Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Din | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3840 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: 14-Şubat-2025 Saat 21:01 |
Harun SOYDAN aydınlanma yolcuların da paylaştı:
çinizden,Kur'anı anlayarak ve sorgulayarak okuduğunu iddaa eden bir kişi rica ediyorum.Yönetici olarak Büşra Özer hanım da olabilir.Bu güne kadar cevabını alamadığım,basit,kısa ve açık bir soru soracağım.....Şimdilik kısaca bahsedeyim. Hanginiz Zariyat 49'daki yanlış ifadenin farkındasınız? dedim ki Kitabda degil yanliş o kadar ÇOK çelişik ifadeler bulunur ki bu bana KITABIN kelami beşer olmadiğinin kanitidir. Ancak insanin sozlerindeki AYNIYET ilkesine ters.. aykıri.. tutarsiz.. karşit ve çelişkili anlatim elestiri yapma olanagi verir. Felsefeye beni çeken insan ve evren arasindaki derin çelişkidir. Sadece insanin kafasinda bulunan KABLÎ ayniyet ilkesinin.. ÖNSEL özdeslik mebdenin.. A Pri ori identity prensinin nasil olurda mantik ve matematik olarak olaylarda uygulananildigi.. olgularda ve evren ve evrimde gecerli olabildigidir. Kafadaki bu kostant sabitesi ile evrendeki değisim mutantesi nasıl bir araya geliyor.. kulturu yapilandirarak uygarligi ve insanligi ortaya çikariyor. Fizik evren ve biolojik hayat arasinda bulunan başka bir çeliki.. Termo Dinamik yasalarla Bio Sibernetik yasalardir. Keza plural parite (zevciyet) ile total unite baska bir karşitliktir. Malum makro kozmoza iliskin rölativitenin determine BIRLIGI ile mikro kozmosa iliskin kuantumun istatistik TEKLIGI herkesin bildigi karsitliktir. Sonuçta anti ya da kontra ikilik.. parite ve dualite çiflik.. bizim dunyayi belirleyen ve dini tanimlayan DILIMIZIN bir eseri.. dili kotu ve kotuye kullanmama sinavimizin.. dili iyi ve iyiye kullanma yarişimizin.. bir parcasi olarak verilmiştir.. diye düşunuyorum. Doğrusunu Allah bilir. Saygilarimla osmanziya 14 şubat 2025 Ahmet Alimoğlu dedi Yorumunuz, felsefi ve bilimsel bir sorgulama içeriyor ancak İslami bakış açısından bazı temel meselelerde eksik veya yönlendirilmesi gereken noktalar var. Öncelikle, çelişki meselesine değinmek önemli; çünkü Kur’an, içinde çelişki bulunmadığını açıkça vurgular. Ancak burada çelişkilerin, kitabın beşer kelamı olmamasının delili olarak görülmesi ifadesi tam olarak net değil. Çelişkilerin varlığı beşerîliğe işaret ederken, Kur’an için tam tersinin geçerli olduğu söyleniyor gibi duruyor. Bu, açıklığa kavuşturulması gereken bir nokta. Ayniyet ilkesi ve mantık-matematik konusuna gelirsek, İslam düşüncesinde mantık önemli bir araçtır, ancak her şeyi bununla ölçmek mümkün değildir. Kur’an’ın Allah’ın sözü olması, onun mantık kurallarıyla sınırlandırılamayacağını gösterir. İslam, aklı teşvik eder ama onu nihai otorite olarak görmez. Zira akıl sınırlıdır ve her gerçeği kavrayamaz. Allah’ın ilmi sonsuzdur ve insan aklının kavrayış sınırlarını aşan yönleri vardır. Fizik, biyoloji ve termodinamik yasalar konusundaki düşünceler, evrendeki düzenin nasıl işlediğine dair bir sorgulamaya dayanıyor. Ancak İslam’a göre tüm doğa yasaları Allah tarafından konulmuştur ve bunların birbirine aykırı olması mümkün değildir. İnsan bilgisinin sınırlılığı nedeniyle bazı süreçleri çelişkili görmesi normaldir, ancak bu, gerçek bir çelişki olduğu anlamına gelmez. Kur’an’da “Allah’ın yaratışında hiçbir çelişki göremezsin.” (Mülk, 67:3) ayeti, evrendeki düzenin kusursuz olduğuna işaret eder. Dil, dualite ve dini kavrayış konusuna gelince, dilin dünyayı belirlediği ve dinin tanımına katkıda bulunduğu fikri, İslami bakış açısından eksik bir yaklaşımdır. Dil, İslam’a göre Allah’ın insanlara bahşettiği bir nimettir. Ancak dini belirleyen şey insan dili değil, vahyin kendisidir. İnsan dili, dini anlamada bir araçtır, ancak onu şekillendiren unsur değildir. Vahyin insan tarafından nasıl yorumlandığı farklılık gösterebilir, ancak bu, dinin özünün dille belirlendiği anlamına gelmez. Özetle, yorumunuz felsefi bir sorgulamaya dayansa da, İslam’ın temel ilkeleri çerçevesinde değerlendirildiğinde bazı eksiklikler ve yönlendirilmesi gereken noktalar içeriyor. Özellikle çelişki kavramı, mantık ile ilahi hakikat arasındaki ilişki ve doğa yasalarının bütünlüğü konularında İslam’ın ortaya koyduğu perspektifi göz önünde bulundurmak önemli… Ahmet Alimoğlu Harun SOYDAN dedi Ben Osman kardeşime katılmıyorum.Ortada 'dili kötü kullanmadan dan' bahsetmek,sorunu hiç anlamamaktır.Eğer Osman, Arapça bilseydi.Dil'in gayet iyi ve ap açık kullanıldığını görürdü.(Koskoca Peygamber yada Sahabeler Arapça'yı kötü mü kullanmış yani?Sanırım Osman kardeş,Kur'an tefsirlerindeki çelişki ve hataların üstünü örtmek için,bütün suçu tercüme yapanların üstüne atmış.Bence bu Kur'ana yapılan büyük bir haksızlık ve ahlaksızlıktır....Keşke Osman Ziye karşımda olsa da sorsam. 'Zariyat 49'un neresini yanlış tercüme etmişler? Mustafacım,istersen sen de cevaplayabilirsin. dedim Sen fikrime erişemiyorsun.. yararlanıyorsun.. yararlanıyorsun.. lakin teşekkürünü de yapamıyorsun.. bu da otomatikman DÜŞMANLIĞA yol açıyor ve işi hakarete vardırıyorsun. Zaten böyle yetersiz ve gereksiz bir soruya da sen sorabilirdin. Bilgiler maldan ve mülkten değerli nesnelerdir. Özgün bir bilgi alındığında veya yeni bir düşünceyle karşı karşıya kalındığında buna rağmen kaynağı ve adı anılmadığında zihin iltihabına ve kişilik fesadına yol açar. Bunu da anlar diye sana söylemiyorum belki anlayan olurda vaz geçerler diye belirtiyorum. SONUÇTA ifade bile iki yüzlü saygı göstererek hakaret yapıyorsun. osmanziya Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 12:38 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3840 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Şimdi gelelim asıl soruna.. bunu da sen bilesin diye değil başkaları bu polemiği merakla okuyacaklardır diye anlatıyorum. Dinin dili dile kullanmasıyla Arapça ya da başka bir dili iyi bilmekle değil dilin kendisini bilmeyle alakalı bir olgudan söz ediyorum. Yoksa dil konusunda LAFZIN mecazi ve hakiki kullanımından.. MA'NAnın harfi ismi kullanımından.. ZİKRin cehri ve hafi kullanımından.. FİKRin afaki ve enfüsü kullanımından söz ederdim ve bu 12 kavramla çok yönlü ve yanlı hale gelen beyan ve maanın artık günlük dilin düz yazısıyla sağlam ve sağlıklı.. hızlı ve kolay anlaşılmayacağından ve bunun içinde YBA çalışmasının gerekliliğinden söz edecektim. Lakin muradım bu değil dilin KULLANILMASI anlamından. Dil, dinde şöyle kullanılır: "Zat ve sıfat ve esma ve asar" beşlisi LİSAN'dan çıkarılmıştır.. İNSAN'dandeğil. Dediklerim çok özgün bilgiler başka hiç bir kimseden alınmamıştır. Bir şeyin NASIL olduğun söylemek ayrı.. bu yüzden KAÇ ve HANGİ sorularının almak almak ayrıdır. NİYE soruna yanıt verme pek çok defa "ayrı" kullanım olur.. yani muhtevadan mahiyete geçerek.. içerikten çıkar biçime yöneliriz. Bir şeyin nedenin ve niçinini ANLAMAK yani anlamını ve amacını YANITLAMAK "nasıl" sözel ve sayısalını açıklamaktan ayrı bir katmandır. Dilthey'in evren ilimlerinin açıklaması ve insan ilimlerinin anlaşılması ayırımına benzer. Husserl'in neotik ve neomatik ayırımını benzer.. günümüzde sözü edilen hermenuetik açıklamasını anlatır.. lakin bunların hepsinden ayrıdır.. ve biz en başat bilme aygıtlarımız olan temsilin analojisinden ve teşbihin metoforundan kurtulamayız. Sonuçta "lisan" nasıl'ı SÖZ KONUSU eder lakin ötesinde mevcudatın ve hadisatan nereden gelip nereye gittiğini açıklayamaz ve bu nedenle de BİLİM konusu olamaz. Fakat avamın anladığı "zata ve sıfat ve esma ve âsar" dir dil ve insan MODAL yapılıp kainatın ve insan üstünde TANRI anlaşılır. Bu da bizi İKNA ve İSBAT olgusunun birbirinden farklı olduğunu gösterir. Biliyorum her bir cümlem arasını on tane cümle koymalıyım ki ANLAŞILIR olsun.. bunu kasden yapmıyorum.. çünkü YBA GDDY günlük dilin düz yazısının HAZIR açık ve seçik SEHİL yani ANLAŞILIR anlatımından AYRI bir anlatımdır. GDDY düşünmeyi unutturken Yöntem Bilimsel Analiz çizgileri düşünmeye alıştırır. Benim işim bilgi vermek değil YBA reklam ve propagandasını yapmaktır.
|
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3840 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Diller ve dinler ile oluşan KÜLTÜR.. teknoloji ve ideoloii ile ortaya çıkan UYGARLIK.. bu ikisi arasında milletler ve devletler arasında İLİŞKİLER.. bu ilişkilerden çıkan TEKNOLOJİ ve İDEOLOJİ bize çok yönle ve yanlı bakmayı.. konuşmayı, düşünmeyi ve yazmayı gerektiriyor.. diye düşünüyorum. Saygılarımla. osmanziya https://en.wikipedia.org/wiki/Why_the_Future_Doesn%27t_Need_Us GELECEĞİN NEDEN BİZİ İHTİYACI OLMADIĞINI ANLATIYOR... Bill JOY
Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 15:01 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3840 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Fahriye DALGIÇ Hocam yazdı:
Hakikatte bilmek, bildirilmek , birlenmek için sorgulama esastır.baslangictir.. kime kendine .. Vicdanın mahkemesini duygularda ortaya çıkışını izlemek ve duygulara temel olan olguyu bulmak bilinç altından kimden geliyor bu duygular bunları bulmak bizleri bilince götürecek faktör olacaktır Aynı duygular kaynaklı düşüncelerde nefsimiz ve egosal sınavlardan aldığımız tecrübe lerde bunlara dahildir. . Madde Varlıkta ele alacak olursak kadın erkek olması farketmez varlığın kendini bilmesi esastır.. HAK'ta eştir eşittir kimliksiz cinsiyetsiz, uryandir.. Madde varlık insan olamamış bilememiş kendini farkedemis olan.. Sağ tarafını kullanan duygularında sağ tarafı baskın olan veya seçimlerle mizacı dogrultusunda varlık. Bilincini farketmemis fakat niyetinde ve haraketinde kendi cennetini oluşturan ...Sol tarafının baskısında yine bilincsizliginde ve seçimlerinde nefsine egosuna yenik düşen cehennemi oluşturan ve yaşatan dır......... Sağ tarafı baskın olanlar saf niyette olanlar yakınlaştıran lar olacaktır.. Bilincini bilen arınan dengede esnek olan. Her şeyi idrak edip Bilincini Vicdanda özde birleyen oluş ta o yolda olanlara rehberlik edecek .. egerki O önde gidenlere tanıklık edebilseydiniz onları gorebilseydiniz siretlerindeki İSİK, sizlere yansidiginda kendinizi kaybederdiniz. Olma yolunda olanlarada süzülerek gelir tüm tesirler , bilgiler egerki yavaş yavaş gelmezse varlık aklını yitirir.. Ona katlananlarda çabayla sabırla aşkla sevgiyle o sirattan geçenler . Sabır içinde akışta ve teslimiyette bekletilmektedirler Ölüm onlar için Son değildir..onlar diridirler.. Fahriye DALGIÇ dedim ki: Tebrik ederim.. güzel bir anlatım. Bununla beraber sağ ve sol çekişmesi dini söylemleri yansıtıyor. Ailenin temelinde bulunan "dişil ve eril ile birey ve toplum" köşeleri, Kişisel Gelişim ve Toplumsal İlerleme süreçlerinde.. sol görü ve sağ duyu DÜALİTESİ sağlam ve sağlıklı bir surette ortaya konulmadığından YANLI SOSYAL GERÇEKLİKLERİ yol açıyor. Elbette bu sağ ve sol, eril ve dişil, birey ve toplum düalitelerini (ikilikleri) inkar edecek değiliz. Ancak bu güne kadar yin-eleme ve yen-ileme ile ortaya konulan DEĞİŞİM'i farklı açılardan KESİNLİKLE betimleme yerine ikisin bir arada ele alabilecek ESNEK yeni bir DİL'e gereksinimimiz bulunuyor. Bu temelden çıkan kavi ve zayıf yanlarının uyumunun ve dengesinin YARATILANLARIN sınavı ve yarışı içinde onların GELİŞMESİNE ve İLERLEMESİNE yol açtığında da elbette yararlı ve verimlidir. Ancak çağımızda bu süreçte farklı bir "dil" gerektiği tezimi de bu vesile ile iletmiş oldum. Saygılarımla osmanziya Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 17:24 |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |