Evrim Yaratilişsiz..
Devrim Buyuruluşsuz..
Deneyim Dayatimsiz..
Diriliş Düruluşsüz.. olmaz.
Bahsettiginiz
C (karbon) H (hiddojen) O (oksijen) N (azot) elemetleri
ve A (adenin( T (tinin) G (guanin) S (seronin) bazlarini molekuler yapisi oldugu gibi
yukarıda sıraladığım E (evrim) D (devrim) D (deneyim) D (diriliş) sibernetik ve Y (Yaratılış) B (Buyruluş) D (dayatım) D (dürülüş) semiotik işlevleride vardir.

Biz bugün ki bilgi düzeyimizle bu SEKIZGEN’in nasil calistigini betimliyoruz.. ancak burada açiklamak icin sekizgenin sadece EVRIM kenarini aliyor diger yedi kenarini goz ardi ediyoruz.

Bu yaşamı ve canlığlığı evrime indirgemeye dayanan kuram elbette bir YORUMLAMA.. bu tur yorumlamanin bir benzerini sayfalarimda Zerre ve Hucre ile Ene ve Zumre alemlerinin 4 programi ile açikladim; Çogalma.. Beslenme.. Seslenme ve Sevinme yasalari (programlari) ile. (Ayrica toplumsal katmanda orman.. hukuk.. ahlak.. hakk yasaklari ve protokolleri de var)

Önce baslat sonra bitir yasasi icinde cereyan ve mereyan eden dogumlari ve olumleri.. bu programlar (yasalar) ve protokoller (yasaklar) ile açıkladım.. daha dogrusu betimleyerek ve indirgeyerek YORUMLADIM.. sonucta biz.. LISAN ile.. bu sözcugu ters çevir.. NASIL olur.. işte biz bilgi ile nasıldan başkasını yani Betimleme.. İndirgeme.. Açıklama ve Yurumlama dan fazlasını yapamiyoruz..
baslama ve bitmenin nedenine ve nicinine..
dogumun ve ölümü n anlamina ve amacina..
kisaca A (Allah) ve A (Ahiret) inancina çikamiyoruz..
çunku bilgi inanc.. inanc bilgi degildir.. her ne kadar birbirine bağli olsa bile..

Zaten bu benzeri yorumlar daha öncede yapılmış Max SHELER’in ünlü insanın kainattaki yeri kitabındanda Felsefesini açıklarken insanın bu kainat pramidindin tepesindeki yerini göstermişti.. insan kendinden önceki cansız, bitki, hayvan ve bütün katmanlara BAĞIMLI bir var oluş.. zayıf ve güçsüz bir halde.. AKLI (Geist) ile hem evrende bilimleri kuruyor.. hemde TANRI ile ilişki kılıyor..

Dikkat ederseniz hep evrenin işaretinı çevirilerimiz (tercümelerimiz) ve insanın delaletlerini evirilerimiz (tevillerimiz) 4 4 4 4 gidiyor.. neden ? Neden bu dörtgen ve sekizgenlerden kurtulamıyoruz..? Çünkü kitapta.. Nebe suresinde “ve halaknâküm ezvaca” diyor biz sizi ÇİFTER ÇİFİTER yarattık.. Yasini Şerif 36 Subhan’ın yarattıkları zevc’tir (çifttir) arzın bitirdiklerinden.. nefislerinizde ve daha bilmediklerinizden.. evet parite ve dualite ile anti ve kontra da başka bir çift ediyor. Şimdi biz bu çiftleri BETİMLEMEK ile ortay değişik yorumlamalarla bir NASIL çıkarabiliriz.. ancak bu betilenip yorumlamanın nereden gelip nereye gittiğin anlamak ve inanmak için düşünmek sizin ve bizim verebileceğimiz bir sonuç değil.. insanın kendi kendisinin işidir.. eğer yeterince çaba sarf ederse TANRI ‘da ona yardım eder. Allah bizim ve yar ve yardımcımız olsun.. emeklerinizi ve emeklerimizi zayi etmesin.. Hocam.. bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.. bizi bağışlayınız bir ziyaretinize geledim. Osmanziya 13.05.2015
1


Evrim.. tekamül...fekat KEMAL in binbir yüzü var ki akıllilar bu kökun ismini vererek TANRI boşlugunu kapstmaya çaliyorlar.. ikmal.. kamil.. mukemmel.. tekmil.. kusur.. tesaduf.. tevafuk.. kuantum.. rölativite.. takdir.. kader.. rastgele.. gelisiguzel.. bulanik.. doğaçlama.. serbest atış.. olanak.. olasilik.. cemal.. celal.. ve sonunda Kemal.. tabii basinda da olabilir.. bizim ülkede işin basinda geldi Mustafa Kemal.. ben kemalsiz Mustafada sonunda geldim.. fakat tum bu işlerin başında da Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi vesellemin NUR u vardi.. halikati muhammediye olan INSAN.. beseriyetin yapisinda olan medeniyetten çıkacaktı.. B projesi bu idi.. daha onceden A projesi olan cin medeniyeti vardi.. bu tutmadı.. halifei arz olarak beşer devreye girdi.. şimdi bu tutar mi tutmaz mı.. evrim nereye kadar gider.. bilinmez.. acaba bir üçuncü C projesi gerekir mi gerekmez mi bilmiyoru.. Dogrusunu Allah Bilir.. bize duşen bildigimiz insan genomundan.. saglam ve sağlikli.. insana ulaşmak.. Allah yar ve yardimcimiz olsun. Amin.

Şimdi konuşmama bakınca.. dinin örselendiğini ve tanrıya saygısızlık edildiğini düşünürsünüz.. en azından tanrı yazarken "Tanrı" yaz be adam dersiniz.. oysa insanlar sayısınca.. insanların kafalarındaki tanrılar sayısınca "Tanrı" varken artık o Özel değil CİNS isim olmaz mı ? Ancak Son mesajıyla özel isminin ALLAH olduğunu öğrendiğimiz Tanrı.. bir ve tek Tanrı olduğundan lafza-i celali aLLAH değil "Allah" yazarız.. az önce bir yerde yazdım: "Bir arkadaşımız paylaştı, telekomdan aradılar fazla ödeme yapıyorsun.. Türkcell den Telekoma geç.. peki bunlar birbirinin numaralarından, sonuçta bizim özel bilgimizden, nasil haberdar oluyorlar.. Dedim ki.. Faşizm.. komünizm.. kapitalizm.. faş.. kom.. kap.. yok birbirinden farkı hap... insanlar sayısınca dino-loji ve birkaç tane ideo-loji olunca olan LOGOS'a oluyor.. bize de her birinin SOPHOS'unu yapmak kalıyor.. çünkü ne NOMOS kaldı ne HOMOS.. şimdi şu iki seçenekle karşı karşıyayız; KOSMOS ya da KAOS.. aşağı tükürsen sakal yukarı tükersen bıyık.. yeşil, kırmızı ve mavi tüm totoliter sistemler ve otoriter organizasyonlar bize TANRI'nın lutfu.. insanı geliştirmek için varlar.. ya TANRI olmaya çırpınırsın.. ya da Tanrı'ya BENZEMEYE.. en iyisi orta yol.. İNSAN olmak... İşte YARATAN'ın muradı budur.. ki bunun anlamı.. kalbinin telefon numarasını TANRI biliyor.. konuşmalarına dikkat et.. işte bu nokta şu çözümü buldum; Tanrı varmış gibi yaşa.. Tanrı yokmuş gibi düşün. Sesini duyabilir ve fakat düşünceni sonuna kadar bağışlar." Tanrı hakkında düşünürken Teologlar (İlahiyatcılar) ihtiyatli ve edebli ve dikkatli bir dil kullanırlar nazikçe ve örselemeden.. ancak biz düşünürken öyle olamıyoruz.. biz avamız.. zaten toptan kabul ve toptan red zihniyetidir; "tevhid ve birlik ve saltlık ve koşulsuzluk ve kuralsızlık ve tanrılık ve ilahiyet" Ya konuşursun ya susarsın.. en güzeli susmak amma ve lakin konuşuyorsan şunu bilmelisin ki iyilikler ve güzellikler ve doğruluklar ve gerçeklikler TANRI'ya aittir.. kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar ve yalancılıklar senin üzerine düşüyor.. zaten Allah azze ve celle seni kendisini kutsaman.. övmen.. yüceltmen için yarattı.. kendisini göresin diye.. sen kendini göresin diye.. yani bir mukayese ölçüsüsün ve karşılaştırma birimisin. Bardağın dolu tarafı O'na aittir boş tarafı ise sana.. Bunu bildikten sonra hayra kabil ve şerre fail olduğunu da anlarsın.. örneğin birinin evlenmesine vesile olursun.. iyi olurlar ve mutlu olurlar seni unuturlar.. kötü olurlar sen akıllarına gelir.. nerden buna çattık derler.. Eğer kendini ve Tanrı'yı tanırsan anlarsın hasenat O'nun vehbidir.. seyyiatta senin kesbin.. bu doğrudanve gerçekten de böyledir.. Tanrı'yı yağ çekmek için değil.. çünkü gerek katı ve gerek sıvı tüm yağlara bizim gereksinimimiz var lakin Tanrı'nın yok.. amma sorabilirsin yağsız nasıl yaşıyor ? İşte buna anladığında SÜBHANALLAH dersin.. bunu dediğinde bir ömür sana yeter.. bir gün çocukken.. sanırım on yaşlarında bunu anladım.. altmış yedime geldim hala götürüyor.. Çük şükür.. tabi siz bunu ÇOK ŞÜKÜR anlayın.. onu vermeseydi ve EVREN'e ya da EVRİM'e kalsaydı.. havaya kaldıramasaydım.. halim nice olurdu.. Elhamdülillah.