saraylar ve kuleler
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Genel
Forum Adı: Dünya
Forum Tanımlaması: Genel Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2385
Tarih: 09-Kasım-2024 Saat 07:15 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: saraylar ve kuleler
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: saraylar ve kuleler
Mesaj Tarihi: 11-Temmuz-2024 Saat 11:49
SARAYLAR ve KULELER
Sin.. ve Şın.. bazı insanlar dili ve bilimi kuran OLMAYAN özdeşlik ve nedensellik ilkelerine.. bazı insanlarda dini ve hukuk kılan BULUNMAYAN özgürlük ve amaçsallık ilklerine AĞIRLIK verirler.. olmayan özgürlükten SONSUZLUĞA geçiş.. ya da bulunmayan özgürlükten BAŞIBOŞLUĞU geçiş.. insanı rahatlatır.. bulunan ve olandan önceki ARAMA hiç akıllarına gelmez.. sonra kendinden önce hazır bulduğu platon ya da plotin varı akıl ve kalb uçurumlarında yapılandırılan saraylardan birisine yerleşerek başkalarını bu saraylara şimdi kule diyorlar.. çağırırlar.
Çoğu kimse yüzyıllar boyu rasyonalize ve sosyalize edilmiş politizeden kurtulamaz. Elbette bu da yetmez bu reel politizenin ideal ütopyasını sunar. Kafasını çuvaldan çıkaran birileri de bunun distopyasını kurar. Sorunu ve sorum ile konum ve yüküm insanın kendi seçimine kalmış.. onu kolundan tutup kendi cennetimize atmaya çalışmayalım.
İnsan çok yönlü ve yanlı bir var oluş.. çeşitli dengeleri ve türlü uyumları gerektiren bir yürüyüş.. ulaşması gereken erekleri ve erişmesi beklenen amaçları olan bir yolculuk.. bunlar bir filozofun ya da ideologun ya da bir dini liderin bitireceği bir iş değil.
Hatta kainatın çekirdeği sayılan son nebi bile sadece zamanı ve mekan disiplini getiren namaz ve diğer TEMİZLİK görevlerini göstermiş.. bu temiz nefis, akıl, kalb ve ruh sayflarını doldurmak İNSAN'ın kendisine bırakılmış yani tasfiyenin ardında tekmilin bütünlüğünü ve yetkinliğini sağlamak ona kalmış.
Yoksa köy enstitüleri ya da şehir klübleri ve sair kuleler ve saraylarla insana başkalarının biçim vermesi ona yakışmayan bir müdaheledir, diye düşünüyorum.
Fakat güce tapan ya da güçten korkan.. çıkara banan ya da çanak yalayan sıradan insanlar seçkinlerin yapılandırmalarına bayılırlar.
Gerçekten SEÇKİN olanlar ise düşünceleri farklılıkları ile bir arada olmasıyla çoğaldığını, arttığını.. çeşitlendiğini ve zenginleştiğini bilirler. Bu da bilgi ve inanç ile ifade ve teşebbüs özgürlüğünü sağlar.
Fakat tek tip totaliter zihniyetler ve otoriter sistemler bunu anlamazlar. Çünkü onların hedeflerine ulaşmak için acelesi bulunur ve bu yüzden türlülüğe ve çeşitliliğe katlanamazlar.
Bence artık öğretme değil öğrenmeyi öğrenme devri..
Saygılarımla.
OSMANZİYA
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Temmuz-2024 Saat 11:53
Değerli Kardeşim Yahya GÜVEN yazmış:
Ey insan oğlu inkâr etme yaradan seni eksiksiz mükemmel yaratmış.
Yürümek ve üstünde durmak için iki ayak,
Tutmak ve tutunmak için'de iki el vermiş.
Gövdenin üstünde baş, başın içinde düşünen beyin yerleştirmiş.
Konuşmak için bir ağız duymak için iki kulak vermiş.
Nefes almak için burun, görmek için iki göz vermiş.
Konuşmak için dil susmak için iki dudak, çiğnemek için'de otuz iki diş vermiş.
Beslenme sistemi vardır onu unutma;
Ağızdan giren ihtiyaç mide'de toplanır yemeği suyu hep beraber.
Ama ayrı ayrı çıkışları var, ibraz yolu ayrı, idrar yolu ayrı, ter yolu ayrıdır.
Bak mucizevi sisteme bir düşün, vücuttan çıkan idrar mekruh, ama ter makbuldür, biri aptes bozar, biri bozmaz, ikisi'de vücut suyudur.
Ben böyle sayar giderim, çünkü saymakla bitmez, ama sen okurmusun bilmem onun için burada keselim.
Yahya GÜVEN
10/07/2019
K.S.A
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Temmuz-2024 Saat 11:54
İNKÂR ETMEK NİYE
Bütün canlıları yaratan rabbim, her bir canlıyı başka başka ayrı ayrı şeklilde ne güzel yaratmış.
Bitkiyi çiçeği ağacı çalıyı, her bir çiçeğin kokusu, her bir ağacın meyvesi ayrı ayrı, denizde karada her bir yerde her şeyi.
Ve her bir canlıya kendine has ayrı bir yaşantı vermiş.
O kadar ayrı ayrı sınıflandırmış'ki, etten kemikten, ağaçtan bitkiden çeşit çeşit canlılar.
Her bir canlının yaşantısını kendisine özgü güzel ve ilginç kılmış.
Bütün bunların zenginliklerinden faydalansın diye, âdem'i, çamurdan tasarlayarak, bu kadar güzel bir tasarım ile, üstün seviyede donanımlı ve sistemli, harika bir kıvamda, nurunun nefesiyle can vererek, mükemmel harika bir eser ortaya koyarak, bizleri yani insanı yaratmış.
Ve canlı canlı hareket etmemizi, düşünmemizi akıl etmemizi sağlayan insanı üstün yapan, bütün canlılara rağmen, dünyayı bizim egemenliğimize vererek, en güzel yaşantıyı bizlere sağlayan, bu kâinatı yaratan gücü inkâr etmek niye.
Bu gücü inkâr etmek nankörlük'tür. Vesselâm.
Yahya GÜVEN
09/07/2019
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Temmuz-2024 Saat 14:39
Hahamın papazdan.. papazın hocadan pek fazla farkı bulunmuyor. Müşrik ve Münkir izafi bir kavram.. mason müslümanı tekfir eder.. marksist masonu tekfir eder.. sonra birbirlerinin münafığı olarak bir arada bulunurlar. Fetocu retocuyu tekfir eder.. retocu fetocuyu tekfir eder.. bunu sünni ve şii.. Kur'anci ve hadisci diye uzabilirsiniz.. asılını isterseniz kültürün olmazsa olmaz bileşeni olan dil ve dinden oluşan içine bulunduğumuz KÜLTÜR.. aklımızı ayb VE zyg İLE lyb VE ryb örter ve kalbimizi UCUBİYET ile perdeler.. ubudiyette uçar gider. Bu yüzden halife arz olan İNSAN projesi sürüncemede kalıyor.. sağlanamıyor ve Aliimran dördüncü ayette semavi dinlerin sahiblerini AZABI ŞEDİD içinde yaşatıyor. Sonuçta insan olmadan islam olmaz.. insan islam olmadan kurtulmaz. Hidayeti verip dalaleti satın alanlara da "Allahü yestehziu bihim ve yemuddühüm fii tugyanihim ya'mehun" uyarısı yapılıyor. osmanziya yontembilim.com.
Bu paylaşımı yapana bir başka müslüman MÜŞRİK demiş o da ona MÜNKİR demiş.. bende hepsini KAFİR dedim.. ama dini anlamda değil.. ilmi anlamda.. birbirine hoş görü göstermeyen otomatikman KAFİR olmuş olmaz mı.. hepimizi birbirimize SAYGI göstermek zorundayız.. kimse kimseyi zorla sevemez.. bu saatten sonra ilk kitap bende.. son kitap bende kavgası yapmanın anlamı kalmadı.. tarih sırasıyla üç kitabı TEK kitabta SEMAVİ KİTAPLAR adıyla toplasın akıllı müslüman zenginler.. bak nasıl FURKAN.. diğer kitaplara bir arada ORTAK ve ORTA yolu gösteriyor..
Musa bin Meyman isimli ünlü bir kimsenin görüşleri:
Tanrı tektir.
Tanrı ruhtur ve asla temsil edilemez.
Tanrı ölümsüzdür.
Dua sadece Tanrı'ya edilir.
İsrail peygamberlerinin bütün sözleri doğrudur.
Tanrı, dünyanın yaratıcısı ve koruyucusudur.
Musa, peygamberlerin en büyüğüdür.
Yasa ve töre Tanrıca .... 'ya verilendir, bunun dışında hiçbir yasa ve töre yoktur.
Bu yasa ve töre asla değiştirilemez.
Tanrı, insanların bütün düşüncelerini ve eylemlerini bilir.
Tanrı, buyruklarını yerine getirenlere armağan verir ve getirmeyenleri cezalandırır.
Tanrı, peygamberlerin bildirdiği Mesih'i gönderecektir.
Tanrı, ölüleri diriltecektir.
Bu görüşün hristiyan ve müslümanlardan farkı nedir ?
Dört nokta ile belirtilmeyen İSİM'dir.
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Temmuz-2024 Saat 00:46
siyah beyaz paylaşımı
Mantıksal Pozitivizm ve Metafizik:
Wittgenstein ve mantıksal pozitivistlerin nedensellik ve amaçsallığı metafizik olarak damgalaması doğru bir gözlem. Ancak, bu yaklaşımın kendisi de zamanla eleştirilmiş ve bilim felsefesinde önemli değişiklikler olmuştur. Örneğin, Popper'ın yanlışlanabilirlik ilkesi, bilimsel yöntemin anlaşılmasında yeni bir bakış açısı getirmiştir.
Özdeşlik İlkesi:
Özdeşlik ilkesinin "sadece insanın kafasında yer alan" bir kavram olduğu iddiası tartışmalıdır. Bu ilke, mantığın ve matematiğin temelini oluşturur ve doğa bilimlerinde de kullanılır. Ancak, kuantum mekaniği gibi alanlarda bu ilkenin sınırları sorgulanmaktadır.
Özgürlük Kavramı:
Özgürlüğün mutlak olmaması, onun varlığını tamamen reddetmek için yeterli bir neden değildir. Determinizm ve özgür irade tartışması, felsefede hala devam etmektedir. Compatibilism gibi yaklaşımlar, determinizm ve özgür iradenin bir arada var olabileceğini savunur.
Nedensellik ve Tanrı:
"Nedensellik diye bir ilke olsaydı Tanrı'nın da bir nedeni olması gerekirdi" argümanı, nedensellik ilkesinin evrensel uygulanabilirliğini varsayar. Ancak, bazı felsefi ve teolojik yaklaşımlar, Tanrı'yı nedensellik zincirinin dışında konumlandırır.
Amaçsallık ve Hedef:
Hedef ve gaye arasındaki ayrım önemlidir, ancak bu ayrımın net olarak yapılamaması, kavramların geçersizliğini göstermez. Dil ve kavram netliği önemlidir, ancak kavramların kullanımındaki zorluklar onların felsefik değerini tamamen ortadan kaldırmaz.
Tümel, Tikel ve Tekil:
Tekillerin tikel sayılması konusundaki eleştiriniz önemli. Ancak, bu kategorizasyon mantık ve dil kullanımı için bir çerçeve sağlar. Felsefe tarihinde bu kategorilerin yeterliliği sürekli sorgulanmıştır.
Çelişki ve Diyalektik:
Çelişkinin diyalektik materyalizme girmesi, formal mantıktaki çelişki kavramıyla karıştırılmamalıdır. Hegel ve Marx'ın diyalektik anlayışı, formal mantıktaki çelişki kavramından farklıdır.
Bilgi Kuramı ve Tutarsızlık:
Her cümlede tutarsızlık bulunması iddiası abartılı görünmektedir. Felsefi argümanlarda bazı belirsizlikler olabilir, ancak bu her zaman mantıksal bir hata anlamına gelmez.
siyah beyaz paylaşisim
osmanziya paylaşımı
Değerli Kardeşim, Hocaların ve yazarların Günlük Dilin Düz Yazısı (GDDY) ile konuları HAZIR açık ve seçik SEHİL yani anlaşılır olarak çözümlemeleri ve sorunları çözmeleri ve soruları yanıtlamaları öğrencilerini ve okuyucuları düşünme tembelliğine atıyor. Eğitimde böyle hazırlanmış müfredatlarla zihinler tembelliği alışıyor. Diğer taraftan yazılımların iki senede ve donanımların beş senede değişmesi gibi diğer bilgilerinde hızla değişmesi karşısında ikibin den sonra öğrenmeden öğrenmeye geçildi.. maalesef bu insanlar için değil makineler için oldu.. insanlar yine bilgileri internetin yerine geçecek YAPAY ZEKA ile hazır alacaklar.. sonuçta bizim artık BİLGİLERİ toparlayan zihinlere değil günlük dilin ve bilimsel bilginin üstünde çok yönlü ve yanlı konuları ve alanları olan felsefi dil ve dini dil arasında ortak bir "dil"e ihtiyacımız bulunuyor. Bunun için sizi halkın anladığı GDDY değil analatik düzlem üzerinde kavramsal tasarım yaparak bilgilerin resmedildiği YBA e çağırdım. Sağlıcakla kalınız. osmanziya 12.07.2024
osmanziya paylaşimi
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 15-Temmuz-2024 Saat 16:46
Bir arkadaş demiş:
..15 TEMMUZ DA
-Tankın egzozuna tişört tıkayan ABİ'YE,
-Kamyonuyla adam taşıyan ABLA'YA,
-Mahsulünü yakıp uçaklara engel olan AMCA'YA,
-Oyuncak kamyona bayrak takan KARDEŞİM'E,
-Tankı motosikletle kovalayan ARKADAŞIMA,
-Terlikle tanka vuran TEYZE'YE,
-Çatıdan jete atlamaya çalisan GENÇLER'E,
-Jete islik calip "gel lan buraya" diyen YİĞİT'E,
-Tank kapağını taş motoruyla kesen USTA'YA,
-Tanktan çıkardıği askere sarılan POLİS'E,
-Jetler kalkmamasi icin depoları boşaltan PİLOT'A,
-Kamyonları tırları kışla kapısına çeken ŞOFÖR'E
-Minârelerden Selâlar Okuyan HOCA'YA.
-Meydanlarda dua eden HACI'YA,
-Evinde gözyaşı döken BACI'YA,
-Vurulan bacağını kemerle boğan DAYI'YA,
-Vatanı için canını veren Tüm ŞEHİDLERİMİZE..
- Ömer Hâlis Demir'lere..
-Velhasılı Yüreğinde zerre vatan sevgisi olan HERKESE,
>>>>>>>>>>>SELAM OLSUN🤲🤲🇹🇷🇹🇷
Nazif Çalıkoğlu
Yerli ve Milli Felsefeci
Vatan kutsalımızdır..
Fetö ve avanelerinden korkmak yok..
Dik duracağız..
Darbelere karşı olmalıyız.
Şehidlerimize rahmet diliyorum
bende dedim ki:
Güzel bir hatırlatma.. ancak bölücülüğe gerek yok Değerli Kardaşım.. ilim adamı ayrıştırıcı olmaz insanları (özneleri).. onun işi nesnelerle ve kimselerledir. 15.07.2024 16:46
|
|