Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: OLUMSUZLUKLAR Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2641

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: OLUMSUZLUKLAR
    Gönderim Zamanı: 20-Ocak-2024 Saat 11:01
ŞERR ve KÖTÜLÜK.. KUBH ve ÇİRKİNLİK.. YIKIM ve TAHRİM.. ELEM ve ACI.. MARAZ ve HASTALIK.. FAKİRLİK ve YOKSULLUK.. ZENGİNLİK ve VARSILLIK.. CAHİLLİK ve BİLGİSİZLİK.. İHTİLAF ve BÖLÜNMÜŞLÜK.. HUSUMET ve ÇEKİŞME.. ADAVET ve DÜŞMANLIK.. HARB ve SAVAŞ.. DARB ve ÇATIŞMA.. ve nihayet İMTİHAN ve SINAV.. MUSABAKA ve YARIŞ gibi pek çok MENFİ ve OLUMSUZ durumları burada teker teker dillendirmeyeceğim.. çünkü bunlar bizim seker ve mekerimiz arasında dönen bir DOLAYLI dolaptır. Bunların olaysız ve kolaylı bir şekilde bitirmek nerede ise imkansız. Buna rağmen insan kolaysız ve doğrudan ve olaysız bir şekilde bitirmek ister ve yanılır. Çünkü emeksiz yemek manevi mideye oturur ve bilgisiz karar manevi kafayı yorar ve sonuçta akılsız başın cezasını ayak çeker ve böyle insan tecrübe ve bilgi sahibi olur.

Bunlar yaşamın cilveleri.. anlam peşinde koşmayan kahvelerinin telveleridir. Sayılarımla. Mustafa BUĞUÇAM


OLUMSUZLUK BİR


BİLGİ; öğrenilir.. BİLİM;   öğrenilen bir bilgi kümesidir. BİLGİN ve âlim (bilim adamı.. bilim kadını.. bilim insanı)   tâlib ve ÖĞRENİCİ'dir.. bilinmeyenleri öğrenir.. ÖĞRETMEN ve muallim;   bilinenleri öğretir.. ÖĞRENCİ ve talebe; bilinenleri öğrenir.. BİLGE ve muarrif bilinmeyenleri öğrenir ve öğretir.

Bu SOSYOLOGLAR SOKAĞINDA sorular sorulmasını öneriyorum.   Sorucu öğrenciler ve talebeler değil sizin gibi tâlibler ve ÖĞRENİCİLER sorabilir. Ne kadar saçma ve tuhaf görünürse görünsün eleştirmek ya da sormanın bir sakıncası bulunmaz.. hatta daha iyidir. Çok yararlıdır. Hem soran ve sorulan bir şeyler öğrenir.. hem eleştiren ve eleştirilen bir şeyler öğrenir.

Bu fahri ve amatör SOSYOLOGLAR SOKAĞI   zaten bunun için kurulmuştur. Burada sosyolog olabilir ya da benim gibi olmayabilirsiniz.. ancak toplumsal bina ve inşaya ve yapılanmayı, içtimai vazifelere ve sosyal görevlere ilişkin soru sormanın bir sakıncası bulunmaz elbette .

Bu gurub bu tümcedeki dört kavramın derinliğine ilişkindir.

Her birimiz bilimci ya da dinci de olabiliriz. Bilimci; araştırma ve bilim yapmayan ve fakat bilime taraftan olandır. Bu güzel bir iştir. Dinci; ibadet ya da ahlak etmeyen ve fakat dine taraftar olandır. Bu da iyi bir iştir. Bilim ve ahlak yapmakta zaten her baba yiğidin harcı değildir. Örneğin ben yapamıyorum.

Artık çağımızda Tanrı tanırlığın, tanrı tanımazlar tarafından kınanmaması gerektiği gibi Tanrı tanımazlığın da Tanrı tanırlar tarafından suçlanmaması gerekir.
Saygılarımla.
Dinnur YAŞAR


OLUMSUZLUK İKİ

Değerli Kardeşim, "Ben insanların günün birinde değişebileceğine inanmıyorum.. kaldı ki gözümüzle gördüğümüz bir çok kişinin insan olduğuna da inanmıyorum." diyorsunuz amma her birimizin dünyası birbirinden çok ayrıdır.. kadın ya da erkek.. zengin ya da yoksul.. çok bilgili ya da çok bilgisiz.. ya yaşamının başında çok çekmiş sonunda rahatlamıştır.. ya da yaşamının başında refah içinde yaşamış fakat sonu acıklı bitmiştir.. yani Yaradan herkese farklı sorular sorar: Hatta bir hadisi kudsi şuna benzer şeyleri söylenmiştir: Benim kullarım içinde öyleleri var ki ben onlara zengin etsem küfre girerler.. öyle kullarım var ki ben onları fakir etsem küfre girerler.. öyle kullarım var ki ben onları sağlam etsem küfre girerler.. öyle kullarım var ki ben onları hasta etsen küfre girerler. Bu hadiste ne ders alacağız: iyilik (örneğin zenginlik ve sağlamlık) ya da kötülük (örneğin yoksulluk ve hastalık) bir hikmete binaen insanlara veriliyor. Bu yoksulluk ve hastalığa kendini beğenme ve çekiştirme gibi manevi çirkinlikleri de katabiliriz. Dünyada pek çok olumsuzluklar ve yıkımlar ve acılar bulunur. Ancak bu demek değildir ki OLUMSUZLUKLAR ve yoksullar ve hastalar olduğu gibi kalsın. Tam tersine bu yoksulluğu ve hastalığı kaldırmak insanlığın hatta islamlığın bir görevidir. En başta iktisad ve adaletle bunları kaldırmak için çalışılmalıdır. Dünya mükemmel.. nesneler kaliteli ve insanlar karakterli.. bir yer yapılmalı fakat cennetti ve cehennemi unutturacak bir şekildeki rahat ve konfor bize ahireti unutturmamalıdır. İNSAN olmak kolay değildir ve fakat insan olmadan islam olunmaz. İnsan olmakla da her şey bitmiyor, çünkü İSLAM olmadan insan dünyasını kazanamaz ve ahiretini kurtaramaz. Öyle ise diyebiliriz ki insanlık bir yarış ve islamlıkta bir sınavdır. Saygılarımla. Dinnur Yaşar


OLUMSUZLUK ÜÇ
Aziz Kardeşim.. EVRİMCİ değilim.. bu Tanrı tanır olduğumdan değil.. bu konu üzerinde çalışma yaptığım için ve bu çalışmalarımı yontembilim.com sayfamda yayımladım ve FORUM kısmında da 22 yıldır yazılarım paylaşıyorum. Burada şu kadar belirteyim evrim kadar yaratılışta bir gerçektir.. deneyim kadar dayatımda bir gerçektir.. devrim kadar buyruluşta bir gerçektir.. diriliş kadar dürülüşte bir gerçektir.. fakat ne yazık ki bu çok yönlü ve yanlı konu TANRI TANIMAZ bilimci ve TANRI TANIR dinci bir kesim tarafındman EVRİM ve YARATILIŞ çatışması haline gelmiştir. Bu konuda size ciddi ve ünlü bir kitap önereyim: TÜFEK MİKROP ÇELİK.. yazırı Jared DİAMOND bir evrimcidir.. fakat emek verilmiş ciddi bilgiler vermektedir bize. Ancak her şeyi bir kitapta öğrenemezsiniz.. fakat sosyal gerçekler YANLI olduğundan insanlar yanlı bilgiler öğreniyorlar.. tamam öğrensinler amma aynı zamanda öğrendikleriyle totoliter ve otoriter bir sistem ve rejimle insanları birbirinden uzaklaştırıyorlar kimler bunlar; örgütlü müslümanlan.. örgütlü masonlar ve örgütlü marksistler. Tarih sırasıyla birbirine muhalif ve hatta muhasım hatta düşman olarak ortaya çıkmışlar.. şimdi hepsi birlikte dünyaya kan kusturmaya çalışıyorlar.. yalan mı ? Bütün bunların bir deneyim işte.. deneme ve yanılma ile öğreniriz, değiştiririz ve düzeltiriz ve yapabilirsek iyileştiririz. Bilgisizliğimizin cezasını inançsızlık olarak çekeriz.. ve fakat körü körüne inanarak ta boşu boşuna savaşırız. Bu fakir her şeyi SIFIRDAN başlattı.. sıfırdan başlatacakları da bekliyorum. Sıfırtan başlayan ve başlatan ismim..   Osmanziya Osmanziyaoğlu Mustafa Buğuçam ismiyle de insanbilim yaparım..



Değerli Kardeşim, Makro mutasyonlara uğramış bu canlılar evrildi mi? Kısa ve öz.. Evet ya da hayır.. diyorsun DEĞİŞİM.. dönüşüm.. sıçrama.. ilerleme.. evrim (değişinim).. gibi sözcükler bize ÇEŞİTLİLİKLERİ gösterir ve buna rağmen bu kavramlarını tersini gösteren EŞİTLİLİK te bulunur.. bu ikilemin daha büyüğü olan kuantum tekliği ve rölativite birliği arasında orta bir yol bulanamamıştır. Ancak sayfalarımda bol miktarda buna örnekler var.. net bir cevab ve kısa bir çözüm ve öz bir yanıt aramıyorsanız. Bu aradığınız şeylerde bilimde bulunmaz.. din ya da din benzeri ideolojilerde bulunur. Bu verdiğiniz örneklere ŞAZ adı verilir.. kural dışı ve aşırı istisna.. bu her alanda gerçekleşiyor.. örneğin dahiler sıra dışı akıllardır. Bazı galaksiler var sıra dışı enerji yayarlar.. mutasyon genelde olumsuzdur.. ancak olumlu mutasyonlar işi ilerletiyor. Atalarımız bu işi biliyorlar evcilleştirilecek bitki ve hayvanları evcilleştirerek bu güne gelmişler. Kim bilir belki biz de bu günden sonra başka bir yaşam kuracağız. Bilmiyoruz. Ancak benim bildiğim Yaratan kuracağımız yaşantının en iyisini şu dünya cennetinde ve muhteşem haliyle bize sunmuş.. bu bu vitrindeki geçici cennetin hakikisine erişmek için güzel bir insan ve iyi bir müslüman olmaya çalışmalıyız. Saygılarımla. Osmanziya




"Evrim nedir? Tanımlayınız da öğrenelim. Boş laf değil. Kısa v öz.." kısa ve özü yazdım.. Lafım dolu lakin sizin kafanız daha daha dolu ki almıyor.. oysa kafası BOŞ olanlar bilir ve öğrenir Kardeşim.. o boş laf dediklerinin bir cümlesini anlıyorsan eleştir anlamıyorsan sor.. Ayrıca başkalarının sözünü ulu orta BOŞ LAF demek saygısızlık.. saygı her türlü sevgi ve bilgiden önce gelir. Ünlü ilim bir noktadır onu cahiller çoğaltır ünlü sözünden maksad.. İLİM boş laf konuşmak değildir.. cahilliğinin farkında olanlar ilmi ve irfanı artırır çoğaltır ve çeşitlendirir demektir.. lakin cahilliğinden anlamayanlara boş laf gelir. Eleştirmeniz için yazıyı bir daha yineliyorum: "Değerli Kardeşim, Makro mutasyonlara uğramış bu canlılar evrildi mi? Kısa ve öz.. Evet ya da hayır.. diyorsun DEĞİŞİM.. dönüşüm.. sıçrama.. ilerleme.. evrim (değişinim).. gibi sözcükler bize ÇEŞİTLİLİKLERİ gösterir ve buna rağmen bu kavramlarını tersini gösteren EŞİTLİLİK te bulunur.. bu ikilemin daha büyüğü olan kuantum tekliği ve rölativite birliği arasında orta bir yol bulanamamıştır. Ancak sayfalarımda bol miktarda buna örnekler var.. net bir cevab ve kısa bir çözüm ve öz bir yanıt aramıyorsanız. Bu aradığınız şeylerde bilimde bulunmaz.. din ya da din benzeri ideolojilerde bulunur. Bu verdiğiniz örneklere ŞAZ adı verilir.. kural dışı ve aşırı istisna.. bu her alanda gerçekleşiyor.. örneğin dahiler sıra dışı akıllardır. Bazı galaksiler var sıra dışı enerji yayarlar.. mutasyon genelde olumsuzdur.. ancak olumlu mutasyonlar işi ilerletiyor. Atalarımız bu işi biliyorlar evcilleştirilecek bitki ve hayvanları evcilleştirerek bu güne gelmişler. Kim bilir belki biz de bu günden sonra başka bir yaşam kuracağız. Bilmiyoruz. Ancak benim bildiğim Yaratan kuracağımız yaşantının en iyisini şu dünya cennetinde ve muhteşem haliyle bize sunmuş.. bu bu vitrindeki geçici cennetin hakikisine erişmek için güzel bir insan ve iyi bir müslüman olmaya çalışmalıyız. Saygılarımla. Osmanziya" demişim ki MUTASYONLAR GENELLİKLE olumsuzdur.. bu nadiren olumlu demektir.. ikincisi bu zararlı mutasyonlara da ŞAZ denir demişim.. yani olagandışı.. her alanda böyle kuralın istisnaları var.. demişim.. daha bunu da anlamıyorsan.. benim de sana diyeceğim.. benim lafım dolu sizin kafanızda YETERİNCE dolu olmadığı için anlamıyorsun.. anlamına geliyor bu.. Yaratan yaratması da sadece evrimle olmuyor başka kavramlarda var.. ancak kafası YETERİNCE dolu olmayanlar ya EVRİMİ ya da YARATILIŞI tanrılaştırarak kendilerini boşu boşuna meşgul ediyorlar üstelik benim gibi salaklara da vakit ve emek harcatıyorlar.. yani başkalarına zararlı oluyor.. ancak Rabbimiz dilediğine zararı kara çevirir. "Canlılardaki zararlı değişimler evrim midir? Değil ise nedir? Canlılar yaşlanınca evrilmiş mi oluyor?" zaten soruna bakıp zihnini görmeliydim.. evrime karşı çıkmaktan başka bir derdiniz bulunmuyor. Ne demek zararlı değişinimler evrim.. yararlı olanların birikmesine evrim adı veriliyor zaten.. tanımın tersini alıp evrimi çürütebilirmisin.. evrim bireyin değil türün olgusudur.. ne demek yaşlanınca evrilmiş mi oluyor.. Saygılarımla.. biterecektim.. fakat sorunu görünce saygı falan da kalmadı Arkadaş.. herkes işine..


OLUMSUZLUK DÖRT
Bey Kardeşim, bu arada Walter İSAACSON'un YAŞAM KODU kitabını okudum.. ileri ülkelerde artık dijital kodlardan sonra genetik kodları yazmaya başlamışlar.. ikibinler de genetik kodları okuduk yirmi yıl sonra yazmaya başladık.. işler tehlikeli boyutlara ilerliyor.. bu DECCAL yani acele eden nesne ya da kimse.. ve bu ikisini birleştiren ÖZNE.. çok hızlı çalışıyor.. sanırım bu HANNAS'dan çıkıyor.. son suresin mesajı.. ilk surenin mesajı Fatiha-i Şerife nasıl önemli ise son sureler de öyledir.. ihlas.. felak ve nas. İnsanlık 2.0 da Ray Kurzweil GNR'den bahsediyor.. Genetik kod.. Nano teknoloji ve Robotik dijital kod.. bunlarla başa çıkamazsınız.. HARIRI en uzun süren diz HÜMANIZM diyor.. yani artık insan olmayı bile küçük görüyorlar. ŞÖYLE etrafınıza bakarsanız.. ya kendilerine TANRI sayan sanrılar bulunur.. ya da kendilerine NEBİ sayan kanrılar bulunuyor.. yani bilgi ve güç ve para.. insanı bozuyor. Ene'sine binmiş dalalet vadilerin AT koşturanları dine ve imana çağırmak artı işe yaramıyor.. çağırıpta getirdiklerimiz feto ve reto olup yeşil sistemleriyle mavi ve kırmızı ve kızıl renklerle savaşıyorlar.. zaten RABBÜLALEMİN izin verse maviler kızılları ve kırmızıları ve yeşilleri bir kaşık suda boğacaklar. Bunlardan kaçınmak için SARI renge büründüm.. onu da kaptılar. Dil ve din ile emek ve değer.. insanlık ve barış.. hangi DEĞER varsa onu kullanmanın peşine oluyor insanlar. Zaten bu ortak insani değerler olmazsa insanlarda bir araya gelmez ki.. herkes çıkarının peşinde koşar.. ancak herkes İNSAN olmayı aradığında sanırım ortalık biraz daha düzelecek. Saygılarımla. not: Evrim GERÇEKTİR.. ancak evrimcilerin her dediği de doğru değildir. YARATILIŞ bir gerçektir.. fakahttps://www.yontembilim.com/forum/edit_post_form.asp?PID=3386&PN=1t yaratılış adına söylenen her söz dahi sağlam ve sağlıklı bilgi ve değer içermez.   MUSTAFA BUĞUÇAM


HAYRET VERCİ BİR ŞEY:


https://www.yontembilim.com/forum/edit_post_form.asp?PID=3386&PN=1

bu sayfanın linki


EVRİM hakkında wikipedi bilgisi de bu:

https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2195&PN=1

Sanırım benim makinanın kafası karıştı..

doğru link bu:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Evrim






Dilimizi konuşmak güzeldir.. fakat dil KÜLTÜRÜN etrafa en açık bileşeni ve aygıtıdır.. yüksek bir dil ve yüce bir dine sahip olduğumuz halde bunları birbirine çarpıştırarak dışarıdaki dillerin ve dinlerin fazla etkisine kapılıyoruz. Dili tanıyacak kadar bir kültüre sahip olanlar her dilde her bir sözcüğün (kelimenin / word'un) farklı bir gereksinimi karşıladığını bilirler. Eş anlamlı sanılan kelimelerin eş olmayan bir anlatımın, eş olmayan bir anlamı göstergelediğini bilirler. Örneğin örnek verilen FARSÇA 'da okumanın on tane anlamı varsa o dilin o kadar geniş olduğu ortaya çıkıyor.. bu yüzdan günlük konuşmada avamı nasın işini üç bin kelime görürsen.. bilimsel dile sahib birisine atıyorum on bin kelime gereksinim duyar. Felsefe bilgi de ise daha çok atıyorum.. yüz bin kelime gerekir. Yabancı kelimeler ise bu konuda bize yardım eder. Bilim ilk dört yüz yıldan sonra müslümanların elinden çıkmış.. batıya geçmiş.. bu yüzden bilimsel terimleri de kullanmak sorundayız. Ancak ibni Haldun'un.. galip milletler taklid eder mağlup milletler.. kuralınca bu özenmeden de kurtulamayız. Ancak elimizden gelidiği kadar printer yerine YAZICI, global yerine KÜRESEL, absurt yerine SAÇMA,cv yerine ÖZGEÇMİŞ, partner yerine EŞ, sempatik yerine SEVİMLİ, revize etmek yerine YENİLEMEK, illegal yerine YASADIŞI, antipatik yerine SEVİMSİZ, perspektif yerine BAKIŞ AÇISI, departman yerine BÖLÜM, star yerine YILDIZ demeliyiz.. ancak demekdiklerimizin anlamını da bilmeliyiz.. kullandığımız TÜRKÇE sözcüklerin de bir SEÇİM olduğunu bilmeliyiz.. ve çevirilen sözcüğü tam karşılamadığına da bilmeliyiz. Örneğin PRINTER yerine belki YAZICI uyuyor lakin PERSPEKTİF sözcüğünü bakış açısı tam vermiyor. Bir de ortaya ideolojimizin resmini koyarak kültürü ve kültürümüzü kendimizle özdeşleştirmemek.. konuşmaya ve eleştiriye ve diyaloga açık olmak gerekiyor.. diye düşünüyorum. osmanziya


OLUMSUZLUK BEŞ''Eğer transistörleri alıp nöronları birbirlerine birleştirir gibi beynin modelini çıkarsak beynin hangi bir boyutta bir bilgisayar gibi olabileceğini tespit edebiliriz. Bu bilgisayar küçük bir şehir boyutunda olurdu. Bu bilgisayar binlerce megawatlık elektrik tüketirdi. Bu enerjinin elde edilmesi için de bir nükleer santral gerekirdi. Aynı zamanda çok sıcaktır çünkü elektrik üretir. Bu bilgisayarı soğutmak için bir nehire ihtiyacınız olur. Eğer küçük bir şehir büyüklüğünde bir bilgisayarım olsaydı nehirden gelen su ve bu dev bilgisayara enerji üreten bir nükleer santral... işte hepsi bir arada bir beyin olurdu..
❖ Fakat beynimiz binlerce megawatt harcamaz sadece 20 wattlık enerji harcar. Bir şehir büyüklüğünde değil sadece bir insanın kafatasına sığacak büyüklükte.Bu nasıl mümkün olabilir?
❖ Öncelikle beyin bir bilgisayar değil. Önceleri beyni bilgisayar gibi düşünürdük ama artık böyle düşünmüyoruz. Beyinde ne pencereler, ne pentium çipler, ne programlama ne de altprogramlar var. Peki o halde beyin nasıl çalışır?
❖ Beyin bir öğrenme makinasıdır. Beyin öğrendiği her konudan sonra kendini düzenler. İşte dijital bilgisayarların bile yapamadığını beyin böyle yapar. Dijital bilgisayarlar öğrenemezler. Bugün dizüstü bilgisayarınız dün olduğu gibi yine aptal. Hatta bir önceki gün olduğu gibi aptal. Diz üstü bilgisayarınız asla daha zeki hale gelemez. Fakat beyniniz bunun hepsini yapar. Sürekli yeni şeyler öğrenir. Bu nedenle beyin tam anlamıyla bir bilgisayar gibi değildir, beynin düzeni bambaşkadır. Bu nedenle bilgisayarın, beyin gibi olabilmesi için ancak bir şehir büyüklüğünde olması gerekir.''
❪Prof.Dr. Michio Kaku / Teorik Fizikçi❫

teşekkür ederim.. buradan ne çıkarız yapabiliriz.. önemi ve değerinin anlaşılması için İNSANIN kendini tanıma ve bilmesi gerektiğini çıkarıyorum. Dinnur YAŞAR





Düzenleyen osmanziya - 20-Ocak-2024 Saat 19:48
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk