Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: Nigde Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2700

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: Nigde
    Gönderim Zamanı: 27-Eylül-2020 Saat 23:05

DÜZELTİLMİŞ:
Burası Niğde.. buradan çıkalı elli yıl oldu.. bu yarım yüzyıl eder.. o kadar çok değişim, evrim ve çok hızlı gerçekleştiğinden DEVRİM olduğu bile fark edemediğimiz olaylar yaşadık.. ve her yaşlı gibi geçmişe ÖZLEM duyma yerine aşağıdaki durumu dillendirdim.. bütün bu olumsuz koşullara ve sonuçlara ve meyvelere rağmen geleceğin daha güzel olacağını da bekliyor ve umuyorum.. ancak önce mevcut durumu bir saptamalıyız.

Bir dil öğrenirsin.. örneğin Türkçe.. o kültürün etkisinde kalırsın.. hatta o kültür içinde OSMANLICA denilen eski dil ağırlıklı ise etki farklıdır.. ÖZTÜRKÇE denilen bir akımdan okursun.. ağırlıklı etki farklıdır.. İNGİLİZCE öğrenirsen.. eğer sürekli o dil atmosferinde ise başka bir kültür.. FRANSIZCA yada ALMANCA içinde aynı etki söz konusudur.. diller farklı.. dinler farklı.. olabilir fakat dil ve dinden ibaret KÜLTÜR onu kullanan insanın düşüncelerini, duygularını hatta inançlarını etkiler, değiştirir ve tüm bunlarda ortak tema olan "İNSAN" ne yazık ki unutulur.

Hatta bir kültür içinde çağlar boyunca hareket edebilseydin çağlar içinde nasıl gelenek ve yenilik çekişmelerinin konuşmalara ve tartışmalara damgasını vurduğunu fark ederdin.. zorluklardan doğan sorunların sorular haline getirildiğini.. sorunların yanıtlarının bulunduğunda onu çözümlere dönüştüğünü.. zamanın değişmesi ve gelişmesi ile eski çözümlerin işe yaramadığını hatta en birinci sorun haline gelerek GELENEK denilen eski çözümlerin her zaman insanın karşısında dikildiğini.. bir süre sonra GELEN eklerle KALAN köklerin birbirinden ayırt edilemez hale geldiğini ve bu yüzden üç ana rengin, yeşilin, mavinin ve kırmızının içinde gelenek ve yenilik çatışmasının sürekli yinelendiğini görürdünüz.

Çünkü zaman içinde ister istemez öyle bir durum ortaya çıkar ki yinelenenler ve yenilenenlerin ortaya koyduğu DEĞİŞİM eğer sağlam ve sağlıklı değil ise bilimi ve hukuku diri ve canlı tutan öğelerin ortadan kalkarlar.

Ön yargı.. saplantı.. kanıtsız sav.. savı kanıtsama.. kör inanç.. boş bilgi.. yerleşir. Üstelik terör.. tahakküm.. baskı.. istibdat fırtınaların ya da en azından ticari reklam ve siyasi propaganda gibi bulutların bilgi ve değer güneşinin perdelediğini.. basın ve medyanın kullanılarak partilerin ekonomik ve politik çıkarlara dili ve dine alet etme.. ideolojilerin emeği ve özgürlüğü bayrak yapma.. gibi çağımızın artık anlaşılmaya başlamış hileleriyle toplum edilgen   ve milletler uyur hale gelir ya da getirilir.

Bu durumda kuvvet ve Hakk dengesi yiter ve hattı vasat kaybolur ve bu yüzden ifrat ve tefrit tüm olumsuzluklarıyla etkisini gösterir.. ve bununla da güce tapan ya da güçten korkan yurt-taşlar ya da çıkara banan ya da çanak yalayan vatan-taşlar.. çalışmayan, üretmeyen ve başarmayan bireyler.. hazır bilgiye, paraya, karıya ve erkeğe konmaya seven kişiler.. bedenini ve gençliğini pazarlayan kimseler ortaya çıktığını görürsün.. çünkü artık ürünüyle onurlana "insan" modeli kalmamıştır. Şundan dolayı ki “insan” olarak anılan kimse öncelikli olarak   ya dindar ya da kindar.. ya solcudur ya da sağcı.. ya sünnidir ya alevi. ya türktür ya da kürt.. ya cemaattir ya parti…

Televizyonda dizilere mahkum.. haberlere müdavim.. partisine takım gibi abone.. hep alıcı.. geleceği hazır bilgilerine bağlandığı yazarların ufkuyla bilen HALK ya da bilinenleri öğreten hocalar ya da düşünmeye imkan vermeyen açık ve seçik yazarlarla sorusu ve kuşkusu kalmamış öğrenciler ve okurlarla geleceğini inşa edebileceğini düşünen AYDINLARDAN ibaret bir toplum ya da bir ulus ile bu ülke nereye kadar gidebilir bilmiyorum.. ancak dünyayı dinden ibaret gören veya dünyadan dolayı dini görmeyen YARI AYDINLARLA bir yere varılmayacağı çok açık…

Öyle ise “insan”lığını yaftasının ya da paftasının ardında yitirmiş ve bir yere böylece ANGAJE olmuş   bu tür partiler.. bu tür Müslümanlar.. bu tür masonlar.. bu tür Marksistler sadece dünyanın efendileri tarafından kullanılırlar, kaybettiklerini, yararlanma saydıklarından.

Demek sorunumuz “ne”yi kaybettiğimizi ve “kim”i kazandığımızın ayırdına varamamaktır.. daha ilgincini de söyleyeyim mi ? Çoğumuzun Ne-o ya da Kim-o denilince   The Matrix’in NEO’su ve Kuzey Kore’ni KİM’in fazla “ne” ve “kim” hakkında bilgisi yoktur.. öylesine ki bu ne ise ne’leri.. kim ise kim’leri yani nesneleri ve kimseleri TANRI sayan pek çoktur.

Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

    Osmanziya 28.09.2020 Üçyol 07.42


Düzenleyen osmanziya - 28-Eylül-2020 Saat 07:43
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk