Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: ASK VE ISK | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3385 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: ASK VE ISK Gönderim Zamanı: 29-Şubat-2024 Saat 15:48 |
AŞK ve IŞK Aşk KEŞK edilir ışk ise MEŞK edilir. Peki bu nasıl olur ? Burada bu konu anlatılıyor.
Bu paylaşımda dört resim ve iki düz yazı göreceksiniz. Resimlerin ikisi ev ve adam resmi.. ikisi de iki tane tablo.. resimlerin arasında da yazılar bulunuyor. Bunlar buraya çok kolay bir şekilde KOPYALA ve YAPIŞTIR yöntemiyle bindirildi ve yüklendi. ADAM.. İbnülarabi hakkında yazılın bir kitabın kapagı.. orada resim hayal ürünü EV hayal evi.. yaşlı bir adamın isteyeceği tek şey yine yaşlı bir karısıyla bu evde oturmaktır. Her yaşlı gibi bende 45 yıllık eşimle bu evde oturmak isterim. Ancak bu arada yontembilimle yazdığım insanbilimle yazmakta olduğum bir islambilimim bulunuyor.. YÖNTEMBİLİM İNSANBİLİM İSLAMBİLİM Bunlar YAZILANLAR.. ya yapılanlar.. yani kurduklarımdan başka kıldıklarım.. dediklerimden başka yaptıklarım.. söylediklerimden başka ettiklerin.. onları da herkes gibi ve Kozmik Evren gibi EVREN'e kayd ediyorum. Bir de bu gibi gizemli ve meraklı yazılarla sizleri YBA tekniği ve yöntemi ve dilini edinmenize çağırıyorum. KENDİNİZİ inşa ederken yani kendini yazarken ve kendinizi yaparken.. Kendini Arayan Yolcular arasına katılırken.. aslında AMEL DEFTERİNİZİ yapılandırırken.. imamı mübin ve kitabı mübin arayışında bulunanlarla da teşriki mesai etmeyi bekliyorum. Saygılarımla Osmanziya 29.02.2024 diye yazdım İNSANBİLİM yapan Mustafa BUĞUÇAM sayfamda ve web sayfamdaki linkini de verdim ki burada amacım orada kırka yakın tabloyu incelemeye çağırmaktı amacım.. burada linki vermiyorum.. Çağımızda çoğumuz ezberimizi ve bellediklerimi seslendiririz.. ancak seslendirdiklerimizin hangisinin bilgiler hangisinin düşünceler ve hangisinin inançlarımız olduğu konusunda açık ve seçik değilizdir kendimize ki başkasına olsun.. ancak bazıları yazılarım ki anlaşılır olmaz bazıların ki çok ama çok açık seçik olur.. Müslümanlığın.. Masonluğun ve Marksizmin reklam ve propagandasını yapıyorsa. Ben müslümanlığın propagandasını yapmıyorum.. çünkü açık ve seçik yazmıyorum. Fakat her birimiz de özgürüz marksizmin.. masonluğun ve müslümanlığın reklamını yapabiliriz.. bunda bir sakınca bulunmuyor. Ancak şunu bilelim ki bunu yaptığımızda bu reklamlar amacına ulaşmıyor.. çünkü reklam ve progandanın amacı olan para ve oy toplamak sonuçları çok az gerçekleşiyor. Bize da sadece reklam ve propaganda için yapılan MASRAFLARI maliyetlere yansıtmak oluyor. Benim reklamlarım bana para getirmiyor.. propagandalarım bana oy getirmiyor.. zamanımı götürüyor bir daha geri gelmemek üzere.. sadece BİR kişi ikna edip tabloları incelemeye sevk ederse.. İP inceldiği yerden kopacaktır.. İnşaallah. osmanziya 20240229_154320_AMED.zip buraya yüklenen AMED dizini içindeki dosyaların 13 ncüsü yukarıya yapıştırılmıştır. Aşk beden ağırligi ile KEŞK yapılır... Işk ben ağırligiyla MEŞK edilir... BEDEN ve BEN arasinda arayuz olan BEYIN.. sılari açildikca bu keşk ve meşk daha iyi oğrenilecek ve düşünulecek anlaşilacak.. fakat biz bu canli talim ve diri tefekkure çok açik degiliz. Bedenin mantıgi.. genetik yaşam yani hayat kodlarin BİOLOJİSI ile Buna vital aktivite diyorum. Benin nutku.. kulturel tanınç yani şuur modlarinin PSİKOLOJISI ile Buna mental virtüalite diyorum. Yani en buyuk refleks ve emik olan SEKS.. en buyuk etnik ve etik olan ENTITE ile sağlaniyor. Entite latince.. Onto yunanca.. Vucud arapca.. Var-lık anlaminda bir kelime ve sozcuk.. bunun değişken ve degerinin.. terim ve kavraminin açilimi olarak somut olarak OZELLIK ve soyut olarak EMR dizinlerinde tablolar yaptim.. Onlari anlamak için gelecege ulaşak on bin ile yuz bin arasindaki tablolari okumak gerekmiyor.. siz sadece YBA ogrenmeye ve kullanmaya ve yararlanmaya ALAKA gosterin.. bu da tablomda A | | K suretnde gosterilmiştir.. | L | lam gizlenmiş.. line çizgi anlamina gelir ve YBA in hem katmani hem harfidir. Saatin AKREP ve YELKOVANI.. birinin ucunda aşk birini ucunda ışk bulunur.. bu bilgi ve sevgi kanatlariyla.. çift yarikla.. kuantum dunyasinda rölativiteyi seslendirirsiniz.. simdi onu SICIM kuramiyla yapiyorlar. Biz burada kendimizi gösteriyoruz ancak sizin için degerli olan beni görmek degil YBA ile kendinizi görmektir. Kaan ÖKTEN Hocanın KANT çalışması... MÜZİK'ten anlamam.. Beatles ve Pink Floyd hiç dinlemedim lakin Orhan Gencebay'la gençliğimi müzikle değerlendirdim.. şimdi Ziya ZEYBEK'in daha ünlenmemiş kitabı BÖLÜNMÜŞ DÜNYAYI okuyorum.. son bölümlerdeyim.. KİTAB sonuna doğru giderek daha da muhteşem hale geliyor. Kitabta müzik ve futbol ve sinema dahil DİYALEKTİK'i halkın anlayacağı hale getirmiş.. Hele İKİLEMELER'in insan ve makine arasını o kadar muhteşem ayırmış ki bunu yaparken makineleri de rencide etmiyor. Benim gibi bir ömür boyu YBA ile uğraşmaktan okuyamamışlara okumaları gereken yazarları ve kitabları tanıtıyor. Sonuçta ülkemizde Pohpohlanan Yaşam 3.0 ve İnsanlık 2.0 ve Home Deus gibi savları küçümsemeden önemli ve değerli uyarı ve duyurular yapıyor. Saygılarımla. Osmanziya Aşkin çıkar ve yarardan.. ışkın korku ve umuttan ibaret oldugunu anladiginiz da.. ki bunu için bir fırın ekmek yemek gerekiyor.. guzellik ve iyilik ile dogru ve gerçegin arka planini anlarsiniz. Bunu anladiginiz da neden havf ve cui ve huzun uçlusunun minnet ve medih ve müdare üçlusune çevrildigini de açiklarsiniz. Anlama ve açıklama arasindaki farki bulmak için YBA sorgulamasini edinmelisiniz. Alakaniź keşk ve meşk oluyorsa... Tamam bir elim balda bir elim yağda çooook düşunuyorum fakat siz çook üşeniyorsunuz fazla dusunmuyorsunuz... Tablolar böyle giderek genişletiliyor.. biz hiç farkinda olmasak bile ZİHNIMIZde eleştirel sorgulama ve tartışmali yargilama ve esnek yukleme yapilarak tahayyul ve tevehhumleriniz ŞUURumuzdaki tasavvur şekil ansımasi ve teşekkulu suret yansimasi ile KELAMIN lafiz ve manasi ortaya çıkar. Hakikatin ve mecazin LAFIZ renkleri ve harfin ve ismin MÂNÂ boyalari ile LOGOSUN tefekkur ve tezekkur duzeyine çıkan bu beyan ve maani GDDY ile degerlendirmek felsefe ve din alaninda artik yetersiz kaliyor. Işte biz bu farkinda olmadigimiz anlam yapilanmasinda ve duşunce kontruksiyonunda KENDIMIZE canlı ve diri katki ve katilim yapamiyoruz. Çünku meşagili dunyevi ve itiyadi iktidar engelleri ve itimadi ihtiyar kısıtlari.. inanca donuşmuş duşunceler sui niyet olmasa da alişkanliga dönuşmuş yaşantilar.. sui zan bulunmasada alişkinliga cevrilmiş davranişlar.. ön yargi ve saplantilardan kurtulamayan donmuş düşunceler ve durmuş goruşler.. bilimin paradiğma baskisi ve inancin doğma basinciyla dengelenmiş yarin yandaşlik.. tarihsel evrimini surduren terakum ve evrensel devrimini bekleyen telahuk DUSUNME ÜLKESININ balta girmemiş ormanlaridir.. siz bu yuzden düşunmeye cur'et ve konuşmsya cesaret edemiyorsunuz. GELELİM BAŞKA BİR KONUYA Eskiler bu tasavvur ve tasdikle çok ugrasmişlar.. lakin din adina kafalara geçirilen sepetten gözleri çikaramadiklarindan.. dil adina başa örulen çoraptan gonulleri kurtaramadiklarinda.. bin yil uyumus ve biraz uyanip sahnı semani kurmuşsakta uç yuz yil karanlikta kalmışiz. Karanlik aydinlaninca butun dunya ile 7 ekimde birlikte görduk ki dunya elimizde gittigi gibi dinde bizde tüymüş.. diyeceksiniz ki Arkadas ukele ukela YAKINIP konuşma.. var mi elinde bir çozum.. çare.. belit ? Konuşacağım da karşimda muhatab bulunmuyor.. bir Senem DOKUNULMAZ vardı.. onunda sesi çikmiyor şimdi.. Burada din.. ahlak.. hukuk.. hikmet (felsefe) ve kelam iç içe amma hiç biri degil.. bildiklerimi size ogretmiyorum.. zaten bu bu tablolarla mumkun degil.. sadece çizgiyle düşunduklerimi siber uzayla gelecege yansitiyorum YBA in reklamini yaperken.. sizden istedigim YBA dilini edinme ilgisi (alaka)ve meraki ( göreki) ve meramı (göremi) ve bir de KELIME ögrenmeden düşünme avara çaliştigindan.. kelime düşmanligini birakmaniz ki içinizde zaten boyle bir kimse bulunmuyorda bu anlatimim dısari taştiginda buyuk bir çogunluk hala osmanlica ve özturkçe savaş yapiyor olacagidir. 20240229_154531_ASKİSK.zip buraya yüklenen ASKISK dizini içindeki DÖRT DOSYANIN SONUNCUSU yukarıya yapıştırılmıştır. Aşkın göz kördür derler.. çünkü esası olan SEVGİ bir duygu olup ne duyum gibi GÖRME becerisi bulunur ne de düşünce gibi görme ÖRME yetisi olur. Büyük bir çoğunlukla akibeti PİŞMANLIKLA son bulur.. ya kendinin vefası olmaz ya da sevdiğinin.. olsa bile sonunda.. ölüm ve sair nedenlerle.. sevgi yerini ayrılık acısına bırakır. Ya da sevgi gayrı meşru ise kıskançlıkla üç kişiye zarar verir. KEŞKE dedirir. Neden KEŞKE dedirir.. çünkü göz göze gelinen AŞK iki kişi yapılır.. bunun için tarih boyunca çoğu zaman tek kişilik aşk seçilmiştir. Başka bir tek kişilik AŞK.. bu en adi tek kişilik aşkın TAM TERSİNE ve tek kişilik aşkın en yücesi olan İLAHİ aşktır.. bunun bile meşrusu ve gayrı meşrusu vardır.. meşrusu dünyada geçimini sağladıktan sonra yaşlanınca bu işlerle meşgul bulunmaktır. Eğer gençlikte olursa bunu hastalık adı verilir ki bu hastalıktan bazen değerli hayatlar ve eserlerde çıkabilir ki bunun örneği sanırım Muhiddini ARABİ olabilir. Tek kişilik olmayan aşkın başka bir türü.. bir AMAÇ etrafında toplanan insanların ortaya koydukları beceriler ve başarılardır. Bunlarda TİCARİ şirket ve SİYASİ parti ile ASKERİ tim ve SPOR takımdır. Birde FİLİM setleridir. Ben insanlığı çift kişilik aşkın en TEMELİ ve en YÜKSEĞİ olan AİLE'ye çağırıyorum. Toplumun birimi ve insanın bilimi olan AİLE'yi yıktığımız için dil ve din ve kültür ve millet ve medeniyetler sağlam ve sağlıklı olmaktan çıktı ve bu gün üzerimize saldırmakta olan TEKNOLOIJİ ve İDEOLOJİ ile boğuşmaktayız. Tapılası kadın ortaya koyan KOCALAR ve kulluk edilesi erkek çıkaran KARILAR ve ayaklarının altında cennet olan ANALAR ve kılıçının gölgesinde cennet bulunan BABALAR olan AİLELER kalmadığından zigotlarımızdan ZÜMRÜD-Ü ANKA'lar değil Z kuşağı çıkıyor. Ancak umut kesmek haramdır. Bunları sizleri umutsuzluğu sevk etmek için yazmıyorum.. kendimizi göstermenin elbette bir yararı bulunuyor.. çünkü böyle yapmasaydık birbirimizi tanıyamazdır. Kendimi gösterelim bu yarışın bir gereğidir.. kimi iyi ise o kazansın.. ancak kendimizi göstermenin de dahi iyisi ve güzeli ve yetkini olur.. işte bu ürünümüz kadar bize onur verecek.. YÜKSEK bir amaç etrafından ÜRETİME geçmektir.. Çalışmak yetmiyor.. BİRLİKTE çalışmak gerekiyor. Birlikte çalışmak yetmiyor.. ÜRÜTMEK gerekiyor. Üretmek yetmiyor.. ürettiğini SATMAK gerekiyor Ürettiğini satmak yetmiyor.. satışını YÜKSELTMEK gerekiyor. Satışını yükseltmek yetmiyor.. satışını SÜRDÜRMEK isteniyor. Biz bunun her bir katmanına BAŞARMAK adını veriyoruz.. Pek biz neden BAŞARIYA doymuyoruz ? İşe bunları konuşmak için de işin en başından başlamak gerekiyor: Kendini göstereme çalışmak yetmiyor.. birlikte çalışmak gerekiyor. MİZAH İZAH GEREKTİRMEZ gerek gerek gerek.. hepsinde var bir EREKSİYON. Nedir bu ereksiyon.. DİREKSİYON'unu meşruya ve makule ve makbüle yöneltmektir ki biz bunun adına İSTİKAMET diyoruz. Rabbimiz bizi ve sizi İSTİKAMETTEN ayırmasın. Amin. NoT.. yazı içinde gerek gerek yazarken face bana durmadan MİZAH İZAH GEREKTİRMEZ hatırlatıp durdu.. ben de İZAH ile yapılan ISBATI ve İKAN ile yapılan İKNA'yı anlatan bu yazıya çağırdım. Osmanziya 29.02.2024 üçyol İzmir Düzenleyen osmanziya - 29-Şubat-2024 Saat 17:01 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3385 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 29-Şubat-2024 Saat 17:46 |
Değerli Kardeşim, "Anlamasan da olur. Kimse anlamasa da olur. Gerçek hürriyet budur. Ben anlıyorum. Anlatamasam da olur." sözleriniz Mehmet Akif'in "Dili yok kalbimin kari ondan ne kadar bizarım' sözlerini hatırlattı. ANLAMAK.. inanmak ve düşünmek arasında kalan bir gizem.. görmek ve duymak ile bilmek ve bellemek işletimlerine dayanan iletişim bizi günlük konuşmamızda yetiyor.. hatta gereksinimlerimizi karşılayacak kadar bir yabancı dil bile yurt dışında işimizi görür. Ancak günlün dilin üstündeki bilimsel bilgi ve felsefi bilgilerin araştırma ve sorgulamalarında ANLAMAK önemli bir hedeftir. Bu yüzden Erzurumlu İbrahim Hakkı mübareği demiş "Anlarsam uzağım yakınımdır.. anlamazsam yakınım uzağımdır." Bununla beraber daha derinde olan bir ANLAMA da bulunur ki sanki sizin sözlerini bu anlamayı çağrıştırıyor. Gerçekten bu dünya imtihan ve müsabakası bittiğinde.. yaşama külfeti ölümle kalmadığında.. hepimizi karşı karşıya kalacağı bir fikir ve fehim ve fıkıh ortaya çıkacaktır ki bu son pişmanlığın fayda vermeyeceği anlamaları onayladığımızda.. tasavvur ve tasdiklerimizin mahiyetini bildiğimizde.. tahayyul ve tevehhümlerimizi perdesi çekildiğinde.. esrar-ı şeriat olan risalet ve velayet ile ubudiyet ve rububiyet ortaya çıkacaktır. İşte YBA ile bu fakir bu tahayyül ve tevehhüm yangınına.. tasavvur ve teşekkül ateşine.. taakkul ve tasdik dumanına su taşımaktadır. Rabbimiz bizim ve sizin akibetinizi ve ahiretimizi iyi ve güzel eylesin. Amin.
|
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3385 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 29-Şubat-2024 Saat 18:38 |
dört sene önceki paylaşım.. insanı anlatıyor.. acaba insanlar ne diyecek diye bekliyor. |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3385 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 29-Şubat-2024 Saat 18:52 |
Teşekkür ederim. İlim nesnel irfan ise kimsel bilgidir. Öyle ise talim ve tarif nedir sormak gerekecektir. Bu konuda ya mücmel ya da mufassal bilgi verilecektir.. ve dediklerimi çoğu kimse anlamamıştır. Şöyle desem biraz daha açık olurdu: BİLİM objektif BİLGİ ise subjektif BİLGİDİR. (baştan başa hatalı tanım.. "Bilim ve bilgi bilgidir." göstermelik bilgi verir) Öyle ise BİLDİREREK öğretmek ve TANIMLAYARAK öğretmek nedir sormak gerekecektir. Bu konuda ya ÖZET ya da mufassal AYRINTILI "bilgi" verilmesi gerekecektir. Bu dile getirdiklerimi ve düşe götürdüklerimi.. dilledir-diklerimi ve düşündür-düklerimi çoğu kimse anlamamıştır. " Daha açık yazdığımda bu sefer işin için LİSAN ve TEFEKKÜR de girmiştir. Yani iş ilim ve irfan ile bitmiyor.. teşhis ve tarif gerektiren düşünme ve konuşma yani anlam sürücü ve anlatım aygıtı da işin içine geriyor. Daha bitmedi.. kültürümüzün ve çağımızın içinde bulunduğu öğreti ve paradigma ve dogmalarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Anlatım şöyle bir özetle bitirmek istiyorum.. çok özel ve ayrıntılı açıklama ve anlatımları YBA çalışmalarına katılanlara yapacağım. Resmi filoloji (dilbilim) ve teoloji (dinbilim) ile sivil teozofi (tarikat inisinasyonu) ve filozofi (felsefe illüminasyonu) ilişkileri, canlı münasebetlerdir ve uygarlığımızın gelişmesi ile paralel olarak sürecektir. Olmuş ve bitmiş ne dil bulunur ne de din. Teoloji de sürer gider filoloji de.. Ancak dil bilime din hukuku intikal etmiştir. Bilim hikmete ve hukuk ahlaka inkilab edecektir. Bir de böyle benim dediğim gibi olmuştur.. bitmiştir.. edecektir.. sürecektir.. gibi dır-dır'ları fazla ciddiye almayan, kediniz masalları soruşturmasın değil kendiniz gerçekleri araştırsın 🙂 Saygılarımla, sağlıcakla kalınız. Osmanziya |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3385 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 01-Mart-2024 Saat 00:27 |
Harfler ve sayıların bilimdeki karşılığı periyodlar ve kodlardır.. zerrelerin nükleler periyodları ve canlıların genetik kodları sayısal ve aritmetiksel niceliklerdir. harf değildir değildir ancak bu gibi NİCELİKLER.. harfler gibi atomlara ve hücreler özellikler ve NİTELİKLER verirler. Böylece niceliklerin nitelikler vermesi bilimsel gerçek olarak saptanır ve herkesi açıklanır ve kanıtlar. Sadece özel kişilere nebilere ve velilere ve dahilere ve delilere has değildir. Arabînin bazı anlatımlarının ve açıklamalarının bilimsel görünmesi onun bilim olduğu anlamına gelmez. Gerçi bilimin dini yanıtı ve betimlemeli masalı ve akıl ötesi ve üstü açıklamaları kabul etmemesi ISBATA dayanmış olmasıdır. Bununla beraber bilgisinin ve alanının sınırlı (cüz'i ve baz'i) olduğunu kabul eder. Din ise külli ve cami alana ilişkin İKNA yoluna başvurur. Isbat bilim verir.. ikna iman verir. Bilimin bilgisi ve isbata ne kadar kesin görünürse görünsün kuşkuludur ve sonuç her zaman değişebilir yeni sav ve ona ilişkin yeni kanıt geçerli olur. Bize düşen ilem de bu yönteme sarılmak ve imanı elden bırakmamaktır. Sadece yöntemle ve sadece inançla yetinen YARIM'lar olabilir ve onların bütüne ulaşmak için öbür yarımı hiçleyebilir. Bu onunu seçimidir. Nitekim bilimciler ve dinciler yaparlar. Tanrı tanımazlık ve Tanrı tanırlık uğruna bunu yapmaya zorunlu ve gerekli görebilirler. Bu onların sorunudur. Üstelik sözle olmasa da yaklaşımı ve davranışı Arabi'yi nebiden ve dinden.. Einstein'i öncekilerden ve bilimden ve üstün tutanlara da rastlayabilirsiniz.. bu bir kişi ile çok uğraşılmasından kaynaklanır. Başka kaynaklara başvursalar ve bütüne ulaşmaya çalışsalar dı böyle olmazdı. Diğer taraftan Esma-i İlâhi sadece lisanın işaretinden ve göstergesinden ibaret değil. Kişi, olay ve olgu katmanlarından aşama aşama yukarı çıkamayanlar AD (isim) çıkamazlar. Çıktıklarında kişi ve olay ve olgu HARF (AR) haline dönüşür. Bu durumda da bize imamı mübini ve kitabi mübini aramak ve bulmak.. en azından anlamak çabası düşer. Bu fakir insana AD kainatı AR olarak görür. HER BİRİMİZ Aliimran suresinin altıncı ayetinde açıkca buyurulduğu gibi âdem atamızın kopyesi olanaklardan ibaretiz. Nesne ve kimse yüklenen ÖZNE'leriz.. öz değiliz. Ar yükü ve Ad yolcusu taşıyan AT'larız. Arabinin güncelleşmesi ve güncellenmesi bin yıl daha sürdürdüğümüz uykuyu bin yıl daha sürdürmek anlamına gelmektedir. Bu konuda bir kaç kez yazdım.. vefat etmiş ya da yaşayan kimsenin aleyhine konuşmak istemem.. elbette bende Arabî gibi dâhi harika hocalardan yararlandım ancak onların yanlışlarını da gördüm. Nebilerde dahil herkesin hataları olur. Çünkü hepimiz BEŞERİZ. İlim ve irfan elde edilirken her ilk başta başta ana babası ve büyüklere hürmet eder ve sever bu gereklidir. Ancak ilim ve tecrübe ettikçe.. hurmet ettiklerinden elde ettiklerinden ayrıca bir keşif ve feyiz.. başka bir sezin ve esin elde edemiyorsa daha nefsi mülhime derecesine bile gelmemiş demektir. Nerede kaldı ötesine geçecek. Saygılarımla. Osmanziya 01.03.2024
|
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |