk gelir. İslamköylü Süleyman kolları sıvar ve abdest almaya başlar. Cuma namazını kılacaktır. Erdal Bey ise yakıcı güneşten korunmak için bir gölgeliğe sığınır ve Süleyman Bey’i beklemeye başlar. Ancak CHP Şanlıurfa örgütü huzursuz ve rahatsızdır. Sonunda Erdal Beye gidip:
-“Sn. Genel Başkanım! Urfa dindar bir şehirdir. Süleyman Bey camiye girip namaz kılarsa ve siz girmezseniz kimse bize rey vermez” derler.
Erdal Bey örgütün verdiği mesajı alır. Abdest alıp, namaz kılması gerekmektedir. Ama nasıl yapacağını bilmediğini “gülümseyerek” anlattı. Abdestini almakta olan Süleyman Bey’e gider.
Süleyman Bey “hayırdır” der. Erdal Bey “Örgüt benim de namaz kılmamı istiyor. Ama bilmiyorum” der. Demirel’de çözüm çok.
-“Ben ne yapıyorsam aynısını yap. Hepsi o kadar” der. Erdal Bey denileni yapar ve örgüt rahatlar. Erdal Hocanın söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyordu. Ancak ODTÜ’de bunu espriyle anlatırken aynı zamanda din eğitimi ile ilgili önemli tespitler yapmıştı. Bir insanın içerisinde doğduğu ve mensubu olduğu dinin temel bilgilerine sahip olması ve dini pratikleri öğrenmesi gerektiğini söylemişti.
Ancak insanların dini bir hayatı seçip seçmemeleri/yaşayıp yaşamamaları kendi tercihleri olmalıydı. Aslında ünlü bilim adamı ve Erdal beyin yakın arkadaşı olduğunu yine kendisinden öğrendiğimiz Şerif Mardin’in dedesi de Erdal Bey gibi düşünmüş.
Erdal Hoca daha sonra tekrar konuya döndü ve konuşmasını bitirdi. Sorulan sorulara da tüm içtenliğiyle ve gülümseyerek cevaplar verdi. Salondan çıkarken Erdal Hocanın söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyordu:
-“Tanrı yoksa da, olmasını istiyorum. Öldükten sonra yok olmak istemiyorum.”
(Kaynak: Erdal İnönü: Yok olmak istemiyorum!)
Genelde insanlar, kendim dahil, otoriteyi sevmez.. otorite olmayınca da organizasyon bulunmaz.. örgütlenme bulunmayınca.. işler resmi ve sivil olarak ayrılmayınca toplum ortaya çıkmıyor. Hatta metafizik olarak ifade edilir. Tanrı bezmi elestte ademin belinden zürriyetleri çekerek hepsini sormuş: Ben sizin Başkanınız değil mi yim? Kimse tıs yok. Hangi hanım ipini kocasının eline.. hangi çocuk yularını babasının eline vermek ister ki.. sonunda bir SES çıkmış.. BELA.. yani evet.. sonra sırasına yani derecesine göre bütün nebiler ve veliler.. dahiler ve deliler.. cinler ve beşer.. insanlar "Rabb"lerini tanıma sözü vermişler. Dünyaya gelince bu unutulmuş.. bunun yerine SOSYAL SÖZLEŞME kuramı getirilmiş. Genelde sadece toplum düzeni değil teşkilatlanma olan her yere bir başkanlık ortaya çıkıyor. Güneş bile dört toprak dört gaz gezegenini etrafında toplaması için ağırlığını ortaya koyması gerekiyor. Genelde sünniler iktidar şiiler muhalefet olmuşlar islam dünyasında. Bu resmiyetten yana ya da sivilden tarafa olmak bu kültürel yaklaşımların etkilemesinden da kaynaklanıyor. Buna benzer ana akımlar başka kültürlerde de bulunur. Fakat fizik, biolojik, kültürel, ekonomik ve politik sonunda askeri düzenlerde DİSİPLİN sağlanması ve ortaya primer ve sekondar yanlardan sonra master (efendi) ve slave (köle) yanlarıyla krallık ve kölelik düzeninde kurtulmak olası değil.. ancak daha insancıl ve hukuksal ve tahammül edilebilir hale getirmek mümkündür ki bunun için bilgi toplumu ve hukuk devleti ülküsünü benimsiyor ve hukuk devletinde erklerin.. yasama ve yürütme ve yargı güçlerinin ayrılığını ve birbirini denetim almasını denetlemesini KURAMSAL olarak sağlamaya çalışıyoruz. Fakat her konuda olduğu gibi bu husustada İDEAL sağlanamıyor ve krallık ve kölelik düzenin kökeni olan kulluk ve Tanrılık düzeninin idealamizi gerçekleştireceğine inanıyoruz. Bu sivil ve resmi ayırımı bilimsel gerçek ve dinsel bir doğrudur. Kaldı ki efendi ve kral ile köle ve hizmetçi arasında o kadar çok benzer versiyon bulunuyor ki krallar kölelerini bağımlılığının ve köleler krallarına bağlılığının farkında olduğunda zaten fazla sorunda kalmıyor. Nitekim kral olan baba yaşlanınca çocuklarının kölesi haline geliyor.. gençken yaptığının karşılığın ahirete göçmeden dünyada çocuklarından buluyor. Atalarımız bunu kurt kocayınca köpeklere maskara olur diye de dillendirmişler. bu vesile ile şunu belirtmeliyim.. bu gün iki yıl süren katliamın nedeni ULUSLAR ARASI HUKUK DUZENİNİN.. yani demokratik dünya başkanlık düzeninin kurulamamış olmasıdır. İlk olarak Kant cemiyeti akvam ile bu girişim başlatmış fakat gizli dünya devletinin sahipleri cemiyeti akvamın uzantısı birleşmiş milletleri çalıştırmıyor ve hukuku yürütmüyor. Hukuk YASASINI yürüten yaptırımı kuraldan ayıran yanın gücün gürü olmadan işin olmayacağı ortaya çıkıyor. Yasa.. kural.. yaptırım.. güç.. gür.. İŞ'in beş gizemidir. Bir gün bu beşlinin sırrını çözdüğümüzde savaş ve barış döngüleri ortadan kalkmasada hiç olmazsa böyle KATLİAMLAR olmayacaktır, diye düşünüyorum. Saygılarımla osmanziya yontembilim.com

Dediler

" Özgür irade var mi ?". Sürekli tekrarlanmis biktirici bir sorudur bu. Spinoza burada bir uctadir. Ona gore biz doganin bir parcasiyizdir ve onun neden-sonuc liskileri tarafindan belirleniriz. Daha da oteye gidet ve" Tanri' nin bile bir iradesi yoktur" der. Tanri Tanrilik sifatlarini taşidigi icin öyledir, Tanri gibi devinmek zorundadir. Gerçi bu düsunce de " Tanri nedir?" sorusu çok farkli bir yerde durur. Tanri herseyin kaynagi olan biricik tözdur. Bildigimiz anlamda antropomorfik bir varlik degildir.
Belki diger üçta, özgur iradenin varligini ve sinirlarini acayip genisleten Sartre gibiler vardir.
Biyolojik evrimciler bu konuda oldukca farkli yerlerde dururlar. Ama kabaca biyolojik belirlenmecilge çok önem verirler. Kabaca; insanin türsel bir dogasi oldugunu ama çevre faktorlerinin de etkisiyle davranişsal ve biluşsel ciktilarinin olustugunu düsunurler. Biyolojik temelli Psikiyatri bilimi karakter, mizaç ve kisilik özelliklerine vurgu yapar.
Marks arada bir yerde dursa da onda da kendine özgu bir toplumsal temelli bir determinizm vardir. Sosyolojik ve iktisadi özellikler degistikce insanin da degisebilecegine inanir. Insan turunun biyolojik bir dogasi olduguna pek itibar etmez. Onda bireysel özgur iradeye fazlaca bir önem verilmez. Marks' ta tarihsel kosullarin belirledigi kollektif egilimler daha ön plandadir. Marksist düsuncede karizmatik-narsisistik liderlerin bile belirleyiciligi sinirlidir. Koşullar uygun oldugu icin mevcut olan sinifsal yapilar ortaya cikmistir. Onun ütopyasinda özgur iradeye sahip birey tarihi belirleyen dinamiklerin son bulmasi yani sinifsiz toplum ortaminda ortaya cikacaktir. Bu ayni zamanda özgurlugun de neşet bulacagi bir ortamdir. Onda distopya ise yoktur. Hersey olmasi gerektigi icin olmustur. Spinoza' da özgurluk dogayi ve bu determinizmi anlamaktan gecen anlayis duzeyinin artmasi ile ortaya cikar. Bu anlamanin getirdigi dinginlik, kabullenme hissi ve dogadaki baglantisalliga dayanan ahlaki yukselme ile mumkundur. Ayrica bir insanin fikirlerini ifade etme serbestisi çok önemli bir özgur olma alanidir.
Kuantum Alan Teorisi uzerinden bilinc olgusunu aciklamaya çalisanlar, bu alanda klasik determizmin islemedigini, insan bilincinin de kuantum mekanigi ile iliskili olmasindan dolayi bireysel özgur iradenin varoldugunu ileri sürerler. Bu alanda belirlenimcilik yoktur, ihtimaller vardir, bu ihtimallerden birini secme özgurlugune sahibizdir.
Hasan Belli


Dedim
Özgür.. özün mü gür yoksa gürün mü öz diye sorarlar adama.. yani iradesi kendinden bir yaratık olamaz. Bununlar beraber insanda hürriyet ve ihtiyar ve irade bulunmuyorsa dinin ve ahlakın ve hukukun anlamı kalmıyor. Özgür değil hür'ü gür olarak çevirirsek bunun tartışması yapılabilir. Nitekim yapılmış ve müslümanların bu kader ve irade tartışmasıyla buldukları çözüm yahudi alimleri kendi dinlerine almışlar. Yahudi müslüman alimlerin islamiyetin başında müslümanlara yaptıkları yardıma karşılık bir yardım olsun bu.. Kader açıklamasına her dinden ve kültürden insanın ihtiyacı vardır. Nitekim müslümanlar kuramlarını geçmiş ve iyilik kader (mazi ve musibet) gelecek irade ve kötülük (ati ve maasi) diye sorunu pratik olarak çözmüşler. osmanziya yontembilim.com


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 25-Eylül-2025 Saat 01:47
Kirmizi.. sol goru.. isbat ile çalisir.
Mavi.. sağ duyu.. ikna ile uğraşır.
Kirmizi.. şubheli düşunur takribi bakar.
Mavi.. kati inanir sâdık bağlanir.
Sol alt köşede DOGRU yer aliyor.
Düşunmenin.. kurgulamanin.. karşılaştirmalarin ve yargilamalarin DOGRU olmasi soyut ve kavramsal vd kuramsal bir iştir.
ARISTOTALES'e görd 56 tane kiyas bulunuyor bunun 24 tanesi DOGRU imiş.. yani geçerli karşilaştirmalarmiş.
Biz muksyese ve karşilaştirma ile mukayese ve yargilamalar yapariz. Yargilama her ne kadar hakimler ve yargıçlara mahsus bir iş sanilirsada bu akli muhakeme vevmantiksal mukayese işini bilim adamlari da yapar. Ancak onlarin işlerinin konusu evren iken hâkimlerin çözum konusu insandir. Bu yuzden bilim adamlari mantik yaninda gozlemleri icin matematigide çaliştirirlar. Hakimler ise mantigin yaninda ahlak ve etigi de işletirler.
Hakîmler ise bu dordunu.. yani sağ duyu ve sol göruyu birlikte işleterek konularin aydinlatilması ve sorunlarin çözulmesinde.. işletirler.
osmanziya 25.09.2025 Perşembe izmir 01:17




Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info