KONUSHMA dizini içindeki dosyalar


20150621_133444_KONUSHMA.rar



Dyl, dünya-yı deny ve deyn-i din
Arasında
hem onları kuran hem onlarla yoğrulan
bir konuşma ve diyalektiktir.

Dil insana ÖĞRETİLEN seslenmedir.


Elbette bu iletinin dizini içindeki tabloları ve tablolardaki kabloları versiyon ve kuruluş sırasıyla izleyenler imgelediklerinde ve irdelediklerinde “insan”ın var oluşunu ya da benim insanı kuruşumu görecekler ve öreceklerdir. Kuşkusuz insan DİL olmazsa olmaz bir kuruluş ya da var oluş. Bu dil, dünya ve din gibi olmazsa olmaz kökenler ve kaynaklar insanın funun ve hukuk ile san’at ve hikmet etkinlikleriyle incelenmiş.. Matematik temelli FKB ve mantık temelli PSL disiplinleriyle kuram ve deneyim tabanlı araştırmalara konu olmuştur. Toplumsal yapıya ve devlete ilişkin ekonomi.. politika.. idare.. terbiye.. hukuk.. bilim uygulamalarını da buna ekleyebilirsiniz. Sonuçta beşeriyet doğa ve döne gibi bireyi ve toplumu da kullanan bir uygarlık.. bir teknoloji.. bir teknoloji ortaya çıkmıştır.. ancak bu arada da bu 70 bin yıllık uygarlıktan ve medeniyetten İNSANİYET doğmuştur.

Burada insanı merak eden.. kendini tanımak isteyen.. hatta bu iki saikin bile farkında olmadan düşünen.. sorgulayan.. arayan insanlar kendilerini ifade etmek saiki altında insanı ibare eden çalışmalar ve yapıtlara imzalarını atmışlardır. Vehim hayalden ibaret insana verilen ayniyet ve hürriyet emanetlerini kullanarak.. enaniyet ve nefsaniyetlerinden yararlanarak.. İNSANLIK fikir ve zikir ile maan ve beyan eden VAR OLUŞUMUZ, ilim ve irade ile ihtiyar ve iktidarını inşa etmiş.. eril ve dişil ile toplum ve birey imarını sürdürmüştür.

Ancak geldiğimiz nokta ürkütücüdür…

Filozoflar dünyanın nasıl olduğunu anlamaya çalıştığılar ve fakat onu değiştirmeyi düşünmediler diyen görüşe ya da bırakınız yapsınlar bırakınız etsinler diyen düşünceye uyarak yüz elli yıldır.. dünyayı ve insanı iyileştirmeye çalışıyoruz. Daha öncede dinler de aynı şekilde ahlakı ve maneviyatı güzelleştirerek dünyayı ve insanı iyileştirmeye çalıştılar.. anlaşıldı ki dinleri ideoloji haline getirerek ya da felsefeleri dinleştirerek ne dünyayı iyileştirmek ne de dini güzelleştirmek mümkün değildir.

Dünyayı iyileştirerek ve dini güzelleştirerek insan düzelmiyor ve düzeltilemiyor.

Bu tablolar içinde buluna s=cati dökümanına bakarak ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.

Bu demek oluyor ki mahiyeti naks ve kasr olan yaratılanı itmam ve ikmal ederek Yaratan haline getiremezsiniz.. Eğer yaratıyorsa bu mecazidir.. hakiki değil.. eğer kral ya da köle oluyorsa bu muhkem değil müteşabihdir Ya da tersine söylemeliyim belki.. yaratıyorsa bu muhkem değil mecazidir.. kral ya da köle oluyorsa bu hakiki değil mecazidir…

Şimdi bu “muhkem ve müteşabih ile mecazi ve hakiki” sözcüklerinin mana-yı harfi’i ve mana-yı ismi’ni yani DYL’in ar ve ad kodlarını çıkarabilir misiniz ?

Böylece de üzerinde yaşadığımız şu GÖK adayı ve YER ada üzerinde yaşayan adamı eğer günlük dilin düz yazısıyla anlatacaksanız bunu şimdiye kadar yüzlerce ünlü ve yüzbinlerce ünsüz insanlar başarmayı denedi.. başaramadılar.. bu gün yapabildikleri en baba iş, ticarette reklam, siyasette propaganda, felsefede edebiyat ve dinde vaazdan ibarettir

Peki kim yapacak.. nasıl yapacak.. kimsenin yapmadığını ben yaptım desem çok büyük ayıp olmaz mı.. elbette açık ve seçik olarak olur.. öyle ise bu işi bir birey değil bir “tür” yapacak yani insanlık.. oysa insanlık bir hayvan “tür”ü değil.. öyle ise tür olmayan ve fakat birey de bulunmayan İNSANLIK kendini tanıyacak ve tanımlayacak.

İşte bu muazzam iş muhteşem bir dil ister ve bu dile bir hazırlık olarak YÖNTEMBİLİMSEL ANALİZ’imi öneriyorum. Şimdi bu yöntem dediğimiz bilim sepetini başımızdan çıkarıncaya kadar onu tanımak zorundayız. Çünkü düşmanını tanımayan onu yenemez. Kolay gelsin.


Sağlıcakla kalın.


Osmanziya








OSMANZİYA

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim




NOT:
Evet, aslında benim kullandığım sistemde
cümleye, kelimeye hatta harfe de ihtiyaç yok…

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com
www.osmanziya.com
www.mustafabugucam.com.tr



http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim



Düzenleyen osmanziya - 21-Haziran-2015 Saat 13:35

Burada sadece adı olan ve varlık yapısını ve neliğini bilmediğim iki terim ve kavram var KÖZ ve KOZ... onları da KALIN arlar ile göstergelemişim.. köz altında vicdan (uz) koz altında ruh (tin) bulunuyor. Toz zerre ve hücre olarak tanımlı.. Töz de cevher ve özdeşlik olarak belli.. ten (beden) toz içinde.. töz dahi us (akıl) içinde.. us ve ten yani sol görümüz... uz ve tin yani sağ duyumuz.. bunlarda belli.. lakin yanan vicdanın közü ile söyleyen ruhun SÖZ'ü belli değil.. köz ve koz SÖZ içinde.. söz bilgi ve buyruk taşır amma bununla birlikte köz ve koz ile yanıyor ve yakıyor.. ey SAYGIDEĞER kâri'm ve ey SEVGİLİ karı'm.. bu garip sözlerimin.. dışı seni KOZ gibi büyüler ve yakar içi de KÖZ gibi yanar ve eritir beni..


Düzenleyen osmanziya - 21-Haziran-2015 Saat 13:44