Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din  
Mesaj icon Konu: ali aran Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3602

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: ali aran
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 08:40

2025 yılının ilk yazısı.. 2000 den beri netteyim.. 2001 de web sayfam yontembilim.com yapılandırıldı..

bilgisayarla başlamam sanırım 1990 olmuştur.. eh az 2010 dan beri de bu facebook sosyal medyasındayım.

Bu günlerde Serdar KAYHAN (Ali ÇİMEN) tarafından yazılan tarihi seyrin değiştiren bilim adamları, mucidler, kumandanlar ve müzik adamları kitabları okuyorum.. orada geçen kimselerin öykülerinde yaşlar iki yirmibeş (50) ya da üç yirmibeş (75) arası değişiyor.. elliden az yetmişbeşden yaşayan kimselerde bulunuyor.. lakin yüzyıl 25 yıllık DÖRT KUŞAKTAN ibaret.. birinci kuşak baba.. ikinci kuşak oğul.. üçüncü kuşak oğulun oğulu yani torun.. dördüncü kuşak ise torunun oğlu.. bu fakir üç kuşak yaşıyor ve torunu gördü.. canım anacım Rabbimiz başımıza tac ede.. 89'unda torunun çocuklarını görüyor...

benim üçüncü çeyreğimin yakınında 21.yüzyılın ilk çeyreğindeki bu ilk yazım Face'de en değerli arkadaşlarımdan Ali ARAN Kardeşim yazısı ile başladım.

DÖNGÜ'lerin ummanı..
SIRA'ların okyanusu ..
SIRR'ların deryası..
ÇARK'ların çarkı..
ZAMAN hakkında yazmış..




ANDOLSUN ZAMANA

Çarklar
Fırıl fırıl dönmede
Üstünde hayatlar
Sen, ben,
Corc, Moşe, Hans,....
Seyrediyoruz
Rengarenk, cıvıl cıvıl alemi.
Tutmaya çalışıyoruz
Mücevher misal
O eşsiz anıları
Ama heyhat !

Sanma ki
Geçip gitmede
Üç aylar, beş aylar,
Geceler, kandiller,
Saatler, dakikalar
Boşu boşuna.

Bir bilsen
Neler kaydedilmede
Her bir anın
Göz bebeğinde.

Ve bir gün gelir
Dürülmüş zaman
Açılır önünde
Yaprak yaprak.

O anda
Bir sen olacaksın
Bir de
Yaptıkların.
Artık
İster övün,
İsterse dövün !

İstanbul
31 Aralık 2024
Ali Aran.


dedi

dedim

Maşaallah.. tebrik ederim. resim ve yazı harika.. bir müziği noksandı.. onu da başkası yapsın 🙂

osmanziya 01.01.2025 üçyol izmir 08:40



Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 08:55
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3602

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 09:33



[02:41, 01.01.2025] Mustafa Buğucam: 2024 yılınin son tablosu:

VITAL aktuelite
MENTAL virtualite
BIO psiko
ETNO emiko

Bunları benim "uydur"dugumu düşünebilirsinz.. bunda da haklisiniz.. çunku bir kelime bile olsa bunun kaynağini söylerim. Fakat bir degeri ve degiskenini belirlerken bunu rastgele degil YBA kullanarak yaparim.

Fizik derken bunun bir META sı oldugunu.. Etik derken bunun bir PARA si oldugunu çogu kimse bilir. Sosyal derken bunu bir ANTİ si oldugunu herles bilir. Episteme derken bunun bir KONTRA sı oldugunu da..Yani insan çok yönlü.. onu anlatmaya da GDDY ı yetmiyor.





[03:05, 01.01.2025] Mustafa Buğucam: Sonunda primer olan dili (philo) ve dini (teo) yu yerine yerleştirdik.. philo ya kadar eto ve etno aşamasi geçmişse.. teo'ya kadar hangi aşamalari geçmiş olabilir.. MENTAL otesi.. psisik kimse ile erotik nesne.. nasıl bir mental virtualite ve vital aktualite ile.. BİR butun halinde id'i ve ego'yu oluştursun ve onlari resmi NOMOS ve sivilden SOPHOS ile bitirile LOGOS u genişletsin ve geliştirsin ? osmanziya
[03:49, 01.01.2025] Mustafa Buğucam: OZ Oglu ölenekleri ve olanaklari doldurdu.. YATAY olarak yetkinliğin ESKI.. edremin EKSIK oldugunu İsmail UNVERden ögrendi..

DIKEY nukta ve nutka bununla tamamlandiğinda SYS de bitmiş olacak.



Bu tabloların hepsi başlangıçta yalın olarak dört ya da beş kelimeyle başlar bilemedin 8 kelime olur.. sonra üstünü eklene eklene böyle onlarca ve belki burada olduğu gibi yüz kelimeden fazla kelimelere çıkar.. ancak bu bir kelimenin onlarca belki yüzlerce belki binlerce kez kullanıldığı günlük dilin düz yazısı (GDDY) olmayıp bir kelimenin ve terimin ve kavramın sadece bir kez kullanılabildiği YBA (Yöntem Bilimsel Analiz) tekniği ile yazılmıştır. Bu belki olanaksız gibi görünsede yöntemi öğrenen ve kullanan herkes tarafından yapılabilir. Bunun yalın bir örneği Tony BUZAN'ın zihin haritaları tekniğidir.

Yalnız bu haritalar bir dil olmayıp muazzam beyin sinapslarının muhteşem yapılandırmalarıdır.Yani insanın yorumlama gücünün göstergesidir. Fakat YBA böyle zihin doğaçlaması olmayıp iki kişi arasında iletişim kurabilecek ve din ve felsefe arasında ortak platform olmaya aday özgün bir dildir.

YBA (Yöntem Bilimsel Analiz)in hızlı anlam sürücüsünü ve kolay anlatım aygıtını yirmi beş yıldır PARASIZ meraklı ve gizemli reklamlar ve siyasi ve seksiz propagandalar yani GDDY ile PAZARLADIĞIM hali YBA öğrenmeye ve kullanmaya ve yararlanmaya bir MÜŞTERİ talip olmadı.

Bence bunun nedenini anlamak zor değil.. çünkü bir kimse.. kozmik tembellik yasasının bir gereği olarak.. kendisine bir YARARI olmayan şeyi ÖĞRENMEYE kalkmaz, doğal ve normal olarak.. fakat bu bizim YBA in yararı olması için KULLANILMASI gerekmektedir.. fakat kullanmayı öğrenmeyince YARARLANILMASI olası değildir.. durumda KONU bir OLUMSUZ döngüye düşmektedir.

Bunun nedeni de şudur: İnsanların çoğu GEREKSİNİMLERİ için yaşarlar ve arayışları bu İHTİYAÇLARI doğruldusunda olur ve yüzden gereksinim hedefleri yani OKUL.. İŞ..AŞ.. EŞ.. EV.. ARABA.. BAHÇE.. KAT.. YAT.. EMEKLİLİK dışında yani bu 10 madde dışındaki konularla fazla İLGİLENMEZLER..

Ancak dünyayı yöneten bu insanlar değildir.. dünyaya yön veren tarihin seyrini değiştiren nebiler ve veliler ile dahiler ve delilerdir..

Serdar KAYHAN (Ali ÇİMEN) tarafından bu kitaplar; onlarca.. hepsini okumadık.. okumadığınız yüzlerce DELİNİN yaşamı böyle başkasının işine yaramayan ve kendisinin işine yarayan özgün ARAYIŞLARI ile doludur.

Dahiler ve deliler DÜŞÜNEN adamlardır..
Nebilerve veliler İNANAN adamlardır..

Adam deyince kız ve kızan.. bütün oğulları ve kızları kast ederim. Öyle bilim insanı ve bilim kadını gibi sözleri ve ayırımcılık kokan kelimeleri sevmiyorum. Benim indimde kelime.. sözcük.. word.. nasıl eşitse.. Hasan.. Ayla.. Colin.. de halife-i arz İNSAN olarak eşittir.

Ancak insanlar temelde böyle;
ARAYIŞI olan düşünen ve inanan insanlar..
GEREKSİNİMİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMEYEN insanlar..
olarak ikiye ayrılırlar.

Bu durumda beş tür insan çıkıyor:

Aramayanlar
Arayanlar
Aradığını asla bulamayacaklar
Aradığını bulanlar
Bulduğunu olanlar.

Şimdi yazımız Ali ARAN ile başlamıştı ve gayri ihtiyari olarak böyle ARANMAK ile sonlandı.. Rabbimiz bizi ve sizi arayanlardan etsin.. işe yarayanlardan etsin.. YARATAN'ı arayanlardan etsin..Yaratan'a bulup ona ADANAN'lardan etsin.. böyle Tanrı tanırlıktan Tanrı TANIKLIK'a geçenlerden etsin. Amin.

Mustafa BUĞUÇAM
01.01.2025 ÜÇYOL İZMİR 09:33          



IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3602

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 09:50
Yeni yılın ilk face paylaşımı..
21.nci yüz yılın ilk çeyreğini bitiriyoruz.

Bu çeyreğin son dört yılı islam dünyası Tanrı'ın doğal afetleri ve Uygarlığın sosyal belalarıyla verilen acılarla geçti geçiyor.. 2020 KORONA salgını 2022 6 şubat depremi ve 2023 7 ekim katliamı.. ülkemizi maddi ve manevi kasıp kavurdu.. kırk yıldır belki CUMHURİYET tarihiyle birlikte yüz yıldır türk ve kürt düşük yoğunluklu iç savaşı ile OSMANLI'yi bitirmek isteyen DIŞ GÜÇLER bir türlü emellerine muvaffak olamadılar.. çünkü onlarda büyük ısrail.. büyük fransa.. büyük ingiltere.. olmuşlar hep birlikte BÜYÜK AMERİKA'yı gerçekleştirmek istiyorlar.

Oysa hep birlikte BÜYÜK İNSANLIK olsak.. İSLAMİYET kendiliğinden dünyayı gelecek ve böylece 800 yıldır yaptığımız gibi körü körüne inanıp boşu boşuna savaşmamış olacağız.

Bunu anlamak için ne kadar süre geçer.. lakin benim anlamam için 40 yıl yetti.. çünkü kırk yıldır YBA ile uğraşıyorum. Din ve felsefe arasında ortak bir platfor olmaya aday YÖNTEM BİLİMSEL ANALİZ'i inşa etmeye çalışıyorum.

Ancak insanlara açık çıkar ve büyük yarar va'd etmiyrum.

İnsanlar en yüce yarar olan TANRI'dan ve en yüksek çıkar olan AHİRET'ten başkasını gözleri görmüyor. Çünkü SONSUZLUK bir tür körlüktür. Çünkü bu olmayan sonsuzluk ve bulunmayan özgürlük yüzünden Tanrı Tanımaz bilimcilerde dünyayı BİTMEZ veTÜKENMEZ görerek onun uğruna yapmadıkları ısraf ve zulum kalmıyor.

Bunun nedeni de DÜNYA yı belirleyen ve DİN'İ tanımlayan DİL'i kötü ve kötüye kullanmamızdır. Din ve felsefe arasında ortak platform olmaya aday YBA in bunun önüne bir derece geçeceğini düşünüyorum.

Saygılarımla

osmanziya 01.02.2025 09:50
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3602

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 09:58
İnsanlar ikiye ayrılır DEDİK: inananlar ve düşünenler..

İNANLAR aslı başkasını düşünmez..
DÜŞÜNENLER asla kendisini düşünmez..
Fakat GLOBAL sağ ve LİNEER sol beyin birlikteliği gibi bu inanma ve düşünme etkinliği bir arada çalıştığından bu fark edilmez. Fakat bu dört beyin tarafından birine ağırlık verilerek çeşitli meslekler ortaya çıkar. Bu bir tarafa yüklenen HASTALIKLI yani NORMAL olmayan kimselerin keşifleri ve icatları ile UYGARLIK tekerliği dönmektedir.
Bunları döndüren de nebiler ve veliler ile dahiler ve delilerdir.

Dinnur YAŞAR
01.01.2025 ÜÇYOL İZMİR 09:57
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3602

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 10:12
İnsanlar beşe ayrılır demiştik:
1. Aramayanlar
2. Arayanlar
3. Aradığını asla bulamayacaklar
4. Aradığını bulanlar
5. Arayıp bulduğunu olanlar

Aramayanlar sadece gereksinimi için yaşayan "insanlar" diyoruz ancak bun insanların SAMİMİ haml ve hükümleri ve CİDDİ arzu ve taleplerinin bulunması mümkün değildir. Bu nedenle bunuları İNSAN saymak muhtemel görünmüyor. Zaten beşinci yolun sahibi Gurcijev içlerinde binler ben taşıyan bu kimseleri bir MAKİNE olarak görür. Bunlar dünyanın efendileri tarafından yönlendirilir ve kullanılır ve yararlanılır. Bu şu demektir.. kendim dahil.. eğer özgürce kendimi eğitemiyor ve yönetemiyor ve yönlendiremiyorsam kültür-lenme ve kültür-leme ve kültür-leşmeden kendimi kurtaramıyorum.. demektir. Ülkemizde türk ve kürt kavgasının bitmemesi belki de bunun kanıtıdır. Bu "lenme ve leme ve leşme" de ÇAĞDAŞ KÜLTÜR'ün bir sonucu olan bir MARAZ'dır belki.

HAZIR açık ve seçik SEHİL yani anlaşılır yazan hocalar ve yazarlar insanları DÜŞÜNMEME'ye alıştırmış olmalarından DOLAYI böyle olabilir ki eğer OLAY böyle ise.. bu işin KOLAY'ı anlaşılır olmayan ve fakat insana düşünmeye sevk eden yazılar yazmaktır. YBA ile çeyrek asırdır yapmaya çalıştığım da budur. Ancak başarı böyle dolay ve olay ve kolay değildir.. ZOR'dur. Bunu bilerek yolumu sürdürüyorum.

Saygılarımla

Osmanziya 01.01.2025 üçyol izmir 10:11     
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3602

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 10:26


Mevlut UYANIK hocam paylaşmış:

SİYASİ İLAHİYAT
1. Saf normativist, gayrı şahsi kurallar çerçevesinde düşünür ve
2. desizyonist, (ahlaki veya hukuki ilkelerin siyasi veya hukuki organlar tarafından alınan kararların ürünü olduğunu ifade eden politik, etik ve içtihatcı bir doktrin) doğru teşhis edilen siyasi durumun gerektirdiği hukuku kişisel bir karar aracılığıyla uygularken,
3. kurumsal hukuk düşüncesi kişiler üstü kurumlar ve örgütlerle kendini gösterir.
• Normativist, yozlaşmışlığıyla, hukuku salt devlet bürokrasisinin işlev tarzı haline getirirken ve
• desizyonist, zamanlamaya odaklanması yüzünden her büyük siyasi harekette bulunan daimi varoluşu [Sein] ıskalamak tehlikesiyle her zaman karşı karşıyayken, yalıtık bir kurumsal düşünce, ege, menlikten yoksun olan ve feodal zümreye dayanan bir gelişimin çoğulculuğuna yönelir.
• Böylece siyasi birliğin üç alanı ve unsuru -devlet, hareket, halk- sağlıklı şekilleriyle olduğu kadar yozlaşmış görünüm biçimleriyle de üç hukuki düşünce tipine bağlanabilir.
Carl Schmitt, Siyasi ilahiyat Egemenlik Kuramı Üzerine Dört Bölüm, Türkçesi; Emre Zeybekoğlu, (Ankara:Dost Kitobevi Yayınları, 2. Basım, 2005),11

Mevlut Uyanık

dedim ki:

Paylaşım için teşekkür ederim.. arayanlara bulamaz.. bulanlar aramaz diye kısır döngü kurulabilir.. lakin Beyazıd Bestami sanırım bundan şu çıkış yolunu bulmuş : Aramakla bulunmaz, lakin bulanlar arayanlardandır. osmanziya





Şahin DOĞAN Hocam paylaşmış

Birkaç gün önce 170 TL'ye aldım. Umutla sarıldım, sonunu getiremedim. Daha doğrusu parça parça okudum. Konular güzel, malûmat çok. Ama yeni bir bakış açısı, perspektif, teklif, üslup yok. Hala eski bir paradigmanın içinden konuşuyor. Mutlak bir güven, inanç ve emniyet içinde İslam'ı tezkiye etmek, moderniteyi tahkir etmek. Okurken yer yer Yusuf Kaplan geldi aklıma. Seyyid Hüseyin Nasr, Mevdudi, Aliya İzzet Begoviç, Ali Şeriati, Mutahharri, Ziyaüddin Serdar, Muhammed İkbal gibi işin devlerini okuduktan sonra İbrahim Kalın okuyamıyor insan. Üçüncü sınıf kalıyor. Yazılarında yaşamıyor. Akademik bir soğukluk var. İslam'ın içinde kalarak dünyaya açılma tecrübesini mezkur devler fazlasıyla yaptı. Bilhassa Ali Şeriati. Bugün çok daha farklı bir evredeyiz. İbrahim Kalın'ın en hoşuma giden tavrı profesör olduğu halde bu ünvanı kullanmaması.

Şahin DOĞAN


dedim ki:

Paylaşım için teşekkür ederim.. fazla özgün olunca okunmuyor sanırım: orta yolu bulmakta kolay bir iş değildir zaten.
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3602

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 10:36
insanbilim.. ne psikoloji ne de sosyoloji.. ne fizik ne de bioloji.. ne bilim ne de hukuk.. bütün ana bilimler ve temel disiplinler sadece BİR AÇIDAN insanı ele alır.. ince eler sık dokur ama bütünü yakalayamaz.. insan ancak insan yani kendi tanıyabilir bütünüyle nasıl beş duyu tek bir hassasiyet ile ortaya çıkıyorsa.. nasıl beş duygu tek bir hissiyat olarak beliriyorsa insanın tattıkları ve tuttukları da attığı DEĞİŞKEN ve tuttuğu DEĞERİ ile bir araya getirerek hakikatı işaret ve delaleletleriyle birlikte hikaye eder. Değişkeni deyişiyle değerin değişimi İŞ DE budur. İşte bu İNSANI hepimiz birbir yüzünü.. esması.. mezhebe.. mesleği ve meşrebiyle tanıyor, biliyor, belliyor ve öğreniyoruz. Yukarıda insan'ımın manevi YÜZÜNÜ görüyorsunuz... 01.10.2015





nsanı tanımada sadece bilim yok.. bilim yada funun dört etkinlikten biridir.. FUNUN ve hukuk ile hikmet ve san'at olsa olsa edebiyatın alt konuları olurlar.. Belagat.. kelam.. itikad.. gibi yüksek ilimlerin halka ve eşyaya dönük tecrübe ve akıl disiplinlerinden.. ilim ve lisandan yararlanacak.. ancak son sözü din söyleyecektir.. Din deyince elbette ilahi ve semavi olan kitabi dinler ve kaynaklarından söz ediyorum. Her ne kadar kültür olarak çağımızda edilgin ve müntesipleri manüple edilebilir görünüyorsa da bu geçici bir durumdur. Yer yüzü yine salih kulların yönetimine ve denetimine gececektir. Ancak bu salaha sağlayacak.. kemalat ve fazilet koşullarının sağlanması.. hayrat ve hasenet kurallarının işletilmesi.. ve böylece kuvvet ve hakk kutuplarının el ele vermesi ve böylece vahdet.. ittihad.. ittifak gibi unsunların gerçekleşmesi gerekecektir. İnşaallah.01.01.2015

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk