Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: kuresel olusumlar Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
mustafa
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 27-Nisan-2010
Gönderilenler: 81

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

Alıntı mustafa Cevaplabullet Konu: kuresel olusumlar
    Gönderim Zamanı: 30-Mayıs-2023 Saat 14:08
Değerli Abim, teşekkür ederim.. bin yılcılar ve yüz yılcılar kavramlarıyla bilgilendim, oldukça yararlıydı. Kültürel, sosyal, ekonomik, politik ve askeri alanları olan kürenin nasıl çalıştığının ayrıntısını bir parçası.. kültürel alandan askeri alana yavaş yavaş ilerleyen EVRİM ile askeri alandan kültürel alana bir den bire iniveren DEVRİM nesnel ve evrensel bir ilişkidir. Örneğin halktan hakka giden süreç tedrici velayet evrimidir ve sivildir. Hakktan halka gelen ani süreç ise risaletin resmi devrimidir. Bu iki durum ittiba ve itaat durumu Aliimran 31-34 üncü ayetler çok açık ve seçik anlatılır. Biz bu ikisinden başka dayatım ve deneyim ile yaratılış ve buyruluş'u eklediğimiz gibi dürülüş ve dirilişi de göz ardı etmiyoruz. Şimdi zatı aliniz bu Ahmet Yozgat'lının dediğini anlamadığınız gibi benim dediğimi de anlamıyorsunuz. Çünkü siz kurmuyor başkalarının kurduğunu dinliyorsunuz. Ahmet YOZGAT'ı tanımadığım gibi Soner YALÇIN'ı da tanımıyorum. Her ikisinin kitablarını da okunarak durum daha açık ve seçik anlaşılabilir. Ve sonuçta durum Ali İmran 54 ncu ayetindeki MEKER kavramı özetlenebilir. Mekerden başka bir de SEKER bulunur ve bu ikisinin de TEKERE olur.

Kuru teker olmaz tekerin gaflet ve gabavet ile ünsiyet ve ülfet ile şişirilen iç lastiği de olur. Yani geometrik çizgiler grafik boyalarla dokunuz. Onun bir de hile ve galal ile gışave ve huda dış lastiği de bulunur. Elbette minnet ve müdareyi kapatan huzn ve havf eksantirik milinin SEDDİNİ ve anti SEDDİNİ yani örgüsünü unutmamak gerekir. Bir de SETRİ mazi ve ati ile ulviyye ve süfliyye örtüsünü. Örtü ve örgü ile TEKERLENEN bu arabanıyı çeken bir AT (Allah Tanrıdır) buluncaktır ki bunu da AR (harf) yükü ve AD (isim) yolcusu taşır. Biz bunu Esmai Hüsna'dan İsm-i A'zam gidiş olarak tanımlıyoruz. DİKEY olarak.. yatay olarakta ahseni takvimden ahseni amele giden bir AHSENİ KASAS bulunur ve bu inşaallah bizde ve sizde Hüsnü Hatime ile son bulur. Siz kimsiniz biz kimiz.. bizler nesne ve özne bileşeni ile ortaya çıkan ÖZNE’leriz. Bu özneler bir ad verilen olanaklardır. Bizlerin doğum ve ölüm tarihleri arasındaki var oluşlarından üç şey çıkar; yol ölüş, sahib oluş ve aid oluş. Sahib oluşlara erkek, aid oluşlara kadın, yok ölüşlere de AİLE adı verilir. Kulluk edilesi (Y) erkeğin gücü ve iyiliği ve sevgisi.. tapılası kadının (X) güzelliği ve dayanıklılığı ve saygısı ile Yuva kurulur ve onunla yeni olanaklar (Zigot) çıkar.
Dikkat edersiniz bu anlattıklarım KURGU.. hali hazır hayal ve kali hatır olan VEHİM tarlam üzerindeki fikir ve zikir otları ve ağaçları ile inşa ve imar ediyorum. Maan ve beyanın mana ve lafızları ile piyasaya sürüyorum.

İşte böylece yirmi yıldır yayımladığım meraklı ve gizemli ile siyasi ve seksi yazılarımın YBA in reklamı ve propagandası mahiyetinden YAZILARIMIN peşinde değil bu reklam ardında bulunan TABLOLARIN kullanılması ve öğrenilmesi ve yararlanılması ve sonuçta YBA dilinin edinilmesi peşindeyim. Çünkü Günlük Dilin Diz Yazısı (GDDY) ile Soner ve Yozgatli gibi yazarların ve hocaların HAZIR açık ANLAŞILIR seçik SEHİL anlatımları ile insanları bilgilendiren ancak düşündürmeyen yol ve yöntemini bıraktım.

Derin devlet olduğu gibi derin edebiyat ve tarihte bulunur ki bunlar, edebiyat, tarih ve devlet hepsi kurulmuş ve kılanmış yapıp etmelerle ortaya çıkan KÜLTÜREL yapılardır ki temelinde onun olmazma olmaz bileşeni bulunan dil ve din bulunur.

Dil bilime ve din hukuka intikal ettiği bilim iktisadı ve hukuk adaleti ile HİKMET ve AHLAK’a intikal ediyor. Giderek ticaret ve siyaset daha rafine.. bunlarla yapılan meşveret daha spesifik ve hürriyet daha sofistike oluyor. Amma gördüğümüz ortaya çıkan bizi doğaya yabancılaştıran ve insanı uzaklaştıran TEKNOLOJİ ve İDEOLOJİ OLUR. Bu arada dilin sonuçta dinin kötü ve kötüye kullanılmasıyla SALAH’ı sağlayan iktisad ve adalet ve sonuçta halife-i arz olan İNSAN bozuluyor. Bu küresel hesaplara karşı bu fakirin uzun vadile iraktan yunanistana ve iraktan israile UÇUK Anadolu Birleşik Cumhuriyeti bulunuyor. KAÇIK’lardan fazla bir şey beklenmez. Amma şunu unutmayalım; Dünyayı nebiler VE veliler İLE dâhiler VE deliler biçimler ve sürdürür. Öyle ise bu “ile”nin iki tarafı HAKK ve BATIL diye ayırmayı bırakalım. “Hakk ve Batıl” bir Kelam.. amma bunu hakk nebiler ve veliler ile batıl dâhiler ve deliler diye ayırmak dini bir DOGMA.. “kainat ve insan ile nebi ve kitap” ayetlerini sağlam ve sağlıklı okumak gerekiyor. Bilgimizin giderek deneye ve yanılmayla düzeltildiğini araştırma ve geliştirme ile iyileştiğini unutmamak gerekiyor. Elbette temel ve asıl teoloji ve filoloji olur ancak bunu açan ve aydınlatan sivil teozofi ve filozofi bulunur. Demek istemem odur ki Musa ve İsa ve Muhammed aleyhimüsselam Nebileri gönderen Yaratan Aristo, Dekart ve Kant Dahilerini de gönderiyor. İmamı Nursi’nin dediği gibi nebiler mana-yı harfi ile baktırıyorsa dâhiler mana-ıyı ismiyle bakıyorlar. Dikkat ederseniz işler HARF ve İSİM kutbunda çalışıyor.

Kişi, olay ve olgu katmanlarından bakanlar HARFİ görüyorlar.. ad katmanını geçinen Esma-i Hüsna ortaya çıkıyor. Biz buraya girmedik.. Risalei Nur Külliyat’ında olduğu halde bu imkandan yararlandık. Kader bizi bunların hiç birinin içine girmeyere.. dördünü dışarıdan görme ve tanıma ve bilme ve düşünme ve anlama imkanı bahşetti. Ne kişilerle ilgilenip fetocu ve retocu olduk. Ne olaylarla ilgilenip bir bilim dalında uzman olduk.. Ne de olgularla ilgilenip FELSEFİ bir mektebin açık çağırısını yaptım.. örneğin burada bir FELSEFE yapıyorum ama bunu YBA in reklam ve propaganda aracı olarak görüyorum. Ne de bir ESMA’yı yapışıp ardımda insanları toplamayı düşünüyorum. Sadece Rabbimizin verdiği imkanlarla ve fırsatlarla ve ni’metlerle Ana ve Hanım sultana hizmet ediyoruz. Bu arada yazdıklarımızı siber uzaya emanet edip geleceğe gönderiyoruz.    

Bu sarfettiğim sözcükler ve fikirler.. işler ve işlemler.. eylemler ve etkinlikler ne beni ne de sizi bir yere götürmez.. yani derine götürmez yüzeyde dolaştırır durur.. biz onlara ne kadar DERİN dersek diyelim. Çünkü sarfı kelam ve eşya ve eşhasın olan iktisatlı istimal, adaletli istihdamın altında bulunan SADR’ın “zat”ın zannı.. nazarı ve niyeti hem önemlidir. Kim kime ne kadar uymuş ve dediklerini uygulamış.. uyarken ve uygularken ne kadar samimi ve ciddi olmuş.. safi ve halis bulunmuş ve bu KİM’e karşı sağlanmış bu da değerlidir.

Bu ilgi, bağ ve ilişkiyi eşimde çocuklarımda ve dostlarımda ve arkadaşlarımda ne kadar gerçekleştirdim ? Bunu bırak bir Fatiha-i Şerife Anahtarı projemi bile ortaya çıkarak siz dahil birkaç NAMAZ KILAN arkadaş bile bulamadım.. Yani çoğu insan böyle bireysel ve aile çevresinde yapılabilecek işleri bırakıp ülke, bölge ve küresel çapta bu kurgular ve projelerle ilgileniyor. Her ne ise.. besmele ve la havle ile iş başlamak hamdele ve hasbiye ile bitirmekten başka bir çaremiz de kalmıyor.
Saygılarımla.. Osmanziya 30.05.2023 üçyol-izmir
(Beni bağışlayın bir kere yazdım düzeltme olanağı bulamadım)   

.
IP
mustafa
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 27-Nisan-2010
Gönderilenler: 81

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

Alıntı mustafa Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 30-Mayıs-2023 Saat 14:10
•     Ali ŞERİATI (1922-1977) hakkında bir taraftan sosyalizme bir taraftan islamizme yakın oldukça parlak FİKİRLER paylaşmışsınız.. mübarek pek aksiyomatik doğmuş ve çok sistematik yaşamış 44 yaşında da rahmetli olmuş .. 4444 sırrını hayatında göstermiş ve sonunda bir İDEOLOJİ sahibi olarak ölmüş.. ne yazık ki.. buna karşı derim ki:
BİRİNCİSİ: Bazı düşünceler aksiyomatiktir.. bazı düşünceler sistematiktir.. bazı düşünceler ise metodik.. asiyomatik.. sistematik.. metodik tüm bu sözcükler hakkında sözlüklerde yeterlie bilgi bulamazsınız.. bunları sizin inşa etmeniz lazım.. etmemişseniz bu tür fikrin ve düşünceyi taşıyan bir yazarın etkisi altındasınızdır.
İKİNCİSİ, şeriat.. şerait.. dil.. din.. ahlak.. hukuk.. gibi sözcükler hakkında kültürümüzün bize empoze ettiği.. öğrettiği ve kitablardan öğrendiğimiz kadar genel ve tümel bilgilerimiz bulunuyordur.. bulunuyorsa bu sözcükleri ve başka kelimeleri anlamlandıracak TEMEL bilgilerimiz de bulunmuyor demektir. Bu temel ise lojiko-matematik düşüncenin bizi bu gün getirdiği computerik düşünceden.. metodik düşünceye geçmekle elde edilebileceğini umuyorum.
ÜÇÜNCÜSÜ fikir gözlerimizin gördüğü ışıklardır.. düğmelerdir.. nesnelerdir. Bir nesneyi görmek ona ellemek demek değildir, tavantaki sineği.. şehir kulesindeki saati.. gökte duran güneş ve ayı görmemiz.. bunlara elliyor ve dokunuyor, uyguluyor anlamına gelmez. Fikir çok doğru ve gerçek görünür ancak iş onu iyi ve güzel uygalamaya gelince pek çok yalan ve yanlış ile çirkinlik ve kötülüklerle karşılaşırız. Fikri gerçekleştirinceye kadar pek çok can ve mal kaybına mal olmuştur, olmaktadır ve olacaktır. Körü körüne olan inançlar çoğu zaman boşu boşuna yapılan savaşları çağırmıştır. Çünkü insan dili pek fena kötü ve kötüye kullanır. Kendini de kullandırır.
DÖRDÜNCÜSÜ hem fikri hem eylemi.. hem düşüncesi hem kavgası.. hem kitabı hem talebesi pek çok nebi, veli, dahi ve deli bu dünyadan gelip geçmiştir. Çağımız işte bu İNSANLARIN oluşturdukları KÜLTÜRLERDEN oluşmuş bir hibrit olarak KİBRİT gibi parlamaya veya yanmaya hazır lamba ya da bomba gibidir. Öyle ise akıllıca olanı bir tarafa YAMANMADAN.. sakin sakin düşünüp konuşmak ve gerekirse eylemeye ve uygulamaya geçmektir, diye düşünüyorum.
İşte bunun için dil ve din gibi çok yönlü ve yanlı konular ve alanlarda hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlatım aygıtı olan YBA metodiğinin öğrenilmesi, kullanılması ve yararlanılmasını savunuyorum.
(Peki “ŞERİAT nedir ? Kısaca söyleyeyim: İDEOLOJİ.. din şeriat ya da ideoloji değildir.. ayette geçen ŞERİAT kelimesi ise hem koşulları hem kuralları.. hem yasaları hem yasakları.. hem programları hem protokolleri.. hem kuralları hem kararları gerektiren kompleks bir kavramdır. Seçtiğiniz ideolojik bir anlamı bir dine bağlayamazsanız.. bağlarsanız yeni bir din ortaya koymuş olursunuz.. yeni bir yol kurabilirsiniz amma yeni bir din ortaya koyma hak ve yetkiniz yoktur)
Resmi filoloji ve teoloji.. den sivil filozofi ve teozafi.. ye geçiş kolay olmadı.. ancak bu gün gelinen nokta da teknoloji insanı doğaya yabancılaştırmasından. ideoloji insanı insandan uzaklaştırmasından ortaya çıkan ve katmerleşen HİBRİD sorunlar bize ortak dile ve müşterek dile erişmeye sağlayacak yeni bir ihtiyaç hissetteriyor. Günlük dilin düz yazısıyla yapılan felsefi edebiyat ve dini vaaz.. bilim ve hukukun iktisat ve adalete ulaşma çabalarına da yardımcı olmuyor. Tanrı tanımazlık tanrıyla savaşa.. tanrı tanırlık ise ekonomik ve politik çıkarları temeli dil ve din olar kültürle özdeşleştirmeye sonuçta ulusallaştırmaya.. dönüşüyor.


30.05.2020
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk