İman insanı insan eder belki sultan eder.. diyor imamı Nursi bir yüzyıl geçti biz hale esirlikten kurtulamamış isek bu insanlığımız bir sorun olduğunu göstermez mi ?

İNSANI oluşturan Laifeler yani nefis, akıl, kalb ve ruh ve sırr konusu ne felsefi edebiyatın MASABAŞI spekülasyonu ne de dini CEMAATLERİN vaazın aktivitesi ile çözülebilen bir mevzu değildir. Ayetin işaret ettiği gibi RUH Rabbin bir emridir ve bu konuda bize pek az bilgi verilmiştir. Hür - Ruh projesi "Halife-i Arz" sorunu çözümüyle birlikte ortaya çıkacak bir konudur.

BEŞERİYETİN yapısından çıkan medeniyetin inşa ettiği en yüksek bina ve kule ve tower İNSANİYETTİR.. islamiyet ise insaniyyet-i kübradır. Maalesef insanların giderek hayvanlaştığı ve makinelerin ise giderek insanlaştığı bir gelecek görünüyor. İnsan suretinde görünenlere maymunlar cehenneminden yapay zeka cennetine gittiği illiüzyonu oluşturuluyor. Günlük dilin mantığı ve bilimsel dilin matematiği üstündeki bu çok yönlü ve yanlı konular günlük dilin düz yazısıyla yapılan FELSEFİ EDEBİYAT ve DİNİ VAAZ ile çözümlenemez. Bu konuları objektif ve bilimsel olarak tartışabilmek için hızlı bir anlam sürücü (maan-semantik-anlambilimi) ve kolay bir anlatım aygıytı (beyan-sentaks-sözdizimi) gerekiyor. YBA bu işe aday bir çalışmadır.

Dil sadece gramerden ibaret değildir aynı zamanda sözlüktür. Her bir izmin, her bir gurubun, her bir cemaatin sözlüğünü ve litaratürüne göre bir ayrı dünya oluşmuş olup insanlar birbirleriyle anlaşamıyorlar. Musevilikte 400, İsevilikte 200 ve Muhammedilikte 100 tane mezheb, o mezhebin meslekleri ve o mesleklerin meşrebleri oluşuyor. Bu yüzden tüm dünyada insanlar sadece ekonomik ve politik olarak ilişki kurabiliyor ve kültürel ve ilmi ilişkiler kuramıyorlar.

Dili kötü ve kötüye kullananlar ortak insanı değerler olan dil ve din ile emek ve özgürlük ilkelerini partilerine paravana ve paratoner ederek ideolojilerine alet ederek oy topluyorlar. O kadar uğraşıp çıkardığımız çağdaş mehdi ve imamların tepesinde olan illegal Feto ve legal Reto çekişmesinin bizi getirdiği bu karanlık günleri sanki kırk yıl önce görmüş gibi elli yıllık orta vadeli ekonomik ve politik hedeflerden sıyrılıp YBA gibi kültürel ve bilimsel bir çalışmaya girişmemin ne kadar bir rahmet eseri olduğunu şimdi anlıyorum. Elbette ilim ve ibadetle ticaret ve siyaset beslenir.. ticaret ve siyasetle de ilim ve ibadet desteklenir. Bu doğal ve normal bir yoldur. Ancak DİL’in kötü ve kötüye kullanılması bu saydığım taraflar arasında sağlam ve sağlıklı bir kurulamıyor. Sanırım insanlardan dinden önce bu dil sınavının hesabından geçecekler ve bundan sonra mahkeme-i Kübra kurulacak.

YBA ile kurduğum yol kimseye hazır açık ve seçik anlaşılır bilgi vererek onları düşünmekten uzaklaştırmak değildir. Tam tersine düşünmeye yönlendirmektir. Düşünürken, bilgilenirken, yargılarken, yarar verirken başkalarına bağımlı insan olmaktan kurtarmaktır. Bunu da zaten risale-i nur yapıyor. Zahirinde İMAN mes’elelerini anlatırken batınında USUL konularında bilgilendiriyor.

ÖRNEĞİN Ayetülkübra Risalesi’ninin başındaki iki vartadan çare-i necat.. müsbet bir konuda, örneğin ramazan hilali mes’elesinde, iki şahid-i sadıkın binler nefyedenlere müreccahı, bir konuda mütehassıs olanın olmayanlara üstünlüğü.. örneğin maneviyetta uzman olanların maddiyat hakkında söz söylememesi.. ve maddiyatta uzman olanların maneviyatçıların konularına el atamayacağı.. zaten davasını “aklın ziyası fününü medeniyedir,kalbin ziyası ulumu diniyedir” diyen bir İmamın başka bir yaklaşım yf beklenemez di ki tüm bu ayrımı İMKAN dairesi ve VUCUB dairesi, ESAB dairesi ve İTİKAD dairesi.. mana-yı İSMİ ve manayı HARFİ gibi en ince ayrıntısına ve kılcalına kadar anlatmış. Kısaca USUL konusu ön yüzde işlenmemiş ve iman konularının cazibesi bu konuları gölgelemiş.

Zaten matematik gibi soyut bir konu olduğundan bu halkın önem ve değer vermesi de zordur. Fakat biz muhkemlik   ve kalite istiyorsak aklı salih, nakli sahih, lisanı salim ve kalbi dörtlüsünü temin etmek zorundayız.

işte bu tabloda bir örnek olmak üzere dört TEMEL sıfat-ı ilahi olan ilim ve irade ile kudret ve rahmet sıfatları evvel ve ahir (yatay) ile zahir ve batın (dikey)   çizgilerine göre yerleştirdim. Bunları ayrıntılı anlatsam bir kitab tutar.. Sonuçta onu sizin imgelemenize ve irdelemenize emanet etmek zorundayım.     http://www.yontembilim.com/forum/Forum.asp burada inceleyebileceğiniz pek çok tablo ve düz yazı bulunuyor.

Size sadece Evvel ve Ahir ile Zahir ve Batın konusuna ilişikin dört dosya ile HUBABSONU konusuna ilişkin on dört dosya ile TABLO gönderiyorum. Bu tabloları yalından karmaşığa versiyon sırasıyla imgeler ve tahuyyül ederseniz.. irdeler ve tevehhüm ederseniz tefekkür ve taakkul kapılarının da açılacağını garanti ederim.     

Gerçekten hepimizi işi zor.. Allah azze ve celle yar ve yardımcımız olsun. Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalasınız






Metinde adı geçen 12 dosyanın (tablonun) bulunduğu EK

20210323_172155_RAGIBHOCA.rar

Düzenleyen osmanziya - 23-Mart-2021 Saat 17:24