Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
İnsan Bilim | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3863 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: Bugün Saat 01:23 |
Beş latifeden dordu gosteriliyor.. DVD leriyi buyutub okursaniz bunlarin tanimlari dahi yapılıyor.
Nefsin, aklın, kalbin ve ruhun anlatim ve açiklamalari web ve face sayfalarimda HAZIR açik ve seçik SEHIL yani kolayca anlaşilir bir uslubda KASDEN yapilmamiştir. Ta ki uzerinde DÜŞUNULSUN.. satır altlari IMGELEMEYLE okunsun ve satir boşluklari IRDELEMEYLE doldurulsun. Orneklemeler ve benzetmelerden kaçinilmiştir. Gerekli olan fikir ve ma'nalari kişi kendi meraki ve meramiyla arasin.. kendi tahayyul gayreti ve tevehhumuyle himmetiyle bulsun.. istenilmiştir. Lafzin ve ma'nanin bu hazir hayal ve hatiri vehim zemini ustundek zikir ve fikir.. nutuk bahcesinde mantukla sulanirken.. tasadduru fuadin mental virtualitesi.. tasarrufu ayadin vital aktualitesi.. degistirilen tarzi nazar ve tavri niyet ile sureti ameliyemizi ve şekli muamelemizi fazilet ve kemale yönelterek kaliteli mal ve hizmet arzini ve sunumunu ortaya cikarcagini dusunuyorum. ŞAYET kelamin ilim ve emir yukunun salih ve sahih olduguna duyarlik kazanmişsak. Osmanziya 19.02.2025 üçyol izmir 01:20 ![]() Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 13:31 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3863 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Değerli bir Aziz Dostum dedi: Yahya Güven GURBET SEN NASIL BİR ŞEYSİN SANA ELİMİZİ VERDİK KOLUMUZU RUHUMUZU KAPTIRDIK Gençlik dönemi dedik, iyi bir gelecek sağlamak için gurbeti seçtik. Bir zaman sonra evlendik çoluk çocuk evlat sahibi olduk. Evlatlarımızın geleceği için dedik, gurbete devam ettik. Evlatlarımız büyüdü evlat sahibi oldu, Yaşlandık kimilerimiz büyük Anne büyük Baba olduk Ama biz hala gurbetteyiz bir türlü gurbetten sılaya dönemedik. Ah gurbet Ah çok acımasızsın. VESSELÂM Yahya GÜVEN 18/02/2025 K. S. A. dedim ki: Değerli Hocam, GURBET bitmez.. sizin gurbet ülkeye.. bizim gurbet tek katlı müstakil bahçeli evimizi.. fakat hepimiz bu dünyaya cennetten gelen garibler değil miyiz ? Adem Atamız iki kablo ile geldi.. biri dünyayı cennete çevirmek için cehennem yapar.. bu SORUNLARDAN yakınmaktır.. biri de bu dünya cehenneminden cennete giden yola açar.. bu ÇÖZÜMLERİ yüklenmektir.. biz bu yola açmaya çalışıyoruz.. lakin 70 sene geçti tek başıma kaldım demeyeceğim.. çünkü bende YAKINANLARDAN olurum. YBA öğrenme merak edecek tek bir kişi bile bulmasam.. YBA reklam ve propagandasını sürdereceğim.. İnşaallah. osmanziya |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3863 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
*Târihi kaynaklarda : Hz.İbrahim a.s.’ın yaşadığı zaman M.Ö.1900 yy. Hz.Musa a.s.'ın yaşadığı zaman, M.Ö.1300 yy.ortaları olarak kabûl edilmektedir.!
Yavuz TELLİOĞLU Dinler Tarihi konusunda Karen ARMSTRONG'un kalın TANRI'NIN TARİHİ ve TANRININ SAVUNUSU kitab bu konudaki boşluğumu doldurdu.. Fakat bu Yavuz Tellioğlu nun bu bilgisi Eniştem İrfan Demirparmak verdiği dinler arasında ortalama 600 yıl bulunduğu bilgisi benim için DİNLER TARİHİNİN çok önemli bir verisi oldu.. diğer taraftan Kals JASPERS'in EKSEN ÇAĞI kuramı da yardımcı bir veri oldu. Bu iki bilgiyi birleştirdiğimizde hepimizin ufkunu açacak bir tarihi seyirli karşı karşıya kalırız. 60 bin yıllık SESLİ Dil ve Din BİRLİKTELİĞİ 6 bin yıllık YAZILI dil ve din birlikteliğini ortaya koyuyor. Musa ve İsa ve Muhammed Aleyhisselam arasında ortalama üç yüz çıkış ve üç yüz iniş olmak üzere 600 yıllık bir DÖNEM sonunda dinlerin ŞERİAT ve AHKAM'ınin geçerlik ve yürürlüğünün yeni din tarafından ortadan kaldırıldığı ortaya çıkıyor. Ekonomik ve politik çıkarları nedeniyle gelenekten kurtulamayanlar Budist ve Hindular.. Yahudiler ve Hristiyanlar ve Müslümanlar eski dinlerini sürdürüyorlar. Ancak bu süren kısım ilk insandan son insanı kadar değişmeyen İTİKAD ve İBADET ve AHLAK kısmıdır. 600 yıllik bir dönem ve geçen zaman içinde din kulturleri CANLILIGINI yitirmesine ragmen dil ve din degerlerinden başka ekonomik ve politik emek ve özgürlük ORTAK "insanî" değerlerini partilere paravana ve ideolojileri paratoner yapılıyorlar. Seks pazarından aşağı kalmayan DİN pazarını da düşünürsek bu acınasi durumun farkına varan İNSANLIK.. bilime ve hukuka İNTİKAL eden dili ve dini.. hikmete ve ahlaka İNKİLAB ettirecek.. İnşaallah. YETER Kİ sözün taşıdığı bilgi ve değer sağlam ve sağlıklı olması konusunda HASSASİYET ve DUYARLIK geliştirsin. osmanziya 19.02.2025 https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2655 Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 08:35 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3863 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Bilhan AKKAYA paylaştı:
ROMA BETONU Roma betonunun (Puzolana) bileşimi iyi bilinir: Volkanik kül ve kireç. Ama çoğaltılamadı. MIT bilim insanları elektron mikroskop altında Roma beton örneklerini inceledi, enerji dağılımlı X-ray spektroskopisi, toz raman confocal görüntüleri kullanarak ve yüksek sıcaklıklarda bileşime canlı kireç eklendiğini fark ettiler. Betondaki çatlaklar ortaya çıktığında er ya da geç su içeri sızdı, kireçle tepkimeye girdi, kalsiyum bakımından zengin bir çözelti oluşturdu ve çatlağı sadece 2 haftada tamamen katılaştırdı. Antik Romalılar; 2000 yıl önce kendi kendini onarabilir bir materyal üretti. Modern betona sadece 50 ile 100 yıl arasında ömür biçiliyor. Hazırlayan: Bilhan Akkaya B E T O N Her uygarlık birbirine katkıda bulunarak bu güne gelmişiz.. bunlardan birini yükseltmeye çalışmak gerçekçi değil. Fakat bazı kafalar BETONLAŞIYOR.. dilinden ve dininden ve kulturunden başkasını görmüyor. Bununla beraber bu gayet dogal ve normaldir. Koşullanma.. kurallanma.. ögrenme.. çalışma.. zamanla yerleşir.. aliskanlik ve alişkinliklara donuşur.. kıkirdaklar kemiklesir.. dusunceler goruşlere.. goruşler bilgilere.. bilgiler inançlara dönuserek.. ögrenme durur.. belleme zayiflasir.. zihin durur.. şuur donar.. akil plasitesini yitirir.. kalb dinamizmini kayb eder katilasir.. inanç kesinleşir.. dava keskinlesir. Boyle dogmatizm skolastizme.. fikri salabet tassuba dönuşur. Bu sag DUYUYU sag duyuş.. giderek sagcilik körlugu. sol GORUYU sol goruş.. giderek solculuk sağirligi haline getirenler icinde boyle... Bu bakimdan Tanri tanirliktan DINCILIK.. Tanri tanimazliktan BILIMCILI.. betonu çikarmamak.. saygi ve sevgiyi HOSGORI duzeyine çikarmak gerekiyor. Saygilarimla osmanziya 19.02.2025 Ü ![]() |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3863 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
ölüm ve olum arasina YAŞANÇ.. doğum ile düğüm arasinda TANINÇ.. bulunur yasam ve hayat KIVANCA.. şuur ve taninc INANCA gider.. İnşaallah. elbette inançtan SEVINCE gidemeyenler oldugu gibi kıvançtan KINANCA düşenlerde bulunur. HAFAZANALLAH Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya Yarın ölecekmiş gibi ahirete ÇALIŞMAK lazım.. dinimizce. ![]() Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 16:29 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3863 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Şahin DOĞAN yazdı:
Mustafa İslamoğlu ve Hz. Adem’in Babası İslami modernizmin şu garip haline bakar mısınız? Biri çıktı, peygamberlik bitmediğini kendisine de vahiyler geldiğini söyledi. (Gulam Ahmed) Biri çıktı, Kurandaki Kıssaların çoğunun sembolik/metaforik olduğunu söyledi. (M. Halefullah) Biri çıktı, “Hz. İsa’nın da bir babası var” dedi. (M. Ali Lahuri) Biri çıktı, 19 sözde mucizesine uymadığı gerekçesiyle Tevbe Suresi’nin son iki ayetini Kurandan çıkarmaya teşebbüs etti. (Reşad Halife) Biri çıktı, Namazın beş vakit değil üç vakit olduğunu söyledi. (Y.N. Öztürk) Biri çıktı, İslam da bildiğimiz anlamda namaz diye bir şeyin olmadığını sadece “salat”ın olduğunu söyledi. (İ. Eliaçık) Biri çıktı, cinsel ilişki ile iftar açılabileceğini söyledi. (Z.Beyaz) Biri çıktı, “Allah gaybı bilmez” dedi. (A.Bayındır) Biri çıktı, “Kabir azabı yoktur” dedi. (M. Okuyan) Biri çıktı, Kurandaki bütün ahkam ayetlerin tarihsel olduğunu dolayısıyla bizi bağlamadığını söyledi. (M. Öztürk) Ve nihayet biri çıktı, birçok şeyle birlikte Hz. Adem’in bir babasının olduğunu söyledi. Asıl şaşırıcı olan şu ki hepsinin “bunları biz söylemiyoruz, Kuran söylüyor” demeleriydi. Mustafa İslamoğlu, mealinde Al-i İmran suresi 159 ayetine düştüğü tefsir dipnotunda: “Babasız doğmak bir beşere ilahlık kazandırsaydı, bu, Hz. İsa’dan önce Hz. Adem’in hakkı olurdu çünkü onun hem babası yok hem annesi” (Hayat Kitabı Kuran, Düşün y. s.115) derken; “Yaratılış ve Evrim” (düşün y. 2015) isimli kitabında ise Hz. Adem’in hem annesinin hem de babasının olduğunu söylüyor. Adamın düşünce dünyası tam bir çelişkiler yumağı… Ama bu ebeveynler bizim gibi insan değil birer “beşer.” Biyoloji diliyle söyleyecek olursak birer “Homo Sapiens.” (Akıllı insan) İddiasına delil olarak üç adet ayet-i kerime getiriyor. “Adem’in babası var mıydı? Bu soruyu Kuran’a soruyoruz ve Kuran bize birden fazla delille (olumlu) cevap veriyor.” (s.189) Yani bu iddia kendisinin değil Kuran’ın asırlar önce ilan ettiği bir hakikat imiş, hazrete göre. Ama her nedense, hiçbir müfessir bu açık gerçeği görememiş, anlayamamış ve dahi kavrayamamış. İddiasına delil olarak getirdiği en önemli ayette şöyle buyuruyor Cenab-ı Hak: “İnsanın tarih sahnesinde görünmesinden önceki dönem sonsuz bir zaman kesitinden ibaret değil midir? İnsanın henüz dikkate değer bir varlık olmadığı bir zaman kesiti. Şüphesiz, denemek için insanı katıksız bir sperm damlasından yaratan Biziz. Biz onu işitme ve görme duyuları ile donatılmış bir varlık kıldık.” (İnsan Suresi 1-2) İslamoğlu, ayetteki el-insan ifadesinin bütün insanları kapsadığı, Hz. Adem’in de bunun içinde olduğu dolayısıyla onun da bir spermadan yaratıldığı söylüyor. Bundan sonrasını kendisinden okuyalım: “Adem insan mıdır, değil midir? O, elbette insandır. Aksi düşünülemez. Eğer Adem insansa, bu ayet, Ademin de tüm diğer insanlar gibi nutfeden yaratıldığını dolaylı olarak söylemektedir. Buna hayır diyebilmek için yapılacak ilk iş, Adem’in insan olmadığını ispatlamak olacaktır.”(s.191) Peki nutfe nedir? Tarifini yine kendisi yapıyor: “Nutfe, anne rahminde bir canlının vücut bulması için babanın üreme organları tarafından üretilen hayat tohumudur…”(s.191) Bu ifadelerin Kuran-ı Kerim’in Hz. Adem’in yaratılışıyla alakalı diğer pasajlarıyla (mesela Araf 12, Hicr 26-28, İsra 61, Mü’minun 12, Secde 7, Rahman 14) görünür bir tezat teşkil ettiği hakikatinden sarfı nazar ederek, yani işin yanlışlığını ve doğruluğunu bir süreliğine kenarda bırakıp, sadece bir husus muvacehesinde, İslamoğlu’nun kurguladığı mantık üzerinden gidelim. Hz. İsa (a.s) insan mıdır, değil midir. O, elbette insandır. Aksi düşünülemez. Eğer Hz. İsa (a.s) insansa, bu ayet, Hz. İsa’nın da tüm diğer insanlar gibi nutfeden yaratıldığını dolaylı olarak söylemektedir. Buna hayır diyebilmek için yapılacak ilk iş, Hz. İsa’nın insan olmadığını ispatlamak olacaktır. Şimdi hayati sorumuzu sormanın tam zamanı: O halde Hz. İsa’nın babası kim? Halbuki Kuran onun, babasız bir şekilde mucizevi olarak dünyaya geldiğini açıkça söyler. Her vesileyle, Kuran’a aykırı gerekçesiyle birçok sahih hadisi reddeden İslamoğlu, teorisinde vahiyle çelişmemek ve tutarlı olmak istiyorsa, Kuran’ın te’vil götürmeyen açık beyanına rağmen, ya Hz. İsa’ya (a.s) bir baba bulmalı ya da zahir bir çelişkiye düştüğünü kabul etmeli. Çünkü baştan sona anlattıkları, mantık ilmindeki “üçüncü halin imkansızlığı” ilkesi gereğince, bu iki şıktan birini tercih etmesini zorunlu kılıyor. Şayet “evet, Hz. İsa’nın da bir babası vardır” diyorsa ona diyecek sözümüz yok artık. Dilerse “baba” konusunda kendisine bir tüyo verebiliriz; meşhur Kadiyani Muhammed Ali Lahuri’nin “The Holy Kuran” adlı Meal-Tefsirine müracaat edebilir. Hatta orada Hz. İsa’nın Yusuf en Neccar isimli bir babasının olduğu bile yazılıdır. (Bilgi için bkz: H.Ünsal, Tefsirde Heterodoksi Kadiyanilik ve Kuran, Ankara Okulu y. Ankara 2011, s. 187) Ama bunu diyemiyorsa -ki Kuran ayetleri bağlamında demesi imkansız- çelişkiye düştüğünü açık yüreklilikle itiraf etmeli. Ehl-i Sünnet kelamı ittifakla “beşer” ve “insan” gibi yapay ve ilim dışı ayrımlara tevessül etme ihtiyacı duymadan Hz. Adem’i “beşerin babası” (ebu’l beşer) olarak adlandırır. Şii-İsmaili kelam da ise Hz. Adem’in babasının Huneyd, Tehum gibi adları bile vardır. (Ebu’l Kasım Cafer bin Mansur, Serair ve Esrar’un Nuteka, s.193-194) Yani anlayacağınız İslamoğlu bu söyleminde yalnız değil. Ama zat-ı alileri Şia’nın fikrine şu gerekçeyle katılmaz: “Bu Batıni yorumda Adem de bir insan olmuş olmaktadır. Yani Adem de bir insanoğludur. Bu hem tabiat ayetlerine hem Kuran ayetlerine aykırıdır.”(s.194) Neden aykırı olsun? Hani “el-İnsan” lafzı içine Adem de giriyordu. Eğer giriyorsa o da bir meniden yani bir anne ve babanın bileşiminden dünyaya geliyor demektir. Kendisini dinliyoruz: “Ayet, (Al-i İmran, 59) Adem ve İsa’nın sünnetullaha tabi, doğan ve ölen birer insanoğlu oluşuna dikkat çekmektedir.” (s.240) Görüyorsunuz, daha birkaç sayfa geçmeden kendisiyle nasıl çeliştiğini. Üstte, Hz. Adem’in insanoğlu olmasını Kuran ve tabiat ayetlerine aykırı olduğunu söylerken; burada ise kendisi Hz. Adem’in birer insanoğlu olması gerektiğini söylüyor. Açıkça söylemek gerekirse hayli fantastik olmakla birlikte Şia’nın düşüncesi İslamoğlu’na göre daha tutarlı, daha makul gibi duruyor. En azından Hz. Adem’in babasının da bir insan olduğunu söylüyor. Kitabın her satırına sinmiş tarifi kabil olmayan bariz bir husumet göze çarpıyor. Bu husumetin muhatabı kolayca tahmin edileceği üzere milyonlarca mensubu bulunan Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat mezhebi. Her defasında bu mezhebin samimi bağlılarını uydurulmuş dinin takipçileri olarak tezyif ve tahkir etmekten, geçmiş tüm müfessirleri alaylı ve laübali bir üslupla aşağılamaktan çekinmez ve tümünün Kuran’a aykırı yorumlar yaptığı, onu hurafelerle bulandırdığını söyler. Hazret, Hz. Adem’in peygamber oluşunun kesin olmadığı (s.195) -ne tuhaf, Hz. Adem’in bir babasının olduğu kesin ama peygamber olduğu kesin değil- insanlığın “maymunumsu bir ata”dan gelmesinin gayet normal olduğu buna karşı çıkmanın ise yobazlıktan başka bir anlam ifade etmediği hususunda ısrarcıdır. Ona göre, evrim karşıtlığının kökeninde “uydurulmuş dine inanan Müslümanların maymunlaşması yatıyor.” (s.308) Evrim Teorisi’ni Kuran’a onaylatmaktan başka bir anlam taşımayan bu kutsal çaba uğruna bütün Kuran ayetlerini seferber etmekte bir sakınca görmez. Sorun teşkil edeceğini düşündüğü ayetleri ise te’vil marifetiyle amacı doğrultusunda konuşturmak, ustalıkla becerebildiği en kolay şey. Aynı hikayeyi, vakti zamanında, çok daha başarılı bir performans ile merhum Yaşar Nuri Öztürk’ten dinlemiştik. Sözün özü, “Sadece İslam Ümmetine mensup kesimlerin değil, temeli vahye dayanan dejenere olmuş dinlerin mensuplarının dahi üzerinde ittifak ettiği “Hepiniz Adem’densiniz; Adem de topraktandır” hakikatini “öyle değilmiş, Adem’in de babası varmış” diyerek reddedilmesi gerekenler kategorisine sokuyorsanız, bulunduğunuz yer Sofestaiyyedir, bilesiniz." (Şahin DOĞAN, "Mustafa İslamoğlu Eleştirisi") Paylaşım ve değerli bilgileriniz için teşekkür ederim. İNANÇ bir yana yaslanmak mı dır ? DİN bir kişiye bağlanmak mı dır ? TAPMAK sadece namaz kılmak mıdır ? Evet, Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan'a yaslanırız.. ancak onun adına yazılmış bir çok tefsirler bulunuyor. Evet, Hazreti Muhammedi son nebi ve rasul biliriz. Ancak onun adına yazılmış yüzlerce siyer bulunuyor. Evet, NAMAZDA bütün kulluk türleri ve tapınmak çeşitleri onda toplanmıştır.. Fakat AYRINTILARA gelince.. bu konuda kültürün olmazsa olmaz bileşenleri olan dilin ve dinin kökeni konusunda Yaratılış öyküsün ve Evrim Masalını dikkatle incelemek gerekiyor. EVRİM konusunda mutemed Ernst Mayr'in kitabını okudum.. buradan HZ.ÂDEM'den beşerin çıkması gibi.. her bir canlı türünün de bir âdeminin bulunması gerektiği çıkmaz.. yani bizimde diğer canlılarında bizim gibi özgün ademlerinin olduğun gerçeğini çıkaramayız. Canlılar birbirinden türeyebilir. Türlerin kökeni ile "âdem" birbirinden ayrıdır.. Beşerin atası cennetten dünyaya implant edilmiştir "inanc"ımıza göre.. hatta sahih hadislere göre başka dünyalar vardır.. sizin ademiniz gibi adem.. sizin isanız gibi isa.. sizin musanız gibi musa bulunur deniyor. İbrahim Canan'ın kitabında.. Bu durumda başka implantlarda bulunuş olabilir.. ancak olduğuna dair kanıt gerekiyor. Kurgu, kuram ile olmaz bu iş. Bununla beraber iyi yaratılış ve evrime indirgemek dğru değil. Evrimle birlikte devrimde bulunuyor Yaratılış ile birlikte buyruluşta bulunuyor Deneyim ile birlikte dayatım da bulunuyor Dürülüş ile birlikte dirilişte bulunuyor. Hatta oyun ile birlikte öykü doğru ile birlikte gerçek iyi ile birlikte güzel oluyor. DOĞRU ve yanlışı birbirinden ayırmadan önce doğruyu gerçekten ayırmak gerekiyor. GERÇEK ve yalanı birbirinden ayırmadan önce gerçeği doğrudan ayırmak gerekiyor. Bu yapılınca BİLGİ'nun durumunun ne kadar farklı olduğunu göreceğiz. İYİ ve kötüyü birbirinden ayırmadan önce iyiyi güzelden ayırmak gerekiyor. GÜZELİ ve çirkini birbirinden ayırmadan önce güzeli iyiden ayırmak gerekiyor Bu yapılınca DEĞER'nun durumunun ne kadar farklı olduğunu göreceğiz. Belki bu tümceleri okumaktan yorulduğunuz.. çünkü günlük dilin düz yazısı bu konuşmalara duyarlığ değil.. onun için YBA çağrısı yapıyorum. Kısaca bu konular ve ayrıntılırı bir kalemde geçilecek bilgiler ve değerler değil.. bu içeriklerden önce biçimsel konuların değerlendirilmesi gerekiyor.. ta ka sağlam ve sağlıklı bilgiler ve değerlere duyarlı olabilelim. Oyuna ve öyküye girmiyorum. saygılarımla. Osmanziya https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2655 Osmanziya 19.02.2025 16:43 Hüseyin ALGUR Bey, "Bu eleştirilerinizin çoğunda haklı da olabilirsiniz ama Kuran ile uğraşan bu modernist hocaların her birinin birer ikişer hatalı yorumu olması, Kuran merkezli doğru yorumlarını değersiz kılmaz. Ayrıca başta saidi nursi olmak üzere gelenekçi sünni hocaların yüzlerce binlerce hatalı yorumunu da bertaraf etmez. Unutmayalım ki din ile meşgul olan herkesin yorumlarının yüzde yüz Kurana uygun olması da oldukça zor bir ihtimaldir." demekle güzel ifade etmişsiniz.. ancak sizde abartmışsınız.. Başta Said Nursi olmak üzere yüzler ve binlerce HATALI yorum... dedim bu Konu-Yorum çıktı.. olduğunu söyleminiz ABARTMIŞSINIZ. Örneğin soyut biz sözü söylemek yerine somut İmamı Nursî'den yüz değil on tanesini söyleyin yeter.. ben birkaç tanesini söyleyebilirim.. sizinkilerde bunu biraz artırmamız iyi olur.. ancak şunu unutmayalım EVRİLEN bilgi ve inanç ve düşünce tarihimizin kanıtlarıyla bilimsel bilgilerin YANLIŞ.. tarihsel bilgilerin YARIM.. sosyal bilgilerin YANLI.. dini bilgilerin YALAN ile dolu olduğunu biliyoruz. Bu yalanların çoğunun da kasıtlı değil bilimsel bilgilerin zamanlarında gelişmemiş ve bu zatlarca bilinmemiş olmalarından kaynaklandığı anlıyoruz. Örneğin İmamı Nursî müvellidülma.. müvellidilhumuza.. karbon ve azotun HAMUR gibi halitasından ibarettir dediğinde daha GENETİK bilgileri ayrıntı ve kanıtlarıyla çıkmamıştı.. bizim bu konuda en başat sıkıntımız Tanrı Tanırlığın DİNCİLİĞE.. Tanrı Tanımazlığın BİLİMCİLİĞE dönüşmüş olmasıdır. osmanziya Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 17:45 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3863 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
![]() Teşekkür ederim.. GÜRÜLTÜLÜ seslerden ve GÖRÜNTÜLÜ harflere geçiş 🙂 altı bin yıl olmuş.. |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |