Âdem
F İ K İ R K Ö Ş E M !
İLK İNSAN { Adam } ADEM yeryüzünde Nerede Var olmuştur ?
Hangi Kıtada VarolupYAŞAMIŞTIR ?
Bilgi sahibi Olan dostlar !
İsmet AKDAG
Sorusu üzerine bu yanıtı vermiştim:
“Konular.. alanlar..katmanlar ayırımı yapilmdam bir sorunu çozmek ve bir konuyu arastirmak zordur. Bunlar secildikten sonra o soruna ilişkim isabetli sorular sormakta ayrica onemlidir. Bio-fizik hassasiystimiz kadar psiko-lojik hissiyatimizda devreye girecektir
Diger taraftan her şeyde köken kaynaga ilişkin sorular araştiriciyi zorlar. Çunkufizigin META sı (metafizik) KAPALI ve psigin PARA sı (parapsik) KARANLIKTIR

Bu gune kadar kulturumuzun olmazsa olmaz bilesenleri olan dilin ve dinin kokenine ilişkin davalarda isbatlanan veriler ve belgelere ulaşilmamiş..sadece kutsal kitablar ve nebilere ilişkin tarih bulunur. Tarihsel bilgilerde yarım olur.

Yani hem evrim hem yaratilisa yani KOKENE dair n bilgilerimiz..belgelerimiz yarım ve yetersizdir.
Kesin bilgi istiyorsanız.. Âdem aleyhisselamlatanişmaliziniz.”

Dedim İsmet Akdag dedi ki:
“ Burada sorumuz anlaşılmaz değil !
Net ve açık : Adem hangi kıtada var olup yaşamıştır ? Bu konuda Radikal bilgi sahibi arkadaşlarımızın farklı bilgilerini almak istiyoruz.
Bu konuda bilginiz varsa Lütfen yazın.
Ben dedem ki:
İsmet Akdag Bey, bazı bilgileri günlük dillin elde ederiz.. bazı sorunları bilimsel bilginin matematiği ile çözeriz..isbat ederiz. Bazı kuşkulu sorular felsefi edebiyat ile izah edilir..bazı kesin yanıtlar ise dini vaazlar ile oluşturulur.

Burada sade konu ve alan değil KATMAN farkı dillendirdim. "radikal" ya da "özgün" bilgi sahipleri arkadaşların dediklerini okumadım. Zaten ayrıntılı bilgiye merak etmiyorum. Burada geçiyordum..sizin sorunuza görünce kestirmeden yanıt verdim.

"Âdem aleyhisselamla tanışmalısınız" diyen de ben değilim..dini ve fenni konularda ve özellikle Kuantum alanında uzman RAHMETLİ Onk. Dr. Huluk NURBAKI hocanın vaazında işittim.
Evrim ve Kuantum konusunda biraz fikrim bulunur. Oraya girmiyorum. Sadece şunu belirtmeliyim.. İnançlar ilim ve fen konusu haline geldiğinde ve İSBATLANDIĞINDA dinin teklif ve imtihanı da kalkar. Geçmişe gidip oradan nebilerin sesleri ve görüntüleri getirildiğinde ki bu mümkündür bu durumda inanan ve inanmayan arasında bir fark da kalmayacaktır.
İtikadın konularının ilmelyakindenaynelyakin ve oradan hakkalyakine geçmesi ve insanın ATASI ile tanışması fizik ve coğrafi bir sorun değil metafizik bir konudur.” Dedim İsmet Akdağ Bey dedi ki
“O kadar çok şey yazıyorsun da / ya soru ile ilgili bir cümlen olsaydı. Gam yemezdim.”
Bunun üzerine dedim ki: İsmet Akdag Madem açik istiyorsunuz..sorunuz bilim formatina da bağli kalmiyor ve dinin naslarina uymuyor. Oyle ise ben niye yanitladim.. zati âline saygi duydugum içindi.
Buraya kadar olan anlatım METAFİZİK konulara olan Yöntemsel ve Bilimsel yaklaşımımı ifade ediyor. Meleklera yani Melekuta ilişkin bu konuya gelince aşağıdaki tabloyu inceleme ve eleştirinize sunuyorum.
Âdem A.S. Rahman Suresinde “Halakalinsane allemehülbeyan” ayetiyle var oluşu sağlndıktan sonra cennetin bakıcılığında ve Yaratan’ın hocalığında TALİM-İ ESMA denilen olayla DİL edinerek dünyaya ailesi ile birlikte indirilmiştir.. bu hubut-u âdem sanırım bir tür ışınlanma ile oluyor ve bazı rivayetleri nazara alırsak belki sadece yer küresine değil başka gezegenlere “insan” indirme işe gerçekleşiyor.

İslami litaratürde Nur-ı Muhammedi denilen maddi ve manevi ağaçların tohumu olan bir BAŞLANGIÇ bulunuyor. Sonra Hakikat-ı Muhammediye denilen zaman-mekan süreklisi gibi insan-kainat daimesi oluyor.. üçüncü olarak Zat-ı Muhammedî (A.S.M) denilen son kitabın inzalı ve son nebinin irsali gerçekleşiyor. Biz burada bir HİKAYE anlattık.. bu hikayenin hakikatını araştırmak ve tartışmak.. anlıyorsa eleştirmek ve anlamıyorsa sormak başka anlatan olmak üzere dinleyen insanların üzerine düşen bir görevdir.
Ahseni Takvimden (AT) Ahseni Amele (AA) giden yolculuğumuzda inanç konularının ilmelyakinden aynelyakine.. aynelyakinden hakkalyakine.. araştırmak ve tartışmak.. anlıyorsa eleştirmek ve anlamıyorsa sormak konusunda gayret gösterilmesi gerektiği BAKARA 177 ci ayette açık ve seçik olarak açıklanıyor.

Bu ayette deniliyor ki “Yüzünü doğuya yada batıya veya kuzeye ya da güneye yani kıbleye dönüp namaz kılmak marifet (BIRR) değil asıl başarı; Allaha, ahiret gününe, kitaba ve nebilere inanmaktır.” Diyor bundan sonra zekatı sıraya koyuyor. Aşağıdaki tablo bu iman konusunda benim kuramımı gösteriyor. Bunun uzun uzun açıklamak burada olmaz. Dileyen inceleyebilir.. anlıyorsa eleştirir ve anlamıyorsa sorar. Belki böylece İMAMI MÜBİN ve KİTABI MÜBİN’in ne olduğunu anlarız.
Kendi kuram’ımın ana fikri YARATAN kötülük etsin diye ŞEYTAN isimli mahluk yaratmamıştır. Medeniyet sahibi mükellef ve sekalan olan yaratıklardan.. cinnden ve beşerden..   içlerindeki HANNAS’ın etkisiyle şeytanlaşan.. tugyanlaşan.. deccaleşen.. kötüleşen zi-şuur yaratıklar ve zevil-idrak mahlukat bulunur. Bizler bu beşer ve cin kötülerine ŞEYTAN adını veriyoruz.

Fakat asıl tehlikeli olan kendi içimizden çıkardığımız.. inşa ettiğimiz.. imar ettiğimiz ve ihdas ettiğimiz kötü yanımızdır. Bunu arıtmak ve hakka yaklaştırmak dahi temel vazifemizdir.
Yalnız orada MUVAZZAF MELEKLER rakamlarını açıklayayım.
4 büyük melek; CEBRAİL, MİKAİL, İSRAFİL, AZRAİL.. 2 yazıcı melek KİRAMEN VE KATİBİN.. 2 Kabir meleği MÜNKER VE NEKİR.. 2 Cennetin koruyucusu MALİK ve cehennemin koruyucusu MALİK.
Saygılarımla
Osmanziya 18.10.2023