Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Yöntembilim | |
YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim |
Konu: felsefe nedir | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3762 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: felsefe nedir Gönderim Zamanı: Dün Saat 18:15 |
Felsefe nedir ?
Değerli bir Arkadaşımın Felsefe nedir ? sorusuna doğrudan felsefeyi tanımlamaka yerine dolaylı şu yanıtı verdim: FELSEFE gunluk dil ve bilimsel bilgiden sonra ortaya çikacak bir katmandir. Gunluk dil katmaninin MANTIGI ve bilimsel bilgi katmaninin MATEMATIGI iyi kotu oluşmuştur. Daha da gelistirilip iyileştirilebilir. Felsefi bilginin katmani henuz oluşmaktadir. konulari.. alanlari.. kullanimlari.. kuramlar ve kurumlariyla ortaya çikincaya kadar dini dil ve bilgiyle çatişmayi surdurecek.. dinin yerine geçme yanlisini surdurdukçe dinde onunla ugrasacaktir. Ancak bir sure sonra bu mucadele felsefi "matematik" ve dini "mantik" ortaya çikinca.. gunluk dil ve bilimsel bilgi gibi FELSEFI BILGI ve DINI DIL katmanlari da yapi ve işlevleri belli olacak ve bu gun nasil matematik temeline dayali evren ilimleri FKB ya da mantik temeline bağli insan ilimleri PSL.. işbirligi içinde birlikte calişiyorsa ana-kara dan oluşan gunluk.. bilimsel.. felsefi ve dini DIL ve BILGI katmanlari işbolumu halinde beraber calişacakladir.. diye dusunuyorum. Doğrudan felsefeyi anlatmak istersem "Felsefe" doğru TUŞA basarak elde edilen bir aydınlıktır. Örneğin Enter tuşuna ya bura menünün OK tuşuna bastığım anda bütün yazma işlemi durur ve yazdıklarımı karşı tarafa gider.. bunu yapmazsam yazmaya devam edebilirim. Filolojiden filozofiye (felsefeye) Teolojiden teolojiye (tarikata) Giden resmi ve sivil yolu AÇMAK enimizi aşar.. DİRAYETTEN rivayete Riayetten RİYASETE Giden avam ve havas yolunu AÇIKLAMAK boyumuzu aşar.. Burada bunulardan daha temel olan bir “konu”ya konumlanmak istiyorum: Düşünürken SORULAR tuşlar gibidir; kaç.. hangi.. NASIL .. neden.. niçin.. NİYE.. burada ALTI TANE tuş belirledim.. iki tane soruyu büyük NASIL tuşunda topladım.. iki tane soruyu NİYE tuşunda topladım.. elbete büyük NASIL ve NİYE tuşlarından daha pek çok sorular çıkarılır. Burada NASIL ana başlığında KAÇ ile "sayısal" ve HANGİ ile "sözel" betimleme ve tanımlamalar yapacak anlatımlar yapılır. buna uygun açıklamalar ve benzetimler çıkarılabilir. NİYE ana başlığında NEDEN ile “ ne eden ” sorunun yanıtı.. NİÇİN ile de “ ne için” sorusunun yanıtı aranır. Dikkat edelirsen “neden” sorusu ANLAM’ı arar.. “niçin” sorusu AMAÇ’ı arar.. biraz daha dikkat edilirse.. NEDEN sorusu nereden geldi.. NİÇİN sorusu nereye gidiyor.. konusun sual ediyor. İşte bunlar felsefi ve dini edebiyatta göz önüne alınan temalardır. Fakat “Ana” TEMA şudur: ///////////////////MAKAM////////////////////// MUHATAB /////////////// MÜTEKELLİM ///////////////////MAKSAD//////////////////// Buradan “maksad”dan “mevzu”ya yani KONU’ya geçiyorum. SESLENME’nin tavanı söyleme ve dinleme ile KONUŞMA ise tabanı ara ve bulma ile DÜŞÜNME… Burada KONU ve mevzu ve bahis denilen NESNE.. konuşmayı ve düşünmeyi yönlendiriyor. Diğer taraftan konular alanları oluşturuyor.. alanlarda katmanları oluşturuyor. Peki KONU’yu ne oluşturuyor ? NUTKA.. Kıyas Cümle Kelime Harf Hatt NUKTA.. Biz de NOKTA’yı buraya koyuyor ve KONU’yu bitiriyoruz. osmanziya 30.01.2025 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3762 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: Dün Saat 23:15 |
Sefa SEZEN paylaştı:
İnsanlık bilimle ilgilenmelidir. İnsanlığı bekleyen gelecekte sadece bilgi temelli toplumlar var olacaktır. Öncelik bilimsel bir eğitimin çocuklarımıza ulaşmasını sağlamaktır. Yaratılışı kabullenirseniz bilimden uzaklaşırsınız. Bilim rasyonalitedir. Elbette inançlı olarak bilim adamı olursunuz örnekleri çoktur. Ancak uğraştığınız bilimi inancınızı açıklamak için kullanmaya kalkarsanız bu sizi rasyonaliteden uzaklaştırır. Bilim objektif ve deneysel gözlemler sonucunda elde edebileceğiniz bir "bilgi" türüdür.Bilim sayesinde insanlığın yaptığı sıçrama hepimizin malumudur. "Din" kelimesi Latince "religio" sözcüğünden gelir ve Tanrı'ya karşı saygı ve bağlılık anlamındadır. Arapça'da "Din" üç anlama gelir. Arabi ve İbrani ortak dillerinde "hüküm" anlamına, sadece Arapça'da ise gelenek ve adet anlamında kullanılır. İşte bu "bağlılık","adet" ve "hüküm"den güç alan Dinler yüzünden öldürülen insanların, felsefecilerin, bilim adamlarını unutabilir miyiz? Neden "bilim" ile "Din" çatışır? Çünkü bilim; Gözlem üzerine kurulmuş akıl yürütme yoluyla dünya ile ilgili olguları ve bunları birbirine bağlayan yasaları bulgulama ve geleceği belirleme, anlama girişimidir.Buna da "tümevarım" demekteyiz. Bu Bilimin kuramsal yönüdür bir de bu bulguların insanlığın refahı için kullanılan Bertrand Russel'ın önemle vurguladığı "bilimsel teknik" yönü vardır. Çatışma da dini metinlerde doğa olgularına ait yargıların bilimsel gözlemler ile yanlış olduğunun ortaya çıkmasından kaynaklanır. Dini metinlere inananlar için bu metinlerde yer alan her sözcük Tanrısal'dır ve yanlışlanamaz. Din ile bilim arasındaki ilk tartışmada en azından kayda geçtiği için biliyoruz M.Ö. 3. yüzyılda Aristharkos ile başlar.Dünya dönüyor dediği için dine hakaret ile suçlanmıştı! Aklıma hemen İskenderiye Kütüphanesinin son hocalarından 4. yy'da yaşamış Hypatia geliyor. Yaşasaydı matematik bilimine yapacağı katkıları tahmin edebiliyoruz. Maalesef Hristiyanlar O'nu vahşice parçalayarak öldürdüler. Hypatia ve babası matematikçi Theon olmasaydı Antik Yunan Matematikçilerinin eserlerinden haberimiz bile olmayacaktı. Sami Dinlerin(Yahudilik, Hristiyanlık, İslamiyet) 2500 yıllık tarihinde öldürülenler, hapsedilenler, sürgüne gönderilip görüşleri değiştirilen binlerce alim olmuştur. Bu insanlar yaşasaydı ve bilime katkıları sağlanabilseydi emin olunuz ki insanlık en az 2000 sene daha ileri de olacaktı. İslam coğrafyasına bakınız. 1.5 milyar insan sefillik içinde yaşıyor. Eğitim yok, hukuk yok, insan hakları yok, üretim yok, ekonomi yok, sanat yok, bilimsel düşünce yok. 1.5 miyar insanın % 40'ı okuma yazma bile bilmiyor. Okuma yazma bilen % 60'ın ise neredeyse %70'i ilkokul mezunu. Toplam Üniversite sayısı sadece 500 adet, 1.5 milyar nüfusa sadece 500 üniversite. Üstelik bu üniversitelerin eğitim seviyesi ve bilimsel makale yayınları yok denecek durumda. Amerika'da 320 milyon Nüfus ve yaklaşık 6000 üniversite var. 130 milyonluk Japonya'da 5000 bilim insanı var. 1.5 milyarlık İslam coğrafyasında ise sadece 250 bilim insanı var.(Bilim İnsanı ve akademisyen farklıdır) Şimdi bu rakamları daha da çoğaltabilirim. Bu insanlara bilimi nasıl öğreteceksiniz? İnandıkları metinlerin gerçek olduğunu zannediyorlar. Bu metinlerdeki doğa olgularını yanlışlayan bilimi kabul etmiyor, iman etmeyen bizlerin de cahil olduğuna inanıyor ve bilimi gereksiz görüyorlar.. Her şeyin ahiret için olduğuna ve inandıkları putun onları sınava soktuğuna bu dünyanın önemsiz ve geçici olduğuna inanıyorlar bu yüzden de bu dünyaya ait olguları önemsiz kabul edip, ret ediyorlar. İşte bizlerin vazifesi de bu insanlara gerçekleri anlatmak ve bilgi temelli toplumlara adapte olamazlarsa yok olacaklarını göstermek. İnsanlığı aydınlatmaya çabalıyoruz. Dinler yüzünden kaybettiğimiz zamanı telafi etmeye ve insanlığın eğitim, hukuk, ekonomi, sağlık vb. temel haklardan eşit yararlanabilmesi için, bunları engelleyen dini yapıları yok etmeye çabalıyoruz. İşte bu yüzden bilim ve din bir arada olamaz. Dini metinler değiştirilemez bu yüzden yeni nesil Post Modern din yorumcuları dini metinlerin içeriğinde hatalı olan doğa olgularını yanlış yorumlanmış maskesi altında değiştirerek bilime adapte etmeye çalışıyorlar. Bu sadece çakala koyun postu giydirmektir. İnsanları kandırmaya devam edebilmek için süslenmektir. Ne kadar süslerseniz süsleyin altında yatan çirkinlik insanlığa zarar vermeye devam edecektir. Çok değerli Evrimsel biyolog Profesör Dr. Ali Demirsoy’un deyimiyle; “"Uhrevi mitoloji ile temel bilimleri çeşitli sözcük, kelime oyunlarıyla birbirine uyumlu hale getirmeye çalışanlar, anti evrimcilerden daha tehlikelidirler ve bilimsel açıdan da ahlaksızdırlar. Türkiye’deki en tehlikeli kesim de bu kesimdir." Hastalığın kökünü kurutmadan tedavi olamazsınız. Sürekli tekrar eder. Bu konuda büyük bir bilim insanı Sigmund Freud'un bir sözünü size anımsatmak isterim; "Din yaygın görülen bir ruh Hastalığıdır" İnanç Coğrafyasına baktığınızda eminim bu hastalığı siz de görebiliyorsunuzdur. Bu hastalık tedavi edilmeden bilim ile yola devam etmek imkansızdır. İnsanlığı tedavi edebilecek bilimler de Sosyal Bilimlerin alanına girmektedir. insanlığı 22. ve 23. yüzyılın bilgi temelli topluma taşınmaları, refaha ulaşmaları yani "bilim teknik" dediğimiz bilimin sonuçlarına ulaşabilmeleri hepimizin çabasıyla olacaktır. İlerde bu gerçekleştiğinde hocalar sadece geçmiş dönemlerin karanlığını öğrencilerine anlatan insanlar olarak kalacak ve öğrenciler de bilimin farklı alanlarında insanlığa hizmet ederek geleceğin bilgi toplumunu inşa edebileceklerdir. dedim ki: ASIL SORUN bilgisizlik.. bölünmüşlük.. güçsüzlük.. sonuçlara değil sebeblere bakmak lazım.. nedenleri anlarsak aynı neticelerle karşılaşmaktan belki kurtulabiliriz. Herkesin evrim masalı kurma hakkı ve yaratalış öyküsü uydurma hürriyetini bulunuyor. Celal ŞENGÖR'ün oldukça kalın BİLGİYLE SOHBET kitabını okudum.. oldukça yararlandım.. ancak evrim masalını inanmış bir kere.. sosyalizm masalından kurtulsa da.. fakat masallardan ve öykülerden çok az kimse kurtulabilir.. çünkü onlar duyum ve düşüncelerimizden.. duygu ve dileklerimizden çok daha köklü özlemlerimize dayanırlar... D'ler ötesi bir Ö'dür bu.. işte bunun bunun birbirimizi dinlemeli.. dinleyebilmek için karşımızdakinin görüşlerini ve tutumlarına saygı duymalı.. yaşantı ve davranışlarını yargılamamaktan kaçınmalıyız. Herkesin iyiliği de kendine kötülüğüne kendine.. topluma zararı ya da faydası sanal bir yargı.. virtiüel bir sanı.. hatta zararlı bir kanı.. çünkü kendi için bağışlasa da toplum için saldırıyor ve bu yüzden kendisini haklı görüyor.. bu bir tuzak.. fakirlik ve yoksullukla mücadele edilmeli.. fakirken güçlenince zehirlenenlerin güçsüzleri ezmeleri insanlığın ironisi.. Saygılarımla https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2630 osmanziya 30.01.2025 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3762 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: Dün Saat 23:19 |
Rahmetli Ayhan SONGAR Hocanin Yeni Asya Yayınlarinda cok minik kitablari çikti.. bu degerli yapitlarla SIBERNETIK ilmini tanidik.. gençligimizde Fehmi KORU da onunla basinda durmadan eleştirirdi.. sırf Mason oldugu için.. bizde haliyle sevmezdik ilminden yararlandigimiz halde .. bir gun Ankara Kocatepe camiinde Konferans verdi.. Hoca dindar bir adamdı.. konferansda anlatti.. bir gun DALAY LAMA nin konferansina katilmiş.. anlattiklarina karşilik demiş ki ona.. hocam sizin bu anlattiklariniz islamiyette de var.. o da demiş ki sen muslumanlarin Tanri si ile budistlerin Tanri sinin ayri oldugunu mu saniyorsun.. dinler tarih ve cografya ve kultur farkindan başka bir şey değildir.. daha sonra konferans odasina çekildi.. bemimde aralarinda oldugum misafirlerle birlikte resim cekirdirdi.. böylece Lise Tarih Hocam Mehmet Akif TUTENK'e benzesmyen SIMASIYLE aradaki buzları erittik Rabbimiz gani gani rahmet eylesin.. butun budistler ve budistler arasindaki.. budistlere muhalif yahudiler ve hristiyanlar ve muslumanları arasindaki ve. muslumanlara muhalif masonlar ve masonlar arasindaki.. masonlara muhalif marksistler ve marksistler arasindaki BUZLARI eritsin.. işte o buz parçasi ENANIYETTIR. Amin. osmaziya 30.01.2025 "Ehli kitab ile en guzel sşekilde tartışın ve deyinki bie indirilmis olana inandigimiz gibi size indirilmiş olana da inaniyoruz.Çunku bizim ilahimiz ile sizin ilahiniz tek ve aynidir ve biz O'na teslim olmuşuzdur. Kur'an:29:46 ENTROPI MODOLI Girdi ETKI Çıktı ILERI ... SBR ..GERİ Veriş TEPKİ Alış Bu dörtlü yatay ve dikey iki şekilde yazılabilir: Girdi.. Çıktı.. ileri Geri.. etki.. tepki.. YATAY ya da DİKEY Girdi.. Çıktı.. ileri.. Geri.. Etki Tepki.. HER iki dikey ve yatay çizgiler ve hattlar ister latin hattındaki gibi soldan sağa doğru olsun ister Kur'an hattındaki gibi sağdan sola olsun.. Günlük Dilin Düz Yazısına göre (GDDY) anlamlandırılabilir. Fakat bu dikey ve yatay çizgileri birlikte dokuduğumuzda durum açık ve seçik ibare ve ibare edilebilir hale gelecektir: Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 00:42 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3762 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: Dün Saat 23:20 |
Şehir planlamacılığı açısından Kadifekale'yi örnek aldığını düşündüren,nefes alacak hiç bir boşluk bırakmadan evlerin dip dibe dizildiği bu mahalle Tibet'in özerk bir ili olan Garze'dir.Üç saniyeden fazla bakınca göz yoran, nefesinizi kesen bu mahallede Allah korusun...🔥🫣 "Tibet'te bir köy burası. Yüksek ihtimalle fakir bir bölge. Buna rağmen estetik bir kaygı var. Aynı yerde bizim bir köy kurduğumuzu hayal edin. O köyü bir kelimeyle ifade etmek zorunda kalsaydık, o kelime kesinlikle "keşmekeş" olurdu. İnsan üzülmeden edemiyor" bizim hucrelerde böyle dizilmiş.. söz dizimlerdeki kelimelerimizde böýle dizilmiş.. semavatta gökler de böyle dizilmiş.. Aristo tabiat BOŞLUKTAN nefret eder.. der.. Entropi dolu ve kapali hale "1" der.. her şey her şeyle SONUNA KADAR DOLUDUR.. boş olan bizim KAFAMIZDIR.. bunu üzerine konulan SEPETTEN dolayı göremiyoruz.. boş olan bizim BAŞIMIZDIR.. bunu üstüne örülen ÇORAPTAN dolayı öremiyoruz.. zerreler hücreleri.. hücreler dokuları.. dokular organları.. organlar sistemleri ve sistemlerde organizma ve uzyetimizi ortaya çıkarıyor ve biz bu koca ülkenin MEVHUM sahibi büyük bir halkın MECAZİ melikiyiz.. bu misali varlığımızın olanaklarını ve olaylarını ve varlıklarını tanımak için son üç yüz senede gelişmiş BİLİMLERİMİZİ yavaş yavaş tanımaya ve betimlemeye çalışıyoruz. Maddiyatı iyi tanıyan maneviyatı inkar ediyor.. maneviyetı iyi tanıyan maddiya inkar ediyor.. aslında cahiller cesur.. alimler münkir.. bu cesaret ve inkar ve nefy ve terk bize bir ŞEY için verilmiş.. fakat biz onu başka bir ŞAHS için kullanıyoruz ancak şey' ve şahsı yeteri kadar tanımıyor ve tanımlayamıyoruz.. bu yüzden bunları barındırdığımız ÖZNE'ye de erişemiyoruz.. nesne yükü ve kimse yolcusu TAŞIYAN "at"ımız için yapmaya çalıştığımız YBA arabasını inşa etmek için vakit geç değil.. saygılarımla osmanziya 30.01.2025 Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 23:35 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |