[13:11, 30.05.2024] Mustafa BUGUCAM: Aynalar vardır.. ne varsa onu gösterir.. onu herkeste görür.. GENEL'dir örneğin göz aynası.. aynalar vardır.. onu ören görür.. başkaları göremez.. ÖZEL'dir.. örneğin şuur aynası.. şuur aynasının sırrı ve siyah yüzü olan hayat aynı zamanda aynalar doğurur.. bankadan çektiğimiz paraların ardında olan analarımızı ve babalarımız görmezsek.. bankaların pisliğinden ila nihaye kurtulamayız. 31.05.2015 dokuz yıl önce bunu yazmışım.. fakat on yıl sonra anlıyorsun ki ana ve baba hala bir çocuk ve ya da beklentisi olan kaynak daha kötüsü kullanılacak bir mal olarak görebiliyor.. seni amacı olan ve eşi ve çocukları olan bir kimse olarak göremiyor.. kölesi olarak büyüttüğü çocukları kölesi yapmak istiyor.. ve onu razı ve hoşnut etmen mümkün olmuyor.. onu memnun etmek için karını ve çocuklarını bırakman gerekiyor.. karını memnunu etmek için ananı ve babanı bırakman gerekiyor.. bu niye böyle İNSANIN ZAAFI.. ana baban öf bile deme diyen AYET bunu bilmiyor mu ? Biliyor.. amma sen yine de öf bile deme.. ne anana ne babana.. ne karına ne çocuklarına.. insanları iyilik et.. balık bilmezse Hâlık bilir.. başkalarını kurtaramazsan da kendini kurtarma umudun olur.. Ana babanı ve çocuklarını razı etmen.. onların her dediğini yapmaya çalışmak demek değildir.. doğru olanı yapmaktır.. doğru bildiğini yapmaktır. Bunu buraya ve her yere yazdım.. çünkü yetmişimde öğrendiğim bilgi.. KEŞKE DAHA ÖNCEDE böyle düşünseydim.. kimseyi memnun edemezsin.. kimseye yaranamazsın.. kimseyi hoşnud edemezsin.. ancak ayet KURAMSAL bir ideal ve KURUMSAL bir yasa ve YERLEŞİK bir gelenek olarak Ana ve Babanın hoşnudluğunu ve rızasını istiyor.. çünkü senin kendi ben'inden kurtulup BİZ olabilmen için başka bir yol bulunmuyor. Yani bu emirde başkası için değil.. sadece SENİN için.. ben'liğini bırakmadan BİZ olabilmen için.. Saygılarımla.. sağlıcakla kalın. Osmanziya yontembilim.com
[13:14, 30.05.2024] Mustafa BUGUCAM: Başta anana iyilik et.. sonra babana.. sona eşine.. sonra çocuklarını.. sonra akrabalarına.. sonra diğerlerini bu genetik olarak kodlanmıştır ve fakat bunu irade ve kültürel olarak yaparak bunu kimliğinin ve kişiliğin ve bireyselliğinin bir parçası haline getirirsin

osmanziya 30.05.2024

Ali Dilek Bülent bey bu paylaşımda bulunmuştur. bende öyle yanıt verdim:

"Usulde Sübütü’l-Müsellem’i anlayacak seviyeye ben de gelmiş değilim. Birlikte onu da aşarız inşallah.
Süleyman Karagülle"

Dedim ki: Usulde sabit olan ve bu yüzden teslim olunan ayniyet mebdesidir. Ene'nin iki emanetinden biri olan bu "özdeşlik ilkesi" felsefe de a priori yani yaratılıştan ve doğuştan gelen önsel (kabli) bilgi olarak kabul edilir. Bu ayniyet ilkesi ve nedensellik ilkesiyle bilim (fünün), diğer emanet özgürlük ilkesi ve amaçsallık ile de hukuk (fıkıh) kurulur. Ulumun bu iki kanadı olan fünün ve fıkıh kültürün olmazsa olmaz iki bileşeni olan dil ve dinin kökenine inildekçe daha çok anlaşılır hale gelecektir.. diye düşünüyorum.

Saygılarımla. 30.05.2024 Osmanziya

Silahlar hep gelişti.. yontma ve cilalı taş devrinden bu günleri geldik. İkinci dünya savaşında atom bombası yapan bilim adamları üçüncü bir nükleer savaş çıkarsa dördüncü savaşı taş ve sopalarla yaparsınız dediler. 80 yıldır savaş çıkmıyordu.. ancak yedi ekim katliamı gösterdi ki   henüz bilgi toplumu ve hukuk devleti düzeyine gelememiş ülkelerin oluşturduğu bir birleşmiş milletlerde savaş ve barış kaçınılmaz.. barışlar savaş için yapılır. Savaş ve barış içinde sınav ve yarıştan da kurtulunmaz. Kaçınılmaz SORUNLULUK ve kurtulunmaz SORUMLULUK bizim geçim ve seçimlerimizi gözden geçirmemizi gerektirir. Bu da insanın kaliteli mal ve hizmet sunumunda.. karakterli fazilet ve kemalat seriminde dikkatli ve özenli olmasını ister. Bu da nükleer savaş yapamadıklarından düşük yoğunluklu savaş ve terörist gurupları alttan destekleme gibi kancıkca işlerin sürdürülmesine karşı insanı ve toplumu tanımalı.. toplumun birimi ve insanin bilimi olan AİLE'yi konuşmalıyız. Çünkü bu silahlar sonuç.. bu sonucun süreci üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor.. diye düşünüyorum. osmanziya yontembilim.com