"Elmanın yere düştüğünü Mısırlılar da biliyordu, Çinliler de, Mezopotamyalılar da, taş devri insanı da. Bilmeyen yoktu. Ama elmanın neden ve hangi hızla ve hangi güçle yere düştüğünü Batı buldu. Bu buluş sayesinde yerçekimine karşı çıkılabildi, ve böylece uçağı icat etmenin, uzaya gitmenin yolu açıldı. Canlı bombanın kendisini patlattığını, masum insanları katlettiğini, yaptığının alçaklık, kalleşlik, hainlik, acımasızlık olduğunu hepimiz biliyoruz. Terörü bitirmek için bu bilginin bir adım ötesine geçmemiz gerekiyor." | Ali Nesin



Böyle bir paylaşım üzerine;



Bazı insanlar kalın.. bazı insanlar ince.. bazı insanlar ise biraz daha ince.. bazı insanlar ise onlardan daha ince bilirler.. ki biz bulan inceleme adını veriyoruz.. ancak bütün bu KALINLIKLAR beşeriyet.. medeniyet.. insaniyet.. islamiyet denilen hassas bir yapı içinde bulunur.. elbette eski museviler ile yeni yahudiler de islamdı.. eski iseviler ve yeni hristiyanlar da müslümandı.. eski muhammediler ve yeni müselmanlar da islamiyeti kabul etmiş ilahi ve kitabı ve semavi bir dinin müntesipleriydi.. fakat hiç kimse MÜSLÜMANLIĞI başkasına vermiyorlar ve birbilerini KAFİR görüyorlar.. bir örneği Menderes'te iken işlem dolayısıyla bindiğimiz taksi şoförü anlattı.. bir fabrikada Alman demiş ki İsa bizim.. bunun üzerine Yunanlı oradan atlamış.. ya sizin haberiniz yokken biz onu sahiplenmiştik..isa bizim. Ardında işçilerin şefi Müslüman "Türk" çok kızmış.. ulan İsa bizim siz kim oluyorsunuz ki.. özetle bizler dinlerimiz ve dillerimiz içinde KİLİTLENMİŞ topluluklarız.. ya da birbirine TEĞET daireler içinde HAPSOLMUŞ kültürleriz.. daha yeni yeni birbirimize açılıyoruz.. fakat bu kilitlenmeyi kullanarak.. dini ve milli yapıları ve etnik ve etik işlevleri.. birbiriyle savaştırıp yukarıda parsayı ve arsayı toplayanlar var.



Bir süre sonra Anadolu etrafında irandan yunanistana.. iraktan israile kadar halklar bir araya gelebildiğinde.. orta doğu dışındaki ZENGİN ve GÜÇLÜ münafıklarla baş etme gücüne eriştiğinde barışın yolu açılacaktır.. çünkü savaş olmadan barış gelmez.. ve savaş ta bu çağın rengini bürünerek KANCIK hale geldi.. ki biz ona terör diyoruz.. kancıklık ise şehvet (kızlık) ile gadab (kızgınlık) kuvveleridir.. bunun erillik ve dişillik ya da kadınlık ve erkeklik ile alakası yoktur.. hatta sertlik ve yumuşaklık ile ilişkisi yoktur.. hani adam kızınca amk yazıyor ya işte onun gibi bişi.. bazen biz de yapıyoruz.. kızınca kancıklık yapmada yaş-am am-aç değildir diye yazıyoruz.. belki bilmemiz gereken tümcü bu; Yaşam Amaç değildir.. fakat yaşamı amaç yapanlar bu sözü söyleyip yaşamlarını araç haline getirmediklerinde kancıklık yapıyorlar.


Demiş Mustafa BUĞUÇAM
Osmanziya da demişki;


Yalancılık.. iki yüzlülük.. münafıklık.. kancıklık.. aldatma.. kandırma.. gibi sözcükler hepsi aslında çeşitli ar'larla söylenen aynı adı dillendirirler; KZB.. Rahman suresinde ve Murselat suresinde YİNELEN bu sözcük.. etik ve etnik yani din ve dil.. ahlak ve hilkat.. arasında ince bir çizgidir.. din ve dile DÜNYA eklenince.. ahlak ve hilkata HALIK eklenince.. etik ve etnike TEKNİK eklenince PUŞTLUK ortaya çıkıyor.. ideoloji ve teknoloji alındaki siyaset ve ticaret.. ticaret ve siyasetin altındaki hürrriyet (laiklik) ve meşveret (demokrasi).. demokrasi ve laiklik altındaki hukuk ve bilim.. hukuk ve bilim altındaki adalet ve iktisat.. adalet ve iktisat altındaki şükür ve sabır.. şükür ve sabır altındak sadakat ve emanet.. sadakat ve emanet altındaki vefa ve feda ZOR İŞLER kuzum.. e öyle ise bırak arada sırada KANCIKLIK edelim.. biz bu deneme ve yanılmalarla UYGARLIĞI geliştiriyoruz be kuzum...


Acaba biz kancık mıyız ?


İnsan iki nesneyi karıştırır.. bu nedenle kendini ve başkasına yaptığı kancıklığı da karıştırır.. belki başkasına yapılan "Yalancılık.. iki yüzlülük.. münafıklık.. kancıklık.. aldatma.. kandırma" bir sürü ortaya foyasıyla ve boyasıyla ortaya çıkabilir ancak kendine yaptığı kancıklık en sonra ortaya çıkacağı için sonucu çok ağır ve kaçınılmaz olacaktır. Bunun için hadiste ACCİLU hadisiyle uyarılıyoruz.. acele ediniz.. çabuk olunuz.. diyor.. yani vakit fevt olmadan salata ve namaza ACELE ediniz.. hayat mevt olmadan tevbeye ve bağışlanmaya ACELE edeniz.. namaz başkasına yaptığımız kancıklıktan ve tevbe kendimi ettiğimiz kancıklıktan vaz geçmektir. ilki kolay oluyor ama ikincisi pek zor oluyor.. Yaratana borcumuzu ödüyoruz ve başkasının hakkını da çoğu zaman hakkı veriyoruz ama kendimi nedense hep unutuyoruz.. İşte bu konuda RABBİM KURTARSIN.. Ya rabbi ben düşmanlarımla ve dostlarımla başa çıkarım.. lakin kendimle baş edemiyorum.. ne olur yardım et.. diye dua etmek lazım galiba...

Diye cevap vermiş Dinnur Yaşar