Değerli bir Hocamız dedi ki:

KUR'AN'DA HER ŞEY VAR. O HALDE NİÇİN GÖREMİYORUZ?
"Büyük-küçük, yaş ve kuru" içerisinde her şey bulunan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bazı önemli şeyleri niçin herkes açıkça göremiyor? Bu durumda bu asrımıza, zamanımıza bakan çok kıymetli haberlerin bu kitabın içerisinde olması gerekmez miydi? Madem bu kitap "mübin" dir niçin herkes açıkça göremiyor?

Evet her şey herkese görünmüyor. Meselâ, avucunun içinde yüzük saklayan bir kişi, elinde ne olduğunu sorsa muhatabı, bir şey göremediğini söyleyecektir. Fakat aynı el, röntgen cihazına girdiğinde teknisyen Röntgen vesilesiyle ve cihaz aracılığıyla onu mahiyetiyle birlikte doğru ve tam teşhis edecektir.

Meselâ, kendisine bir bardak su verilen kişiye; “Bardağın içinde ne var?” diye sorulduğunda cevap; “Bir bardak su var” şeklinde olacaktır. İlk bakışta doğru görünen bu cevap tam doğru değildir. Çünkü bardaktaki suda bulunan yüz binlerce mikroskobik canlıyı göremediği için onları yok saymıştır.

Yine gündüz vakti gökyüzüne bakan bir kişi, semada sadece; Güneşi, gökyüzünün maviliğini ve bulutları görecektir. Fakat bu kişi gökteki milyarlarca yıldızı göremediği için inkâr edecek, onları yokluğa mahkûm edecektir.
Evet, bardağa bakan kişinin gözü ile bardağın arasına mikroskop, semaya bakan kişinin gözüyle sema arasına teleskop girmiş ve ona rehberlik etmiş olsaydı yüzbinlerce canlıyı ve milyarlarca yıldızı inkâr etmek mecburiyetinde kalmayacaktı. Demek ki var olan bir kısım şeyler akıl ve göz tarafından vasıtasız görülememektedir.

İşte sûret-i haktan görünen bir kısım bozuk niyetli insanlar; “Kur’an ile halkın arasına girmeyin, Kur’an zaten mübindir, onu okuyan herkes ondaki mesajı anlar” diyorlar. Kur’an’ı anlamada müçtehit, âlim, fakîh, mürşid-i kâmil, mutasavvıf gibi insanlara rehberlik edecek ne kadar rehber ve mürşid ve vesile varsa hepsini aradan çıkarmakla halk tabakasını sadece gözüyle gördüğüne ve aklıyla anladığı zâhirî mânaya itibar etmeye, sahifede gördüğü ibâreye inanmaya mecbur ve mahkûm ediyorlar.

Bizler feraset sahibi büyük allâme müfessirler ve müçtehitlerin açıklama ve şefaatleriyle Kur’an’ın esbabı nüzul gibi hangi soruna veya soruya cevap olduğunu derin manalarını öğrenebiliriz. Çünkü biz Kuran’a baktığımızda ancak onun zahirî görünen büyük ibârelerini görebiliriz. İnce ve hassas mes’eleleri göremediğimiz için bir tefsire, vasıtaya, yani şefaatçiye muhtacız.

Evet, “İnnâ a‘teynâ” nasıl ki, Cenâb-ı Hakk’ın kelâmî âyetidir, aynı şekilde “su” (H2O) da aynı İlâhın kevnî bir âyetidir. Birisini kelimelerle, diğerini zerrelerle ve atomlarla yazmıştır. Misalini verdiğimiz suyun içerisinde gözümüzle göremediğimiz birçok mikroorganizmayı bizler ancak mikroskop ve laboratuvar sayesinde görebiliyoruz.

Bundan bir asır öncesine kadar göz olmadan hiçbir şeyin görülemeyeceğini iddia edenler; kamera, teleskop ve mikroskop gibi teknolojik aletlerin karşısında bu iddialarından vazgeçmek zorunda kalmışlardır. Çünkü camdan imal edilen mercekler vasıtasıyla değil insan gözünün, hayalinin bile gidemeyeceği şeyler görülmeye başlanmıştır.

Bu sebeple, bilgi ve mânevî gıdalarla besleyen, rûhun âli mertebesine terakki eden kâmil insanlar, sair insanların göremediklerini, hattâ hayal bile edemediklerini görmüşler, gördüklerini söylemişler ve eserlerine not etmişlerdir.
Kur’an’ın zahiri ibaresinden başka anlamı yoktur diyen çağı okuyamayan dar görüşlüler, diğer ilmi tarihi batıni işari manevi bütün manaları inkâr etmişlerdir.
Selam ve dua ile.

dedim ki:

Maşaallah.. şuhud ve gaybı çok çarpıcı örneklerle kavratmışsınız Değerli Hocam.. Kur'an da her şeyin.. yaş ve kuru.. bulunduğunu anlatmışsınız

Günümüzde "Kur'an bize yeter" sloganına karşın Risale-i Nur Külliyatında "Bizi rabbimizi tanıtan üç külli muarrif" bulunuyor derken Kitab yanında Sünnet'i "edille-i şeriyye" kapsamında bir araya getiriliyor. KAİNAT KİTABI ile de bilim ve aklı bu kapsama alyor. Mesnevi Nuriye'nin sonunda İNSAN HİTABI kalbi selim olarak korunuyor. Yani sırrı insani olan Latifei Rabbani deliller DÖRTLENİYOR. İşte biz bu 3+1'i; "Nakli sahih ve aklı salih ve lisanı salim ve kalbi" selim olarak dörtlüyoruz. Böylece hem Kur'an bize yeter diyenlerin.. hem Hadis olmadan Kur'an olmaz.. diyenlerin seslerini NAKL-I SAHİH ile sağ üst köşede topluyoruz. Kıyası fukaha yapan usul ve mantığı ise AKLI SALİH olarak sağ alt köşede topluyoruz. Kainat kitabının evrilen ve tedricen gelişen bilgisin de son üç yüz senede kuram ve kurumları ile yerleşen BİLİM özellikle bilimsel bilgi ile yapılabileceğini KAVM ile teminat altına alıyoruz. LİSAN-I SALİM ile sol üstü köşeye yerleştiriyoruz.   Ahseni Takvim geçmişinden gelen kavimlerin gelen rasulllerini de KALB-İ SELİM ile sol alt köşeye yerleştiriyoruz. Sonuç ta KUR'AN bize yeter sl*gonın arka planını da şu şekilde göseriyoruz: sol üst köşeden gelen görsel verileri ve bilimsel bilgileri nasıl mantıksal ve matematiksel bir TEMEL ile sağ alt köşede düzene bağlıyorsak.. sol alt köşeden gelen kalbi selimden gelen bilgilerini sağ üst köşede MUHAKEMAT-I KUR'ANİYE ile zabt ü rabt altına alıyoruz. Bu durumda klasik kitab ve sünnet ile kıyası fukaha ve icmai ümmet dörtlüsü çağa ve günümüze uygun olarak NAKLİ sahih ve salih Akıl ile Kalbi selim ve salim LİSAN ile yeni bir dörtlüye çeviriyoruz. Belirtilen bu dörtlüyü analitik düzlem olan sayfalara YAZARAK daha açık ve seçik ile görebilirsiniz. Bütün bunlarda zaten dinin "itikad ve ibadet ile ahkam ve ahlak" dörtlüsüne tekabül eder. Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız. Osmanziya 12.04.2025 üçkuyular izmir 23:18


Paylaşımınız için teşekkür ederim Aziz Hocam.. çok veciz açıklamışınız Hocam.. Bizde yaş-kuru her şeyin Kitabta yazılı olduğundan şöyle yararlanıyoruz; Madem Kur'an Fatihada.. Fatiha Besmelede.. Besmele de B harfinde B harfi de noktasından toplanmışsa.. Biz de namazda bütün soru ve sorunları Fatiha Şerife de talep ederiz.. Zammı Surede için bu soru ve sorunların cevabları ve yanıtları verilerek konular aydınlatılıyor ve sorunlar çözülür. Elbette bunun için de kendi repertuvar ve ezberimiz kadar sureleri ve ayetleri SIRASIYLA okursak. Hizbi Mahsusumu yani benim Kur'andaki beş tane büyük haşir ve vedduhadan sonrası ve diğer ezberimdeki sureleri ortala bir hafta için sırayla hatmediyorum.. soruma yanıtsız ve derdime çaresiz kalmıyorum. Çok şükür Rabbimez Hizbi Mahsumu kendim yazmış gibi içselleştirerek okuyabiliyorum. Böyle Tanrı tanırlığımızı Tanrı tanıklığa çevirebiliyoruz. Yine RNK dan Fatiha-i Şerife anahtarındaki ubuduyet ve rububiyet ile risalet ve velayeti ilişkin Esrarı-i Şeriat vesilesiyle. Hayırlı Geceler. osmanziya 12.04.2025 üçkuyular izmir 23:37






Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 23:38