Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Dünya | |
YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya |
Konu: Selcuk izmir isabey camii | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3386 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: Selcuk izmir isabey camii Gönderim Zamanı: 09-Ağustos-2024 Saat 12:50 |
izmir selçuk isa bey camii Selçuk İzmir ISA BEY CÂMII.. onariliyor. Bazi insanlar ögrenmeye açık.. Bazı insanlar eleştiriye açik.. Bazı insanlar onarilmaya açik.. Bazi insanlar arınmaya açık.. Ögrenmeye açık olmayanlar GELIŞMIYORLAR Eleştiriye açık olmayanlar DEĞİŞTIRILMIYORLAR Onarilmaya açık olmayanlar DÜZELTILMIYORLAR Arınmaya açık olmayanlar ILERLIYEMIYORLAR Bunu nereden biliyorsun diyeceksiniz.. Kendimden biliyorum. osmanziya Beş yıllık görev yaptığım İzmir'in SELÇUK ilçesini dün bir ziyaret yaptım akraba ve dostalarımı görmek için.. değerli bir Dostum ile ZORAKİ sohbet yaptık.. bu da sohbbetin izleri.. Dostum dedi ki zalimlerin çarkları cahillerin çalışmayan kafaları ile döner.. bende dedim zalimlerin cesaretleri ile cahillerin korkakları da buna etkindir. biz de bu sözü analiz etmeye başladık.. gördük ki dikey yataya bağlıdır.. bununu ne anlama geldiğini hepimiz biliriz. işte gördüğünüz gibi.. dikey yataya.. sütün satıra.. erkek kadını zalim mazluma kavi zayıfa alim cahile MUHTAÇTIR. FAKAT dikey yatayı sütün satırı zalim mazlumu kavi zayıfı alim cahili tahkir eder ve kötüler.. Sonunda ortaya çıkan krallık ve kölelik düzeninde yani bağımlı krallar ve bağlı köleler nizamında dili kötü ve kötüye kullanarak insanlar birbirilerine zulmederler. Hiç kimse kendi zulmünü görmez.. hatta kutsallaştırır. Böylece parti marti.. şirket mirket.. ortak.. mortak ver ÖRGÜT mörgüt.. yani saydıklarımın tamamı MORG'dan çıkma zombiler ve hortlaklar olduğu halde bunun hiç farkında olmadan uyuduklarının delili.. benim HARİTA'lara rağbet göstermeyişleridir... Ölüleri uyandıramazsan sen de ölü isin.. bu benim içinde böyle öyle ise dirilmenin yoluna bakacağım.. Heç bişi anlamanıdınız değil mi ? Tabi anlamazsınız YBA'in ABC'sini öğrenmediniz ki? Düzenleyen osmanziya - 09-Ağustos-2024 Saat 20:00 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3386 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 09-Ağustos-2024 Saat 19:14 |
Değerli bir Kardeşim dedi.. tembellik ve kolaycılık.. fakat ne yapılım ki.. iştah olmadan yemek yenmez.. iştiyak olmadan eylem işlemez.. merak olmadan da bilgi yenilmez.. meram bulunmadan "ışk" edilmez..
yani bu işler biraz değil bayağı bir nasibe bakıyor.. genetik.. çevre.. karakter.. alışkanlık.. çeşitli faktörler de bulunuyor. Rabbimiz bizim ve sizin akibet ve ahiretinizi güzel ve iyi etsin. amin. Felsefede insanın öleceğini bilerek yaşamasına trajedi olarak bakılır. Oysa belki de asıl trajedi insanın öleceğini unutarak yaşamasıdır." "İnsan öleceğini bilerek yaşamıyor.. Yaşayacağını sanarak ölüyor." Sigmund Freud diye plaşmışsınız.. Bunun Freud'un söylediğini nereden bilecez.. kaynak bulunmuyor.. bizim iki hatta üç derdimizi.. bu söz Tanrı sözümü.. bu söz Makine sözü mü.. bu söz paylaşanın söylediği adamın sözü mü ? Artık "adam"ların değeri kalmadı.. ezbere konuşanların birbirlerine ezberlettikleri sözlerin değeri kaldı.. face'in kalitesi kalmadı osmanziya Bir yerde herkes birbirine benziyorsa; orada kimse yok demektir..." Michel Foucault Benzemek ve bezememek arasında fark.. o kadar çoktur bunu protein çeşidi olarak on üzeri 400 olarak hesaplıyorlar.. yani yirmi çeşit amino asitten yapılan her PROTEİNDE tipik olarak 300 amino asit bulunuyor. bu yirmi ve otuzun üstsel çarpımı 400 ediyor.. oysa evrendeki atom sayısı on üzeri 78 ile 82 arasındadır.. felsefiler böyledir.. hep yuvarlak konuşarak halkı uyuturlar.. yani evrendeki atom sayısından daha çok daha farklılık bulunuyor.. keza yahudilikte 400.. hristiyanlık 200 ve müslümanlıktaki 100 mezheb öyle herkesin birbirine benzemediği ortaya koyuyor. ncak GDDY ile yapılan halka dönük retorik aydına edilen diyalektik böyle kendi haklı ve hakikatlı göstermeye çalışıyor. Oysa kendimiz hakkı görmeye ve yolumunuz hakikatını örmeye çalışsak.. daha çok yararlı ve verimli oluruz.. diye düşünüyorum. osmanziya Düzenleyen osmanziya - 09-Ağustos-2024 Saat 19:54 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3386 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 10-Ağustos-2024 Saat 13:46 |
Selim ATEŞ Kardeşim ve Yazerim dedi:
"KIRILMANIN BEDELİ: DEĞERSİZ KALPLERE YAPILAN FEDAKÂRLIKLAR" Yanlış insanlar için doğru şeyler yapmak, kendi iç dünyanı zedeler. Ne kadar iyi niyetli olursan ol, yanlış kalpler doğru adımlarını anlamaz, değerini bilmez. Kırılmalar, yalnızca yanlış insanlara yapılan fedakarlıkların sonucudur. Duygularını ve emeğini hak etmeyenlere harcadığında, onların değersizliği senin değerini düşürmez, sadece yanlış kapıları zorladığını hatırlatır. Bu yüzden, kime ne verdiğine dikkat et; kırılmamak için, değeri hak edenlere yönel. Selim ATEŞ DEDİM Kİ: Deneme ve yanılmalarla yürüyen yaşam araştırma ve geliştirmelerle daha yararlı ve verimli hale getiriliyor.. çıkarlar besleniyor ve iş birlikler genişletiliyor. Bu gün için vardığımız sonuç ise pek iç açıcı değil. 11 eylül saldırısı yapılan ticaret merkezinde o gün yahudilerin işlerine gelmediği bilgisi bulunuyor.. kaldı ki orada oradaki bilgilerde başka yerlerde yedeklenmiş ve saklanmış.. ancak onun ardından gerçekleştirilen irak harekatı ile beklenen BİOLOJİK SİLAHLARDA çıkmadı. Bin Ladin de konuşturulmadan temizlendi. Keze 7 ekim katliamı da HAMAS'ın siyasi kanadının haberi olmadan askeri kanatla yapılan HURUÇ harekatıyla başladı.. sonuçta 50 bin çoçuk ve kadın ve sivil katledildi. Daha ondan öncede BOSNA-HERSEK katliamı 21 yüzyılın başında programlanan işlerin gerçekleştirilmesi gibi görünüyor. Nedir programlanan.. iki milyar olması gereken yahudi bu gün bulunmadığı gibi iki milyar müslüman iki milyar hristiyanla temizlendikten sonra kalan iki milyar hristiyanın da zihnen yok edilmesi de zor olmayacak. İnsanlar uykudadır.. ölünce uyanırlar gerçeği.. hayal gibi görünse de.. KİŞİSEL gelişim ADIYLA kişilerin birbirinden uzaklaştırılması programına da kapılmamak gerekiyor. Teknolojinin insanın doğaya YABANCILAŞTIRILMASI paralel yeşil ve mavi ile kızıl ve kırmızı ideolojilerin insanı insandan UZAKLAŞTIRILMASI soruna karşı ne yapabiliriz problemi ile karşı karşıyayız. Bu problemleri YADSIMAK mümkün mü ? Elbette benim zihnimde de yabancılaştırma ve uzaklaştırmayı hep birbirine karıştırmaktadır. Bu durumda yabancı uzak ve yerli yakın ise insanların YERLİ ve BARBAR ayırımının sırada bekleyen YAKIN ve AÇIK tehlike olduğu ortaya çıkıyor. GDD kitabında bu konu zaten yer, isim ve tarih verilerek açıklanmış. Ancak önemli olanın bu işlerin yapılmasından ziyade GDDY sının ortaya koyduğu dilin kötü vekötüye kullanılmasının.. gizli tehlike olduğunu düşünüyorum. Yanlış insan ya da Doğru insan.. yerinde bir kullanım değil.. "doğru ve yanlış ile yalan ve gerçek" insan özelliği değil BİLGİ niceliğini ve niteliğini gösterir.. Bilgi.. bilen ve bilinen ilişkisi ile kurulan bir ÖZNE malzemesidir. Sağlam bilgi hem gerçek hem doğru olmalıdır. Gerçek olan ve fakat doğru olmayan GÖZLEMSEL veriler bulunur.. doğru olan ve fakat gerçek olmayan KURAMSAL ilkeler bulunur. Fakat SAĞLAM bilgi gerçek gözlemler hem doğru yorumlar taşıyan ve son POPPER kuramıma göre GÜVENİLİR olabilmesi için varsayım ve öngörüleriyle YANLIŞLANABİLİR bulunması gerekiyor. Bu durumda YANLIŞ İNSAN yerine GÜVENİLİR olmayan KİMSE terimi kullanılabilir ki insan önce kendinin GÜVENİLİRLİĞİNİ sağlamadan başka güvenilir kimseler bulamayacağına göre ve bu demektir kimsenin güvenilir olup olmadığını bilemeyeceğimize göre bu durumda YANLIŞ İNSAN.. bir yanılış olarak karşımıza çıkıyor. Ve bizim de bütün SAĞLAM bildiklerimiz bu YANILIŞLARLA ortaya çıktığına göre.. elimizde sadece SÖZLERDEKİ sağlam bilgi ve sağlıklı buyruğun ÖLÇÜT ve KRİTER ve KISTAS'larını aramaktan başka bir şey kalmıyor. Zaten YBA çağrısı da budur. Saygılarımla. osmanziya Değerli Dostum Sevgili Yazerim Selim ATEŞ dedi ki: “İnsanı yanlış ya da doğru diye sınıflandırmak, gerçeği bilginin sağlamlığına değil, yanılsamalara dayandırmaktır. Güvenilmez bilgi, insanı hataya sürükler. Yanlış insan yoktur; güvenilmez bilgi vardır. Doğru ve gerçek bilgi, gözlem ve yorumla sağlamlaşır. Ancak bu bilginin güvenilir olması için, yanlışlanabilir olması gerekir. Hatalardan ders çıkarmak, insanın özüne ulaşmaktır. Çünkü sağlam bilgi, yanılgılarla şekillenir, doğru yorumlarla güçlenir. Bu yüzden, aradığımız aslında doğru insanlar değil, sağlam ve güvenilir bilgidir.” osmanziya 10.08.2024 BU VESİLE İLE DİĞER BİR yazerimizi yad ettik: Mustafa Kemal KAKAKOÇ'U andık: Imami NURSÎ 1877 Filibeli Ahmet Hilmi 1865-1914 Hilmi Ziya ULKEN 1901-1974 Necip FAZIL 1904 Nurettin Topcu 1909 Sezai KARAKOÇ 1933 Aykut EDIBALI 1942 Aytunç ALTINDAL 1944 Cemil MERIÇ 1916 Nihat KEKLIK 1926 Erol GUNGOR 1938 Orhan GENCEBAY 1944-79 Yaşında sağımizdan seslenenler. Bu garib ve acib ve tuhaf Osmanziya (1952-71 Yaşinda) kendi kendine.. hem sagdan hem soldan seslenip durmaktadir.. Düzen.. disiplin.. ölçü.. Doğruluk.. durustlük.. güven.. Rahmetli Aykut Adiibali ve Sezai Karakoç ve Mustafa Kemal Karakoç neden siyasette öne çıkmadilarda akparti çiktı.. 19 Ağustos 1923 Düzenleyen osmanziya - 10-Ağustos-2024 Saat 18:22 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |