Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: KARADAYI | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya01
Yönetici Kayıt Tarihi: 29-Ekim-2009 Konum: İzmir Gönderilenler: 381 Hak Puan : 10 Kidem : 7 OrtalamaHak : % 100 Irtibar :2 |
Konu: KARADAYI Gönderim Zamanı: 28-Kasım-2013 Saat 22:25 |
DİL ÜZERİNE
ÇEŞİTLEMELER KARADAYI dizinindeki dosyalar. Bu
dizin içindeki 38 dosya 23.40 den 00.40
kadar yaklaşık bir saat içinde oluşturuldu. 60
bölü kırk eşittir, bir buçuk dakika harcandı her bir tablo için. Bu
tablolardaki sözcükler bir kez kullanıldı.. eğer ikinci kez kullanılmışsa
derhal değiştirildi. Hangi
sözcüklerin / adların / değişkenlerin değiştirildiğini, tabloları oluşturma
saatine göre sırasıyla izleyerek görebilirsiniz. Bazen yeni bir kelime eklense
tablo o sözcüğün adını veriyorum. Karadayı
TV dizisindeki KÖŞELİ senaryo dikkatimi çektiği için “senaryo” gerçeğini görmek
İçin
bu tabloları oluşturdum. Köşeli senaryodan maksat yapay olduğu belli olan
senaryo diyorum.. bir senaryo ne kadar “gerçekçi” ise o kadar yuvarlıktır.
Genelde batı filimleri daha yuvarlak oluyor. Bu
tablolar niçin kurdum: Gördüğümüzün birer örgümüz ve ördüğümüz olduğunu
göstermek için. Ördüğümüz
öykü müdür.. oyun mudur.. gerçek midir ? Bazen
macera yaşarız, bazen oyun oynarız ve bazen de gerçeği mi yaşarız ? Kader
kavramı takdirimizin yaşamın bir kurgusu
olduğuna inanmamızı ister. Oysa
kader geçmişe ilişkindir istikbal ise geleceğimiz ilim ve irademizle
kurgulamaktır. Hadi
bunları geçtik.. diyorum ki gördüğümüz aslında ördüğümüzdür. Çoğu
kimse gördüğümüzün ördüğümüz olduğuna inanamayacaktır.. O
kadar çok kesin, katı, değişmez, sallanmaz ve
sarsılmaz gerçeklerimiz var ki.. Asla
kuşku duymayız onlardan. Özellikler
onlar görmeden bilme düzeyine çıkmışsa.. Bildiğimiz
anlama seviyesinde içinde kuşku biraz daha azalır. Eğer
inanç katmanına gelmişse artık kesin kes bir gerçek karşısında olduğumuza kuşku
duyarsak tüm kuşlarımızı kaçıracağımız kesindir. Eğer
bu inanç, dini bir inançsa.. Tüm
dünyamız yıkılır. Aslında
kuşkucu bir insan değilim, dini bütün bir Müslümanım. Ancak
inançlarımın şuhuda değil gayba ait olduğunun farkındayım. Zaten
dini inanç olarak teklif edilen de budur. Gayba iman. Öyle
ise ilk ayırt edilecek husus şuhuda ilişkin ilim ile gayba ilişkin iman. Şuhuda
ilişkin ilim ve kelam bile işaret vesileliğine ve delalet vasıtalığına dayanmaz
mı ? Hem
alim olmak, ilmi kelamdan ayırt edecek seviyeye gelmek demek değil midir ? Karadayı
dizisi bu sene bir sene devam etmiş..
annemde izlemiş.. Bu
günde dizinin kötü adamı TURGUT için ölüm
senaryosu çizildiği halde annen inanmadı iyi adamı Karadayı gibi.. Acaba
neden ? Çünkü bir sene izlediği dizide SENARİST’in aklını izlemiş.. öyle
çok işler geçmiş ki seyircisine yabancı kalmıyor öykünün anlatmak
istediği mesaj.. çünkü diziyi uzatmak için olmadık önlemler alınır.. iyi ve
kötü kahramanlar ölünce dizinin biteceğini bilir izleyici.. dizi
izleyicilerinin izlediği öykü.. gerçek öykülerden çok çok daha yapaydır ama
buna rağmen kendini izlettirir. Örneğin bu gün köşeli ve yapay olduğunu
bildiğim halde sonuna kadar izledim. Öyle
bir akvaryum yapılır ki onun simülasyonunu gerçekten ayırt etmeniz çok zordur. The
Matrix filmi bize yaşam YAPISININ gerçek
değil bir simülasyon olduğunu ustaca anlattı.. ama buna rağmen gerçeğe olan
inancımız asla sarsılmıyor… acaba neden ? Bu
iletinin TABLOLARI içinde simülasyon
yapmadım.. öykü anlatmadım.. edebiyata tenezzül etmedim.. vaaz vermeye
yanaşmadım.. kavramlarla resim ve adlarla tablo yaparak çizgi sözcükleriyle
sözlerimi söyledim. Gerçeği aradım.. bu kullandığım arayışa.. bu anlatım tarzına
ve bu yeni dile YÖNTEMBİLİM diyorum. Yöntembilim yaparken aynı zamanda
İNSANBİLİM dahi yapıyorum. İnsanbilim
yaparken aynı zamanda Müslüman olduğum için İSLAMBİLİM dahi yaparım. Yöntembilimsel
analiz dediğim bu dili anlamaya çalışan.. anlam çerçevelerini izleyen.. görsel anlatımı izleyen.. fazla kimse yok bir iki kişi dışında.. ancak
yazılarımın gizeminin çekimiyle düz yazılarımı okuyan beş on kişinin dışında da
yöntembilimsel analiz adını duyanda fazla değildir.. Buna
rağmen düzenli olarak dört yıldır tablolarla beraber böyle düz yazılar webimde
ve face’de boy gösteriyorsa.. reklamını
yapıyorsan net’de GERÇEK’i öğrenmeden önce gerçeği aramanın bildik yollarından
başka bir yol gerekli olduğuna dair inancımdır.. Gerçeği
öğrenmenin bildik yolları; ilim’in
DELALETİ, kelam’ın İŞARETİ, dil’in BEYANI ve düşünce’nin MAANIDIR. Delaleti
yakîn, işareti şehadet, beyanı tasrih ve maanı teşrih etmek dahi bu işleri yapana ilişkin bir ilerlemedir. Bu
ilerleme ise kişiseldir.. bu kişisel duyuru ve bireysel uyarılar; düz yazı.. mantık, matematik edebiyat, vaaz,
reklam, propaganda gibi düz yazının büyüsü ile satılsa, tutulsa ve
yaygınlaştırılsa bile HAKİKATI
ARAYANLARA ortak bir dil vermez.. çünkü sadece arayanlar öğrenirler.. hakikatı
arayanlar ise öğrenmeyi öğrenmek zorundadırlar. Koca Yunus’un dediği gibi
“ilim, ilim bilmektir.” Dücane çevirisiyle “bilmek, bilmeyi bilmektir.” Benim
yorumumla “Bilmek, düşünümeyi bilmektir.” Başka birisi de “Bilmek, sevmeyi
bilmektir.” Yorumu yapar.. fakat bir türlü yazmayı bilemediğimden bu hakikatı
çok az kimseye bile anlatamadığımı düşünüyorum. Bu yüzden yazılarımın çoğu
böyle YAKINMA ile bitiyor ve sanırım, çok az olan okuyucuma da gına geliyor.. bu yüzden sadece
dönüp diyorum ki bir dizideki SENARYO
kadar inandırıcı gelmese de.. dünyadaki olaylarında bir KOMPLO olduğuna
inanıyorsanız.. BİOGRAFİNİZİ bir gözden geçirin.. bu güne kadar neler ördünüz..
hangi oyunlara kurdunuz.. hangi öykülere katıldınız.. bu örgü.. bu oyun.. bu
öykü küçük olabilir büyük olabilir.. önemli değil.. çünkü ölümle bitecek.. o
sıfır noktasında her şey sıfırlanacak ve çevremizdekilerin çoğu dünya “boş”muş
diyecek.. inançlı olanlarda Allah taksiratını avf etsin diyecek.. üç gün yasını
tutacaklar ve dördüncü gün yine senaryolar.. komplolar ve yaşam öyküleri
sürecek.. TURGUT’lar ölmeyecek ve yine oyunu sürdürecek. Peki
biz bu arada “gerçek”i bulmak için ne yaptık.. aramak.. İşte
bu arayanları düşünerek onlara yardım etmek üzere düşünenleri arıyorum. Çünkü
onlara daha hızlı.. daha verimli.. ve daha yararlı bir DÜŞÜNME aracı, yolu,
yöntemi, dili hazırlıyorum ve düşünenleri yardıma çağırıyorum.. yoksa gerçeği
buldum ya da gördüm demiyorum çünkü
hangi gerçeğe ersek ya da görçeği örsek “Bu
gerçek ne kadar gerçek” ya da “Bu görçek nedir” diye soracağız.. çünkü hala
aracılardan, araçlardan, işaretlerden, şehadetlerden, delaletlerden, ilimden ve
kelamdan kurtulmuş olmayacağız.. ta ki ölümün düğümü çözülene kadar yaşam bize
perde ve örgü olmayı sürdürecek.. belki ölüm bile bu perdeyi tam açmayacak taa.. ilk SUR üflenene kadar. Öyle ise o
zaman kadar sure’lerde anlatılan SUR’un GİZEMLİ “gerçek”ini; nurun delaletini,
narın işaretini ve seyrin sırrını yani HAK ve HAKİKATI ve HUKUK’u çok yönlü ve
yanlı olarak gerip çekmeye yarayan analitik düzlemin görsel ve mantıksal
kullanımı olan yöntembilimsel metodiği merak ediniz, derim. Merakınız
kalmamışsa tecessüsünüzü kullanın. Çünkü
merak ilmin hocası ise sual onun talebesidir.. yöntembilimsel analiz ise
onların elinde yeni bir TEBEŞİR’dir.. teneşir bizi paklamadan kendimizi bir
nebze aklamak için hakikat avcısı ve mana savcısı olan fikir ve zikir
yardımcısına yardım edin... Allah
akıbetimizi ve ahiretinizi güzel ve iyi etin. Amin. Sağlıcakla
kalın. OSMANZİYA Sentaks / sözdizimsel
/ BEYANÎ eksikliklerim VE semantik /
anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim için düz yazıdan
özür dilerim
|
|
BEYAN dogru olmali ve MAAN hakikati bulmalidir
|
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |