Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim  
Mesaj icon Konu: Feynman Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: Feynman
    Gönderim Zamanı: 19-Temmuz-2024 Saat 21:00
RICHARD FEYNMAN (1912-1988) demiş; "Eğitim asla zeka ile karıştırmayın. Doktora yapabilir ve yine de aptal olabilirsiniz. Bilimciliği ile çok değerli bir fizikçidir.. ilmi iman ile karıştırmayın Feynman gibi ünlü bir fizikçi olabilirsiniz ancak METAFİZİK bulunmuyorsa psik'in köşesine bile giremezsiniz.

Bu kendilerini gibi olmayanlara kafir, sıradan ve gerizekalı diyen müslümanlar ve masonlar ve marksistler aklıma getirdi.

Demek Marksistlerini kendileri gibi MATERYALİST olmayanlara geri zekalı (aptal) demelerinin kökeni Feynman gibi görünüyor.

İnsan nefsiyle kafir, ruhuyla mü'min, aklıyla müşrik ve kalbiyle münafık olabilir. Ancak İNSAN olmaktan asla çıkmaz.

osmanziya yontembilim.com
Richard Feynman, 20. yüzyılın en etkili fizikçilerinden biridir. 11 Mayıs 1918'de doğmuş ve 15 Şubat 1988'de ölmüştür. Feynman, kuantum mekaniği, kuantum elektrodinamiği ve parçacık fiziği alanındaki çalışmalarıyla tanınır. 1965 yılında Julian Schwinger ve Sin-Itiro Tomonaga ile birlikte kuantum elektrodinamiği konusundaki çalışmaları için Nobel Fizik Ödülü'nü kazanmıştır.
Feynman, ayrıca Feynman diyagramları olarak bilinen grafiksel temsil yöntemini geliştirmiştir. Bu diyagramlar, parçacıkların etkileşimlerini ve süreçlerini görselleştirmede devrim yaratmıştır. Aynı zamanda çok etkili bir öğretmen ve popüler bilim yazarı olarak da tanınır. Feynman, karmaşık fizik konularını anlaşılır ve eğlenceli bir şekilde açıklamasıyla ün kazanmıştır.
Onun "Feynman'ın Fizik Dersleri" adlı kitap serisi, fizik eğitimi alanında klasik bir başvuru kaynağıdır. Feynman, Manhattan Projesi'nde de çalışmış ve atom bombası geliştirme sürecinde önemli katkılarda bulunmuştur.



Düzenleyen osmanziya - 19-Temmuz-2024 Saat 21:01
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 19-Temmuz-2024 Saat 21:09
Aydınlanma yolcuları kendi aydınlıklarını herkesin aydınlığı sanıyorsa karanlığı ışıktan ayırmaları olası değil.. ziya ve zulmet ve nur'dan başka bir dördüncüsü bulunmuyorsa.. yaşam bu üçü arasında döngüden başka bir şey olmayacaktır...

nar   ve   syr

---ZULUMAT----

srr   ve   nur
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 19-Temmuz-2024 Saat 21:12
Aydınlanma yolcuları kendi aydınlıklarını herkesin aydınlığı sanıyorsa karanlığı ışıktan ayırmaları olası değil.. ziya ve zulmet ve nur'dan başka bir dördüncüsü bulunmuyorsa.. yaşam bu üçü arasında döngüden başka bir şey olmayacaktır...

nar   ve   syr

---ZULU(ziya)MAT----

srr   ve   nur

Kelimelerin SIRRINA tenevvür ve narın SEYRİNE ziya adı verilir.
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 19-Temmuz-2024 Saat 21:14
Düşün Düşün Düşün.. b.tur işin demişler.. fakat bu her türlü düşün/mece ve düşün/ceme için değil..
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 19-Temmuz-2024 Saat 21:19
kelime.. isim.. ilim.. hepsi birbirinin aynısı mı aynası mı bilemiyorum.. ancak her birinin yedi katını biliyorum.. bilmek ise bilene sevgi doğurmuyorsa.. isterse on tane tane KİTAB yazsın.. bir tane MUHATAB bile bulamayacaktır.
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 19-Temmuz-2024 Saat 22:34


Nezih ABDAL demiş:

Herkes kalp de sanıyor ruhu ruh beyinde...
Beyin ruhu düşünmeyi davranışları ve vücudu kontrol ediyor.. Günümüzde mümkün olsa beyin naklî insan ebedî olarak yaşar..

Leyla ÇELİK demiş:

Ruh bedenin tümünde yer alır. Çünkü ruh fiziksel bedeninizi aktife ettiren enerjidir. Vücudundaki nöronlar aracılığıyla vücudunuzda olup bitenleri beyne iletir. Ayriyeten ruh tüm bildiklerini beyinde depolar. Canlı olan her şeyde enerji vardır. Fakat kul olan canlılarda ruh enerjisi diğerlerinden çok farklıdır. Beyin insan öldüğünde çürüyen bir organdır. Ruh öldüğünüzde enerji olarak bedeni terk eder.

Paylaşım için teşekkür ederim.. bu kitab baştan aşağı beyni anlatıyor.. anlatmadığını kitabın kaplarının üstüne yazdım..

Kitap sadece Bioloji ve nöroloji ve genetik hakkında yazıyor.. oysa insan o kadar geniş bir alanı bulunuyor ki.. her şey bioloji ve fizikten ibaret değil psikoloji ve sosyaloji ve linguistik daha var.. ancak sadece kendi özgürlüğünü düşünüp geçici dünya yaşamını isteyenler ve onla yetinenler bu geniş taraflarını göremezler.

İnsanı bütünüyle gösteren bu resimde.. bilimsel anolojinin (temsil, benzetim) ve edebi metaforun (teşbih, benzetme) kökü olan SEMBOLİZMİN.. hayali ve vehmi.. bedeni taşıyan beynin değil bedeni ve beyni taşıyan "ben"in bir ürünüdür.




IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 19-Temmuz-2024 Saat 23:38
Siyah Beyaz dedi ki:

3,8 milyar yıl önce evren, 4,5 milyar yıl önce dünya, 3,8 milyar yıl önce canlılık oluştu ve insanlar ise yaklaşık 300 bin yıldır var.
Bu devasa rakamları insan beyninin algılayamaması normal ve bazı insanlar 60 yıllık kısa ömrüyle bu işi çözdüğünü sanarak "EVRİM YOKTUR" diyor.
Evrim, canlı türlerinin zaman içinde genetik değişiklikler geçirmesi ve bu değişikliklerin nesiller boyunca birikerek türlerin çeşitlendiğini inceleyen bir doğa yasasıdır.
Evrimi reddetmekle aşağıdaki yasaları reddetmek birbirinden farksızdır.
Newton'un Hareket Yasaları
Evrensel Çekim Yasası
Termodinamiğin Yasaları
Elektromanyetik Yasalar (Maxwell Denklemleri)
Özel Görelilik
Genel Görelilik
Dalton'un Kısmi Basınç Yasası
Boyle Yasası
Charles Yasası
Avogadro Yasası
Genetik Yasaları (Mendel Kanunları)
Hubble Yasası
Heisenberg Belirsizlik İlkesi
Kuantum Mekaniği
Bu yasaları yok sayıyorsan evrimi de yok sayabilirsin.
Evrim uydurulan bir masal değil, canlıların nasıl oluştuğunu, değiştiğini ve çeşitlendiğini inceleyen bir doğa yasasıdır.

bende dedim:



Hoca kayığa binmiş.. boğazı geçerken.. kayıkçıya oğlum matematik biliyor musun demiş.. hayır Hocam demiş.. hayatının yarısı gitti demiş.. biraz sonra oğlum Türkçe biliyor musun.. hayır.. hayatının yüzde yetmişi gitti demiş.. fizik biliyor musun.. hayır.. hayatının yüzde doksanı gitti.. fırtına çıkmış kayık devrilmiş.. kayıkçı Hoca'ya sormuş.. Hocam yüzme biliyor musun.. hoca hayır demiş.. hayatının hepsi gitti demiş kayıkçı..,
Kuşkusuz bilimler yararlıdır ancak kabir kapısına götürür.. Allah'a ve ahirete imanı yoksa bir kimsenin öğrendiğinin orada da bir faydası bulunmaz. İmanla beraber ilim olupta onlarla beraber başkasının işine yarar hizmetleri olduğunda orada nur ve ışık olarak geleceğini aydınlatırlar.
Diğer taraftan insanları EVRİM ve YARATILIŞ arasına sıkıştırmamak gerekir.. evrim kadar devrim.. yaratılış kadar buyruluşta söz konusu.. evrim ve devrimin DENEYİMİ kadar yaratılış ve buyruluşun DAYATIMI bulunur.. sonra da her DÜRÜLÜŞÜN bir DİRİLİŞİ olur.

sonra siyah beyaz dedi:
Hocam sürekli aynı taktiği kullanıyorsun; temele dini (uhrevi) argümanları yerleştiriyor, üzerine azıcıkta tuz-biber kıvamında bilim ve felsefi terminolojiyi de serperek BOŞ yapıyorsun. Tavsiyem, bunu dini (nurcu) sayfalarda yapman. Buralarda bu iş sırıtıyor.

bende dedim:

Bak yine bilimden edebiyata geçtiniz Hocam.. iki taraflı olmayan daima yarım kalır...

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 02:34
bilim kulubünden Recai ÇAĞLAYAN yazdı..

Mevlana Hâlid-i Bağdâdi Ve
11 boyutlu Evren !!!
“Süper Sicim (String)
Teoremi” İle İlgili 200 Yıl
Önceki Beyanı..
"Her kim, yazılmamış söylendiğinde, onu vakti gelince idrak ederse, “yedi mesani buutun” batındaki sırrının, sebit “yedi” ile sabit olmuş “Kuvve-i Irkiyye” esrarı ilahisine murabbasıyla mazhar olur.”
Bu cümleyi sadeleştirelim:
"Her kim yazılmamış söylendiğinde, zamanı gelince onu kavrarsa,
"Yedi şifreli boyutun” içteki sırrına ait “Yedi ırk Kuvveti”nin ilahi sırrına açıktaki "dört boyutlusu"
ile birlikte ulaşmış olur.
(7 + 4 =11) Boyut
200 Yıl Sonra Ünlü kozmolog, fizikçi Prof. Stephen hawking:
Bing Bang'ın ardından simetri kırılması sonucu bizim evrenimiz uzay-zamanla 4 boyuta hapsedilmiş, diğer 7 boyut ise kıvrılarak saklanmıştır..
4 + 7 = 11 Boyut..
Gerçektede bir kuantın, iplikçik veya sicim halinde “10” ve zar
(membran) halinde “1” adet olmak üzere, toplam “11 boyutlu” olduğu matematiksel olarak olarak ispatlanmıştır..
Açıkta (içinde bulunduğumuz evrende) dört boyut
olduğuna göre, geri kalan yedi boyut, içerde
(tünel içinde) saklı kalmışlardır. Eğer bunların tümü açığa çıkmış olsaydı, biz
11 boyutlu bir evrende bulunacaktık. Böylece, Planck Uzayı, dışa açılmış dört boyutu ve
Hilbert Uzayı, içerde kalmış yedi boyutu
içermektedir. Büyük Patlama’da, dört boyut (üçü mekan, biri zaman) açığa çıkarken, diğer yedi boyut tünelin ardında kalmışlardır. Bunlar, “enfus”unda (kendi nefislerinde), yani Hilbert Uzayı’nda saklı kalmışlardır. Bu nedenle, dört boyut, bize, “sabit murabba”
(dörtlü) olarak gözükürken, diğer yedi boyut, “sabit mesani” (saklı) olarak görünmemektedir..
Halid-i Bağdadinin "11" Düğümlü İbrişimi !!!
Bağdadi’nin hayatta iken kendine ait Kuranında, vakıa suresinin üstüne bıraktığı "11 düğüm atılmış bir ibrişimi" bulunmaktadır. Bu ibrişim, konulduğu tarihten beri, Kur’an’ın Vakıa Suresi’nin yazılı olduğu sayfalar arasında muhafaza edilmektedir. Bağdadi’nin, 11 düğümlü ibrişimi, Vakıa Suresi’nin sayfaları arasına koyması, onun, bu surenin ne denli önemli olduğunu işaret eden bir vasiyetidir.
Nitekim Hazreti Hz Muhammed (s.a.v) 1440 yıl önce "Vakıa Suresini evlatlarınıza öğretin; onlarda kendi evlatlarına öğretsinler” buyurarak
bu surenin önemini vurgulamıştır..
Niyemi ???
Çünkü Vakıa Suresi, teorik fiziğe yol gösteren önemli gizliliklere sahiptir.. Ancak 18.Yüzyıldan başlayıp
anlamını bu yüzyılda açan evrendeki en müthiş olay Kara delikleri (black hole) haber veren bir suredir.
Karadeliklerin sırrının çözülmesi ise aynı zamanda evrenin sırrının çözülmesi demektir.Yani karadelikler evrenin kara kutusu mesâbesindedir..
Yani, geleceğe dönüktür. Aynı zamanda evrendeki Gravitasyon (Kütle Çekim Dalgaları) konusu ilede çok yakından ilgilidir..
Bismillahirrahmanirrahim
Hayır, yıldızların yer (mevki)lerine yemin ederim. Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.
(Vakıa Ayet 75-76)
Vakıa suresinin 75 -76 ayetindede görlüldüğü gibi “yıldızların mevkileri ve yerleri” üzerine vurgu yapılması Karadeliklere işarettir. Nitekim izleyen ayette “bunun ne büyük bir yemin olduğuna” dikkat çekilmeside karadeliklerin öteki dünyalara geçit veren “Gök Kapıları”nı gündeme getirmektedir...
Bir kısım bilim adamının kanaatine görede Karadelikler, kendi varlığı ve öz hacmi ile kendi “dışına” taşmakta; “uzay-zamanı” da beraberinde götürerek bizim âlemimize benzemeyen “farklı” bir âleme geçiş kapısı görevi görmektedir. Nitekim Kozmoloji ile ilgili eserlerinden tanıdığımız ünlü fizikçi Paul Davies bu konuda şöyle demektedir..
“Uzay, çok karmaşık bir şekilde ‘zamana’ bağımlıdır. Uzayın ‘gerildiği ve büküldüğü’ gibi, zamanda gerilir ve bükülür.” demektedir. Zamanın “donarak” ebediyen durması, Karadeliklerdeki tekilliğin (singularite) en belirgin özelliğidir. Zamanın durması, zamanın “sabit” kalması; fizik kanunlarının geçerliliğini kaybederek; uzayın bütün öz ve özelliğini yitirmesi ve yepyeni bir başka kainat’ın içine girilmesi demektir' ki “Orası” bizim evrenimize hiç benzemeyecek, zaman, madde ve boyutlar farklı keyfiyete bürünecektir diye açıklama yapmıştır..
Bu konuda KURAN;
(İbrahim Ayet 48)de İse;
"O gün yeryüzü bir başka yere, gökler, başka göklere çevirilecek Ve bütün varlıklar, kabirlerinden çıkıp bir ve gücüne karşı durulmaz olan ALLAH'ın huzurunatoplanacaklardır."
diye buyurarak bu gerçeği
çok açık bir şekilde dile getirmektedir..
Kıssacası bir türlü çıkamadığımız kâinatın dışına nihayet çıkabilecek bir kapı bulduklarını düşünen astrofizikçilere görede, karadelikler bir uzay-zaman kapısıdır. Kur'an'ın rehberliğinde kâinattaki sırlara yorum ve açıklama getiren islam müfessirlerine görede gökteki yıldızların bir kısmı Ahiret âlemlerine bakmaktadır...
*******
Bismillahirrahmanirrahim.
De ki: "Onu, Göklerin Ve Yerin Sırrını Bilen ALLAH İndirmiştir. Şüphesiz O, Bağışlayandır, Merhamet Edendir."
(Furkan Ayet 6)
*******
Lâ ilâhe İllallâhu El-Melikül-Hakkul-Mubîn Muhammedun Resûlullâh Sadikul-Vaadil-Emîn
HAK Ve Gerçek Olan Kainatın Sahibi ALLAH'tan Başka İlah Yoktur. Güvenilir Ve Sözünde Sadık Hz Muhammed, (a.s.m) O'nun Elçisidir.
Tanıtım:
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (Kürtçe Mewlana Xalid, 1779, Süleymaniye - 1827, Şam), Kürt asıllı İslâm âlimi, mutasavvıf ve şairdir. Nakşibendi Hâlidîlik yolunun öncüsüdür. Irak'ta Süleymaniye'ye 8 km uzaklıktaki Karadağ kasabasında doğmuştur. 1813-1823 yılları arasında Bağdat'ta yaşamış bir sûfîdir.
Mevlana Halidi Bağdadi kendinde bir eksiklik hissediyor ve bundan dolayı da manevi bir mürşit arayışına giriyor. Mekke'de bir işaretle Afganistan Delhi'ye gidip Abdullah Dehlevi hazretlerine intisap ediyor..
Hâlidîlik, İslam'ın Sünnîlik mezhebine bağlı bir tarîkat olan Nakşibendîliğin en yaygın kollarından biridir. Kol, adını Kürt İslam âlimi Halid Bağdadî'den alır. Türkiye'de etkinlik gösteren Nakşibendî şeyhleri genellikle Halidî'dir.
Mevlânâ Hâlid'in eserleri şunlardır:
1. Bugyetü'l-Vâcid Fî Mektûbâti'l-Mevlânâ Hâlid: 1334'te Şam'da basılan bu eser Hâlid'in mürid ve halifelerine hitaben yazdığı mektuplardan oluşur. Mektûbât-ı Mevlânâ Hâlid adıyla Dilaver Selvi ve Kemal Yıldız tarafından Türkçe'ye çevrildi ve 1993 yılında İstanbul'da yayımlandı.
2. Câliyetü'l-Ezkâr Ve's-Seyfü'l-Bettâr Fi's-Salâti Alâ Nebiyyi'l-Muhtâr.
3. Cilâ'u'l-Ekdâr: Bedir gazilerinin isimlerini ihtiva eden bir manzum metindir.
4. Dîvân: 1260 senesinde Bulak'ta basılmıştır. Ağırlıklı olarak Farsça, ayrıca Arapça ve Kürtçe şiirlerden oluşur. Farsça şiirler Sadrettin Yüksel tarafından Türkçeye çevrilip Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin Dîvânı ve Şerhi adıyla 1977'de İstanbul'da yayımlandı.
5. El-Ikdu'l-Cevherî Mine'l-Kelâm: 1259 yılında İstanbul'da basıldı.
6. Ferâ'idü'l-Fevâ'id: Cibrîl hadisinin Farsça şerhidir. Kemahlı Hacı Abdullah tarafından Türkçe'ye çevrilip 1895'te İstanbul'da basıldı.
7. Risâle Fî Âdâbi'l-Mürîd Ma'a Şeyhih: Kazan'da basılmıştır, baskı tarihi yoktur.
8. Risâle Fî Âdãbi'z-Zikr: Bugyetü'l-Vâcid adlı eseri ile beraber basılmıştır.
9. Risâle Fî İsbâti'r-Râbıta: Bu eser 1284'te İstanbul'da, 1289'da Şam'da ve 1890'da Kazan'da basılmıştır.
10. Risâle Fi't-Tarîk: 1262 senesinde Bulak'ta basılmıştır.
11. Risâletü'l-Ikdi'l-Cevherî: Eş'arîler'le Mâtürîdîler'in kesb ve irâde-i cüz'iyye konusundaki görüşlerini inceleyen bir risaledir.
12. Şerh-i Akâ'id Hâşiyesi Siyelkutî'ye Ta'lîkât.
13. Şerhü'l-Makâmâtü'l-Harîrî: Yarım kaldı.
14. Vasiyyetü'ş-Şeyh Hâlid: 1284 yılında İstanbul'da basılmıştır.
Mevlânâ Hâlid'in bunların dışında akaid, fıkıh ve kelama dair birkaç sayfalık risale, haşiye ve şerh tarzında yazıları bulunmaktadır. Hâlid'in Arapça, Farsça ve Kürtçe bütün eserleri Molla Abdülkerim Müderris tarafından Kürtçe uzun bir girişle Yâd-ı Merdân: Mevlânâ Hâlid-i Nakşıbendî adıyla 1979'da Bağdat'ta yayımlanmıştır (Algar 1997: 285).
Arapça, Farsça ve Kürtçe şiirleri olan Mevlânâ Hâlid'in Hz. Muhammed'i öven Farsça kasideleri ünlüdür...





bu yazıya karşı dedim ki:
Değerli Kardeşim, öncelikle paylaşım için teşekkür ederim. Ancak işin ciddiyeti için KAYNAK gösterilmesi artık bilimsel bir zorunluluktur. Yazının altına imzanı atmadığınıza göre bu sizin değildir ve alıntıdır. Yazmasanız da öyle kabul edilir. Bu konu bilimi popülize eden yani halka indiren 700 er sayfalık.. Dünya Bilim Olimpiyatları başkanı Prof. Brian GREENE'nin tubitak çevirili Evrenin Dokusu ve Evrenin Zarefeti kitablarında tarihsel süreciyle anlatılmış.. konunun öncesini iki yüz önce dedim yazmış ve 1400 yıl önce Kur'anda bildirilmiş gibi anlatımların avamı nas dışında bir kıymeti harbiyesi bulunmaz. Senin kendin bu konudsa bilime.. insanlığa.. islamlığa ne gibi bir katkıda bulunduğuna bakılır. Eskileri yinelemek değil yeni olarak ortaya ne koymuşsun o aranır. 7 ekimden beri dünya bir katliamı seyrediyor.. daha önce de 80 yıldan beri İsrail'in orada vatan edinime çabalarını seyrediyor.. demek istemiyorum ki israil müslümanları yesin.. müslümanlar israile yesin.. iki ünlü yahudi ( biri Chomosky) tarafından anlatılmış YAŞAM ve ÖLÜM arasındaki GAZZE kitabında 2010 tarihinde sorun belirtilmiş.. taraflar hakimiyet peşinde yahudi ilk kitap benim burası benim diye.. müslüman son kitab benim burası benim diyor.. oysa bir dinin 600 yıllık ömrü olur.. yani konuya dini gerekçe gösterilemez.. ancak devleti yönetenler halklarından korktuklarından bunu söylemeye cesaret edemiyorlar ve insanların böyle birbirlerini katletmelerine vesile ve vasıta oluyorlar. Bu probleme sizin çözümünüz nedir ?   

osmanziya 20.07.2024 02:48


Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 02:48
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2936

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 09:25
İnsanın dört üyesi bir başı bir pipisi altı uzantısı olan bir canlıdır.. bu kesindir. Kütlesi ve enerjili bir fiziği bulunur bu kuşkuludur. Varlığı (kütle) YARATILIŞ olayı (enerji) EVRİM varoluşu bulunur, bu da tartışmalıdır. Evrim Tanrıdır.. Yaratılış Tanrıdandır atışması yapmak ise gereksizdir.. çünkü var oluşta evrimde bulunur devrimde.. yaratılışta bulunur buyuruluşta.. evrim ve yaratılış deneyimi de bulunur devrim ve buyruluş dayatımı da işin çok yönlü ve yanlı olduğunu gösterir. Ancak bu da normaldir.. her bilimde bu tartışma yer alır. Bioloji de evrim ve yaratılış gibi fizikte dalga ve parça kuramı olur. Dinde kader ve irade tartışması bulunur. Fakat önemli olan insanların birbirlerinin bilgi ve düşünce ve inançlarına saygı göstermeleridir. osmanziya yontembilim.com
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk