Değerli bir kardeşim yaşamın tutarlı ve ilkeli yaşanmasının zor olduğunu ve bunun neden bir ömür boyu sürmediğinden yakınması üzerine kendisine, aşağıdaki yazı anlatımına yakın sözler söyledim.

Belki hayat zor olabilir biz onu kolaylaştırmış olabiliriz.. ya da yaşam kolay olabilir biz onu zorlaştırmış olabiliriz.. eğer yaşam ya da hayat dediğimiz bir ve aynı nesne ise iki türlü HAYAT tarzı ortaya çıkar; Birincisi yaşamı ARAÇ edinmektir.. bu bize yaşamı amaçlarımız ve ilkelerimiz doğrultusunda yaşamayı ögütler. İkincisi yaşamı AMAÇ edinmektir.. bu da bize ereklere ve hedeflerimize göre hayatımızı kolayımıza geldiği gibi yaşamayı örnekler.

Fakat yaşam bir ve aynı nesne değilse.. ki ben öyle olduğunu düşünüyorum.. bu da yeri geldiğinde yaşamı bir araç, yeri geldiğinde yaşamı bir amaç olarak kullanılabileceğini ve ondan yararlanabileceğini söyler.

Nitekim yaşantımız ve davranışımız iki ayrı moddur.. keza resmi ve sivil hayat ayrı bir modeldir.. keza kamu (toplumsal) ve özel (bireysel) hayat bizden iki türlü davranmamızı ister. Örneğin evimizde gösterdiğimiz vakar ister istemez kibir olarak görünür. Makamımıza gösterdiğimiz tevazu biz istemesek bile düşüklük olarak anlaşılır. Çocuğuna nasihat ya da emir edebilirsin lakin ana ve babana öğüt ya da buyruk veremezsin.

Sonuçta her birimiz aileden başlayarak parti, şirket, okul, fabrika.. daire.. büro.. cemaat, takım, set gibi çeşitli TOPLULUKLAR içinde bulunuruz ve bu yerler evimizdeki özel ve bireysel kimliğimizden başka toplumsal ve kamusal kişiliğimiz bizden ayrı bir tutum ve tavır isteyecektir. Bu ev ve işyeri ayarını da sürekli yapmak durumundayız. Bu yüzden memuriyetim boyunca evin sorunları daireye.. büronun sorunları eve taşımadım. İşte bu ayarları yapmadığımızda kolaylar zorlaştığı gibi.. yaptığımızda da zorlar kolaylaşır.

Başka bir örnekte erkeğin eşine koca görevi ile annesine evlad görevini unutmadan ve aradaki dengeyi bozmadan uyum içinde kendi ailesini ile ana babasının ailesinin adaptasyon ve intibakını sağlamalıdır.

Bu ve bunun gibi ayrı modlarımız ve farklı kimliklerimizin işlevini ve görevini ayırt edilmeyince bu ikili davranmak anlaşılmaz.. dobra olmak ve ilkeli davranmak adına birliğe.. toptan kabul ve toptan redde takılırlar.. ve bu yüzden dini ve dili ve dünyayı birbirinden ayıramazlar. E bu kolay bir şey değil elbette.. kolay olsaydı dünya sorunluluğu.. dil sorumluluğu.. din sınavı bulunmazdı. Bu üçünü kaldıramayanlar dünya bir oyun ve eğlence ile dolu bir öykü olduğunu düşünüyorlar.

Saygılarımla..
Osmanziya 01.06.2923 Üçyol-İzmir

Buradaki anlatımı bu tablo ile gösterdim:




Bu tabloyu ve yazıyı anlamak için ekteki hayat dizini indirerek içinde yirmi dosyayı indirip versiyon sırasıyla izlemeli ve incelemelisiniz:

20230601_013933_HAYAT.rar