Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim
Mesaj icon Konu: insanbilim Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3158

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: insanbilim
    Gönderim Zamanı: 22-Ocak-2024 Saat 15:35
Sosyologlar sokacağı gurubunda yazmıştım:

BİLGİ; öğrenilir.. BİLİM; öğrenilen bir bilgi kümesidir. BİLGİN ve âlim (bilim adamı.. bilim kadını.. bilim insanı) tâlib ve ÖĞRENİCİ'dir.. bilinmeyenleri öğrenir.. ÖĞRETMEN ve muallim; bilinenleri öğretir.. ÖĞRENCİ ve talebe; bilinenleri öğrenir.. BİLGE ve muarrif bilinmeyenleri öğrenir ve öğretir.
Bu SOSYOLOGLAR SOKAĞINDA sorular sorulmasını öneriyorum. Sorucu öğrenciler ve talebeler değil sizin gibi tâlibler ve ÖĞRENİCİLER sorabilir. Ne kadar saçma ve tuhaf görünürse görünsün eleştirmek ya da sormanın bir sakıncası bulunmaz.. hatta daha iyidir. Çok yararlıdır. Hem soran ve sorulan bir şeyler öğrenir.. hem eleştiren ve eleştirilen bir şeyler öğrenir.
Bu fahri ve amatör SOSYOLOGLAR SOKAĞI zaten bunun için kurulmuştur. Burada sosyolog olabilir ya da benim gibi olmayabilirsiniz.. ancak toplumsal bina ve inşaya ve yapılanmayı, içtimai vazifelere ve sosyal görevlere ilişkin soru sormanın bir sakıncası bulunmaz elbette .
Bu gurub bu tümcedeki dört kavramın derinliğine ilişkindir.
Her birimiz bilimci ya da dinci de olabiliriz. Bilimci; araştırma ve bilim yapmayan ve fakat bilime taraftan olandır. Bu güzel bir iştir. Dinci; ibadet ya da ahlak etmeyen ve fakat dine taraftar olandır. Bu da iyi bir iştir. Bilim ve ahlak yapmakta zaten her baba yiğidin harcı değildir. Örneğin ben yapamıyorum.
Artık çağımızda Tanrı tanırlığın, tanrı tanımazlar tarafından kınanmaması gerektiği gibi Tanrı tanımazlığın da Tanrı tanırlar tarafından suçlanmaması gerekir.

Saygılarımla.
Dinnur YAŞAR

Yazım üzerine orada değerli bir arkadaşım.. şöyle idealist olmalı.. böyle adaletli olmalı.. öyle ahlaklı olmalı dedi onun bu yazısına karşılık:


dedim ki: Katkınız için teşekkür ederim. Malum, geliştirilmeli.. olmalı.. yoksun edilmeli.. idealist olmalı.. performansa bakılmalı.. hedef almalı.. gibi gereklilik kipleri bize olanı değil olması gerekeni söyler.. bu tür güzellik isteği ve iyilik temennisi hepimizin aşkın idealidir. Olan ile olması gereken (olmalı) arasındaki İDEALİST farklık çoğumuz için bir hedef ve gaye olabilir. Ancak bunların realize edilmesi ve içeriğinin gerçekleştirilmesi için icab eden koşullar ve lazım gelen kuralları, yasalar ve yasaklar halinde saptamak, temenni etmekten öte temin etmek. Uzun ve kutlu bir süreci ve mutlu ve başarılı bir sonucu bekliyor. Bu sonuçta benim ve sizin gibi bu konuları konuşmaktan ve tartışmakla başlıyor.

Örneğin ADALET sevgisi kalbimizin.. İKTİSAD isteği aklımızın.. bir gereğidir. Ancak akıl ve kalb dediğimiz kimdir. ya da sevgi ve istek dediğimiz nedir ?

İşte sizin dillendirdiğiniz gibi içerikler ve istekler, daha çok İNSANI tanımaktan geçiyor. Bunun için bu gibi dilek, temeni ve isteklerden ziyade içeriksiz biçimsel konuları konuşmaktan ve tartışmaktan yanayım.

Nitekim sizin felsefe ile oluşacağını düşündüğünüz adaleti bazıların din ile sağlanabileceğini umabilirler. Bazıları ise ne din ne de felsefe insanın yaşam tecrübesi ile kazanılabileceğini varsayalar. Kendi görüşüm İKTİSADIN yaratılıştan insanın aklına kazındığını ve ADALETİN doğuştan insanın kalbinize konulduğunu düşünüyorum. Görüşlerin hepsi de yanlış ya da her birinin bir koşul ya da bileşen olarak süreç içinde yer aldığı ortaya çıkabilir.

İşte tüm bu tartışmalar İNSAN'nın tanınması ile daha açık ve seçik hale getirilebilir. Web sayfamda bu gibi çok yönlü ve yanlı konulara elverişli YBA ile çalışmalar yapıyorum. Bir örnek olmak üzere biraz önce word dosyası ile yaptığım bir çalışmanın 15.tablosunu atıyorum. Bu çalışma 20.. 30.. 40.. 50.. ye kadar gidebilir.
Sayglarımla.
Osmanziya
(not: Terzinin diktiği kötüdür, onu güzel gösteren ütüdür.)




DİĞER YAZILAR:

DÜZELTİLMİŞ:

600 yıl kadar önce yaşamış olan İbni Haldun'ün vergi konusundaki düşüncesi.
"Miktar az olunca insanlar şevkle çalışır, ülke mamur hale gelip kalkınır, üretim artar ve müreffeh bir yaşama kavuşurlar. Ülke mamur hale gelip kalkınınca da vergi alınacak malların sayısı artar ve böylece elde edilen toplam vergi çoğalır." DEMİŞSİNİZ..

Vergi ya da harç kamu adına tahsil edilen bireysel zekat ve fitre'nin toplumsal mukabili.. devlet bir kamu düzel kişisidir hak ve borçlara ehildir.. alacak ve verecekleri bulunur. Gerçek kişiler ve Tüzel kişiler arasındaki ilişkileri HUKUK tanzim eder.. Dil BİLİME intikal ettiği gibi din de HUKUKU intikal etmiştir. Zamanla da bilim hikmete ve hukuk ahlaka inkilab edecek. Ancak zamanımızda DİL ve DİN ile birey ve toplum ilişkileri daha gelişmiş ve uzmanlaşmış bir halde bilim ve hukuk çerçevesinde ele alınamıyor.. felsefi ve dini ve konular günlük dilin düz yazısı ile halk arasında uzmanı olmayan kimselerde EDEBİ olarak polemik mevzu olarak tartışılıyor.

DİN'in ideolojileştirilerek ve BİLİM'in dinleştirilerek, dinciler ve bilimciler ile tanrı tanırlar ve tanrı tanımazlar arasında çatışma ve tartışma konusu olmaktan çıkmadığı sürece.. ticaret ve siyasetimiz sağlam ve sağlıklı olamayacak.. bundan yararlanan TEKNOLOJİ insanı giderek doğaya yabancılaştıracak ve İDEOLOJİ ise insanı insandan uzaklaştıracak.

Olumsuz bu durumda da bize din (hukuk) ve felsefe (bilim) ilişkilerinden insanın birey ve toplum dengesini sağlaması için dini ve felsefi tartışma ve konuşma ve eleştirilerde yeni de bir DİL bulunması gerektiğini söylüyor.

Kim bilir bu da yeni bir dine.. yeni bir kültüre.. yeni bir çözüme ve yeni bir uygarlığa yol açabilecektir.. diye düşünüyorum. 22.01.2024

Saygılarımla.

Osmanziya
(not: Terzinin diktiği kötüdür, onu güzel gösteren ütüdür.)

"İyilik toplum içinde çiçek açmaz; çünkü toplumun kendisi her zaman çürüktür, bozulmuştur. Yalnızca toplumun tüm yapısını ve sürecini anlayan ve ondan kurtulmakta olan insanın karakteri vardır ve ancak o insan, iyilik içinde çiçek açar."
JidduKrishnamurti. Toplumdan kurtulmak.. evrenden kurtulmak.. kendinden kurtulmak.. öze varmak.. asla erişmek.. Tanrıya ulaşmak.. ve sonuçta KENDİNİ aramak bir uçta.. GERÇEĞİ bulmak başka bir uçta.. bizim resmi ve sivil filoloji ve teoloji ile filozofi ve teozofimizin (tarikat) bir macerası.. kendi profesyonel ya da amatör bu öykülerin bilgisine yönelmiş ve hatta katkıda bulunmuş kimselerin topluca bir öyküsü.. Karen Armstrong'un TANRININ TARİHİ kitabında bir nebze ele alınıyor. Hem bu kitabı hem bu Jiddu-Krish-namurti'nin AŞK'a dair bir kitabını okudum.. ancak gidebileceğim bir YÖN göremedim.. Krishnamurti bir öğretmen olarak Batı'da değer verilmiş bir Dogu'lu.. yukarıdaki paylaştığınız sözü bir hakikatı barındırıyor görünse aslında İSLAM DİNİ semavi dinlerin sonuncusu olarak AHLAK konusunda hem kendi hem toplumu onarma konusunda açık ve seçik ögütleri ve buyrukları bulunuyor.. örneğin ZEKAT ile yatay bağlantı sağlıyor ve bunu dikey bağlantı yani SALAT (namaz) ile nerede ise eşit tutuyor. Bu da birey ve toplum dengesinin önemini gösteriyor.. insanın gelişmesi için açılan toplum mektebini gereksiz ve bozuk saymıyor. Belli bir zamanda toplum bozuk göründüğünde bunu bireyin.. belli zamanda birey bozuk göründüğünde bunu toplumun.. görev ve işlevlerinin başlatılmasının bir ÖDEVİ olarak görmek gerekiyor. Bu noktada hangisinin öne alınacağın değerlendirmek için ben acizane AİLE'yi öne çıkarıyorum. Birey ve toplumun keşistiği bu yere önem ve değer veriyorum. Saygılarımla. Osmanziya


Mevlana kendinden kal, yola çık, kendine del.. demiş diyen Kendini Arayan Yolcu’ya derim ki:
Başkasını gitmedikçe kendimden kurtulamam.. diye düşünüyorum. Bununla beraber çözüm ne bende ne de sende.. çözüm bizde.. Kendine gidenleri sonunda kendini ya FAZIL bir nebi ya da KAMİL bir tanrı yani sayrı ve sanrı olarak görebilirler. Ancak bunların gerçek ümmeti ve hakiki kulları olmayacaktır. Sadece âlem buysa kral benim diyeceklerdir. Zaten HAYAT çözüldükçe zorlaşan bir sınav.. ŞUUR sorunlaştıkça kolaylaşan bir yarıştır. Aksa halde sürekli başkasıyla savaş ve kendimizle barış halinde kalarak kendimizle kendimiz arasında bir döngü oluştururuz.. diye düşünüyorum.
Osmanziya
(not: Acaba Mevlana böyle mi dedi ? Terzinin diktiği kötüdür, onu güzel gösteren ütüdür.)
Değerli Kardeyşim, mesud gibi göründü.. mustafa gibi göründü.. musa gibi göründü.. isa gibi göründü.. muhammed gibi göründü.. demek istiyordur.. ancak İNSAN diye göründü demekte yanlış.. EVREN diye göründü diye de yanlış.. insan ve evren Tanrı'nın niddidir.. ne niddi ne de zıddı ile Tanrı'ya şirk koşmamak gerekir.. ifratlı şüpheden ve tefritli teşbihden kaçınmak lazım. Bunu da akıl taşıyan herkes bilir. Fakat müteber evliyalarımız TANRI'yı somut bir olay ve saydığı değer filozlarımız TANRI'yı ya soyut bir gerekli varlık.. olarak betimliyorlar ya da tanımlıyorlar.. sonuçta dilleri ne ise ve ne kadar ise ve ne çeşit ile onu yapabiliyorlar. Bu konuya insanın kendisine bırakmak ve dilin intikal ettiği BİLİM ve dinin intikal ettiği HUKUK ile konuşmak gerekiyor. Elbette bilime HAKİKAT ve hukuka da KUVVET gerekiyor.. bunlarda kolay kolay bulunmuyor maalesef. Bulunsa bile bir biz bir süre daha hakikat ve kuvvetin kötü ve kötüye kullanılması ile baş edebilmemiz gerekiyor. Ta ki bilim HİKMET'e ve hukuk AHLAK'a inkilab etsin. Saygılarımla.Dinnur YAŞAR









Düzenleyen osmanziya - 22-Ocak-2024 Saat 15:49
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3158

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 22-Ocak-2024 Saat 16:07
BASAR
OKUMAK.. YAZMAK.. okur yazarlık KONUŞMADAN sonra çıkan bir etkinliğimiz. Önce söyleme ve dinleme gerektiren KONUŞMA yan BİLİŞİM ile KÜLTÜR başladı.. Hariri 70 bin yıl önce diyor.. yani beynin evrimi için öngördükleri 60 yılı kast ediyor.

Okuma ve yazmadan önce gelen konuşma da DÜŞÜNME gerektiren bir iştir. DÜŞÜNME ise soru ve sorunlara yanıtlar ve çözümler ARAMA ve BULMA yeteneğimizdir. Dil ve Din'in 60 bin yıllık SESLİ birlikteliğinden BEŞER'in kültürü bu içinde bulunduğumuz UYGARLIĞI öyle hoop diye birden ortaya koymadı.. ne kanlar ve canlar gitti.. ne göz yaşları döküldü.. etimiz ve tırnağımız ile ortaya çıkan bu MEDENİYET'in ortaya çıkması ne içindi ? İNSANİYET tower'ini yükseltmek için.


Doğuştan ve yaratılıştan en büyük refleks olan seks ile PENİS'i yükseltmek kolaydır.. lakin insaniyeti yükseltmek bir ömür ve bir çağ gerektiren zaman istiyor.. yükseltiyorsun sonra yıkılıyor.. yükseltiyorsun sonra yıkılıyor.. bir de bakıyorsun hiç kalkmıyor. Ancak şunu hiç unutmamalıyız ki insaniyet yükseltilmeden İSLAMİYET hiç bir zaman ayağa kalkmayacak.. Çünkü insan olmadan İSLAM olmaz.. islamın teslimiyeti ve islamiyeti olmadan da İNSAN kurtulmaz. Bunun için günde beş vakit namazı kaldırmamız gerekiyor.. ikame etmemiz ve kametimizi halka ve hakka göstermemiz gerekiyor.. İKAMET ettiğimiz de bunun bir HILKATI ve bir de KIYAMETİ olduğunu bilmemiz gerekiyor.. işte bu hilkat ve ikamet ve kiyamet arasındaki çizgiye İSTİKAMET adını veriyoruz ve bunun içinde günde KIRK kez dua etmemiz icab ediyor.. peki siz bu lazım gelmek ve icabet etmek arasındaki GEREKMEK farkını hiç düşündünüz mü ?

Saygılarımla

osmanziya 22.01.2024
Not: 7 Ekim katliamı nedeniye şu medeniyet kaldıralım (KURTARALIM) diye bir çağrı yaptım.. hiç sesini çıkaran olmadı da… https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2186

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3158

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 23-Ocak-2024 Saat 00:13

SOSYAL MEDYA

Düşündüm de SOSYAL MEDYA deyip çıkıyoruz.. face.. instagram.. watsApp gibi ORTAMLARDA bulunmaya.. oysa SOSYAL alanda olmak başka.. MEDYA alanında bulunmak başka.. sosyal alanlar kültürel ve ekonomik ve politik olmak üzere çok çeşitli ve çok katmanlı olmak üzere resmi ve sivil etkinlikleri ifade eder. Medya denilen internette sadece face ya da instagram bulunmuyor.. youtuber ve daha bilmediğim pek çok ince ve geniş ve derin "metaverse" dünyalar bulunuyor. Fakat insan face yazınca sanki bütün sosyal alanlarda bulunuyor ve tüm medya ortamlarına sesleniyormuş hissine kapılıyor.. sadece İNTERNET'e girmekle.

Oysa bu böyle değil.. tüm sosyal alanların ve medya ortamlarının NABZINI tutan YUKARIDAKİ bir yerler bulunduğunu ve bunun da eskiden beri 1984'den beri (ki bu roman 1949 yılında yazılmıştır) BÜYÜK BİRADER olarak biliyoruz. Kim bilir bu 1984 ü anlatmak için ne filimler çevrilmiştir.. bunun da cahiliyim. Ancak benim gibi cahillere FACE gibi.. şimdilik.. hatırı sayılır bir ortamda konuşmak büyük bir işmiş gibi geliyor.

Ancak size daha büyük bir ORTAMA girmenizi öneririm.. Namaz'daki Kur'an'ın medyasına.. çünkü orada Zaman'ın nabzını ve zabnını tutacak bir Mizan ve Nizam bulunuyor.. Saygılarımla. Mustafa BUĞUÇAM

(not: Ben size şimdilik hak ve hakikat ile kuvvet ve hürriyeti toptan gösterecek bir SAİL tablosu sunayım.. Amme yeteSAİLUN aninnebeila'zim)


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3158

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 23-Ocak-2024 Saat 00:32
20240123_002333_23_OCAK_2024.zip

Buraya kadar gelmişsen.. buradaki ZIP dosyası ile karşılaşmısan ve ne olduğunu merak ediyorsan.. daha önce yazılarımla SIKIŞTIRILMIŞ dosya ile karşılaşmamışsan..

işte burada bir hazine bulunuyor:

SME (şahı mat ettik)
OZGUN
SGLMSGLIK
TARIHTABIAT
MANZARA

HAZİNE kendinsin..
Dizinler içindeki tablolar da kendinsin..
Fakat başkalarına açılan kendin..
Seni kendinde kaybetmeyecek kendin
en-din

en dipte ve derinde olan sensin.

Kendini bulmak için DİZİN'ler içindeki DOSYALARI yani TABLOLARI versiyon sırasıyla yalından karmaşığa doğru inceleme ve izlemelisin.. İNCELERKEN imgelemeli ve irdelemelisin.. yani tahayyul ve tevehhümünü rahat ve serbest tutumalısın.. İZLERKEN sözcük anlamlarını bilmiyorsan öğrenmelisin.. çünkü hepimizin işi YENİ KELİME   ÖĞRENMEK..

Nedense bu dizin içindeki tabloların hepsi yarım kaldı.. bütüne varamadan bulundukleri yerde kaldılar.. ancak kaldıkları yere kadar da çok şey anlatıyorlar.

Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız.

Osmanziya 23.01.2024 Üçyol İZMİR   

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3158

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 23-Ocak-2024 Saat 00:54
insan kendini arar.. insanı tanır.. haddini bilirse rahat eder.
Rahat'ı ters çevir; TAHAR olur.
Kendini Arayan Yolcu elbet bir gün kendini BULUR.
Ancak önemli olan kendinde kaybolmamaktır.
Zaten çoğu insan kendini "aramadan" bulmuş ve bulduğundan da dışarı çıkamamaktadır.. ki onlardan biri de ben kendimim.
Aramayanlar.. zaten onlar kendini bulmuşlardır.
Kendini bulamayanlar arayanlardır.
Arayanlardan bazıları asla kendilerini bulamayacaklardır.
Arayanlardan bazıları kendi bulunlardır.
Aramakla bulmak arasında yedi durak bulunur:

İslamların bir kısmı münafıklardır.
İnsanların bir kısmı da müşriklerdir.
Müşriklerin bir kısmı kafirlerdir.
Münafıkların bir kısmı kaziblerdir.

Şimdi sayalım:

İNSANLAR
müşrikler
kafirler
kazibler
münafıklar
İSLAMLAR

altı durak oldu.
Yedincisi ise ortada olması gerekir.

İNSANLAR
müşrikler
kafirler
xxxxxxxx
kazibler
münafıklar
İSLAMLAR

şimdi onu arayalım:

ŞÜBHE
Şekk
Layb
ZAYG
Ayb
Rayb
GAYB

Dikkat edelirse ARAMAK işin esası.. BULMAK ise aslı ve aradığı iyi ve güzeli ile doğruyu ve gerçeği OLMAK ise zatıdır.

Bu yüzden aramak zor, bulmak kolay, olmak ise ondan da kolaydır.. lakin bu kolay ile yeni bir zorluk başlar ki bundan dolayıdır ki bu olaya innemealusruyüsra FE innemealusruyüsra denilmiştir.
Öyle ise zorluklar karşısında ne yapılacağını biliyorsunuz.

Saygılarımla

Mustafa BUĞUÇAM 23.01.2024 Üçyol İzmir


IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk