Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya  
Mesaj icon Konu: sallamalar Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3632

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: sallamalar
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 09:20

SALLAMALAR ve SAĞLAMALAR



Elbette SALLAMA'nın korkma ve titremesi bulunduğu   SAĞLAMA'nın da sollaması ve dalgalanması olur.
Eleştiriniz ve sorgulananız dileğiyle

[OZO] 05.01.2025



Fahriye DALGIÇ Kardeşimiz paylaştı:

^^İNSAN POR, PORİYUM VE PORYA'YI NASIL ANLAMALI^^
İnsan İçin Por=Bilgi=Bilinç Demekdir, İnsandaki Olan Bilinç, İlk Maddeyle Yola Çıkılarak, Mutlak Boyut Varlıklarınca Teknolojik Olarak Geliştirilip Oluşturularak İnsan Yoktan Değil, Var Olandan Eklenerek İnsan Olarak Yaratılmıştır.
Por, Mutlak Boyut Varlıklarının Kendilerinin Yaşamakta Olduğu Kürz Mekanının Minyatürüdür, Eğer Kürz'ü Küçültürsen Por Olur, Eğer Por'u Büyütürsen Kürz Olur.
İşte İnsan, Bu Yaşamakta Olduğu, Bu Vizyon Manyetik Mekandaki Olan, Matriks'deki Yaşamının Başlagıcı İşte Budur, Yani Her Şeyin Başını Bu Por Denen Madde Oluşturmaktadır.
İnsan İse, işte Burdaki Olan, Bu Vizyon Manyetik Alanda, Onun Kendisinin İçinde Bulunduğu Mekan Bant Hızının Enerjisel Titreşiminin Yükseltmesini Ondan Beklenmektedir, İşte Por Budur.
İnsan İçin İkinci Madde Olan Poriyum İse, 7 Tane Por'un Birleşimiyle Oluşan Poriyum=Frekans Demekdir.
İnsan İçin Üçüncü Madde Olan Porya İse, 7 Tane Poriyum Maddesinin Birleşimiyle Oluşan Porya=Boyut Demekdir.
İşte Bunların Her Üçü de, İnsan Başta Olmak Üzere Bütün Canlılarda Bu Üçü de, O Canlıların Evrimsel Tekamüllerinde Onların İlerleyeBilmesi İçin, Her Canlı Kendi Bireyselliğinde Bilinç Frekans Boyutlarında Bu Dünyada Yaşamaktadır.
Bu Varlıkların Bilinçsel Gelişimini Sağlayan Bu Por, Poriyum Ve Porya'nın Kendi İçinde 7li Birleşiminin Toplamını 49 Rakamı Oluşturmaktadır, 49×7=343 Tane Bilinç Frekans Boyutu Demekdir.
İnsan Bu Dünyada Hangi Boyutta Yaşıyor İse. O İnsanın Karşısında da Kendisiyle Birlikte 343 Tane Bilinç Frekans Boyutunda Olan İnsan Var Demekdir.
Bu Dünya Matriks'inde Yaşayan İnsandan İse, İlahi Sistem 343×17=5831 Tane Olan Bilinç Frekans Boyutunun Doyumunu Sağlayarak, İnsanın Bu Dünya Bilinç Sınavını Bitirmesi Öngörülmektedir.
İşte İnsan Por, Poriyumu Ve Porya'yı Bu Şekilde Anlamalı.
KURTULUŞ MEŞALESİNİ YAKAN SAMSUN'DAN SELAM VE SEVGİLERLE SSBSS




dedim ki:

SALLAMALAR

Sözün taşıdığı sağlam bilgi ve sağlıklı değer için BİLİMSEL BİLGİ bir model olarak alınabilir.


BİLİMSEL BİLGİ, altmış bin yıllık SESLİ dil ve din birlikteliği olan kültürün altı bin yıllık YAZILI birlikteliğinden sonra son bin beş yüz ve özellikle son üç yüz yılda kuram ve kurumlarıyla ortaya çıkmıştır. Gelişiminin ana hatları SÖZ etmek istersem; yaklaşık isiz ve osiriz ve hermes yani İDRİS kültü ile mısır uygarlığında AHMES belgeleriyle ortaya çıkan geometrinin Pitagor ile Yunan uygarlığına geçmesi bu gelişimin başlangıcı olmuştur.

Herkesin lise öğreniminden bildiği eşek kulak davası.. bir dik üçgenin iki kenarının karesi karşısındaki kenarın karesine eşittik ve Öklid'in Analitiklerdeki PARELEL POSTULASI ile üçgenin iç açılarının toplamının 180 derece olması gibi aksiyomatik bir temelden çıkan sistematik ile “kesin” haliyle GEOMETRİ ortaya çıkmış.. Hindlilerin onlu rakamının Araplar (Müslümanlar) vasıtasıyla Avrupaya geçmesiyle de ARİTMETİK meydana gelmiş.. malum Aristo'nun ORGANON ile düşüncenin yani karşılaştırmanın “şeklî” MANTIĞI tedvin edilmiştir ki Bertrand RUSSELL bu saptamalara LOJİKO-MATEMATİK adını vermiştir.

Bu durumda “DİL”i jeolojik ANA-KARA kuramına benzeterek bu anadan günlük dilin ve bilimsel dilin çıktığını ve felsefi dilin, dini dilin ortaya çıkacağını var sayıyorum. (dilden önceki dünyayı ve dilden sonraki dini söz konusu etmiyorum)

DİL denilen anakaranın önce GÜNLÜK DİL'in SES ve YAZI halindeki gürültü ve görüntülerden ortaya çıkan GÖSTERGE'nin her türlü resmi filoloji ve teolojinin ve sivil filozoji ve teozofinin TEMELİ olduğunu varsayarım. Burada evrimler ve devrimler hikayesinde bildiğim üç beş ismin altında elbette bilmediğim otuz elli adam bulunmaktadır. Ancak sonuçta mısır kültürü ve yunun uygarlığı ve roma şehirleri ve islam güneşi AVRUPADA kemale eren bilimsel bilgi.. dilin fünuna.. dinin fıkıha (hukuka) intikal etmesi ile bu gün FİKİR, matematik tabanlı evren ilimlerini (FKB) TEKNOLOJİYE (endüstriye) ve mantık tabanlı insan ilimlerini (PSL) hukuku İDEOLOJİ (Antropolojiye) çevirmiştir.

BİLİM Avrupanın rönesans ve reformu ile başlayan masonik HÜMANİZMA'sı Alman (idealizm) ve Fransız (sosyalizm) ve İngiliz (ekonomi-politik) kültürü ile SSCB nin SOSYALİZM'ine dönüşmüştür. Bu gün RUSYA ve UKRAYNA arasında savaşın esası budur.. gelelim İSRAİL "âlemi" ve İSLAM "dünya"sı arasında savaşa:


Yukarıda "Fikir"den söz etmiştik burada "Zikir"den söz etmeliyiz.. fikirden ma'na çıkarıp bu SEMANTİK yapmak.. zikirden lafz elde edip bunu SENTAKS yapmak.. bizim beş yüz milyon ya da beş yüz milyarımıza değil bundan daha fazlasına mal olmuştur.

Ancak bunun realitesini anlamak benim melimi mal gibi dinlemekle değil melinizi emellere ve malınızı amellere çevirerek ortaya çıkan ELEM'lerini hamur gibi yoğurarak ortaya İLİM pastaları çıkarmakla mümkündür.

Hakikat dahi denilen bu realitenin gerçeğini YAZMANIZ için zatı alinize yaptığım önerinin bu gün kadar GERÇEKLEŞTİRME işini yapmadığınızı için daha fazla bir SAĞLAMA yapmam olası değil.

Her sağlam ve sağlıklı bilgi SAĞLAMA'ya dayanır.. SAĞLAMA konuşmada söyleyen ve dinleyenin kurduğu iletişimde KONU'nun anlaşılmışsa eleştirilmesi.. anlaşılmamışsa sorulması.. ile iki kişi arasında geçen tartışma ve değerlendirme sürecidir.. ve elbette konu, başkasından ezberlenmiş ya da alıntı yapılmış sözlerden ibaret değilse.. SS B SS denilen arkadaş böyle OZO gibi atıp tutmuş Osman Ziya Oğlu bu arkadaş gibi dır-dır yapmaktan başka bir iş yapmıyor.

Sözler sağlamadan gerçekleştirmeye geçilemiyor.. İNSAN kafasındaki dil sepetini ve başındaki düş çorabını sağlam ve sağlıklı örmüyorsa körü körüne inanıyor ve boşu boşuna savaşıyor demektir.

Bu fikrin semantiği ve zikrin sentaksı örülen örtüyü perde modun aşıp DUVAR aşamasına gelerek en iyisini yapan MASONLARDIR.. öyle bir duvar yapmışlar ki bir on beş aydır dünyanın gözü önünde yapılan katliamı göremiyorlar.. bu katliam müslümanların.. masonların ve marksistlerin devirlerinin geçtiğinin miladıdır.

Artık devir SÖZ’ün ve kelamın taşıdığı bilgi ve değer fikirlerine.. SOZ’un ve kalemin yüklendiği örnek ve ögüt zikirlerine.. AT'ın dıgıdık dıgdık götürdüğü AR yüküne AD yolcusunu.. ÖZNE'nin pata küta sürüklediği.. NE ise NE mimine.. KİM ise KİM sinine.. didik didik didaktik ile bakmak gerekiyor.. NASIL'ın kaçı ve hangisi karanlığı içinde NİYE'nin neden ve niçin aydınlığına erişmedikçe benim gibi sallamalar yapmanın hiç bir kıymeti harbiyesi bulunmaz.. diye düşünüyorum.

Saygılarımla [ O Z O ] 05.01.2025 Üçyol İzmir 09:17







L A F Z


SAHİB OLMA (sevgililik)
Bağımlı krallık ve bağlı kölelik düzeni
LAFZ

artırma ve arıtma
kazanma ve koruma

YİNELEM ve YENİLEME

değişim ve dönüşüm
aklanma ve bağışlanma

AİD OLMA (Saygılılık)
Tapılası karı ve kulluk edilesi koca düzeni


M A ' N A








Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 10:40
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3632

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 10:36
"Şiir gibi kadınlar vardı; Doru yere düşseler, hayatı cennet eyleyecek.. ve şair ruhlu adamlar doğru kadına denek gelseler onları mücevher gibi işleyecek."

Sanmıyorum.. kendini tanımak ve başkasını tanımak.. bir var oluş sürecidir ki bu vetiredeki başlangıç koşulları bizim önümüzdeki savaş ve barışımızın içindeki sınav ve yarışı da belirliyor. Başlangıç koşullarının çeşitli örnekleri bulunur fakat bunun en belirgini RAHİMLERDEKİ yapılanmamızdır. Bu gün buna GENETİK adı veriliyor. İnsanlardan evrimciler ve bilimciler bir zamanlar her şeyi genetiğe ve mutasyonu bağlamışlardı.. dinciler ve yaratılışçılarda her şeyi kadere ve Tanrı'ya bağlamışlardı.. aslında bu düşünce Yaratılışı ve Evrim sözcüklerini TANRILAŞTIRMAK oluyordu.. şimdi artık genetik merkezden başak çevreye da bağlıyorlar.. çevreyi önce yarıya çıkardılar.. sonra yüzde otuza ve şimdi yüzde yediye indirmeye çalışıyorlar.. yani bir süre sonra genetiği ve kaderi ve Tanrı'yı sıfırlayacaklar.. elbette planlama ve programlama ve kader gibi irade ve istenç dahi söz konusu.. ancak biz henüz bu DİYALEKTİĞİ daha doğru İNTERAKTİFE gelemedik.. maddeyi öncek mekanik düşünüyorduk sonra marksizm ile diyalektik hale getirdi.. bu gün Avrupa'nın geldiği inter-aktif atom altı dünyada KUANTUM olarak ifade edilir.. bununla beraber insanlık bu istatistik gerçek yanında uzayda geçerli İzafiyetin determine kesinliğini ve matematiğini de bırakmış değil.. bu gün bizim üç fiziğimiz var.. apartmanları ve gökdelenleri yükseltirken uyduğumuz NEWTON fiziği.. ikincisi ay üstünde geçerli ENİSTEİN'İin enerji denklemi.. üçüncüsü atomların altında geçerli PLANCK'in enerji denkleme.. yani fizikle birlikte matematikten de vaz geçmiş değiliz.. bio-fizik ve psiko-lojik gerçeğimiz olan matematik ve edebiyat yarın ne hale gelecek bilmiyoruz.. lakin bu gün için insanların benim şimdi yaptığım bu SALLAMARINI sağlamalar yoluna gitmezse dünya ve ahiret için güzel ve iyi bir sonuç bulamayacakmış gibime geliyor.

Sayılarımla.

Güler ŞEN kardeşimizin bir paylaşımına dedim:

Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 10:38
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3632

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 10:59
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2600

Bir gün beş on kişinin gün yaptı bir kahvehanede de kahveyi nasıl içersiniz diye sormuş misafirlere kahveci, kimi şekersiz.. kimi şekerli.. kimi orta.. kimi çok şekerli.. kimi az şekerli istemiş.. sonra garson on beş kahveyi getirip dağıtmış.. kimse de bir şey dememiş.. misafirlerden biri merak etmiş.. kenarda gizlice sormuş.. Kardeşim demiş sen kadar çeşidi nasıl ezberliyorsun.. hadi ezberledin nasıl bu kadar kısa zamanda hepsini yapıp getiriyorsun.. Adam bakmış gülmüş demiş ki: Dayıyorum ortayı!

Bu yazı ortaya DAYATILAN bir yazıya yapılan SALLAMA'dir. Ortaya dayatılan orta yol olmazsa kimse "iç"mez.. orta yol da BENZETME'dir.. biz bilinenlerde bilinmeyenlere gidirken GİBİ'ye baş vururuz.. yani BİLİMSEL analoji yani temsil ve EDEBİ metafora yani teşbihe.. bunun esası da her şeyin ölçüsü olan İNSAN'dır.

Yani evren insana benzetilir.. insan evrene benzetilir.. Sokrat demiş ki.. bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğimdir.. bir kaynakta okumadım.. öyle diyorlar.. Oysa insan tek şey bilmez İKİ şey bilir.. onu da karıştırır evren mi insan mı ? Öğrencisi Platon bu anlatımı MAĞARA BENZETMESİNE çevirmiş.. bu şuhu ve gaybı KANT teorik ve pratik aklın tenkidinde daha da atmış.. müslümanlarda ARABİ'de bunu AYNA'ya çevirmişler.. yani gibi.. temsil.. teşbih aynasını da tepe tepe kullanmışılar.. din örneklerinde.. bilim örneklemlerinde.. çağdaş dünya ise bu işi KOPYALA ve YAPIŞTIR ile gerçekleştiriyor.. ancak bütün bu SALLAMALAR'ın bir SAĞLAMASININ yapılması gerekmez mi ?

OZO 05.O1.2025 üçyol izmir 10:57


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3632

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 11:17


Bu paylaşımın linki diyor ki 2600 tane yazı yazdın..
yani ikibin altıyüz tane salladın.. eline ne geçti..
hiç.. ne edersem kendime ederim kendi kendime..
ne başkasına bir iyilik yapabilirim ne de bir kötülük..
iyilikte bana döner.. kötülükte bana döner. Her ne ise
şimdi bizi bu sallamalara PAYLAŞIM adını veriyoruz.
Paylaşımlar yani SALLAMALAR için en azında bir ZAMAN harcıyoruz.. zamanla birlikte elbette EMEK de harcıyoruz..


İnsan maddi ve manevi çok çeşitli şeyler.. mallar.. meller.. ameller.. emeller.. elemler kazanabilir.. yetenekler buna bağlı olarak beceriler ve buna bağlı olarak başarılar elde edebilir.. bununla birlikte çok az bir kısmı da servetler ve şöhretler ve makamlar kazanabilir.. inanın bunların kaybedilebilir de.. yani bunlar gelir ve gider.. ister seniz şu dünyanın en zengin 500 adamının FORBES'deki isimleri izleyin.. hadi bu işi geçmiş 5 yıl ila 500 yıl için yapın.. şunu görürsünüz bu servet ve şöhret gider ve gelir.. işte gidip de gelmeyen tek şey var: ZAMAN.. bir de zamanda gelen ve fakat gitmeyen tek şey var: NAMAZ.. çok kimse zamanın farkındadır da namazın kadrinde değildir.


Sanır kı NAMAZ müslümanların günde beş kez kıldığı TÜKETİM vaktidir.
Yani namaz sadece müslümanlara mahsus değildir..

budistler.. yahudiler.. hristiyanlar.. müslümanlar hatta TÜM insanlar NAMAZ kılar.. nasıl mı ?


Zamanda ÜRETİM vaktiyle elde ettiklerini TÜKETİM namazda vakitleriyle bitirirler.





[OZO] 05.01.2025 11:15 ÜÇYOL İZMİR
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3632

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 11:48
Bu gun ulkedeki sag M.Akif Ersoy'dan.. ilim yayma Cemiyetinin ardindaki isim o dur.. ulkedek sol da Tevfik Fikret'den gelir. bildigimiz son sesleri de Necip Fazil ve Nazim Hikmettir. Bu isimler halkin anlayacagi dil ve edebiyat ve şiir ile saği ve solu birbirine düşman etmişler.. bunlarin etkisiyle oluşan sağin başina HIRSIZLARI solun başina DİNSİZLERİ getirerek.. önceki solu ve sağın birbirlerine olan düsmanliklari artirarak HALKIN GUCUNU BÖLMÜSLER.. geçmişte uzun süre sol geldi.. sonra bir sol geldi.. bir sağ geldi.. şimdi uzun süre sol geldi.. böylece ülkeyi ve ulusu oyaladılar.. başka ülkelerde de bunun benzeri önlemleri alarak KURESEL EFENDILERIN bu bölünmüş dunyayi daha kolay idare etmelerini sağlamişlardir... diye sallıyorum: [ozo]05.01.2025
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3632

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 11:59


Bu gün sözün taşıdığı bilgi ve değerin SAĞlam ve SAĞlıklı olmasına duyarlı olmayı SAĞLAMA olarak isimlendirdim. Bilimin ve hukukun iki temelli kavramı bulunur SALİH ve SAHİH olmak.. hani hastanede SALAH buldu taburcu denilir ya.. SAĞLIKLI olmak diri ve canlı yaşanabilir bir HAYAT demektir.. Hukukta mala ve cana ve namusa ve onura saldırmayan insanlar SAĞLAM olarak hukuk düzeninden yararlanabilirler. Bunlara yani hukuka aykırı bir iş yaptıklarında hukuk düzeni tarafından korunmadıkları gibi hukuka aykırılık bir SUÇ teşkil ediyorsa bir CEZA ile da karşılanırlar. Böylece kodesi boylayıp naktinden ve vaktinden ve sıhhatından gereği ve yeteri kadar yararlanamazlar. Dünya da cennete yaşayacak sağlam ve sağlıklı insanları saptamak üzere kurulmuş savaş ve barış içindeki sınava ve yarıştır.. diye SALLIYORUM.. size de bunun SAĞLAMASINI yapmak düşüyor. Yani yazdıklarımdan anladıklarınızı eleştirmek ve anlamadıklarını sormak.. çünkü düşünce faaliyete anlama etkinliğine ulaşmak için yapılan bir harekettir. Aksi halde körü körüne inanmış ve boşu boşuna savaşmış oluruz. Saygılarımla. Ozo
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk