Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Yöntembilim | |
YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim |
Konu: HAKK | |
<< Önceki Sayfa 2 |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3580 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 26-Ağustos-2024 Saat 17:51 |
Böyle "İslam'da en büyük günah nedir ?" sorulu paylaşımınız için size tebrik ederim. Mü'mini müşrik ve müslimi münafık görmek.. ve bunu dil ile ifade etmek. İnsanlar En büyük günah denilince Günahı Kebair adı verilen cinayetm, hırsızlık ve iftira gibi cana, mala, namusa ve onura tecavüzü görürler. Doğrudur, bunlar gerçekten büyük suç, saldırı ve vidansızlıktır. Ancak bunlardan daha büyüğü dindarların dillerini koruyamadan başkalarının dinine ve inancına dil uzatmalarıdır. İman ve ihlas ve nazar ve niyet ve ilim gibi zahirde bilinmeyen MANEVİYATI diline dolayıp başkasına SALDIRANLAR.. aslında kendilerini TANRI yerine koyarak başkalarını yargılayanlar ve onlar hakkında hüküm verenlerdir. Bu gibi durumlardan dolayı dinin bittiğini ilan ettim. Bununla acaba bende aynı hataya düştüm mü ? Okuyun siz karar verin:
|
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3580 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 26-Ağustos-2024 Saat 19:32 |
İki aşırı uç:
Bu bir tarafı: Sultan Şeyh Seyyid Muhammed Sâkî El-Hüseynî (kuddîse sırrîhu) Hazretleri buyuruyor'ki; Seyyid Abdülbâki (kuddîse sırrîhu) Hazretleri; ben görmedim küçüktüm o zaman, annemden duyduğuma göre anlatıyorum. Babam Seyda’ya (kuddîse sırrîhu) hemen intisap etti, çektiği dersleri de Seyda’ya arzederek; "Kurban buyurun, doğruysa yanlışsa bunları yapıyordum. Bundan sonra siz nasıl emrederseniz öyle yapacağım” demiş. Seyda hazretleri babamı yeniden derse başlatmış. Gavsımız (kuddîse sırrîhu) mürşidine ilk önce kalbini verdi, sonra kalbe bağlı bütün âzalarını verdi, sonra bütün varlığını verdi, önünde boynunu büktü, nefsini onun ayakları altına serdi, nefsin üzerine Seyda’nın (kuddîse sırrîhu) saadet saçan nûrlu ayağını bastırdı. Ondan sonra da âleme Ğavs ve rahmet oldu. Kardeşlerim, terbiyede ve kemâle ermede yol ve usul budur. Herkes bu yolda yürümelidir. Hayır bundadır. Nefis ve benlik ile hiç kimse kâmil olamaz. Önceki tarihlerde olmamış, bundan sonra da olmaz. Yüce Allah’ın (Celle Celâlühû) Dini, yolu ve usulü değişmez. (S. M. Sâkî El-Hüseynî (kuddîse sırrîhu) Hazretleri'nin sohbetlerinden derlenmiştir.) Bir Hadîs-i Şerif; Rasûlullâh (Sallallâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur; "Sattığı zaman kolaylık gösteren, satın aldığı zaman kolaylık gösteren ve hakkını isterken kolaylık gösteren kula Allâh (Celle Celâlühû) merhamet eylesin..." (Hadisi Şerif-İbn Mâce, Ticaret, 28) |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3580 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 01-Eylül-2024 Saat 15:31 |
Jupiterin dunyamizi meteorlardan korudugu soyleniyor , dinazorlari yok eden meteordan niye koruyamadı sorusundaki jupiterin dünyaya kalkan olması konusu olanakların içindeki olasılıkların kestirilmesi ve bu kestirime ilişikin tezin kanıtlanıp kanıtlanmasıyla alakalı bir sorunun.. bu sorunun çözümüne ilişkin ve tezin kanıtlanasına dair verilerin toplanıp tartışılması da ayrı bir çalışma.. ki bu biraz havanda su dövmeye benziyor. Buna rağmen "Jupiterin dunyamizi meteorlardan korudugu soyleniyor , dinazorlari yok eden meteordan niye koruyamadı" dünya ve dinazor ile meteor ve jupiter" arasında şöyle bir ilişki kurabiliriz: meteor > dinazor < dünya < jupiter bu BÜYÜKLÜKLER ilişkisi de biz yukarıdaki varsayamı tartışabilir.. olumlu sonuç çıkarsa bunun düzenlilik ve düzensizlik ile evrim ve tanrı arasında yanlış tartışmaları çıkarır bundan kaçınmak için şunu söyleyebilirim: Bilimde cüz'i ve sınırlı konular tez test edilerek ıspatlanır ve kanıtlanır.. ancak bu BİLİMSEL tez (dava, iddia) Popper e göre kesin değildir çürütülebilir. Nitekim yanlış dediklerimizin doğru.. gerçek bildiklerimizin yalan olduğu ortaya çıkıyor. Bir konu böyle çürütülemiyorsa o bilimsel bir konu değildir dini bir konudur. Mevzu evrilen ve gelişen bilgimizin sınırları dışındadır. Dini konu ise külli ve sınırsız ve hatta sonsuz olduğundan onun tezi test edilemez.. savı doğrulanamaz ya da yanlışlanamaz.. keza kanıtlarla çürütülemez ve yaşatılamaz. Bu yüzden onun KÜLLİ (tümel, genel) daha doğrusu MUTLAK (salt) konusu yani TANRI'nın varlığı ve yokluğu, ISBAT değil İKNA konusudur. Sav.. kanı.. tanı.. sayı.. soru.. yanıt.. kanıt.. gibi mantıksal ve epistemolojik konular bilim problemleri değil felsefe problematikleridir. (Adam demiş.. idraki meali bu akla gerekmez.. zira bu terazi o sikleti çekmez.) Elbette bu durum bütün dini konularda değil.. nitekim ahirete ve nebilere ve kitaplara ve meleklere ilişkin konulara gelince, bunlar isbatlanabilir. Örneğin geçmişe seyahat ettiğimiz de nebilerin seslerini ve görüntülerine ulaşabiliriz teknoloji gelişince. Sözümü kısa kesersem, günlük bilginin MANTIĞI bu gün nasıl bilimsel bilginin MATEMATİĞİNDEN ayrılabiliyor.. yarın felsefi bilginin "matematik"i de dini bilginin "mantık"ından ayrılacak. Böylece kuşkulu soru soran bu FELSEFİ var sayma ve yok sayma "düşünme2 YETİMİZ ile kesin yanıt veren bu DİNİ hiç yok (hiçleme) ve hep var (hepleme) "deme" YETKİMİZ açığa çıkacak. Biz şimdilik BİLİM becerimiz ile yetinelim. Osmanziya
Düzenleyen osmanziya - 01-Eylül-2024 Saat 15:55 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3580 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 01-Eylül-2024 Saat 20:25 |
SON 1500 yılda dil bilime din hukuku intikal etti.. dilin esası olan iktisad ve dinin temeli olan adalet ticaret ve siyasetle sağlamaya çalışıyoruz. Yetkililer ticarette nesneleri ısraf etmeden kullanır ve siyasette kimselere zulmetmeden çalıştırırsa maksad da hasıl olacaktır. Ahseni takvimden murat ameli salih amelde gerçekleştirilmiş olacaktır. Eğer bu sağlanmıyor asgari ücret altında işçi sömürülüyorsa ve 7 ekimden beri katliamla insanlar öldürülüyorsa bilimin HİKMETE ve hukukun AHLAKA doğru alacağı daha pek çok yol var demektir. Bu hikmeti ve ahlakı bilimcilerin ve dincilerin sağlayabileceğini düşünmüyorum. Onlar sadece laf yapar trip atar. Çünkü davası olanların icratı ve kuvveti de bulunması gerekiyor. Saygılarımla. osmanziya
|
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3580 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 01-Eylül-2024 Saat 20:28 |
Prof. Dr. Fuat Sezgin doçent ünvanını 1954 yılında aldı, 1960 askeri darbesinin ardından üniversitelerden uzaklaştırılan 147 bilim adamı ve akademisyen arasında kendi adının da bulunması üzerine 1961'de Türkiye'den ayrıldı ve çalışmalarına Goethe Üniversitesi'nde (Frankfurt'ta) devam etmek zorunda kaldı. diye paylaşmış orhan üç kardeş bilim kulubunde.. dedimki: kimi müslüman demiş kimi türk.. gelin buna İNSAN diyelim doğru yolu ve ortayı bulalım. Müslüman olduğu için değil iktidarın ekonomik ve politik çıkarlarını ters düştüğü için kültürel kimliği nazara alınmış.. bu her zaman her dil.. her din ve her kültür için böyledir. İnsan olduğumuz unuttuğumuzdandır ki birbirimize zulm ederiz.. bazen dini.. bazen dili bazende kültürü bahane ederek. osmanziya |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3580 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 01-Eylül-2024 Saat 20:30 |
YARATILIŞ VE EVRİM
Ne yazık ki YARATILIŞ ve EVRİM konusu bilim ve din çatışmasının başat alanı olmayı sürdürüyor. Daha da sürdüreceğe benziyor. Burada paylaştığım Şengör Hoca'nın makelenin son sayfasına şu notu düşm: "Olmayan sonsuzluğunun ve bulunmayan başıboşluğunun farkında olmayan Şengör Hoca, bilimi din haline getirmek istiyor, dini bilim haline getirmek isteyenlere inad..." KÜLTÜR Ana-kara'sından ilk ayrılan kıta GÜNLÜK DİL oldu.. Kurama göre 70 bin yıl önce.. bu BİLİŞİM devriminin ardından 12 bin yıl önce TARIM devrimi başqladı ve insanlar TAŞ DEVRİ'nden çıktılar yani toplayıcı ve avcı yaşantısından çıktılar ve böylece göçebe kültüründen de kurtularak yerleşik hayata geçti.. toplayıcılar tarımcı.. avcılar hayvancılık.. yaptılar. Böylece şehirleşme ve devlet ve imparatorluk devreleri başladı. Taş devirleri yani pre-historia (tarihöncesi) devirlerinin YAZININ icadiyle bittiği ve altı bin yıl önce historia (tarihi) çağlar başladığı kabul edilir... Kültürün olmazsa olmaz bileşenleri olan dil ve dinin 60 bin yıllık SESLİ birlikteliğinden sonra başlayan bu dil ve dinin YAZILI birlikteliği, hayal ve vehmimize bir disiplin verdi. Hayali hazır ve hatırı vehim fikir ve zikir ile lafız ve ma'nalarla işlendi.. Ortaya çıkan NUTKUN mantığı M.Ö. 230 larde Aristo tarafından ORGANON yapıtıyla tedvin edildi. Alış veriş ve kayıt gibi gündelik gereksinimleri karşılayan YAZI dil ve din gibi kültürel gereksinimleri karşılamak için kullanılmaya başlayınca ortaya KİTAB çıktı. PAPİRUS ile Mısır uygarlığı bu kolaylıktan yararlanarak gelişti. Kalemin kitabeti ortaya çıkınca da TEVRAT da inmeye başladı. Tanrılar ve Krallar filminde başarılı bir şekilde anlatıldığı gibi TANRI'nın yazılı tarihi de başladı. Ancak TANRI'nın TARİHİ denilince akla Karen ARMSTRONG'un muhteşem kitabı geyin akla ve kadıncağız Tanrı Hak ve hakikatından ürkütmemek içini konuyu TANRI FİKRİNİN tarihi olarak ele almış. isabetli de olmuş. Dilin BİLİM ve dinin HUKUK haline dönüşmesi için uzun bir kültür dönüşümleri gerçekleşmiş. Son geçen 1500 yılı yani İSLAM TARİHİNİN.. kalu beladan çıktığını unutan hatta belki haberi bile olmayan ISLAMLARIN konuyu cahilane ele almasını nazara alırsak yine son bin beş yüzyıldaki BİLİM tarihinden de haberi bulunmaması normaldır. Bin yıldır düşünme ve tefekkürü (felsefe ve hikmeti) durduran kültürümüz, son üç yüz yılda da düşünceyi ve fikri (bilimi ve hukuku) dondurdu. Böylece kuvvetini yitirdi dünyasını kaybetti.. bunun acı neticelerini 7 ekimden beri süren katliamlarla görüyoruz. Bunlara DİN, dil ve kültür tarihinden haberi olmayan İNSANLAR eklenince ortaya yaratalış ve evrim meydanının savaşan dincilerin ve bilimcilerin çıkması da normaldır. Ancak bu da gayet normaldir.. kusurlar ve hatalar.. yetersizlikler ve yanlışlıklar.. sorular ve sorunlar.. olumsuzluklar ve sıkıntılar.. her zaman olur ve onların çözülmesiyle insan maddi ve manevi genişler ve gelişir. Biz burada kitabın kenarına not düştüğümüz çalışmayı web sayfamızda paylaştığımızda siz o tabloları versiyon sırasıyla incelediğinizde konuyu anlayacaksınız. Bu sırada anladıklarını eleştirir ve anlamadıklarını sorarsanız karşılıklı bilgileniriz ve öğreniriz ve düşünürüz aydınlanırız. Sağlıcakla kalınız osmanziya 01.09.2024 https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2447&PN=1 01.09.2024 Düzenleyen osmanziya - 01-Eylül-2024 Saat 22:24 |
|
<< Önceki Sayfa 2 |
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |