HİKMET dizin içindeki dosyalar.
20160725_001441_HIKMET.rar

Yöntembilim talip (öğrenici) bulamadın.. yazılarıma beğenenlerimden kari(okuyucu) bulamadım.. kendi eşimden başka karı (yardımcı) bulamadım acaba bunun hikmeti nedir ? Allah var aramadım ve aramıyorum değil lakin bulamıyorum.. sanırım öğreticilik yapamadığımdan.. edebiyatçı olamadığımdan ve yaşlı olduğumdandır…

Şimdi burada HİKMET ile kast edilen SEBEB ve NEDEN faktörüdür.

Aslında neden (sebeb) pek çok amilleri (faktörleri) meydana getiren bir nesne ya da iştir. Örneğin su kaynamasının nedeni bilebildiğimiz kadarıyla şu üç faktördür.. başka faktörler dahi olabilir lakin biz bunları bilmiyoruz. Bilebildiğimiz faktörler; 1 atmosfer basıncı.. 1 özgür ağırlık.. 100 derecelik ısı. Amma halk sebeb deyince 100 derecelik ısıyıbilir. Bu hikmetin bu “neden” anlamına ANLAM (mana) nedeni diyorum.. anladınız mı ? Ben anlamadım.. anladı isem.. yazar olayım! Anlamak zordur arkadaşlar.


Neden “ne eden”i ya da “eden ne”sidir. Bir işin yapıp edeni o işin nedeni mi ? Hayır FAİL’idir.. Ancak fail denin iş dahi açıklamaya yetmez.. çünkü şerre fail ve hayra kabil olan SAİL olmuş oluyor..

Gördünüz mü HİKMET işi ne kadar karışık.. yani düz yazı ve klasik anlatım ile çözülecek gibi olmayan çok yönlü ve yanlı bir iştir.

Faktörler açısından hikmete baktık bir aktörler olarak bakalım.. yani nesneler gibi kimselerin dahi bir hikmeti vardır.. yani her işin bir nedeni olduğu gibi birde niçini var..

Bir cinayet işlendiğinde katile giden en kısa yol.. çicero’dan gel “cui bono” kimin bonusu olabilir.. yani kimin işine yarar.. Zengin bir koca öldürüldü.. kimin işine yarıyor.. rakibinin mi.. eşinin mi.. çocuğunun mu.. bilinen düşmanın mı ? Örneğin Darbe KALKIŞMASI oldu en çok kimin işine yarıyor.. fetonun mu erdoğanın mı..   öcalanın mı.. amerikanın mı.. yoksa benim mi ?

Yani bir işi yapmaktan maksat ve gaye ne ise bu işin hikmeti de budur.. Hikmetin tersinden gidilerek işin faili veya kabili yani saili bulunur. Yani hikmet burada AMAÇ ve GAYE anlamına geliyor.

Burada bir tüyo vereyim.. LİSAN tersi çevir NASIL biçiminde okunur.. bu şu demektir bilim eşyanın ve nesnelerin NASIL’ını bilir.. nedeni ni ve niçini mi bilemez. Belki inanmayacaksınız ama bu böyledir. Bu yazıyı okuduğunuz da asla okumaya başladığınız gibi olmayacaktır. Burada bilgiler ve bağlamlar ve bağıntılar kafanız bir ışık çakacak bir kapı açacaktır ve sonuçta bir aydınlık olacaktır.. işte bu aydınlık HİKMET’dir.

Ancak hikmetin.. mana ve sebeb ile gaye ve maksat olmaktan başka anlamları da vardır.. mesela hikmet-i cedide denildiğinde bundan anlaşılan FİZİK ilmidir.. eski fizik masa başı yapılırdı oysa yeni fizik deneysel veri ve ölçümlere de dayanıyır.. yoksa eksi zamanda ve Aristo’nun yaptığı gibi masa başında akıllıca düşünerek ve tutarlı yorumlayarak BİLİM ve FİZİK yapılmıyor.. bu iki yöntemi birleştiren hipotetik dedüksiyon ile yapılıyor. Yani önce var sayılı bir yorum ve sav ortaya konularak bunun hipotezin kanıtları.. belgeleri.. koşulları.. şartları.. nasılları..nedenleri.. niçinleri araştırılıyor. Sonuçta kanıtları ile ortaya konulan BİLGİLER ortaya çıkıyor.. Bu durumda hikmet ne oluyor arkadaşlar:HAKİKAT.. Biz bilgi hem doğru hem gerçek olmalıdır diye ifade ediyoruz. (Yukarıda ne dedik..fizik nedenleri ve niçinleri bilmez.. bunu bilse bilse felsefe ve din bilir..hatta belki bunlar bile bilemez)

Hikmetin.. hüküm vermemenin.. muhakeme yapmanın.. daha pek çok tür ve çeşitleri olabilir ki bunların tamamına hikmet denir ki bunu da şundan anlarsın.. hep HKM kökünden çıkan HEKEM…Hâkim.. HEKİM.. Hakîm.. KAZİYE-İ MUHKEME.. ayat-ı muhkemat.. terim ve tamlamaları var.

İmamı Nursî’nin “ibadetin sebeb-i emri ilahe neticesi rıza-ı ilahidir.. dünyevi ve uhrevi sevab ve favaidi zayıfları müşevvik hükmündedir.” Sözündeki “dünyevi ve uhrevi sevab ve favaid” tamlaması   HİKMET anlamına gelir ve tüm cümle şöyle olur.. kulluğun nedeni ilahi buyruktur.. sonucu ise Allah’ın hoşnutluğudur.. bundan başka olan hikmetler ancak zayıf olanlar için özendirici nedenler ve sonuçlardır. Örneğin namazı Yaratan buyurması nedeniyle ve Allah’ın hoşnutluğu amaciyle kılarsın. Amma bu arada onunla kuran diliyle konuşurmuşsun..fikir yaparmışsın.. zikir yaparmışsın.. spor yaparmışsın.. cehennemden kurtulurmuşun.. huzur duyarmışsın.. sevab kazanırmışsın.. cennete girermişsin.. kocan ya da baban severmiş.. patronun ya da amirinin gözüne hoş görünürmüşsen.. bunların hepsi seni namaza özenmdirir.. çağırır.. çeker..çeler.. bu gibi hikmetler güçlü insanlar için illet ve sebeb ve gaye ve mana ve “hikmet” olamazlar. Asıl sebeb ve gaye yukarıda denildiği gibi ilahi emir ve ilahi rizadır.   


Şimdi bu yazının içindeki tabloların bu yazdıklarımda hiç ilişkisi yok.. bu yazı o tabloları incelemeniz için REKLAM olarak kullanılmıştır. Ben bu tabloları düz yazıya çevirsem bir kitab olur ki benim yazarlık tezgahında dokumam yoktur. Yoksa yazarlık yaparsam yöntembilimciliğime ihanet etmiş olurum.

Sağlıcakla kalın.

Osmanziya



Sağlıcakla kalın.

OSMANZİYA

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim


http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/
www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com


     
     

     


     

20160725_001652_Adsız.jpg