Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim  
Mesaj icon Konu: 7 mart 2025 7 ramazan 1446 Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
<< Önceki Sayfa   2
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3972

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 11-Mart-2025 Saat 23:54
Değerli Kardeşim Emre Umut Uğur Bey, "Bize, her şeyi yapma hakkını veren yalnızca umut vermektedir."
Umut sadece zayıflara mı gelir peki?
Evet ama yine de bazı şeyleri yapamamakta da çok rahatsız ediyor, ne kadar olursa olsun hayallerin devam etmesi için bir yerden sonra gerçekleri kabul etmekte gerekiyor.
O insanın yaşadığı yer ve çevresi hayatın gerçeği görmesine engel oluyor.
Ve bizde buna alıştık bu yüzden artık yalnızlık umursamamaya başladık.
William Shakespeare.. tebrik ederim.. söylediğiniz sözler.. Şekspir düşüncesinden aşağı kalmaz.. sözünüzden anlaşılıyor ki birbirinin tersi gibi görünen umutlanma ve umursamama kritik noktada birbirini doğurabiliyor. osmanziya https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2672
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3972

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 00:07

Mehmet BAŞ yazdı:

Elif
Çeşmenin başında gördüm Elif'i
Ay gibi ağappak cemali vardır
Her geçen yolcuya sordum Elif'i
Kaşının üstünde hilali vardır
Elif'in bindiği bir doru taydır
Aslanın yüreği sırtlana paydır
Bunu da götürüp kadere saydır
Her doğan güneşin zevali vardır
Toros dağlarında bir yavru ceylan
Şu gönlüm ezelden Elif'e hayran
Elif'tir ruhumda dinmeyen hicran
Gözümden gitmeyen hayali vardır
Elif'i ararsan güllerde ara
Seherin yelinde saçını tara
Gözleri yeşildir saçları kara
Ruhumda dinmeyen melali vardır
Mehmet Baş

dedim ki:

Elif lama durdu.. elif lam mimi kurdu.. mim de bu deryada şu yurdu.. insana.. halife-i arza merkez eyledi..   doğunun ve batının kavuştuğu bu yerlerde ANADOLU'nun bağrında..   geçmiş ve geleceğin kavşaklaştığı bu yıllarda TÜRKİYE CUMHURİYETİ'in alnında.. ulusumuz ve ülkemiz sağlayacağı bilgi toplumu ve hukuk devletiyle iktisad ve adaletli gerçekleştirecektir.. İnşaallah. osmanziya
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3972

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 04:45
Mevlit UYANIK hocam paylaştı.


• İRAN'DAKİ MOLLARIN EKO-POLİTİK GÜCÜNÜ ANLAMAK İÇİN..
“Zerdoşt dini resmi din olup, Mobedler/din adamları İran üzerinde çok büyük nüfuz sahibi idiler.
• Muglar’a fevkalade hürmet edilirdi.
• İran’da umûr-ı medenî Muglar’ın rey ve fetvalarına göre şekillenmekteydi.
• ‘İranlıların nazarında bir Mug’un rey bildirmediği hiçbir şey meşru ve doğru değildir.’
• Mobedler fevkalade nüfuzları sebebiyle daha ziyade Azerbaycan’da olmak üzere çokça emlâke sahip idiler.
• Dinî kefaret ler, hayır ve bağış paraları Mobedler’e bolca gelir getirmekteydi.”
• Mobedân-ı Mobed, dinî vazifeler ve diğer Mobedler’e riyaset etmekten başka ülkedeki adalete de başlık ederdi. O, ülkedeki yargıçların da reisi idi. Bazı durumlarda Zerdoştî olmayan kimseler hakkında katliam hükmü de verebilmiştir.
• Bu devrin tarihinde yalnızca bir defa za manın Şâhinşâhı günün Mobedân-ı Mobed’i üzerine üstünlük kurabilmiştir.
• Bu Şâhinşâh Hosrev Nûşînrevân oğlu Hormozd IV’dür. Şâhinşâh, sarayının ileri gelenlerinden birkaç kişinin öldürülmesini emretmiştir, katledilenler arasında o günün Mobedân-ı Mobed’i de vardır.
• Sâ’îd-i Nefîsî, Sâsânî Devri İrân Uygarlığı Tarihi Takdîm, Tercüme Ve Notlar: R. H. Aksungur, (İstanbul: Post Yayımcılık, 2022),35, 238

dedim ki:

Paylaşım için teşekkür ederim Hocam. Kültürün kökenini bilmediğimiz ve olmazsa olmak bileşenleri olana dilin ve dinin yerine ve çağına göre oluşturduğu milletler yani kültürler felsefi olmaktan çıkmış ANTRPOLOJİ'nin öylesine vasfı mümeyyizidir ki kara avrupasına bu insanbilime verilen AD'a, ingiliz anglosakson ülkelerinde KÜLTÜR adı veriliyor. İnsanbilim duayeni Bozkurt GÜVENÇ'in kitabı olan KÜLTÜR ve İNSAN yapıtından öğrendiğim bu saptamadan sonra İbrahim ve Musa ve İsa nebiler ile Peygamberimiz Hz. Muhammed arasında geçen ortalama ALTI YÜZ senelik dönemlere KÜLTÜREL açıdan bakıldığın üç yüz senelik çıkış ve üç yüz senelik iniş dönemlerin benzerliğini göz önünde bulundurduğumuzda dinlerin HUKUKİ GEÇERLİLİKLERİNİN tarihsel olduğu da ortaya çıkıyor. Yani bir HUKUK haline gelin din 600 senede geçersiz oluyor ve yürürlükten kalkıyor. Yani zamanın değişimi ve gelişimine paralel olarak dinin hukuku da diriliğini ve canlılığını yitirdiğinden TECDİD-İ DİN gerekiyor ve bu yüzden de islam tarihinde İmamı Gazali ve imamı Rabbani ve Mevlana Celaleddin ve İmamı Nursi olarak temayüz eden Kitabı var ve fakat nebi olmayan zatların yenileme fonksiyonlarınının sona erdiğini.. bunu feto ve reto arasındaki mücadeleden de anlayabiliriz.. ancak insanların ortak değerleri olan dil ve din ile emek ve özgürlük gereksinimlerini kendilerine paravana ve paratoner eden partiler ve ideolojiler yüzünden ve aydının korkaklığından ve güce tapan ve güçten korkan ya da çıkara banan ya da çanak yalayan halkın uyanıklığından bu durumu dillendirmekten çekinen akıllı ve zengin müslümanlara derim ki nasıl Yehova şehidleri Tevrat ve İncili bir araya getirmişlerse sizde Tevrat ve İncil ve Kur'anı bir araya getirecek bir KÜTÜPHANE çıkarın halkı hahamların ve papazların elinden.. hocaların ve molların dilinden kurtarın. En azından son üç yüz senedir uygulanmayan donmuş bilim ve durmuş hukuk.. toplumun problemlerine çözüm getirmeyen bin senelik yahudi ve hristiyan ve sünni ve şii Şeriatı.. insanları din yüzünden birbirleriyle telef etmek için dünyanın KÜRESEL efendileri tarafından KULLANILDIĞINI GÖRMEMEK için kapattığımız gözümüz 11 eyülden sonraki 7 ekim katlima göstermedi mi ? Metni manadan ayırmaktan mahrum ve dini sırattan temyiz etmekten yoksun Halkın cehaletini kullanan DİN ADAMLARI.. dinin eskimeyen itikad ve ibadet ve ahlak esaslarını kullanarak seks ticaretine parelel giden DİN TİCARETİNİ bırakmadıkları sürece bu anlattığınız tarihsel örnek moğol ve islamiyet karışımı TÜRKLÜĞÜMÜZÜN de kültürel yüzünü sergilemektedir. Bunlar bizim sosyal ve külterel kodlarımızdır. Safi bir dil ve safi bir din kalmamıştır.. bunların hepsi bilime ve hukuka İNTİKAL etmiştir.. dilin ve bilimin esası olan İKTİSADI.. dinin ve hukukun esası olan ADALETİ ticaret ve siyasette elbette tamamiyle ve kemaliyle icra edemeyeceklerdir.. ticaretin uzantısı şirketler ve siyasetin uzantısı partilerin de TEKNOLOJİ ve İDEOLOJİ ile elleri ve ayakları kesildiğinden bu iki MARAZIN yol açtığı insanın doğaya yabancılaştırılması ve birbirinden uzaklaştırması derdine çözüm bulmak için kestirme bir çare bulunmayacağını göre DİL KÖTÜ VE KÖTÜYE kullanma derdine yönelmemiz gerektiğini düşünüyorum. Dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan dilin iyi ve iyiye kullanılması içinde elimizi TAŞ'ın altına uzamak gerekiyor.. bu da teorik aklın temeli usul ve pratik aklın zirvesi iman için felsefe ve din arasında ORTAK bir platform oluşturmaktır. osmanziya





Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 04:48
IP
<< Önceki Sayfa   2
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk