Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: BİR DOKUN BİN İŞİT Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2751

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: BİR DOKUN BİN İŞİT
    Gönderim Zamanı: 01-Şubat-2013 Saat 18:29

Mesleki site de yayımlanmıştır:

 
Merhaba GÜNCE,

 

Bir desti ki dolmuştur doldurmaya çalışsan taşır..

Bir güfte ki bir dallandırsan bir mana çıkar..

Bir beste ki bir dokunsan bin nağme okur..

Yazer Mustafa BUĞUÇAM bir kabuktur ki kırıp açsan

içinde yazar olmamış Osmanziya çıkar..

 

İşte o bir  kasedir ki bir iki eleştiri oku atıldığında

Gereğinden  fazla tınlama ve çınlama  çıkarıyor.

 

Burada sadece bir a’razın anası olacak dadı yeni  EDİTÖR arıyor fakat bunu dallandırarak anlatıyor.

 

İşte sesleri  içerik olmaktan ziyade bir duyuru olarak almak lazım.

 

Buraya yazdığım bir yazıyı içinde duyuru/deklare/i'lan taşıdığı için

önce forumda yazdım.. sonra yukarıda bir meslektaşımın "buğulucam" eleştirisi üzerine yazdığım yazıları bilgilendirme ve anı saklama amacıyla buradaki duyuruya ekledim.

Umulur ki bir gün bu duyuru bir uyarı etkisi yapar da ondan bir DADI tasarı ve EDİDÖTLÜK kararı tepkisi alırım.

Sağlıcakla kalın.

 

Mustafa BUĞUÇAM

 

 

Değerli Meslektaşlarım,

Bu yazıyı GÜNCE için yazmıştım fakat bir deklerasyon içerdiğiden
uyarıyı buraya yazdım gayrı ayarı siz yaparsınız, duyurulur...

Sevgili günce ve Sevgideğer gönlünce,

Baktım yazılanları ağır adamlar okuyorlar,
A.Ö, K.O ve MMK.
Onlarda biraz katlandıkları için okuyorlar.
Böyle herkesin okuyacağı ve de yararlanacağı yazılar yazmaya ne dersin.
Şu yan yana iki noktayı çok kullanıyorsun mesela söz duracaksa bir (.) noktayı koy. Yorulduysan ve nefes alacaksan ve aldıracaksan virgül (,) koy. Bu iki nokta (..) da neyin nesi kimin fesi ?
Hadi anladık söz uzayacakca üç nokta(...) koyabilirsen fakat bu ne virgül ne ne nokta olduğu belli olmayan iki nokta (..) da ne oluyor ?
İki nokta hem öyle yan yana olmaz üst üste iki nokta (
olur. Şimdi dur şunu söyleyeceğim sana anlamına gelir bu da işi yarar.
Amma iki nokta yan yana ne işe yarar ?

Yav sahi sen kendini göstermek için bir remz olarak mı kullanıyorsun ? Yoksa sende iki nokta koymak bir tik mi olmuş ?
Rahmetli Ecevit'in gözünü kırptığı gibi sende iki nokta tiki ile yazı dünyasına göz mü kırpıyorsun ?

Şimdi sözü sana verdin aha konuş:

Değerli kendi yazar kendine okurum,

Senin dokunduğun bu iki noktada daha dokunamadığın noktalar var.
Hakikat hiçte öyle sandığın gibi değil.. ben orada hem evet derim hem hayır derim.. biraz dokundun orası ne bitiren nokta ne de fasıla veren virgüldür "dır-değil"dir.. böylece yeni bir cümle için BÜYÜK harf başlatmam ve virgül için ayrı bir tuşa basmam ve sonuna da nokta koymam böylece kolayla konulan iki nokta hareketiyle zor kullanılan büyük harf ve virgül empulsundan kurtulurum ve böylece en evrensel yasa olan kozmik tembellik yasasına uyarım.

Diğer taraftan yan yana iki nokta; yaşam canlı ve diri olduğunu gösteren nefestir. Ya da dik dörtgen (iki öğeli) bir fesdir. Ya da şunu veya bunu gösteren öyledir veya böyledir. Hem düz yazıda bile yazarlar ve/veya bağlacına gerek duymuyorlar mı ? Hem yöntembilimsel analizin iki harfi olan eş zaman dikey eksen ve ard zamanlı yatay düzlemine işaret eden kafesdir.

Ve de önemli bir başka ayrıntı.. okurum olmadığından kendi kendine konuşun ve eseme yapan US'un dilini ve düşüncesini gösterir iki es'idir.
Kafes.. nefes.. fes.. ve es...

Zaten görev yerimin namı diğeri olan EFES'te oturuyoruz ve bu nefes oradan bize esmiş de olabilir.

Evet, sayın seyirciler pardon konuşmayan okuyucular ve okuyan konuşmacılar.. Biz SESLİ okudukça siz SUSKUN konuştukça bir noktayı benim için ve bir noktayı sizin için kullanmayı sürdereceğim.

Sağlıcakla kalın.



NOT:
Yani bir editörüm olsa iyi bir yazar olup yazerlik mesleğine ikincisini ekleyeceğim.. lakin çıkmadı.. mütekaid bir ağabeyime teklif ettim yüz vermedi.. hanım meşgul.. çocuklar meşgül.. personel meşgul.. meslektaşlar meşgul.. hasılı tüm okuyuculur ve yakın çevre meşgul ve biz de bu işgal edilen ülkeyi istila edemediğimizden adamızda adımları tek tek ataraktan adlandığımız dadalığımıza adanmış oluyoruz.. haydi hayırlısı..

 

Saygıdeğer Yazerim,

Öncelikle ilginize minnettarım.. benim için bir eleştirmen bin okur değerindedir.

Buğulu.. bir yazı, konuşan bir kişi fakat sanki iki kişiymiş gibi görünüyor..
Nedeni.. konuştuğu dinleyen ve anlayan fazla olmadığından bir eleştiri yapıyorum kendime:
"Değerli kendi yazar kendi okurum".. kendi söyleyip kendi dinleyene bizim memlekette deli derler.
Amma deli olsaydım yazerlikten çıkartırlar hatun da beni boşardı..
hem delibaş hem eliboş olduğumdan yerden göğe kadar haklı bir gerekçeyle..
Ancak bir insanın anlaşılmaması da normal bir durum değil.
O zaman çocuğun büyümesi ve normalleşmesi süreci için bir başkasının
yani anne ya da anne yerine gecen dadının yardımı gerekiyor.
Hem arazın dilinden anası anlar derler. Çünkü anadili anadan öğrenilir.
Ve arazın (yani işitmesi ve konuşması olmayanın) bile anasından öğrendiği bir ana dili vardır.

Zaman zaman "güncem"de yazdığım yazılarda arkadaşlarımın yardımını isterim.. anladığınız hususlar varsa eleştirin.. anlamadığınız varsa bu konuları da sorun.. ancak sanki yazım "hiç" anlaşılmıyor gibi bir soru yok.. tamamı kabul edilmiş gibi eleştiri yapmıyorlar.. işte bende bunu kabul edemiyorum.. hasılı muhatab bulamaya bulamaya bitap oldum. Ve eleştiri oklarını kendi sineme atarak "Kendi yazar kendi okurum" diye kendimle alay ediyorum.. Ancak eğer okunuyorsa anlatımım en azından yüzde yirmi anlam değeri vardır. Bu bakımdan beşte birlik anlaşılmanın, açıklamanın ve aydınlatmanın Türk dili değeri ve anlambilimsel (semantik) yararı hatırına, anlaşılmama nedenlelerinin en başında bulunan söz dizimsel (sentaks) düzeltmelerde bulunacak bir editör yani dadı arayışı içindeyim. Çünkü yazımı düzelte düzelte bir süre sonra dadım olacaktır. Bunun için bu yazıyı sayıları bir hayli bulunan güncelerim içinde bırakmadım buraya taşıdım.. yani burada hedef kitlem kültürel ve mesleki forumlardaki meslektaşlarım değilde güncelerimi izleyen üç beş arkadaşımdır..

Yoksa siz de onlardan mısınız ?

Sağlıcakla kalınız.

Mustafa BUĞUÇAM

Not: İki nokta kullandığınıza sevindim.. evet insanlar bazen kullanıyorlar fakat sizde sürekli kullanıyorsanız bu konuda yalnız değilim demektir.

 

Aynen.. değerli yazerim,

" Şiirlerin anlamı konusunda, şiirlerin gerçek anlamı şairinin karnında gizlidir derler. Sizin yazılarınızın anlamı da aynen şiirlerdeki gibi "

Ancak buradaki ayniyet derecesi biraz daha farklı.. şiir gibi anlaşılması zor fakat onun kadar değil.
Şiir, duyguları ve dilekleri düşüncenin diliyle ve ona bir tür beste olan kafiye katarak söylenmesidir.
Fakat hissiyat ve talepler o kadar derindir ki şair "Dili yok kalbimin kâri, ondan ne kadar bîzarım" der.
Amma yine de şair dileğinin içereğini ve duygusunu yükünü düşünmesine bindirir
ve düşünmeye binen düşünce ise iyi ya da kötü dile getirilebilir.

Fakat benim yazdıklarım şiire benzese de hatta bir tür kafiye, eşleşme, çiftelik bulunsa
bile duygu ve dilek değil düpedüz DÜŞÜNCE'dir.
Maksadım san'at yapmak değil hikmeti bulmaktır.
Tabiri caizse Mevlana’mı bulmaktr. İfadesi mümkünse Yusuf’umu aramaktır. Yunus olup Molla Kasım’a rastlamaktır.
Elbette Mevlanâ, Yunus ve Yusuf, büyük çaplar. Mahiyeti aynı olan bu işi kendi küçük çapımda yapıyorum.
Sadece anasını kaybetmiş a’razın marazını yaşıyor ve çaresini arıyorum.

İşte duyu ve dilek değil düşünce, kavram ve kurgularımı ifade ve ibare ettiğim için ANLAŞILABİLİRİM
ve fakat bunu günlük dilde değil de yeni ve özgün bir DİL’de yapıldığı için anlaşılmakta ZORLANIYORUM.
Bu zorluk, anlatımlarımın yöntembilimsel analizi platformu olan analitik düzlem levhasında değil de
günlük dilin düz yazısından anlaşılmaya çalışılmasından doğuyor.
Eğer anlatımımı ciddi bir surette anlamak isteyenler,
beyanımın manasını görmek dileyenler
düz yazılardaki anlatımın kökeni olan tablola yönelseler ve şemaları izleseler
inanın daha çabuk kavrayacak daha çok anlayacaklar.
Zaten benim derdimde düz yazılın içeriği değil,
yöntembilimsel analiz levhalarının kullanılmasının öğrenilmesi ve kullanımdan yararlanılmasıdır.

Hasılı soru yorar amma yanıtta arar.. eğer azıcık gayretli ve biraz da samimi olursa cevabını da bulur sualinin.
Nitekim siz sordunuz ve sanırım bundan önceki yazımda yanıtı bulduğunuzu ifade ettiniz.

Teşekkür ederim.

Mustafa BUĞUÇAM

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk