Sahin DOGAN bu gün yazdı

Elimde bir kitap. "Dip Dalga: Eski Müslümanlar, Yeni Deistler/Ateistler/Agnostikler." Editör Hamdi Tayfur hoca gönderme nezaketinde bulundu. Bu nazik hareketinden dolayı zatına teşekkür ederim. Birkaç gündür okuyorum. Bugün bitirdim nihayet. Kendi alanında ülkede bir ilk. Toplam 60 kişi üzerinde yapılmış sosyal bir deney. Daha doğrusu anket. Hepsi imam hatip veya ilahiyat mezunu. İçlerinde ilahiyat profesörü olan da var. Editör Hamdi Tayfur olabildiğince objektif davranmış. Onun için rahatlıkla bilimsel bir araştırma diyebiliriz. Daha önce böyle bir çalışma var mıydı, bilmiyorum. Hasan Aydın hocanın kitabın sonuna eklenen yazısı gerçekten takdire şayan. Güzel bir hulâsa olmuş.
Hem Hamdi Tayfur hem de Hasan Aydın hocanın dikkatini çektiği gibi kitapta en fazla dikkatimi çeken şey, deneklerin son soru olan: "Hiç pişmanlık duyuyor musunuz, mutlu musunuz?" sorusuna verdikleri cevap oldu. Hemen hemen hepsi "pişman değilim, mutluyum" şeklinde cevap veriyor. Mesela onlardan birinin cevabı şöyle: "Mutlu muyum? Evet hem de çok. Size garip gelecek ama inanılmaz bir huzur içindeyim. Huzur İslam'da diyorlar ya, bende tam tersi oldu. Yıllarca içimde biriken pis tortulardan kurtulmuş gibi rahatladım... Pişmanlık duyuyor muyum? Evet aydınlanmayı bu kadar geciktirdiğim için. Yıllarımı boş bir hayal uğruna harcadığım için o kadar hayıflanıyor, kendime o kadar kızıyorum ki..." (s.132) Bir de otuz yıllık nurcu olduğunu, Risale-i Nurları adeta yuttuğunu ama Kur'an meali okuduktan sonra dini terk ettiğini söyleyen birinin cevapları çok dikkatimi çekti.(s.82) "Nietzsche gibi düşünüp Cübbeli gibi yaşıyorum" diyor başka biri. (s.53)
Meraklısı için güzel bir çalışma. Şimdiye kadar hep ihtida öyküleri okuduk. Buna ters taraftan bir ihtida çalışması diyebiliriz. İsmet Özel "İslam'a geldim, felah buldum" diyordu. Bunlar "İslam'dan çıktım, felah buldum" diyor. İslam'dan çıkma nedenlerini çok iyi anlıyorum ama mutlu olmalarını hiç anlamıyorum. Ben olsam mutsuzluktan ölürdüm belki. Garip bir dünyada yaşıyoruz ve insanoğlunun ruhunu bütünüyle anlamak mümkün değil. (01 Mart/2023)


Ali ARAN yanıt verdi:
Eski bir filozof şöyle demiş
"Felsefe
Öyle bir denizdir ki
Güvenlik derinliklerde
Tehlike ise
Sığ sahillerde dir.
Ayağı kayan ilahiyatçılara bakıyorum, hepsi kumsalda oynayan çocuklar gibi geliyor bana.
Henüz mecazı, müteşabihi,arketipi, sembollerin dilini çözebilmiş değiller.
Hele anlı - şanlı bir Mustafa Öztürk'ümüz var ki tam bir dil ve edebiyat fukarası.

Ali ARAN bey kardeşime dedim ki:






Ali ARAN Bey Kardeşim.. Bunların tarihsel dehlizlerine   ve evrensel denizlerine girdim..   hiç bir yanıt tümceme yanıt veremediler.. vermeleri içinde tahrik ettim.. nafile. Hele Hamdu TAYFUR fukarası tek kelime bile etmedi.. demek titrinden korkarmış..   Rahmetli Zeki COŞKUNSU bu adamın neyine hayrandı bilemem.. benim "gibi" kendi söylüyorlar ve kendileri dinliyorlar.. dediğiniz gibi ne muhkemeye yakinler   ne "gibi"ye muttaliler.. halk arasında bir söz tam onlara uyar: Go sarhoşu yıkılana kadar. Tek dayanakları: dilin bilime ve dinin hukuka intikal etmesi sürecinin bilimin hikmete ve hukukun ahlaka inkilab etmesi evresinde boşlukta kalan .. eskimiş kavaid-i şeriata itiraza ve yaşlanmış kavanin-i şeraite itebara bel bağlamaktır. Sonuçta dünyada "güc"ü elde etmeyen ya Hakk adına trip atar ya hakikata göbek atar. Bunlar göbek atan türündendir. Bize düşende gücü ele geçirinceye kadar dayanmak gücü elde edince de kendimizden korkmaktır. osmanziya https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2640