Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: isik.. aydinlik.. golge.. karanlik.. Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3386

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: isik.. aydinlik.. golge.. karanlik..
    Gönderim Zamanı: 05-Mayıs-2016 Saat 23:08

20160505_223712_demokrasi_ve_la.doc

Bu bir word / söz / kelime işlemci dosyası..
konusu laiklik ve demokrasi

Söz
Sözcük, kelime
Lafız
Lakırdı, laf
Vaad, söz
Haber, malumat
Parola
Emir, işaret, kumanda
Gen
Söylemek, ifade etmek


BUNLARDAN BAŞKA


Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil

Örnek: Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir. Atasözü

Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük.

Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi

Örnek: Yer yer birçok türküde rastladığımız beylik sözler de vardı içinde. B. R. Eyuboğlu

Kesinlik kazanmayan haber, söylenti.

Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme.

Müzik parçalarının yazılı metni, güfte.


Bu tanımlarda verilmiştir..

Demek ki ister beşer sözü olsun ister tanrı sözü.. her kelime ve kelam bir GÖSTERGE olarak tartışma ve eleştiriye açıktır.

Tanrı sözü değil ise
Her sözün içeriğinde bulunan bilgi hem doğru hem gerçek olmalıdır.. her sözün içeriğinde bulunan buyruk hem iyi hem güzel olmalıdır..

Peki sözün DEĞİŞKENİNİN içinde bulunan doğru ve gerçek ile iyi ve güzel DEĞERLERİNİN "ne" olduğunu nasıl bileceğiz..

yani iyinin ne kadar iyi. güzelin ne kadar güzel.. gerçeğin ne kadar gerçek.. doğrunun ne kadar doğru olduğu tartışması nasıl yapılacak ?

Yine günlük dilin ve düz yazının bize aktardığı "sözler" le mi ?

İşte bu konuda tartışa yapabilmenin
kimsel ve BİÇİMSEL KOŞULU..
eğer konu bilimsel ise (bilgi ve yasa) laiklik.. eğer konu hukuksal ise (buyruk ve yasak) ise demokrasidir..

işte yine bu konularda tartışma yapabilmenin
nesnel ve BİÇİMSEL Koşulu

Eğer günlük dil ise, düz mantıktık.
Eğer bilimsel bilgi ise, matematiktir.
Eğer felsefe dil ise yöntembilimsel analizdir.

Tanrı sözü olan DİNSEL içeriklerin tartışması ise
daha özel koşulları gerektirir.
Bu ayetler sözler ve tümceler ve bildirimler ve bilgiler ve buyrukları taşıyan SÖZLER beşer sözü olmadığı için yukarıdaki tartışmalar yapılamaz.

Bunun için her şeyden önce Tanrının Kelamı, Tanrı Sözünü kabul eden TEİST'ler arasında konuşmaya konu ve tartışmaya soru yapılabilir.

Ateistler'in bu dini tartışmalara tartışma katılmasının bir anlamı yoktur.

Ancak ateistlerin tanrı sözünü eleştirmelerinin çok anlamı vardır. Çünkü onların eleştirisi ile tanrı sözlerinin hayal ve hakikat.. hakikat ve hürafe.. hürafe ve hikaye.. hikaye ve temsil.. temsil ve teşbih.. müteşabih ve muhkem.. mecaz ve asıl.. mevhumu ve gerçek gibi çok karışık.. kapalı.. karmaşık.. karışık.. karmakarışık.. KARANLIKLAR aydınlığa kavuşurlar. Nefsin ve şeytanın.. ateistin ve din düşmanının görevi bu.. doğrudan değil dolaylı olarak dini aydınlatmak ve inananları yokluğa ve karanlığa yakın olan tembellik ve durgunluktan kurtarmaktır. Onun için ŞERİAT’ın gerçekten geçerli olduğu bir toplumda insanlar göğsünü gere gere ben ateistim diye dolaşabilmeli.

Bu nedenle   Tanrı Tanımazlar TANRI SÖZLERİNİ tartışabilir ve eleştirebilirler.. tartışmalı ve eleştirmeliler.. Bunların tartışma ve eleştirisinin Tanrı sözlerine ya da tanrı tanıyan teistlerin düşünce ve inançlarına ZARAR VERMESİ düşünülemez.. halkı kandırabilseler bile.. ancak sonuçta Tanrıyı tanıyan insanlar TEİST'lerin sözüne kulak vereceğinden ve Tanrı tanımazlık sağlam ve sağlıklı bir yol olmadığından ve söylediklerinin de bir "gerçeği" bulunmadığından kendilerinden başkasını bir zararları olmayacaktır.

Ancak çağımızda az sayıda da olsalar bu zihniyet sahipleri başımızda dünyanın efendileri olarak bulunduğundan BÜTÜN sahih ya da muharref ilahi ya da beşeri bütün DİNLER ekonomik ve politik güçleri olmayan bir KÜLT halindedirler. Ateistler de dahil olmak üzere hepimizin sorulu olduğu ortak bir DİN vardır.. ancak her birimizin de yükümlü olduğu ayrır bir YOL vardır. Bu yolu ve dini karıştırmış dinlerden biri HAKİM olsa idi.. mutlaka diğerlerini İMHA edeceklerinden belki ateistlerin dünya sistemini çalıştırmak için dinlere sınırlı hürriyet vermelerinin bir rahmet tarafı vardır.. hatta ateistler efendiler çıkarları gereği , bunlara inandıklarından değil, bilimde iktisadı ve hukukta adaleti esas tuttuklarından dünya siyaseti ve ticaretini yürütüyorlar. Teslimiyeti bulunan ve islamiyeti kalmamış dinler.. kutsallık ve gerçek ve tanrı adına hareket ettiklerinden daha vahşi ve acımasız hareket ediyorlar.. bunu çağımızdaki LEGAL VE YASAL OLMAYAN gözü dönmüş TERÖRİST uygulamalardan anlıyoruz.
Ateist efendilerin asıl zararı halkı zararı inanç olarak değil.. ekonomik ve politik güçleri ile hakka ve hakikata giden yolları kesmeleridir. Reklam ve propaganda ve büyü ve sair karanlık yollarla egemenliklerini korumaya çalışacakları doğal ve normal olduğundan bu taguti güce karşı güç (har) ile değil gür (hür) ile karşılık verilebilir. Bu gür ve hür de nar ve nur ile sır ve seyrin ortasında bulunan.. ördüğümüz ve gördüğümüz ger-çekler ve gör-çeklerdir..
Ateistleri yöneten Şeytanlık; karanlıktan korkmaktır aydınlıktan değil.
Şeytan karanlıktan korkmaz.. aydınlıktan korkar.
Şimdi içimizi bir yoklayalım..   karanlığımız azalacak diye aydınlıktan bir korkumuz var mı ?
Benim doğru bildiğimi yanlış gösterecek diye bir düşünceden korkuyor musunuz _
Benim makamı düşürecek diye ve yanlışımı bilecekler diye bir görüşten çekiniyor musunuz..
Benim bildiğimin aksini savunuyor diye bir kimseye kızgın mısınız
Ben olmasan bütün seven ve sayanlarım karanlıkta kalacaklar diye endişe ediyor musunuz
Herkesin kendi sorunu ve sorumu olan iç ve intim sfere ait bir konu, bizi ilgilendirmez ama yine de sordum ve bu yüzden acaba yanlışlarımla başkaları karanlığa sevk ediyor muyum diye meleki bir endişe duydum…
Her ne ise;
ışık ve aydınlık ve gölge..
Üç değişik bölge... eğer birde buna karanlığı eklersek:
ışık.. aydınlık.. gölge.. karanlık

Öyle ise bize düşün aydınlık ve gölge'yi birbirinden ayırabilmektir..

Işık değilsen bari karanlık olup gölge yapma..
Işık değilsen aydınlık olmaya çalış..
İçindeki karanlığı atmaya uğraş..
Işık olmaya da çalışma..
Çünkü buna çalışan karanlık oldu...

Öyle ise deneme ve yanılma ile yürüyen.. değiştirme ve düzeltme ile ilerleyen.. geliştirme ve iyileştirme ile yükselen bizler.. geçmiş evren tarihinden ders alarak karanlıktan kaçıp ışığa koşarak.. yani aydınlığımızdaki gölgelerden sıyırılıp daha da aydınlık olarak İLERLEMELİYİZ..

Işığın izin verdiği kadar..


Sağlıcakla kalın.

OSMANZİYA








Düzenleyen osmanziya - 05-Mayıs-2016 Saat 23:29
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk