Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Dünya | |
YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya |
Konu: ali şeriati (1933-1977) | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3385 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: ali şeriati (1933-1977) Gönderim Zamanı: 30-Mayıs-2021 Saat 13:21 |
Ali ŞERİATI (1922-1977) hakkında bir taraftan sosyalizme bir taraftan islamizme yakın oldukça parlak FİKİRLER paylaşmışsınız.. mübarek pek aksiyomatik doğmuş ve çok sistematik yaşamış 44 yaşında da rahmetli olmuş .. 4444 sırrını hayatında göstermiş ve sonunda bir İDEOLOJİ sahibi olarak ölmüş.. ne yazık ki.. buna karşı derim ki:
BİRİNCİSİ: Bazı düşünceler aksiyomatiktir.. bazı düşünceler sistematiktir.. bazı düşünceler ise metodik.. asiyomatik.. sistematik.. metodik tüm bu sözcükler hakkında sözlüklerde yeterlie bilgi bulamazsınız.. bunları sizin inşa etmeniz lazım.. etmemişseniz bu tür fikrin ve düşünceyi taşıyan bir yazarın etkisi altındasınızdır.
İKİNCİSİ, şeriat.. şerait.. dil.. din.. ahlak.. hukuk.. gibi sözcükler hakkında kültürümüzün bize empoze ettiği.. öğrettiği ve kitablardan öğrendiğimiz kadar genel ve tümel bilgilerimiz bulunuyordur.. bulunuyorsa bu sözcükleri ve başka kelimeleri anlamlandıracak TEMEL bilgilerimiz de bulunmuyor demektir. Bu temel ise lojiko-matematik düşüncenin bizi bu gün getirdiği computerik düşünceden.. metodik düşünceye geçmekle elde edilebileceğini umuyorum.
ÜÇÜNCÜSÜ fikir gözlerimizin gördüğü ışıklardır.. düğmelerdir.. nesnelerdir. Bir nesneyi görmek ona ellemek demek değildir, tavantaki sineği.. şehir kulesindeki saati.. gökte duran güneş ve ayı görmemiz.. bunlara elliyor ve dokunuyor, uyguluyor anlamına gelmez. Fikir çok doğru ve gerçek görünür ancak iş onu iyi ve güzel uygalamaya gelince pek çok yalan ve yanlış ile çirkinlik ve kötülüklerle karşılaşırız. Fikri gerçekleştirinceye kadar pek çok can ve mal kaybına mal olmuştur, olmaktadır ve olacaktır. Körü körüne olan inançlar çoğu zaman boşu boşuna yapılan savaşları çağırmıştır. Çünkü insan dili pek fena kötü ve kötüye kullanır. Kendini de kullandırır.
DÖRDÜNCÜSÜ hem fikri hem eylemi.. hem düşüncesi hem kavgası.. hem kitabı hem talebesi pek çok nebi, veli, dahi ve deli bu dünyadan gelip geçmiştir. Çağımız işte bu İNSANLARIN oluşturdukları KÜLTÜRLERDEN oluşmuş bir hibrit olarak KİBRİT gibi parlamaya veya yanmaya hazır lamba ya da bomba gibidir. Öyle ise akıllıca olanı bir tarafa YAMANMADAN.. sakin sakin düşünüp konuşmak ve gerekirse eylemeye ve uygulamaya geçmektir, diye düşünüyorum.
İşte bunun için dil ve din gibi çok yönlü ve yanlı konular ve alanlarda hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlatım aygıtı olan YBA metodiğinin öğrenilmesi, kullanılması ve yararlanılmasını savunuyorum.
(Peki “ŞERİAT nedir ? Kısaca söyleyeyim: İDEOLOJİ.. din şeriat ya da ideoloji değildir.. ayette geçen ŞERİAT kelimesi ise hem koşulları hem kuralları.. hem yasaları hem yasakları.. hem programları hem protokolleri.. hem kuralları hem kararları gerektiren kompleks bir kavramdır. Seçtiğiniz ideolojik bir anlamı bir dine bağlayamazsanız.. bağlarsanız yeni bir din ortaya koymuş olursunuz.. yeni bir yol kurabilirsiniz amma yeni bir din ortaya koyma hak ve yetkiniz yoktur)
https://webteizle.vip/izle/dublaj/the-bible-in-the-beginning 1966 yapımı Tevrat bilgilerine göre yapılmış Peygamberler Tarihi (Kısası Enbiya) filmi. https://tr.wikipedia.org/wiki/Ali_%C5%9Eeriati
Ali ŞERİATI İranlı Müslüman sosyolog, düşünür ve yazar. 1933-1977 44 yaşında çok sistematik doğmuş ve ölmüş Ali Şerîatî, (Farsça: علی شريعتی), (d. 23 Kasım 1933, Sabzevar - ö. 19 Haziran 1977, Southhampton, İngiltere), İranlı Müslüman sosyolog, düşünür ve yazar. Özellikle din sosyolojisi ve çağdaş İslam düşüncesi üzerine eserler vermiştir. Marksist düşünceden yaptığı alıntılar ve türetmeler ve bunların kendi zamanındaki İran'a ve çevresine adapte edilmesi ve Marksizm kritiği ile birlikte çağdaş İslam düşüncesi ve devrimcilik açısından ortaya koyduğu çeşitli sonuçlar ve yarattığı ilgi sebebiyle, gerek önemli çağdaş İslam düşünürleri arasında gerekse İran'daki devrimci İslam'ın babası ve İran İslam Devrimi'nin baş düşünürü olarak anıldığı olmuştur.[2][3][4] Düşünceleri genel olarak İslam'a dönüş ya da öze dönüş başlığı altında toplanabilir.[5] Bilimsel kaynaklara dayanması, sosyoloji vurgusu yapması ve Batı metodolojisini, çeşitli açılardan eleştirmekle birlikte çeşitli açılardan yapıcı bir şekilde kullanması (ki sosyoloji gibi çeşitli bilimler ve Batı düşüncesinde ortaya çıkan çeşitli fikirlerin, örneğin bazı Marksist fikirlerin, İslam'ın özünde de daha farklı bir şekilde ortaya konduğunu da savunur) sebebiyle moderndir ve gelenekçilikten uzak olduğu gibi gelenekçi görüş ve kesimlere eleştirel yaklaşır nitekim bu sebeple eleştirildiği veya çelişki ile suçlandığı olmuştur.[6][7] Bu tarzından yola çıkarak kendisi hakkında sosyolojiyi İslamlaştırmaktan ziyade İslam'ın sosyolojik bir okumasını yaptığı da söylenmiştir.[8] ÇocukluğuAli Şerîatî, 1933 yılında İran'ın Horasan bölgesinde, Sabzevar kentine bağlı Kahak köyünde doğdu. Babası eğitimli bir aileye mensup din öğretmeni Muhammed Tâkî Şerîatî'dir. İlk öğrenimine Mezînân’da başladı. Meşhed’de Firdevsî Lisesi’nden mezun olduktan sonra ve öğretmen okulunda okudu. 1958 yılında Meşhed Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu.[9] Rıza Şah'ın 1944'te tahttan çekilmesinden sonra, babası İslamî Hakikati Tebliğ Merkezi adında bir dernek kurdu. Baba ve oğul, dönemin siyasî tartışmalarına etkin bir şekilde katıldılar ve Sadık Sosyalistler Hareketi adlı bir topluluğa üye oldular. Bu topluluğun fikir babası, Ebulkasem Şekipnî, sosyalizmi icat edenin ve onu Arap Yarımadası'na tanıtanın Hz. Muhammed olduğunu iddia ediyordu.[10] EğitimiLisansını İran'da bitirdikten sonra, Paris Üniversitesi'nde doktorasına başladı. Burada, 1964 yılında Sayfuddin'den Belh'in Faziletleri Tarihi isimli bir el yazmasının notlandırılmış bir Farsça çevirisini yaparak edebiyat dalında doktor oldu. Daha sonra İran'a döndü, fakat şah yönetimi tarafından tutuklanıp hapsedildi. Yönetim onu Fransa'dayken devleti yıkıcı siyasi aktivitelerde bulunmakla suçlamıştı. Daha sonra 1965'te serbest bırakıldı ve Meşhed Üniversitesi'nde ders vermeye başladı. Ölümü ve etkileriDersleri kısa sürede farklı toplumun farklı kesimlerinden öğrenciler tarafından beğenilmiş ve popülerleşmişti. Bunun sonucu rejim, üniversite yönetimine Şeriatî'nin derslerinin kaldırılması yönünde baskı yaptı. Bunun üzerine Şeriâtî de Tahran'a taşındı ve Hüseyniye-i İrşad Enstitüsü'nde ders vermeye başladı. Yine büyük bir popüleriteye ulaşan dersleri, yine toplumun her kesiminden öğrencileri etkilemiştir. Şeriâtî'nin görüşlerine ilginin arttığı orta ve yüksek sınıflardan öğrencilerin olması dikkat çekiciydi. Bu ilgi de şah rejiminin Şeriatî ile bazı öğrencilerinin tutuklanması emrini vermesine neden oldu. Kasım 1972'de Hüseyniye-i İrşad Enstitüsü kapatıldı. Eylül 1973'te Şeriâtî tutuklandı. 1975 yılı Mart ayında tahliye edildi.[10] Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen tepkiler üzerine yönetim onu serbest bıraksa da, çeşitli şartlarla tahliye edilmişti; kesinlikle herhangi bir eğitim aktivitesinde yer almayacak, hiçbir şey yayımlamayacak ve özel veya genel hiçbir toplantı yapmayacaktı. Ayrıca devletin güvenlik örgütlerinden SAVAK onun yakın çevresini yakın gözetim ve denetim altında tutacaktı. Şeriatî bu koşullar altında daha fazla İran'da kalamayacağını karşı çıkarak ülkesini İngiltere'ye gitmek üzere terk etmeye karar verdi. Kimi kesimler onu, İngiliz istihbaratıyla iş birliği yapan SAVAK'ın öldürdüğünü öne sürse de, ölümünden sonra yapılan otopside herhangi bir şüpheli ize rastlanmadı. Otopsi, kalp yetmezliğinden öldüğünü teyid etti. Tahran'ın büyük hastanelerinden birine Şeriati'nin ismi verilmiştir. Devrim öncesi İran'ın en önemli ve etkili felsefi liderlerinden sayılan Şeriati'nin görüşleri bugün hâlâ İran toplumunda popüler ve etkindir. Özellikle bugünkü İslamî cumhuriyet rejiminin biçimi, ruhban sınıfının konumu ve eşitlik anlayışına karşı çıkan kesimler tarafından beğenilmektedir. Şerîatî'nin düşünsel çalışmaları sadece devrim öncesi ve sonrası İran'ı değil, dünya çapında İslamcı topluluk ve düşünceler başta olmak üzere birçok kişi ve grubu etkilemiştir. Çeşitli dini kavramlara yaklaşımı, ruhban sınıfının eleştirisi ve İslamcılık hareketinin içinde kabul edilen çeşitli çıkarımlarıyla ilgi çekmiştir. Şerîatî, ayrıca Martinikli marksist düşünür ve şair Frantz Fanon'un Yeryüzünün Lanetlileri başlıklı eserini, Jacques Derrida'nın Şiir Nedir ve Fransız oryantalist ve aynı zamanda katolik papaz olan Louis Massignon'nun Selmân-ı Pak başlıklı eserlerini Farsça'ya tercüme etti. Ali Şerîatî'nin eserlerinin neredeyse tümü Türkçe'ye çevrilmiştir.
ALİ ŞERİATÎ'NİN (İRANLI SOSYOLOG, 1933-1977) BAZI SÖZLERİ: 1. "Ben sizi rahatlatmaya değil, rahatsız etmeye geldim. Ben esrar, eroin miyim ki sizi rahatlatayım?" 2. "Sadece devletin konuşma hakkına sahip olduğu bir memlekette hiçbir söze inanmayın." 3. "Bir yerde yangın varken biri seni ibadet etmeye çağırıyorsa, bil ki bu bir hainin davetidir." 4. Kuran'ın ilk emri Oku'dur, "işit" değil. 5. Esas fakirlik... "Her yerde olan fakirlik açlık ya da açıklık değildir. Fakirlik para ve altına sahip olamama da değildir. Fakirlik, sahafta satılmamış bir kitabın üzerindeki tozdur. Fakirlik, kağıt imha makinasında, gazete parçalayan bir bıçaktır. Fakirlik, arabanın camından dışarıya atılmış muz kabuğudur. Fakirlik yemeksiz geçirilen bir gece değildir, fakirlik “düşünmeden” geçirilen bir gecedir". 6. "Düşünme, itaat et" diyenlere değil; "düşün, sor, sorgula" diyenlere kulak ver. 7. "Şimdiki köleler taksitle yaşayıp borçlu ölüyor." 8. "Sonradan ilahi adalet diye adaleti göklere çıkardılar ki, yeryüzünde ondan söz edilmesin." 9. Bir Müslüman görürüz; sesini çıkarmaz, olup biteni dinlemez, hiçbir şey umurunda değildir; ama kendi düzeni ve tezgahı en küçük bir darbeye uğrasa feryadı arşa yükselir. Her gün yaşanmakta olan facialar onda, bir gazete haberi kadar bile merak uyandırmaz. "Allahım kereminle bizi…" diye dua etmesinin ne etkisi olur? "Bizi" ne demektir? 10. "Tribünden gelen sesler süren savaşlardaki mazlumun sesini kısıyorsa futbol afyondur!" 11. "Dindar bir toplumu ancak din adına, din alimleri kandırabilirdi ve öyle de oldu." 12. "Okuyun. zira mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor!"
ALİ ŞERİAT
|
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |