Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: bilim ve felsefe ve din Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2728

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: bilim ve felsefe ve din
    Gönderim Zamanı: 17-Temmuz-2015 Saat 04:38
ÇEŞİTLEMELER

Karl Popper.. ünlü yanlışlama ilkesi.. eskiden doğrulama ilkesi geçerli idi.. "Bütün kuğular beyazdır" tümcesindeki tümevarım ( istikra) ilkesi 1960'larda Avustralya da siyah kuğular görülünce yıkıldı.. bu durumda olumluluğun kriteri doğrulanabilirlik değil yanlışlanabilirlik oldu.. 1928 de İmamı Nursi genel inkarın kanıtlamayacağını söylüyordu.. özel olumsuzlama ya da tikel değilleme KANITLANABİLİR ve fakat tümel yadsıma ve genel olumsuzlama kanıtlanamıyor. Tümel olum-lama yani örneklemden evrene çıkmak ya da istikra / tümevarım / endüksiyon ve hatta dedüksiyon ve genelleme.. anolojinin / benzetmenin alt bölümleri olduğunu düşünüyorum. Düşünme ve arayışımızda bilimde analoji ve edebiyatta metafordan başka bir dayanağımız yok. Bu nedenle hakikati hikaye etmek kolay olmadığını gibi hikayenin hakikatine erişmekte kolay değildir. Yaşam doğru bildiklerimiz yanlış anlamakla.. yanlış bildiklerimizin doğru olduğunu görmekle geçiyor.. Anlamanın mı yoksa görmenin bir esas ve temel olduğunu hala kestiremedik.

Bilim ve hukuk kişisel değildir.. ancak muhafazakar kişiler bilimde paradigmalar dışına çıkamayabilirler.. mutaassıp olanlar dinde doğmalar içine kısılıp kalabilirler.. zaten ekonomide emek sermaye ile.. politikada muhalefet iktidar ile mücadele ettiği gibi bilimde de patentler hep standartlarla hep çekişmiştir.. Comte Pozitivizminin geleneğini sürdüren çağdaş uygarlığın artık yetersiz hale geldiği kendi dışındakiler tarafından biliniyor ve yaşanıyor.. bunların ürettiği yeni dinler (sosyalizm, kapitalizm, nasyonalizm) ve çağdaş çözümlerde çoktan demode oldu ve en birinci sorundur şimdi.. eğer bilime ciddi içerik ve kuramsal katkı sağlanacak ise "BİLGİ hem doğru hem gerçek olmalıdır." SORUNSALINA sorulu ve yanıtlı.. savlı ve kanıtlı.. düşünmeler ve düşünceler.. tartışmalar ve eleştiriler bekliyoruz. Dinnur Yaşar ise zihninin boş olduğunu biliyor.. ancak zihinsel ömrün fikir ve tefekkür ile doldurulabileceğinin de farkındadır.
uma hür olanlarındır, bayram hürriyete kavuşanındır... el-cami manası hürlere ikramdır.." Demek ölüncE hür olacağız.. yeniden dirilince hürriyete kavuşacağız.. kesretten vahdete dönüp karanlıktan ve kuşkudan azade olacağız.. öyle ise yanlış ve yalan ile kötülük ve çirkinlik karanlığından.. hased ve hırs ile heva ve heves ateşinden.. kurtulmayı temin eden sağlam bilgi ve sağlıklı buyruk için geleceğe merhaba diyelim..
A’ rom, B’ye ram olmak kolay bir iş değildir, arkadaş . Herkesin ABility’si bunu kaldırmaz. Sadece Kur’an Programlama dilini öğrenelim ve İslam işletim sistemini çalıştıralım.. yeter

Bu gün arefe yarın bayram.. sevinçli ve coşkulu bir gevşeme günü.. kederli ve hüzünlü bir gerilme ayınının ardından mı geliyor ki bu zorlu günlerin sonuncusunun ardında bayram oluyor ? Gerçekten öyle.. oruç tutanların maddi ve tutmayanların manevi sıkıntısının ardında toplu olarak verilen tatil günlerinde çeşitli şehir ve ülkelere dağılmış olan ailelerin (ana baba ve çoçuklarının) bir araya gelmesi hoş ve güzel bir birliktelik.. zorlukların kolaylığa.. sorunların çözüme.. yanıtların soruya.. hayalin fıkha ve ilme.. vehmin fehme ve iradeye.. hasılı hastalıkların şifaya.. aramanın bulmaya ve ayrılıkların kavuşmaya giriştiği ve başladığı bir gün BAYRAM.. ancak bizim güle oynaya kutlayacağımız iyd ve saadet.. hakiki hürriyet ve hak ayniyet.. gerçek mutluluk ve kutluluk.. aradığımız Yaratan Tanrı Allah'a kavuştuğumuz gün olmalıdır. Bu niyet ve vesile ile tüm arkadaş ve dostlarımızın ve sevenlerimizin iyi bayramlar dilerim. 16 Temmuz 2015.


Var oluş "var ise " yok ölüş dahi "var"dır.. fakat buradaki iki "Var"ın birbirinden farklı olduğu tümcelerin özneleri olan "var oluş" ile "yok ölüş"den belli oluyor.. dini dilde buna fena ve beka adı veriliyor.. ancak günlük dile, fena ve bekayı adlandırmak kolay ise de tanımlama ve anlamada düz yazı yeterli olmuyor. Felsefe dilde de bu çok yönlü ve yanlı konularda da buna benzer yetersizlikler vardır. Septik yaklaşımlı agnostik kuşku ile doğmatik yaklaşımlı skolastik kesinliği bir arada göremezesiniz.. ikisinin külli ve cüz’i alanlarda birbirini tamamlayan nasıl bir bütün olduğunu gösteremezsiniz. Bu gibi diyalektik konuları görmede ve göstermedi günlük dilin düz yazısı yeterli değildir. Demek bu çok yönlü ve yanlı hikmet.. felsefe ve din alanlarında yine bir dil ve yöntem gerekmektedir.

Dil.. hal lisanı ve kal lisanı.. havl ve kavl.. ile türlü bildirişim konularında ve çeşitli iletişim alanlarında rol oynar. Günlük konuşma dillerinden makinaların programlama dillerine kadar.. geniş bir yelpazesi vardır.. Ancak bu gün düşünenleri değil de arayanları düşünüyorum.. daha kolay ve rahat bulsunlar diye ve bu yüzden düşünenleri arıyorum.. evet, bizim sorunumuz ne dünyadır ne de din.. bunları bilmiyor değiliz biliyoruz… lakin hal ve kal dilimizde sorun var.. kimsenin haline.. nazarına.. niyetini karışamayız bu kendi sorunudur ancak kaline ve akline karışabilir.. konuşabilir.. tartışabilir.. eleştirebiliriz.. ancak günlük dil ve bilimsel dilin üstünde çok yönle ve yanlı konulara ilişkin ARAYIP BULABİLECEĞİMİZ yeni bir dil ile.


Görüntü.. gösterge.. görüngü.. gösteri.. gözümüz ve gönlümüzle gördüklerimiz ve ördüklerimiz öylesine çok ve çeşitli ki "dil" iye bildiğimiz sesli (gürültülü) ve süslü (görüntülü) işaretler sistemi.. bu ifadelerimiz ibare etmede zorlanıyor.. burada olduğu gibi terimlerimizi / kavramlarımızı artırmakta fazla bir işe yaramıyor.. önemli olan bu "ağ"ın "aç"ılmasında ağaç'lanmasına yeni bir boyut kazandırmak.. sonuçta hakikati hikaye ederken işaretin (dilin) dolayımından ve delaleti (düşüncenin) aracılığından yararlanırız.. bu yararlanmanın daha yararlı ve verimli bir yolunu bulabiliriz ki bu da yeni bir dil.. yeni bir anlam sürücü ve yeni bir anlatım aygıtı olacaktır.


İnsanın bütün bilgisi "ben"zetme üzerinedir.. ancak biçim-öz, varlık-olay, yapı-işlev, doğa-döne, uzam-süre, anlam-amaç öylesine birbiri içine girer ki sonun bilgimizin TEŞBİH ve TEMSİL temeli.. tüm temelleri emelsiz kılar. Böylece Yaratan yaratılana karışır.. kral köleyle yer değişir.. kapı kolları kapı kulu olurlar.. bunun nedeni felsefenin edebiyatı yöntem ve dinin vaazı yol yapması dolayısı iledir.. bu yüzden hakikati hikaye etmek kolay olmadığı gibi hikayenin hakikatine erişmek zordur. Bu yüzden biz kaf dağı dolayımı   ile kef mağrası aralığı arasında gidip geliriz.

Görüntü ve manzara .. gerçektir.. göstergeler iyi okunmaz görüntü olarak kalır.. Gösterge ve işaret . iyidir.. ancak sözün içeriği bilgi ve buyruk sağlam olmazsa çıkardan başka yararı bulunamaz. Görüngü ve delalet doğrudur.. ancak tutarsızlık ve çelişkiler yakalanmazsa bir ömür boyu haktan batıl diye kaçılır.. batıla hak diye yapışılır. Gösteri ve irae ve cilve güzeldir.. ancak samimiyet ve ihlas ve ciddiyet olmazsa riya ile muallel.. heves ile sakat ve hırs ile zarar olur.
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk