| YONTEMBILIM UZERINE
 
 Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
 Kategori:  Yöntem Bilim
 Forum Adı:  Yöntembilim
 Forum Tanımlaması:  Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
 URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=898
 Tarih: 31-Ekim-2025 Saat 04:54
 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
 
 
 Konu: YONTEMBILIM UZERINE
 Mesajı Yazan: osmanziya
 Konu: YONTEMBILIM UZERINE
 Mesaj Tarihi: 10-Ağustos-2015 Saat 19:14
 
 
        
          | Hesabî remz-i rakamın SÜREKSİZ tadadı ile hendesî vasf-ı hattın SÜREKLİ  imtidadı  arasında muayyen dönüşümün vasıtası  olan riyaziyat (matematik)  ANALİTİK DÜZLEMİN kullanılmasıyla ince bir mantıki oyun olmaktan çıkıp, madde ve enerjiyi değiştirip dönüştürmede  duyarlı bir alet haline geldi. Sanılır ki analitik geometri, geometrinin konularından biridir, oysa değil, çünkü onun bir tarafı da aritmetik ve cebirdir.  Böyle bir tarafı  hesab / aritmetik ve öbür tarafı hendese /geometriden oluşan MATEMATİK analiz,   FKB ilimlerinde  mizan ve veznin  (ölçü ve tartının)  öneminin anlaşılmasından sonra, bilimlerin ilerlemesinde ve gelişmesinde ikinci aşama olmuştur ve bu nedenle analitik geometriyi bulan Descartes, modern felsefenin olduğu kadar çağdaş bilimin de başlatıcısı sayılmıştır. Böylece matematik analizin yapıldığı analitik düzlem ve koordinatlar bilim için vazgeçilmez bir taban oluşturmuştur. B. Russell bu matematik  tabana, biraz sonra göreceğimiz logical (mantıksal) temeli de katarak   Lojiko-Matematik Gerçek adını vermiştir. 
 Hasılı sayı ile ölçülebilir, çizgi ile belirlenebilir ve fıtri  mekan idrakine dayanan fakat soyut ve  YAPAY olan bu ara yüz  l611 yılında  Descartes’in eliyle yatay ve dikey “kartezyen koordinatlar” halinde  bilime hediye edilmiştir, edilmesine amma KARTEZYEN düşün-me,  soyut ve varsayımsal bir araç iken işin özünden uzak kullanıcılar için gerçeğin aynası olmaktan çıkıp  hakikatin kendisi haline getirilince akıl, kalbin yerine geçmiş ve Kant’ın numen ve fenomen ayırımını unutan ve  dinin yerine ikame edilen pozitivist mentaliteyi doğurmuş ve bu zihniyette usulü, iman yerine ikame eden Hegel’in idealist diyaklektiğini tersine çevirin  Marks’ın materyalist dilini doğurmuştur.
 
 Marks’ın elinde bir  dil, bir eleştiri ve bir bilim olan yöntem, izleyicilerince bir SOL yol ve dinleşmiş İDEOLOJİ  haline getirilince, nitekim bu gün sol sadece tersine çevrilmiş alman idealizmine değil Fransız sosyalizmi ile İngiliz ekonomi politiğine dayanır,  bu sefer karşıt uçta imanı usul yerine ikame eden, kalbi aklın yerine koyan SAĞ  yol ve ideolojileştirilmiş DİN ortaya çıkıyor.
 
 Her ikisi de, yani usulsüz iman ile imansız usul, gözü olmayan sağırlar, kulağı olmayan körler gibi birbiriyle çatışıyor. Oysa Kant tarafından bu ikisinin yani ilim ve iradenin farklılığı anlatılmış, mantuk ve meşietin ayrılığı açıklanmış ve şuhud ve gaybın alanların sınırları belgelenmiş ilim ve imanı birleştiren usul kurulmuştu. Bu yöntemden uzaklaşan.. sistemini aklın sorgulamasından dil  ve din, zamanın değişim ve gelişim gücüne karşı dayanaksızdır.. kökenini kalbin eleştirisiden uzak tutan bilim ve felsefe insanın ve toplumun evrensel gereksinimine duyarsızdır.  Bu yüzden bir zaman iş gören fenni ya da  dini bir  çözüm, bu tek yanlılık yüzünden, bir zaman sonra en birinci sorun haline gelir.
 
 Nitekim bu gün kartezyen düşünce,  ve sonuçta yöntem  bu hale gelmiştir.. dil ve düşünce zaten aracılık yapan bir dolayımdır ve bu vesilenin gözüne analitik düzlemin lojiko-matematik berzahları gerilince ve eline görsel ve işitsel dünyanın gücü verilince  nefsin esrik ve sarhoş  tatlarla uyutulması zor olmuyor;  görüne ve gürüne  öz-deşlik ve öz-gürlük kuruntusu takılınca  ene’nin düşünece tuzaklarına  düşmesi daha kolay hale geliyor.
 
 Buna rağmen biz yine de onu yöntembilimsel analiz olarak analitik düzlemin ve yöntemin  inceliklerini öğrenmek ve öğretmek istiyoruz.. çünkü düşmanını tanımazsan onu yenemezsin.
 
 OSMANZİYA
 
 
 İzmir MENDERES  10.08.2015
 
 
 
 
   |  
 
 Cevaplar:
 Mesajı Yazan: osmanziya
 Mesaj Tarihi: 12-Ağustos-2015 Saat 19:39
 
 
        
          | Ö N S Ö Z 
 
 Bu yapıtın temelleri neredeyse çeyrek asır öncesinden atıldı.  Bu günde su-basman seviyesine çıktı..  us-basman seviyesine çıkmasa bile onu  düze yazıya emanet edeceğim. Çünkü  yapıtımı bazıları, özellikle yakın çevrem,  merak ediyorlar.. ölümümden önce  yöntembilim diye diye kendini ona feda eden Osmanziya’nın “ne” ile  uğraştığını görsünler istedim. Burada onları minnetle anıyorum.. çünkü “ne-ti-ce”yi görmek en çok bana katlananların,  soyadını aldığımın ve onu geleceğe  taşıyanlarımın   hakkıdır.
 
 Yöntembilimi tanıyan çok az  sayıda bazı okurlarım içinde bir elin parmaklarını geçmeyenleri ki benim yöntembilimi öğren-i-ci (talip) adaylarımdır ki onlar  öğrenmeye,   kullanmaya ve yararlanmaya çalıştıkları yöntembilimsel analizin,  karmaşık ifadelerle anlatmaya çalıştığım  temelinin,  ne kadar yalın ve sade olduğunu anlayınca benim gibi şaşıracaklardır.
 
 Yöntembilimi tanıyan bu okurlar dışında  “YÖNTEM” isminin resmiyeti ve “BİLİM” adının ciddiyetiyle yapıtımı samimiyetle inceleme olanağı bulanları da  iki sonuç bekliyor:
 Ya TaRaF’ın  arafında kalacaklardır.
 Ya da aRa’manın tavafına başlayacaklar.
 Başka bir anlatımla  etraftan  bir kısım  okuyucular bunlar zaten bildiğimiz şeyler deyip  irfanlarını münker bulmayıp meluflarında kalacaklar ve malumlarını meçhul görmeyip ülfetlerini sürdüreceklerdir. Böylece mavi cevabı seçip günlük yaşayışlarını sürdüreceklerdir.  Çünkü ARİFE tarif gerekmiyor.
 Etraftan bir kısmı da
 içlerindeki arayışın tahrikiyle;
 gerçeğin çekiminden  doğan fikr-i hararetle;
 düşünce ateşine  yol veren hürriyet ve ayniyetle;
 alaka derininden çıkan  gizli merak ve  tecessüsle;
 kırmızı suali yutarak  arama ve bulma arasındaki
 TARİF / DEFINITION / TANIMLAMA ‘yı
 araştırma  çabama katılacak ve  yöntembilimsel analizi kurma ve kullanma tanımlamasına  katkıya  başlayacaklardır. Çünkü : TARİFE taharri gerekiyor.
 
 Taraflı ve tarifli bir dünyaya doğuyoruz.. güneşin doğduğu ve battığı tarafları olan  bir dünyaya.. doğruların ve yanlışların tarif edildiği bir dünyaya. Beyin kürelerinin  sol ve sağ tarafımızı idare ettiği  bir dünyaya.. senden yana ya da  sana karşı olanların olduğu bir dünyaya… Burada taraf olarak  akıl  “yönünden” olduğu kadar ahlak yönünden de  bahsediliyor. Bilim “açısından” olduğu kadar hukuk da açısından bahsediliyor.
 
 Taraf AÇI’sından en yaygın ve en bilinen  taraf ; SOL  ve SAĞ  yanların ayırımıdır. İnsan bilinenin aksine doğuştan sol görü’lüdür. Sonra içinde gizli sağ duyu’sunu dahi kazanır. Ancak bu sol görü ve sağ duyu görsel ve işitsel  duyum-alma duyumsaması  değil duygulanma duyumsama’sıdır. Fakat bu manevi “görü”den  veya  manevi “duyu”dan   BİR’si bir süre sonra  iş ve ilişkilerimize yerleşir ve böylece sol görüş-lü ya da  sağ duyuş-lu oluruz.  Sonra bu yerleşen görüş ve duyuş alışkanlıklarının  zamanla cılkı çıkar bu görüş ve duyuşlar değişmez inanç ve sürekli yön haline gelip yanlar olmaktan çıkarak  ortaya sağ duyusuz sol-culuk ve sol görüsüz sağ-cılık çıkar.
 
 Artık sadece gözüyle yaşamaya alışan  ve onunla da işitmeye çalışan sağırlar (solcular)  işitselin manevi  dünyasını yadsırlar.. öbür taraftan sadece kulağıyla yaşamaya alışan ve onunla da bakmaya uğraşanlar körler (sağcılar)  görselin maddi dünyasını inkar ederler. Haliyle bu körler ve sağırlar..  yabancısı oldukları maddi ve manevi dünya hakkında, birbirlerini anlayamaz hale gelirler. Hatta bu tek taraflılığı da  “taraf-sız olan ber-taraf olur” tümcesiyle meşrulaştırırlar.
 
 Şimdi madem böyle bir tarafı seçmek hakk’tır öyle ise  “Etraf"tan bir tarafı seçenin, karşı tarafla olan iletişiminde, arayana değil aramaya  dayanak olacak  TARAF-SIZ ortak bir MARİFET platformu aramak gereği ve bulmak lüzumu var.
 
 Bu ortak platformla;  yön bulmak,  yanları kullanmak ve bunlarla gidiş ve  yürüyüşümüzü ilerletmek gerekiyor. Böylece  işitmeyen sol görüş’ün MADDİYAT  sarhoşluğu ve örtüsüne kapılmadan   ve görmeyen sağ duyuş’un MANEVİYAT tuzağına ve örgüsüne  takılmadan   hakikatı arama ve hakkı bulma işini
 sürdürmek gerekiyor.
 
 Kısaca  taARA’yışa  sağlam bir yöntem kurmak ve sağlıklı bir yol açmak istiyoruz.
 
 Bu tarayış  arayışı vurgulamada  The Matrix kültündeki bir metafordan yararlanmak istiyorum:   Doğum ve ölüm arası bir dünyada bizler bir PLATFORM üzerindeyiz. Bu platform düşüncemizin üzerinde yürüdüğü analitik düzlemin boş zeminidir. Bu boş zemini ve ham düzlüğü;
 Ya  cesaretimiz ve cesasetimizle kendimiz inşa edeceğiz.
 Ya da başkalarının  inşa ettiği hazır yolları kullanacağız.
 
 Şimdi The Matrix filmi ile küresel uygarlığımız evrensel bir arayışa başladı ve en yakın tehlikenin makineler olduğunu öngördü.. hürriyetimizi inşa etmeye çağırdı, görüntü ve gerçek arasındaki perdeyi yedinci san’at olan sinema diliyle araladı.. sonsuzluk ve özgürlük sorununu ölüm ve benlik sorunsalına bağladı.. hepsinden önemlisi ilmin önündeki HAYALİ kendiliğimizin taharrisini  hatırlattı..  iradenin gerisindeki  VEHMİ benliğimizin arayışını  anlattı. Biz KIRMIZI hapı alarak  ve bu ZOR işe giriştik.  İştah ve iştiyak ayaklarımızın daha iyi çalışmasını.. zikir ve fikir kanatlarımızın daha kolay açılmasını temin edecek yeni bir dil aradık.
 
 YÖNTEMBİLİMSEL  analiz,  düşün-Me-nin yürüyüşünde hangi yönlerin sağlam.. düşün-Ce-nin duruşunda hangi yanların sağlıklı..  duyu ve görünün  ilerleyişinde hangi yolların düzgün..  olduğunu gösteren bir bilimdir. Yer yüzünde maddi gidiş  gibi düşüncenin manevi  ilerleyişinde ve dilin yürüyüşünde de manevi yolları, yönleri ve yanları gösterecek bir  PUSULA gerekiyor. Bu yol göstericilikte en başat kıstas, herkesin bildiği gibi akıl-ı salih ve onu konuşturan mizan-ı mantıktır. İnşaalah gelecekte  bir ekiple  yöntembilimsel analizle bu akıl ve mizanı görsel ve metodik hale getirmeye çalışacağız. Düşüncemiz dil olacak.   Bu çalışmada herkesin çabası  kadar onuru vardır, yeter ki gurur ile yitirilmesin. Yöntembilimsel analiz dediğim yeni anlam sürücü ve anlatım aygıtının inşasına katılacak ve onun  onurunu  paylaşacak taliplerime bu yapıtla kuramsal bir taban hazırlamak istedim.                 Menderes 11.08.2015
 
 Gayret bizden, inayet Allah’tandır.
 OSMANZİYA
 
 
 |  
 
 |