Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: DUNYA(Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2728

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

bullet Konu: DUNYA
    Gönderim Zamanı: 16-Aralık-2012 Saat 14:49

 

 

 

 

 

 

DÜNYA

 

DUNYA dizini içindeki dosyalar

 uploads/20121216_144938_DUNYA.rar

 

Yalan bir dünya inşa ettik..

Dolan bir dünya inşa ettik..

Talan bir dünya inşa ettik…

 

İki “alan”lı bir “dolan”lı dünyayı ne ile oldurup kim ile  boşaltıyoruz ?

Nesneler ve kimseler dünyasından bahs ediyorum.

Bizim dünyamızdan, senin dünyandan ve benin dünyamdan.

 

İnsan dinine göre diliyle dünyasını inşa eder.

Bu dünyanın kralı, dünyayı kurandır.

Kendisi köle bile olsa.. çünkü orada kral bile figürandır.

Acaba “Kur’an”a göre bir dünya kurabilir miyiz, yani “din”imize göre ?

Kursak bile bunun ona göre olduğuna ve en azından ona yönelen ve yaklaşan bir dünya olduğunu tartışacak “dil”imiz var mı ?

 

İnanıyorum ki bütün insanların sorumlu oldukları ve bundan dolayı sigaya çekilecekleri tek ve   ortak “din” var  ve fakat insanlar sayısınca ayrık ve değişik “yol”ları, DÜNYALARI,  mezhebleri, ideolojileri, izm’leri  dahi vardır. Bunları, bu hususi dünyaları, , Takiyettin MENGUŞOĞLU’nun dedidi gibi sırtlarında, kaplumbağa gibi, taşırlar. Çünkü insan “dünya’da hayvan çevre’de” yaşar.  Max SHELER ise bu sırta yüklenen dünyadan başka ayağımızın altına paranga olan “dağ”dan bahsediyor. Aristo’dan beri  Şecere-i Ferferyus bizim cansız, bitki ve hayvandan ibaret tabakat-ı vucud üstündeki yerimizi yani “us”u  tasvir edildi.  Nikolai HARTMAN bu katmanları birbirine irca edilmez ve akıl dışı uçurumlar olarak  gerçeğin kendisi halinde gördü. İNSAN, Bu cansız, bitki, hayvan ve “şuur-beşer-akıl” tabakası en üstte nahif ve zaif bir   “VAR-OLUŞ” olarak durur. Yani bizler cansızlara, bitkilere ve hayvanlara bağlı olan yaşamımız üzerine kurduğumuz “tanınç” şuuruyla, onların kralı bile olsan yine de  onlara bağımlı olarak var oluşumuzu sürdürüyoruz.

 

Şimdi ister, kaplumbağa misali,  sırtımızda taşıdığımız evin kölesi olalım. ister bir dağ üstünde durmuş insan misali altımızda bulunan katmanların kralı olalım.. insanlar,  DÜNYA’sında onu YARATMIŞ gibi görünüyor ve elleriyle yaptıkları bu PUT’lara da tapıyorlar. Put olarak bir heykel yapıp ona tapmak sadece aysbergin görünen ucu. Bu paganizm yüzünden görünen o ki insanlar sayısınca “din”ler bulunuyor ve dış  dünyaya egemen birkaç tane ideoloji var.

 

Bu yargım doğru ise neden ve niçin böyle diye sorma ihtiyacı doğar ?

 

Amma bu soruyu düşünecek ve konuşacak”dil” imiz var mı ?

 

Elbette var.. böyle bir dil olmasaydı, böyle bir dile ortak teşkil edecek mantık bulunmasaydı, bu mantığı seslendirecek lisan bulunmasaydı kısaca müşterek bir nüha ve ortak bir luga olmasaydı uygarlık olmazdı.. bilim olmazdı.. hukuk olmazdı.. teknoloji olmazdı.. ideoloji olmazdı.. kısaca din ve dünya olmazdı.. ancak bu din ve dünya ortasında bulunan mantık dili  ve matematik dili dünyayı cennete çevirmiyor, giderek daha bir cehennem haline getiriyor.

 

Çünkü ortak ve tek bir “din”, giderek daha çok sarmalanıyor, gizleniyor ve örtülüyor.  Semavi dinlerin birliği ne zaman ? Beşeriyetin birlikteliği nerede ?

 

İster SORUMSUZ krallar gibi “dağ”ın zirvesinde oturan ister YÜKÜMLÜ  köleler gibi “ev”imizi sırtımızda taşıdığımız “kaplumbağa” olalım.. hepimiz birbirimizi bağlı ve bağımlıyız.

 

Dünyadan dine geçtiğimizde SORUMSUZ Tanrı (kutsal)  ile YÜKÜMLÜ Kul (mücrim) denklemini kurarız. Bu TEİST denklemin tersi SORUMLU Tanrı ( (düzenli olasılık)  ve YÜKÜMSÜZ Kul (masum) durumunda A-TEİZM ortaya çıkar. Bunun da ikisi  arasında iki ara  formu daha olur..

 

Sonunda YOKLUK yoktur VARLIK vardır.. tartışmasına geçeriz.

Yokluk vardır varlık vardır..

Yokluk vardır, varlık yoktur..

Yokluk yoktur, varlık yoktur..

“lık” adları ile “tur” eylemleri ile

yok sandığımız ve var saydığımız ol.an.ak’lar dünyasında

kısacası “dil” ile her şey yani her nesne ve kimse  mümkün olur.

 

Amma nerede ? Söz de ve dilde..

sonra yukarıdaki söze geliriz:

 

Yalan bir dünya inşa ettik.. bu bizim sanımızdır.

Dolan bir dünya inşa ettik.. bu bizim kanımızdır.

Talan bir dünya inşa ettik… Bu bizim SANRI’mızdır.

 

İnşa edilenlerden dilimiz yükümlü ve dünyamız sorumludur.

İşte DİN budur.

 

Dil iki işe yarar.. gerçeği ifade etmede ve ibare edileni gerçekleştirmede.. insan iki kullanımda da masum olmayabiliyor..  olmayanı söyleyebilir veya söylediği olmayabilir.. günlük kullanımda ya da bilimsel kullanımda bu iki yanlış test ve kontrol edilebilir fakat günlük dilin üstündeki san’at ve hikmet alanında.. öz-gür’luk ve son-suz’luk çatışır.. felsefe ve din katmanında hurafe ve hakikat yan yana yaşar. Bizim hurafe’yi hayal’dan ayıracak ilm-i hakikata, hakikat ve hikaye barıştıracak Hak kelama ihtiyacımız vardır.

 

Hak kelam ve hakikat ilim.. lisana ihtiyaç gösterir.. lisan ise fikri işletir fikir ise sağlıklı usul ile sağlam olur.  

 

İşte bu sorunu çözecek ve yükümü indirecek bir soru ve yanıt arayışına ve ara ve bul yürüyüşüne ve TANRI’yı bulacak ORTAK bir DİL’e gereksinimiz var… İçinde sorumlu ve yükümlü olduğumuz müşterek ve tek bir DİN var olmalı ve biz onu bulmalıyız.

 

Bu şu demektir salih akıl ve sahih nakil.. salim lisan ile selim kalb.. dinin hedefi olan  müstakim yolun temel vesileleri ve vasıtaları aranmalı ve bulunmalıdır. Bunun için etkin, içten ve özgür şekilde yürünmelidir.

 

Bazı sesler duyuyorum.. boşuna yürüme.. dolduramazsın yorulma…

 

Evet, bazılarımız kısa ömrümüz boşunca düşünmekten yorulup konuşmaktan bıkabiliriz. Bu belki her şeyi yeni baştan alıp bulunmuş şeyleri bulmaktan, düşünülmüş konuları düşünmekten, konuşulmuş komutları konuşmaktan olabilir.. Çoğunluk  kendini göstermek ve başkasını görmenin büyüsünden kurtulamayabilir.. hepimiz yaşam ve toplumla denge ve uyumumuzu sağlamak için bir süre   öğretmenlikleri ve öğrencilikleri yineleyebiliriz..  belki birileri bu yanlışa düşmeyebilir.. bu yinelemeyi yapmaya.. bu yinelemeyi değiştirebilir.

 

İş arayan eğitimliler ve iş veren yöneticilerin deyişim ve değişim çemberinden çıkacak ÖĞREN-İ-CİLER, geçici dünyayı değil kalıcı dünyayı  ve  kalıcı dini değil geçici dini  görmeyen çevreden kurtulacak DÜŞÜNENLER, bilmekten usanmış  ve anlamaktan bıkmış ARAYICILAR…

 

Henüz anlam anlatamamış  ve anlatımı anlamamış olabilirler.

 

Anladıklarında ve anlattıklarında, düğümümü çözmek üzere ölmemiş ve sesimi kesmemiş isem, size ar gizemini  ve ad bilinmezini konuşmak ve tartışmak üzere buradayım.  

 

Üzülmeyin ve “düşünenleri arıyorum çünkü arayanları düşünüyorum.” Üzere olun.

 

Önce yöntembilim ve sonra insanbilim ile

 

Koca Yunus’un

 

“ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir”

 

Çağrısını yaparken hep “düşünenleri arıyorum çünkü arayanları düşünüyorum.” Dedim.

 

 

Sağlıcakla kalın.

 

OSMANZİYA

 

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE

semantik / anlambilimsel / MAANΠ yetersizliklerim

için düz yazıdan özür dilerim

 

 

http://sites.google.com/site/yontembilim/

http://sites.google.com/site/insanilim

 

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/

http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/

http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/

http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com

www.insan-bilim.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk