Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: hicleme ve ote gezegenler Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: hicleme ve ote gezegenler
    Gönderim Zamanı: 08-Mart-2023 Saat 11:29


insan 07.03.2021

Bir yıla yakındır her hafta Çarşamba günleri ZOOM ile çalışma yapıyoruz.. ancak bu çalışmalar benim bilgi ve tablo ve YBA gösterisine dönüştüğü için.. belki de böyle değildir insanlar DÜŞÜNMEYE vakit ayıramıyorlar ve belki de vakit ayırmaktan ziyade düşünceye ve düşünmeye öncelik verecek derece de düş ve dil ile vakit geçiremiyorlar.. fakat nedeni ne olursa olsun DÜŞÜNME konuşmadan ayrı bir olay. İnsanlar günlük dil ile gereksinimlerini giderecek ve bilimsel dil olan matematik ile mesleklerinin gereğini yerine getirecek kadar DÜŞÜNME ile meşgul oluyorlar. Yani düşünmeye ve düşünce MUHTAÇ oldukları zaman onunla iştigal ediyorlar.. eğer yazar ya da bilim adamı ve kültür adamı değillerse..
Bu halkın yüzde sekseninin bu düşünen adamların mukallidi ve düşünenlerin ise halkın yüzde yirmisinin taakkül düzeyi yüksek ehli tahkik olduğu olgusunu mu gösteriyor ?

Sanmıyorum.. yüzde yirmi olsa böyle olmazdı.. belki o yüzde yirminin yüzde beşi bile ciddi bir entelektüel düzeyi bulunmuyor. YBA ilgilenmeden öte ondan öğrenmeye ve kullanmaya ve yararlanmaya yani YBA dilini EDİNMEYE adanan bir kişi bile çıkmadığından ve yirmi senede böyle birine rastlamadığımdan bu yargıya varıyorum.
Bu sadece bir masa başı yargısı.. oturup ne anket yaptım ya da böyle olduğuna dair sayısal veri analizini yaptım.. belki de şansın rastgele bir durumunu ifade ediyorum.. talihsizliğimden yakınıyorum. Ancak bu durum beni bu işi bırakmamı gerektirmiyor.
Yeni çalışıyorum.. tabloları ve yazıları webime ve face BİNDİRMEYE sürdürüyorum. Böylece işi geleceğe gönderiyorum. Bundan fazla bir iş yapamam galiba…
Bilemiyorum.. ancak insanın SOL İŞTAH ayağı ile enerji alıp iştiyak SAĞ İŞTİYAK ayağı ile enerji harcarken.. yani TAVUKLAR gibi yerde eşelenirken gökte KARTALLARIN uçtuğunu görüyor ve onlara imreniyor.. keşke bende onlar gibi uçsam diye.. amma KANAT denilen takımın kendinde de bulunduğunu unutuyor.. BİLGİ ve SEVGİ zirvelerine uçuracak olan merak ve yerak kollarını ve kanatlarını..

Yıllardır merak ve aşk kanatları dedim.. sonra gördüm ki AŞK iştah ve iştiyak ayaklarından çıkan bir sonuçtur.. oysa merak ve yerakın ortaya çıkardığı bir IŞK var.. biz bu ışk ve aşk ile MEŞK edip meşgul oluyoruz lakin bu bize MÜŞKİL geliyor.

Elbette bu çok yönlü ve yanlı olay günlük dilin düz yazısıyla yapılması zor bir EDEBİYAT.. bu da insanın MERAK edilmesi.. insanın kendini tanıması ve insanı bilmesi yolunda hızlı anlam sürücüsü ve kolay anlatım aygıtı olan YBA edinmesini gerektiriyor...
Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız.

Osmanziya 08.03.2023 Üçyol-İZMİR



HİÇLEME
Face bir Arkadaşımız paylaşımında:
Bir dünya malı elinden gittiyse,
Üzülme buna, hiçtir o;
Ve bir dünya malı geçtiyse eline
Sevinme buna, hiçtir o.
Önünden geçer acılar ve zevkler
Geç dünyanın önünden, hiçtir o.
Anwari Soheili

Bende dedim ki:
Güzel betimlemiş.. hiç yok deyip hiçlenen yandan başka bir de hep var deyip heplenen yan bulunur. Onlarda sizi anlamaz.. siz de onlari anlamazsiniz.
Ancak ikinizin artasin cok yok ile az var arasinda ve ortasinda dengede bulundugunuz ve uyum sağladiginiz ekonomik ve politik bir dunya bulunur.
Şimdi bu DİN dedigimiz hiçleme ve hepleme yetkisiyle çok ve orta ve az diye saptamalar yapabildiginiz DUNYA arasindaki DIL yetisine dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bu var sayma ve sanma ile yok sanma ve sayma YETISI dikkatli ve itinali kullanilmasi lazim gelen bir kabiliyetimizdir.

Öyle vara yoğa vardir ya da yoktur demek hem dogru hem gercek degildir.
Bunun için öncelikle bir defa dogruyu ve gerçeği iyice bir birinden ayırmak sonra gerçegin ne kadar gerçek.. dogrunun ne kadar doğru olduğunu tartışmak icab etmektedir.

Saygilarimla..
Osmanziya Osmanziyaoğlu

08.03.2023

ÖTE GEZEGENLER

Değerli Hocam Ethem DERMAN “teleskoplarımızın kapasitesi sayesinde keşfettiğimizi kataloğa koyuyor ve inceliyoruz, diğer yandan da daha çok nasıl keşfederiz doğrultusunda yeni teleskoplar hazırlıyoruz ve yeni yöntemler araştırıyoruz. İlk bulduklarımızda hareketle sadece Samanyolu galaksisinde bir trilyondan fazla ötegezegen olduğunu biliyoruz ama şimdilik hepsini keşfedemiyoruz çünkü yıldızlar çok uzak.” Diye bildirince dedim ki:

Sorularla bilgiler elde ettiğimiz gibi bilgilerden de sorular ortaya çıkarıyor ve bu karşılıklı süreç gözlem ve bilgi ufkumuzu genişletiyoruz sürekli.. bu arada sadece sorular değil savlar ve iddialarda ortaya çıkıyorlar.. tezlerin test edilmesi çeşitli ikna ve isbat ortaya çıkarır ve buna bağlı olarak alan ve yöntem türleri meydana gelir.
Bundan kırk sene önce başlayan YBA çalişmamla.. çağımıza üç yüz yıllık bir tartışma ile ulaşan "farklı alanlarda farklı yöntemler kullanılır" fikrine dayanan ŞUHUD ve fenomene ilişkin bilim (hikmet) ve GAYB ve numene dair din (felsefe) ayırımını biliminde mutfagi olan ANALITIK DUZLEM platformunda sürdürüyordum.
Bu çalişmanin sonuçlarini bilgi-dil ana karasından ayrılan günlük dil, bilimsel bilgi, felsefi bilgi ve dini dil kıtaları ilişkileriyle ayrıntılandırdım.
Sonuçta bir SAVI kandırmak (ikna) ve kanıtlamak (ısbat) ve sonunda anlatmak ve inandırmak.. zamanla değişen ve gelişen araçları ve yöntemleri ve hatta dilleri isteyen bir süreç karşısinda.. beşerin yapisı olan ve olmazsa olmaz bileşeni dil ve din olan KÜLTUR'un açtigi UYGARLIK kapisini saglam ve sağlikli bina etmek gerekmektedir
Diger taraftan bazı konular da bir merak olma ötesinde bir ihtiyaç ve hatta bir arayış haline geliyor. Özelikle insanın temel korku ve umutlarına ilişkin inançlara hepimizin ihtiyaç ve talebi doğuyor.
Öyle ise kendimizi Tanrı saymadigimizda insan olarak..olmayan özgürlüğün hayali ve bulunmayan sonsuzluğun vehmi ile ayakta durabildiğimizi fark ederiz. İşte bu yuzden ozgurlukle bilim yapan sonsuzlukla din eden insanların birbirlerinin özgürlük ya da sonsuzluk inançlarına saygı duyması da gerekiyor.
Belki bu şekilde bilim ve din birbirini besler ve destekler ve böylece bilimci ve dinci çatışması azalır diye düşünüyorum.
İşte bu noktada evrendeki bu kadar güzelliklerin gözleyicisinin bulunmaması bana tuhaf hatta ısraf geliyor. Amma nerede bunlar göremiyoruz. Din diyor ki bu mülkun altinda bir MELEKUT bulunuyor.. sizin medeniyetiniz gibi bunlarin da bir AMINIYETI bulunur.. hu hu.. derler. Imtihan ve musabaka geregi siz bunlar göremezsiniz. Yani evreneki güzellikler boşuna degil.
Belki gelecekte bu melekut SICIM KURAMI ile tamamen olmasada kısmen bir derece ortaya çikarilacak ama bizler goremeyecegiz. Kimbilir belki böylesi daha iyi.. kendimizle biraz daha ilgilenibiliriz.

Saygılarımla, sağlıcakla kalınız.

Osmanziya 08.03.2023



Düzenleyen osmanziya - 08-Mart-2023 Saat 12:21
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk